Bu tahkikattan sonra zannederim anlaşıldı ki, Hz.Mehdinin kendisi bizzat iman vazifesini yapacağını, fakat üç vazifeden hayat ve şeriat dairelerine ait vazifelerin, Hz. Mehdinin cemaatindeki şahs-ı manevi tarafından görüleceğini, dolayısıyla hem üç vezaifin birden ifasının adetullah kanunlarına muvafık olmaması, hem iman hizmetinin başka maksadlara alet olmadığı umumun nazarında tahakkuk etmesi, hem üç vazifenin iktiza ettiği hal, birbirini cerh etmemesi pek uzak adeta kabil olmaması gibi yukarda Üstadımızın izah ettiği hikmetlerden dolayı, kendisi değil, belki cemaatindeki şahs-ı manevi tarafından ikmal edilecek fakat imana nisbeten ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalan sair vezaifin görülmesine mukabil, "tâ âhir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Mehdî ve şakirtleri Cenab-ı Hakkın izniyle gelir, o daireyi genişlettirir ve o tohumlar sümbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah'a şükrederiz" demesi gayet makul ve mutabıktır..
Yani hayatın geniş dairesinin sahipleri -Hz.Mehdinin şakirdleri- ilerde yapacakları vezaifi, kabrimizde görüp şükrederiz diyor bundan daha makul ve açık bir ifade olabilir mi?.. Mehdi gelir demesinin hakikatını ise daha önceki yazılarımda da vurgulamıştım ki, eserleriyle ve icraatiyle umuma zahir olacaktır.. Evet "Çiçekler baharda gelir.. Öyle kudsî çiçeklere zemin hazır etmek lâzım gelir.."
Bu mevzuda Üstadımızın kullandığı ifadelerin hakikatını başka tarzda anlayan kardeşlerimize gelince, zannederim onları aldatan ve galat ı hisse sebebiyet veren, Risale i Nuru tefekkür ederken cüz'deki manayı küll'de göremediklerinden, yani Risale i Nuru külliyat olarak değil de, cüzi kelimeler yahut cümleler üzerinde anlamaya çalışmalarıdır..
Halbuki daha önce de ifade etmiştik. Küll'de olan hassa cüz'de yoktur.. Yani bir meseleyi anlamaya çalışırken, Risale i Nurun mecmuunu beraber nazara alıp, söz sarfetmek gerektir.. Yoksa cüz'de kalır, bazen ondan geçemez, boğulur.. Zira hakikat ı mutlaka, mukayyed enzarla ihata edilmez.. Kur'an gibi bir nazar ı külli lazım ki ihata etsin.. Bundan şahsıma bir hisse vermek değil belki Risale i Nuru, küll ve külli olarak tefekkür etmek gereklidir diye bir hakikata nazarları çevirmek istiyorum.. Aksi halde insan bulduğu manayı asıl, sairlerin istifadesini tebei olarak kabul edip, hakikatın keşfinde tam muvaffak olamayacağını 24.Sözün İkinci Dal'ında, hem 25.Sözdeki gavvas dalgıçlar meselinde izah etmişler..
Gerçi bir parça uzun oldu fakat ehemmiyetine nisbeten kısadır..
Umuma selam..
Levent Bağ...