“Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına,
kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına;
dünya kendisine güldüğünde, takvayı elden bırakıp bırakmadığına
(menfaat anındaki tavrına) bakıp öyle değerlendirin”
Kenzul-Ummal, h. No: 8435
“Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın.
Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar.
Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz”
(a.g.e, h. No: 8436)
***
Sual : "Bazı nas, senin gibi mana vermiyorlar. Hem de bazı Jön Türklerin a'mal ve etvarı pis tefsir ediliyor.
Zîra, bazısı Ramazan'ı yer, rakı içer, namazı terk eder. Böyle, Allah'ın emrinde hıyanet eden, nasıl millete sadakat edecektir?"
Cevap : Evet, neam, hakkınız var.
Fakat, hamiyet ayrı, iş ayrıdır.
Bence, bir kalb ve vicdan fezail-i ıslamiye ile mütezeyyin olmazsa, ondan hakîki hamiyet ve sadakat ve adalet beklenilmez.
Fakat iş ve sanat başka olduğu için, fasık bir adam güzel çobanlık edebilir; ayyaş bir adam, ayyaş olmadığı vakitte iyi saat yapabilir.
ışte şimdi salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler, vezaife kifayet etmezler.
Öyle ise, ya maharettir veya salahattir.
Sanatta maharet ise, müreccahtır.
Beyanat ve Tenvirler | Beyanat ve Tenvirler | 93
Burada maharet kesin tavsiye midir?
"Ya", "veya" tabirleri iki ayrı tercih hakkı tanımış sanki..
Ve: fezail-i ıslamiye ile mütezeyyin olmazsa, ne demektir?
Nedir hakîki hamiyet ve sadakat ve adalet ?