Giriş yapmadınız.

1

08.07.2005, 22:31

Çözemediğimiz bir mesele

"ınsanın çekirdeği olan kalb, ubudiyet ve ihlâs altında ıslâmiyetle iska edilmekle imanla intibaha gelirse, nurânî, misâlî âlem-i emirden gelen emirle öyle bir şecere-i nurânî olarak yeşillenir ki, onun cismânî âlemine ruh olur. Eğer o kalb çekirdeği böyle bir terbiye görmezse, kuru bir çekirdek kalarak nura inkılâp edinceye kadar ateşle yanması lâzımdır."(mesnv. 100)

DEğERLı ABıLERıM VE KARDEşLERıM. yukarıdaki paragrafla ilgili fikirlerinizi yazmanızı rica ederim.
Özellikle son cümlede ne kastediliyor ?
Aşağıdaki paragraf yukarıdaki paragrafla ilişkilendirilebilir mi? Aynı şeyden mi bahsetmekteler? Fikirlerinizi yazmanızı rica ederim. Teşekkürler.

"ışte, aynen onun gibi, insanın mahiyetine, kudretten ehemmiyetli cihazât ve kaderden kıymetli programlar tevdî edilmiş. Eğer insan, şu dar âlem-i arzîde, hayat-ı dünyeviye toprağı altında, o cihazât-ı mâneviyesini nefsin hevesâtına sarf etse, bozulan çekirdek gibi, bir cüz’î telezzüz için, kısa bir ömürde, dar bir yerde ve sıkıntılı bir halde çürüyüp tefessüh ederek, mesuliyet-i mâneviyeyi bedbaht ruhuna yüklenecek, şu dünyadan göçüp gidecektir. Eğer o istidad çekirdeğini ıslâmiyet suyu ile, imânın ziyâsıyla, ubûdiyet toprağı altında terbiye ederek evâmir-i Kur’âniyeyi imtisâl edip, cihazât-ı mâneviyesini hakiki gàyelerine tevcih etse, elbette âlem-i misâl ve berzahta dal ve budak verecek ve âlem-i âhiret ve Cennette hadsiz kemâlât ve nimetlere medâr olacak bir şecere-i bâkiyenin ve bir hakikat-i dâimenin cihazâtına câmi’ kıymettar bir çekirdek ve revnaktar bir makine ve bu şecere-i kâinatın mübârek ve münevver bir meyvesi olacaktır." (sözler 291)

2

09.07.2005, 09:24

iki paragraftanda ayni dersi cikarmak mümkün, ihlas ile kalbin yeşereceğine işaret ediyor.. Bu dersi, terbiyeyi almayaninda, alacagina güne kadar ateşle yanmasi haktir diyor. Zaten o terbiyeyi almayan kalb, güllük gülistanlik olsada ateş içinde yaniyor demektir. Yanmak için ateşin içinde olmak gerekmiyor. O nurdan uzak olmakta bir yanmaktir.
Yâre açik Yâre, Yâre açmaya Yâre ne hacet Feryadim duyulur asikâre dile dökmeye ne hacet
Güllerim döndü hare, hare küsmeye ne hacet Dil avare dudak biçere parelenmeye ne hacet

3

23.12.2008, 19:49

Re: Çözemediğimiz bir mesele

Alıntı sahibi ""oruc_04""

nura inkılâp edinceye kadar ateşle yanması lâzımdır."(mesnv. 100)



Bu kısmı açmak lâzım.. :?:

dide_nur

Orta Düzey

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

4

23.12.2008, 21:13

Alıntı sahibi ""oruç_04""

ınsanın çekirdeği olan kalb, ubudiyet ve ihlâs altında ıslâmiyetle iska edilmekle imanla intibaha gelirse, nurânî, misâlî âlem-i emirden gelen emirle öyle bir şecere-i nurânî olarak yeşillenir ki, onun cismânî âlemine ruh olur. Eğer o kalb çekirdeği böyle bir terbiye görmezse, kuru bir çekirdek kalarak nura inkılâp edinceye kadar ateşle yanması lâzımdır."(mesnv. 100)


Burada Bediüzzaman,ınsanın çekirdeği olan kalbin 1-ubudiyet ve ihlasla bezenmiş bir islamiyet suyuyla sulanması gerektiğini 2-daha sonra imanla intibaha gelmesi gerektiğini vurguluyor.

