Giriş yapmadınız.

1

13.10.2008, 15:56

Karıştırıcılara Cevap

Nereden çıkıp, kimin tarafından çıkarıldı ise, son zamanlarda Risale-i Nur forumlarını dolaşarak Nur Talebeleri arasına nifak sokmaya, Nur’a yeni yeni intisap eden genç kardeşlerimizin akıllarını karıştırmaya çalışan birilerinin üstelik te bunları Risale-i Nur Hizmeti adına yaptıklarını iddia etmeleri, Nur Hizmeti’nin her devirde olduğu gibi, hâlen de yıpratılmaya, engellenmeye çalışıldığının ve bu engellemelerin hiçbir zaman bitmeyeceğinin açık delilleridir.

Görülüyor ki bu kişiler, Nur Cemaatleri’nin bölünmüşlüğünden memnun ve mesrûr, ittifakından huzursuz ve menfur olan mihrakların temsilci veya uşaklarıdırlar. Ağababaları tarafından kendilerine verilen vazifeyi yerine getiren ve bunu yaparken de her yolu mübah gören bir anlayış sergilemektedirler. Forumlara girip Risale-i Nur’dan bölümler ekleyerek kendilerini Risale-i Nur’a vâkıfmış gibi gösterip genç kardeşlerimizin gözüne girmeye çalışmakta, daha sonra kullanmak niyetiyle bazı konularda tahşidat yaparak muhataplarını tahşîd ettikleri mevzûlarda suçlamanın hazırlığını yapmaktadırlar. Öyle densiz ve öyle pervasız hareket etmektedirler ki, yazdıkları yazılarda ve iddia ettikleri konulardaki tutarsızlıkları, tenakuzları bile görememektedirler. Aslında böyle bir dertleri de yoktur. Zira dertleri bir fikri işlemek, olgunlaştırmak, yerleştirmek değil; sadece kafaları karıştırmak, fikirleri bulandırmaktan ibarettir. . Meselâ bir forumda girdikleri “münafıklık” bahsinin, bazı üyelerin gayretleri ile kendi aleyhlerine dönmesi neticesinde arkalarına bakmadan kaçmaları bunun en bariz göstergelerinden biridir.
şimdi yukarıdaki güya tespit ettikleri hususlara bir bakalım:

1. Birinci maddedeki ifadelerini zaten kabullenmiyoruz. Nur Talebesi Ağabeylerimiz’in böyle bir tebligatı olacağına inanmıyoruz. Zira o muhterem insanların böyle bir yola tevessül edeceğini hiçbir mantık kabul edemez. Bu yol ağabeylerin değil, bozguncu Ergenekon zihniyetinin yoludur.

2-risale-i nur hizmet şartlarını belirtmişleridir

Risale-i Nur’un hizmet şartları bizzat Üstadımız tarafından zaten tespit edilmiş ve Zübeyir Ağabey’in de hayatta olduğu zamanlarda “Hizmet Rehberi” adıyla tab edilerek Külliyata dahil edilmiştir.

3-risale-i nura şerh yapılmaz

Bu iddiaya kargaları bile güldürecek çok kısa bir cümleyi bizzat Risale-i Nur’dan buraya dercediyoruz.

"Aziz, sıddık kardeşlerim,

Onuncu şuâ namında yazdığınız Fihristenin ikinci kısmı bana şöyle kuvvetli bir ümit verdi ki: Risale-i Nur, benim gibi âciz ve ihtiyar ve zayıf bir biçareye bedel, genç, kuvvetli çok Said'leri içinizde bulmuş ve bulacak. Onun için bundan sonra Risale-i Nur'un tekmil-i izahı ve haşiyelerle beyanı ve ispatı size tevdi edilmiş, tahmin ediyorum.
(Kastamonu Lâhikası)

4-risale-i nura ait bilgiler içinden çıkarılmaz yahut mahrem olanlar içine dahil edilmez

Risale-i Nur’a ait bilgilerin içinden çıkarıldığını hiçbir yerde duymadık. Mahrem olanların dahil edilemiyeceğine dair olan iddianın ise :
Bizzat vâris ağabeylere ait olduğu iddia edilen mektubun altında ismi dercedilen Badıllı Ağabey’in mahrem “Tılsımlar” mecmuasını yayınlamış olması, “vâris ağabeylere ait bir mektup” iddiasını kökünden çürütmektedir.
Diğer maddelerin ise zaten hiçbir hakikatinin olmadığı ve “ağabeylerin çok şey söylediği” intibaını uyandırmaktan başka bir gayesi olmadığı açıktır.

