Birgün yanıma parlak birkaç genç geldiler. Hayat ve gençlik ve hevesât cihetinden gelen tehlikelerden sakınmak için tesirli bir ihtar almak isteyen bu gençlere, ben de, eskiden Risâle-i Nur'dan meded isteyen gençlere dediğim gibi, dedim ki:
Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zâyi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyâde belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i ıslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve nâmusluluk ve tâatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.
Muhterem aziz arkadaşlar ağabeyler ablalar bildiğiniz gibi Bediüzzaman hazretleri eserlerinde veciz cümleler kullanmakta .her cümle bize geniş ufuklar göstermekte bugün bu kısmı okurken parlak genç tabiri dikkatimi çekti üzerinde düşündüm .Bediüzzaman hazretleri bu parlak genç tabirini neden kullanmıştı oysaki günümüzde bu tabir byığıı terlememiş ve sakalı henüz çıkmamış sahıslar için kullanılmakta. Bedizzaman hazretlerince bakışla bakarsak parlak genç tabiri nedir parlak olmayanlar kimlerdir ne gibi vasıfları vardır bu konudaki düşüncelerinizi bekliyorum
Muhterem Karatoprak kardeşim;
Üstad Hazretlerinin burada bahsettiği gençlerden biri bildiğim kadarıyla bugün bizim Abdullah Ağabey dediğimiz Abdullah Yeğin ağabeyimizdir. Henüz o dönemde Lise öğrencisi olan Abdullah Ağabeyimiz bir kaç arkadaşıyla Üstad'ı ziyaret edip, yukarıya aldığınız bölümdeki sualleri sorarlar. Üstad da onlara nasihat eder.
Burada geçen
"parlak genç" tabiri hem sizin de işaret ettiğiniz gibi daha bıyıkları terlememiş, sakalları çıkmamış derecede genç olduklarını anlatmak için olduğu gibi; sanırım bir başka mecâzî ma'nâsı da inanç yönünden temiz, zamanın eğitimcilerinin etkisi ile henüz kalpleri kararmamış, bozulmamış, ışıltısını yitirmemiş gençler olduğunu da ifade ediyor olabilir diye düşünüyorum.
Allah'a emanet olunuz.