şeriat getirmeyip, insanları hakikatlarının gereğini yaşamaya davet edenlere “Rasûl” denilmiştir!
Nitekim Kur’ân-ı Kerim'de yalnızca Nebiler için değil, melekler için de "Rasûl" tâbiri kullanılıyor... Melekler de "ALLAH'ın Rasûlleri” olarak geçiyor. Zaten o yüzden biz, "Cebrâil Aleyhisselâm" diyoruz.
"Aleyhisselâm" tâbiri kime kullanılır...?
Nebi; Dini yani sistemi anlatarak , insanların ölümötesi gerçeklere hazırlanması için görev almış kişidir!
Yeni emirler getirmeksizin,daha evvel gelmiş olan emirleri tebliğ eden, “Nebi”dir.
Nebiler, kendi hakikatlarını bilerek, geldikleri toplumların yaşam düzeylerine göre bir ileri basamağı öneren görevli zâtlardır...
Nebi ,bütün bu varlık âleminin tasarrufunun ötesinde,beşere ilâhi hükümleri tebliğ ederek,ilâhi mânâları açıklayarak,Allah’a vâsıl olmalarını temin yolunda çalışma yapar..
Nebi âlemin ve varlığın hakikatına,aslına ermiş olarak insanları Allah’a davet durumuna girer.
Toplumla ilgili hangi işlevler “nübüvvet” kapsamında ise, o işlevlere işaret edilirken Kur’ân-ı Kerim’de, “nebi” kelimesi kullanılmıştır
Her “Nebî”, her “Rasûl” ve her “Velî” varlığını “Velâyet” hakikatından alır..
Her “nebi” zâhiri itibariyle “nebi”, bâtını itibariyle “velî”dir.
Bir diğer tanımlama ile, şeriat getiren “veli”lere “nebi” denilmiştir!
“Nebi”lerin bazıları aynı zamanda “Rasûl”dür...
"Nübüvvet", Alemlerin rabbı olan Allah`ı bilip, O`nun dilediğini "insan"lara tebliğ ile görevlenmektir.
Toplumla ilgili hangi işlevler “Nübüvvet” kapsamında ise, o işlevlere işaret edilirken Kur’ân-ı Kerim'de, “Nebi” kelimesi kullanılmıştır.
“Nübüvvet” görevi dünya yaşamıyla ilgili bir görevdir ve “nebi”nin âhıret yaşamına intikâliyle son bulur... Esasen “nübüvvet”, “hatemin nebi” olan Muhammed Mustafa ile son bulmuştur; ondan sonra kıyâmete kadar başka “nebi” gelmez."Nübüvvet" işlevi bitmiştir!.
“Nebi”lerin bazıları aynı zamanda “Rasûl”dür... “Risalet” işlevi olan “Rasül”lük ise kıyâmete kadar geçerli bir görevdir.
“Nebi”lik geçicidir; “Rasûl”lük” ise asâletendir ve dünyadan ayrılmakla son bulmaz, zira kendini tanımanın sonu yoktur ve dolayısıyla bu işlev sonsuz devam eder “Rasûl”ler için... Bu yüzdendir ki bizler, ıslâm Dinini kabul ve tasdik anlamında ifâde ettiğimiz “Kelime-i şehadet”te Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ın “Rasûl” oluşuna şehadet ederiz; ki bu onun sonsuz işleviyle ilgilidir. Bu yüzden “Abduhu”dan sonra “Nebiyyihu” değil, “Rasûluhu” deriz..
risaleforum'dan.