Nur Forumlarına karşı serdedilen güya forum sorumlusu kardeşlerin fikirlerini çürüten iddialarsa zaten başlı başına içine düştükleri tenakuzları setredemediklerini açıkça gösteriyor.
Zavallılar o kadar perişan duruma düşmüşler ki, iddialarına destek olsun diye Kemalistlerin taktiğine baş vurmayı bile ihmal etmemişler. Mustafa Kemal’e iddialarını ispat için sarılmaktan geri durmamışlar… şu sözlere bakın:

5- Hakkınızda hukuki işlem yapılacaktır deniliyor halbuki sizler Mustafa kemal gibi Türkiye cumhuriyetinin kurucusuna deccaldır derken devlet bu sözünüz yüzünüzde sizi mahkeme etmiyor bu sözününüz ve iddanızında yalan olduğu risale-i nurca sabittir. Böyle bir tehdir sizin demokrasi anlayışınızı gösterir.

Sizin anladığınız Nur Talebeliği bu mu? Bakın eğer ben bu forumların yöneticisi olsa idim sizin şu yukarıdaki hezeyanınızı allar-pullar bütün Nur Forumlarında yayınlardım. Bu maddeden daha açık sizin münafıklığınızı ortaya koyan delil bulunamaz çünkü.

ımdi; bu tür asılsız iddia ve şayiaları yayarak, Nur Talebeleri’nin aralarına ihtilâf sokmak; genç nurcuların kafalarını karıştırmaya çalışmak ancak ve ancak Risale-i Nur düşmanı Ergenekon uşağı münâfıkların işi olabilir. Her fevkalâde dönemde Nur Talebeleri’ni bölüp parçalamaya alışmış sinsi fesat şebekeleri mensuplarının bu gün de boş durmayacaklarını zaten biliyoruz.
Özellikle Muhterem Sungur Ağabeyimiz’in son zamanlarda Yeni Asya Camiasına karşı göstermiş olduğu yakınlığı hazmedemeyen, bu vesile ile Nur Talebeleri’nin yeniden ittifak haline dönmeleri ihtimalini bertaraf etmeye çalışan mihrakların, yıllaaar öncelerinin ihtilâflarını bu günün hadiseleri imiş gibi yeniden gündeme getirmelerini çok da yadırgamıyoruz. Herkes tıynetinin gereğini yerine getiriyor. Bizim endişemiz yalnızca hizmete yeni dahil olan genç kardeşlerimizin zihinlerinin bulandırılmasıdır. ınanıyoruz ki, onlar da bu vesile ile Risale-i Nur’un ne kadar düşmanı olduğunu anlayacak ve bu münâfıkların oyunlarına gelmeyecektir.
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

2

13.10.2008, 16:26

Abim ben ellerimi ovuşturuyorum. Zira, böyle bedbahtlar ne zaman zuhur ettilerse devamında bir hayır geldi.

Ben de görüyorum ve hissediyorum ki, bu türden hareketler Nurcuların ittihadına ve belki ittifakına netice verecek. Emareleri yakında gözükecektir.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

13.10.2008, 17:45

Yazdıkları tutarlı değil, Üstad'ın, Kur'an'a tercüme yoluyla sataşmak isteyenlere karşı uyarmak için yazdığı kısmı, meâl koymak yasak diyerek Yeni Asya'ya karşı kullanmalarıyla başlayıp, M.Kemâl'i aklama gayretiyle devam ediyor, bu gayretle şualardan alıntılar yapıyorlar. Halbuki meselenin aslı şudur, 5. şua'daki tefsir 1908'de yapılmıştır, o zaman daha M.Kemâl yok ortalarda, tanıyan kaç kişi var?

Ardından 1940 gibi Üstadı yargılamaya kalkıyorlar, sen dini onun aleyhinde kullandın diye. Üstad demeye getiriyor ki, ben zamanında elbise dikmiş bırakmışım, üzerinden vakit geçtikten sonra, sen ona, o elbiseyi layık gördüysen, suçlu sensin. Suçun isnadı ve işlenmesinin iddiası arasında kronolojik de ikilem var, Üstad da bu taktik ile suçlamaları düşürüyor. şimdi bu bir avukatlık hüneri iken, M.Kemâl'i aklama gayretine dönüşmüş. şimdi buraya bir bakalım, bir başka başlıkta şöyle yazmışım baya bir vakit evvel:

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Üstad, hem de ısmet ınönü'ye, bakın nasıl demiş:
Reisicumhura gönderilen istidanın zeylidir ki, mecbur oldum yazmaya.

Bana hücum eden garazkarların en esaslı sebebi, Mustafa Kemal in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar. Ben de o garazkarlara derim ki:
Ölmüş gitmiş ve dünyadan ve hükumetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir hadis-i şerifin ihbarıyla Kur’ân a zararlı öyle bir adam çıkacak dediğimi ve sonra Mustafa Kemal o adam olduğunu zaman gösterdi.............
..................

Evet, çok emarelerle bildik ki, bana hücum edenleri tahrik eden, Mustafa Kemal e itirazımdır ve ona dost olmadığımdır. Başka sebepler bahanedir. Bunun için mecbur oldum ki, o muarızlarıma derim:

O, beni taltif etmek ve bütün vilayat-ı şarkıyeye vaiz-i umumi yapmak için, Ankara ya istedi. Ben oraya gittim. Bu gelen üç madde, beni, onun dostluğundan vazgeçirdi. Yirmi sene inzivada azap çektim, dünyalarına karışmadım.