Bir tohumun nasıl yeşerdiğini düşünelim.Önce ona hayat verecek bir su ile sulanır ve bir ziya ile nurlandırılır.Daha sonra "ol der oluverir" emriyle misali ve nurani olan Alem-i emirden çıkar şehadet aleminde bir ağaç olarak içine derc edilmiş program ve fihriste ile yeşermeye başlar.

ışte insanoğlu da kainatın bir meyvesi olarak yaratılmış ve kalbi bir çekirdek gibi derc edilmiş.ıslamiyeti suya benzeten Bediüzzaman bir kalbin bu su ile beslenip ve imandan aldığı nurla intibaha gelmesi gerektiğini söylüyor.Daha sonra ise tıpkı alem-i emirden gelen bir tohumun şehadet aleminde cismani meyvedar bir ağaç olması gibi kalp de bu su ve ziya ile o alemden aldığı emir ile insanın cismani aleminde bir ruh olarak yani meyveli bir ağaç olarak inkişaf edeceğini söylüyor.


Gelelim son cümleye.Bence zaten asıl ince mesele burda.Dikkatinizi çekerim ki Üstad burda ıslamiyet suyu ile sulanmayan bir kalbin nurlanma yolunu ikinci alternatif olan suyun tam aksi mizacına sahip ateşle olmasından bahsediyor.Demek bu kalbin nurlanması için ya su lazım ya ateş.Yani ya islamiyet ya da dalalet.Peki islamiyet suyu anlaşıldı peki dalalet nasıl oluyor diyeceksiniz.ışte o da şöyle oluyor ki ıslamiyetin suyuyla ferahlanan bir kalp daima yeşermeye yani inkişaf etmeye devam ederken Cenab-ı Hakkk bu terbiye yolunu tercih etmeyenlerin kalbini de dalaletin verdiği ateşle yakarak uyarıyor.Bu da ta ki yine Üstadın tabiri ile kalbi ancak kalbi ölünceye kadardır.Aslında yine yanması dahi bir merhamet örneği.

Bunlar benim naçizane fikrim.Yanlışım varsa düzeltin lütfen.aslında bi düşüncem daha vardı da onu yazmayaım dedim.Belki biraz garip kaçar

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

5

01.01.2009, 04:34

Konuyu acan ve fikirlerini paylasanlari selamliyorum.
dide_nur`un paylasimi cok guzel...

Son kisimda,ifadenin yer alis tarzi "yanan her kalp nura inkilap eder" manasindan ziyade "ubudiyetsiz,ihlassiz vede islamiyetsiz bir kalp,eger nura muteveccih ise,sectigi o batil yoldaki elemlerle yana yana nura inkilap eder" manasini izhar edebilir.Cunku cumlenin sonu "lazimdir" ile bitmekte.
"Eger o kalb çekirdegi böyle bir terbiye görmezse, kuru bir çekirdek kalarak nura inkilâp edinceye kadar atesle yanmasi lâzimdir."

Tipki,gunahlarimizin sonu(cu)nda cektigimiz elemlerin kalbimizi yakmasi ,nuru arayan kalpleri(mizi)n,bu yanma vesilesiyle ubuduyetini,ihlasini ve islamiyetini takinmasi gibi...


Ben Risale-i Nur`a vakif birisi degilim.O yuzden yazdiklarimi kalbimize koymayalim.

dide_nur

Orta Düzey

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

6

01.01.2009, 12:13

Allah razı olsun.Tamamlayıcı güzel bir açıklama getirmişsiniz.ınşallah fikirlerin imtizacından daha fazla istifadelenme olacakdır.

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

Bu konuyu değerlendir