Birinci madde : Bir hadis-i şerifin, ahir zamanda an anat-ı ıslamiyenin zararına çalışacak diye haber verdiği adam bu olduğunu ef aliyle göstermesidir. Ben, otuz altı sene evvel o hadisi tefsir etmiştim. Aynen bu adama manası çıkmış. Mahkemedeki müdafaatımın üçüncü esasında izahı var.



Kur'an meâline dönersek, Arap olmayanlar bu kitabı anlamayacaklar mı? Herkes Arapça öğrenemez, öğrenmeye kalksa bile takat yetiremez, ayrıca o zamanki Arapça ile bugünki arasında fark var. Yani Arapça anadili olanlar da, tefsirden faydalanmak zorunda Kur'an'ı anlamak için.

Ama Kur'an'ı çelişkili göstermek için tercüme etmeye çalışanlar, orjinalini yasaklamaya kalkanlar da oldu, biliyorsunuz onları, ezanın da Arapçasını yasakladılar hani... Milletin imanını sarsmak için böyle bir katakulli planlandı. Zaten Arapça öğrenmeyi bırakın, alfabesini öğrenip, seslendirmek, yani tilaveti bile y asaktı.

Böyle meseleleri bilerek birbirine karıştıranlara ne denir? Cerbeze yapıyorsun denir. Buna da hakikat gibi inanarak yapana ne denir peki? Hezeyan savuruyorsun.

Forumu taciz ederken yazılanlara cevap yazılır, ama onlar o vakte değecek adamlar değil. Çünkü niyetleri farklı.

Ben hakkımı helâl etmiyorum, beni ve diğer yöneticileri 1.5 ay uğraştırdılar, hele geçen ay, ramazan vaktiyken ve ben vakit sıkıntısı yaşarken.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

4

13.10.2008, 17:46

Allah razı olsun osmanoğlu ağabeyim.Demek oluyor ki son oyunları oynuyorlar ve kendilerini muhafaza etmeye çalışıyorlar.Çok gülünç bir vaziyetteler esasında.

5

14.10.2008, 18:16

Re: Karıştırıcılara Cevap

Alıntı sahibi ""osmanoğlu""


Görülüyor ki bu kişiler, Nur Cemaatleri’nin bölünmüşlüğünden memnun ve mesrûr, ittifakından huzursuz ve menfur olan mihrakların temsilci veya uşaklarıdırlar. .


Abi biz bölünmedik. ıttifak halindeyiz. şöyleki; Mesela, Halıkımız , Mabudumuz bir, Peygamberimiz bir, dinimiz bir, kıblemiz bir, Kitab'ımız bir, bir.Sonra devletimiz bir, memleketimiz bir.

Sonra Mesleğimiz bir, sözümüz bir, Risale-i Nur'umuz bir.

Ancak; "Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirler bulundukları hâlde, şikak ve nifâka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercih edip mü'mine karşı hakikî adâvet etmek ve kin bağlamak, ne kadar o rabıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbab-ı muhabbete karşı bir istihfaf ve o münasebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i'tisaf olduğunu, kalbin ölmemişse, aklın sönmemişse anlarsın."

nüktesinden anlaşılacağı üzere ehemmiyetsiz dünyaya ait bir takım meseleler yüzünden ittihadı kaybettik. Farklı fikirlere, huy ve karakterlere tahammülsüz kalıp, hadsizcesine, meslekten tard etmelere kadar vardırmalar oldu.

Ama iletişim geliştikçe, uzak yakınlaştıkça, daha çok Nur talebesi biri biri ile temas ettikçe ittihadın Nurlu yüzü ufukta gözüktü.

ışte bunun alametini gören cenahlar, Nurcuların ittihadının Alem-i ıslamda atom bombası tesiri göstereceğinden ürküp böyle pervasızca, eblehane oyunlara cüret ettiler. Ama "Allah bu dini münafıkla da ihya eder" kaidesince inşaallah ıttihad-ı Tam arzusu yüksek sesle zikredilmeye başlandı.

şu taaruzu bayrama çevirme zamanıdır. Cismimiz küçük, vazifemiz büyüktür.

Haydi!

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

6

19.10.2008, 13:38

Alıntı sahibi ""Abdulbaki""

Allah razı olsun osmanoğlu ağabeyim.Demek oluyor ki son oyunları oynuyorlar ve kendilerini muhafaza etmeye çalışıyorlar.Çok gülünç bir vaziyetteler esasında.


hakikaten gülünçler aslında bizde biraz gereksizce ciddiyete alıyoruz bunları. çünkü bunlar da muhtemelen kıyamete kadar yasayacak olusumlar.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir