Kardeşim, bir yolun hakk yol olduğunu kusurdan hali olmayan zatlar mı belirler yoksa her kusurdan Münezzeh Allah'ın Kur'an' da verdiği metodlar mı?
Ben biraz önce de demistim. Ehl-i Sünnet yalniz bir insanin yada bir Zat'in Kanaati degil! Bir ifadeyi diger Ulema da tasdik eder.
Hem benim bahsettigim Mahmud Efendi ve Mezil Seyhi. Kendileri bizzat Hallidiye, yani Mevlana Halidin ra. yolundan gidenler. Ben Evliyalardan bahsediyorum, zahiri Ulemadan degil.
Bu gibi Zatlarin silsileri hala duruyor, yani manevi cihetde hem Imam-i Rabbani, hem Abdulkadir Geylani hz. ile görüsebilir Allahin izini ile.
Mahmud Efendi yüzlerce Ulema yetistirdi. Bence en dogrusu Ehl-i Sünnet Ulema ve Evliyalara sormak gerek.
Kur'an pek çok kez "akletmez misiniz, düşünmez misiniz buyurmuş" Acaba akletmek bir şeyhin aklını başına takmak mıdır? Yoksa bir şeyhin söylediklerini Kur'an metodları ile ölçmek midir?
Düşünmek ile keşf edilecek bir mesele degil. Böyle meselerde nakl akildan üstündür. Ehli- Sünnet böyle hareket eder.
Herseyi akila biraksan Mütezililerin yoluda mantikli sayilir. Ama bildigimiz gibi degil.
Faraza Mahmud Efendi veya Seyda dese "Risale-i Nur hakktır" ben onlara tabi olsam dahi sukut ederdim. Red etmezdim. Ama kabul de etmezdim.
Ben kabul ederim. Mahmud Efendiyi ve onun yolunu kabul eden binlerce Ulema var, hem diger Halidiyye Evliyalar da onu kabul ediyor. Simdi ben bukadar Ulema yetisdiren, hem Mevlana Halidin Yolundan giden, Silsilesi tertemiz olan insanin pesinden gitmim mi?
Soradım "Risale-i Nur neden hakktır?" Delil isterdim.
Sana'da biri dese "Risale-i nur hakk değil" Sor! Araştır ve sonra aklet
Ben anlamıyorum. Sen Risale-i nur okumamışsın ve gelmişsin "filan hoca hakktır dese kabul ederim." diyorsun.
Ben okudum kardes. Ister inan ister inanma. Tabi akil ile tasdik edebilirim. Ama nakl gerek! Simdiye kadar gelen yüzbinlerce Evliya böyle birsey dememis. Yani kitaptan mürsid oldugunu. Adama sapik derler.
Simdi ben belki yarim seneden fazla bu meseleyi arastiriyorum, hem risalelerde, hem baska Eserlerde (misal Imam-i RAbbaninin Mektubati, yada Abdulkadir Geylaninin Eseri).
Ben ahiretim icin korkuyorum. Niyetimde fitne filan yok.
Bir hakikat vardir:
Ehl-i Sünnet yanlis bir kanaatde ittifak etmez. Simdi ben icma'dan ayrilim mi? Bunu ben kaldiramam, bunun hesabini nasil verebilirim? Yani, binlerce Ulema birsey diyor, birisi yanliz bir tek kisi baska birsey diyor. Simdi hangisi daha dogrudur acaba?
Bu nasıl kulluktur. Sen köle misin? Bu gösterdiğin yol hakk mıdır? ıslamı münafık üretme makinasına çevirmez mi? Hakikatler senin dediğin metodla anlaşılsa idi kafirler derdi "ıslam'da kölelik var. şeyhini sözlerini delilsiz kabul ediyorlar. O zaman bir şeyh yetiştirelimde onlara istediğimiz yaptıralım"
Ben kölelikten filan bahs etmiyorum. Ama bir Kamil Mürsidin yolundan gitsen onun sözünü dinlemek farz hükmüne gecer. Bunu Abdulkadir Geylani hz.in kitabinda da okuyabilirsin.
Yaptırmamışlar mı? Münafık şeyhler ıslam'da neden bu kadar çok. Acaba onları aramıza sokan şeyhinin sözünü delilsiz kabul edenler mi, yoksa delil istiyenler mi?
Ben Evliyadan bahs ediyorum. münafiktan degil. Bunlarin Silsileleri belli, imam-i rabbaniye dayaniyor. Hem baska Evliyadan Hilafet verlmis. Kücümsemeyin kardesler. Bu yükü kaldiramazsiniz...
Kardeşim, bir yolun hakk yol olduğunu kusurdan hali olmayan zatlar mı belirler yoksa her kusurdan Münezzeh Allah'ın Kur'an' da verdiği metodlar mı?
Ben biraz önce de demistim. Ehl-i Sünnet yalniz bir insanin yada bir Zat'in Kanaati degil! Bir ifadeyi diger Ulema da tasdik eder.
Hem benim bahsettigim Mahmud Efendi ve Mezil Seyhi. Kendileri bizzat Hallidiye, yani Mevlana Halidin ra. yolundan gidenler. Ben Evliyalardan bahsediyorum, zahiri Ulemadan degil.
Bu gibi Zatlarin silsileri hala duruyor, yani manevi cihetde hem Imam-i Rabbani, hem Abdulkadir Geylani hz. ile görüsebilir Allahin izini ile.
Mahmud Efendi yüzlerce Ulema yetistirdi. Bence en dogrusu Ehl-i Sünnet Ulema ve Evliyalara sormak gerek.
Kur'an pek çok kez "akletmez misiniz, düşünmez misiniz buyurmuş" Acaba akletmek bir şeyhin aklını başına takmak mıdır? Yoksa bir şeyhin söylediklerini Kur'an metodları ile ölçmek midir?
Düşünmek ile keşf edilecek bir mesele degil. Böyle meselerde nakl akildan üstündür. Ehli- Sünnet böyle hareket eder.
Herseyi akila biraksan Mütezililerin yoluda mantikli sayilir. Ama bildigimiz gibi degil.
Faraza Mahmud Efendi veya Seyda dese "Risale-i Nur hakktır" ben onlara tabi olsam dahi sukut ederdim. Red etmezdim. Ama kabul de etmezdim.
Ben kabul ederim. Mahmud Efendiyi ve onun yolunu kabul eden binlerce Ulema var, hem diger Halidiyye Evliyalar da onu kabul ediyor. Simdi ben bukadar Ulema yetisdiren, hem Mevlana Halidin Yolundan giden, Silsilesi tertemiz olan insanin pesinden gitmim mi?
Soradım "Risale-i Nur neden hakktır?" Delil isterdim.
Sana'da biri dese "Risale-i nur hakk değil" Sor! Araştır ve sonra aklet
Ben anlamıyorum. Sen Risale-i nur okumamışsın ve gelmişsin "filan hoca hakktır dese kabul ederim." diyorsun.
Ben okudum kardes. Ister inan ister inanma. Tabi akil ile tasdik edebilirim. Ama nakl gerek! Simdiye kadar gelen yüzbinlerce Evliya böyle birsey dememis. Yani kitaptan mürsid oldugunu. Adama sapik derler.
Simdi ben belki yarim seneden fazla bu meseleyi arastiriyorum, hem risalelerde, hem baska Eserlerde (misal Imam-i RAbbaninin Mektubati, yada Abdulkadir Geylaninin Eseri).
Ben ahiretim icin korkuyorum. Niyetimde fitne filan yok.
Bir hakikat vardir:
Ehl-i Sünnet yanlis bir kanaatde ittifak etmez. Simdi ben icma'dan ayrilim mi? Bunu ben kaldiramam, bunun hesabini nasil verebilirim? Yani, binlerce Ulema birsey diyor, birisi yanliz bir tek kisi baska birsey diyor. Simdi hangisi daha dogrudur acaba?
Bu nasıl kulluktur. Sen köle misin? Bu gösterdiğin yol hakk mıdır? ıslamı münafık üretme makinasına çevirmez mi? Hakikatler senin dediğin metodla anlaşılsa idi kafirler derdi "ıslam'da kölelik var. şeyhini sözlerini delilsiz kabul ediyorlar. O zaman bir şeyh yetiştirelimde onlara istediğimiz yaptıralım"
Ben kölelikten filan bahs etmiyorum. Ama bir Kamil Mürsidin yolundan gitsen onun sözünü dinlemek farz hükmüne gecer. Bunu Abdulkadir Geylani hz.in kitabinda da okuyabilirsin.
Yaptırmamışlar mı? Münafık şeyhler ıslam'da neden bu kadar çok. Acaba onları aramıza sokan şeyhinin sözünü delilsiz kabul edenler mi, yoksa delil istiyenler mi?
Ben Evliyadan bahs ediyorum. münafiktan degil. Bunlarin Silsileleri belli, imam-i rabbaniye dayaniyor. Hem baska Evliyadan Hilafet verlmis. Kücümsemeyin kardesler. Bu yükü kaldiramazsiniz...
Yoksa şeyhten delil istemek ayıp mı, günah mı? Yoksa şeyhler her kusurdan münezzeh mi? Kusur işlemezler mi? Unutmazlar mı? şaşırmazlar mı? Acıkmazlar mı? ısmet sahibi mi olmuşlar? Yoksa sınavları mı bitmiş. Nefs taşımazlar mı? Nefsini temize çıkarmaktan korkan Peygamberlere rağmen onun nefsi temize mi çıkmış?
Ben akil delilimi coktan beri aldim. Ama ittifak yok. Benim icin büyük bi problem.
Hem biz kendi başımıza terakki etmiyoruz. ışte Risale-i Nur ve işte Nur cemaatleri. ışte Zehra Evleri. ışte Abiler.
Tamam, ben bunu tenkit etmiyorum, olabilir. Ama tasdik eden yok.
Simdi ben icmadan ayrilmis oluyorum. Ahirette bunun hesabini nasil verebilirim?
Sana sormak istiyorum. Koca bir yükü tek başına "ne kadar harika olsa ve ne kadar güçlü olsa" bir şeyh mi daha kolay çeker, yoksa; her biri alim onlarca akleden, hür ve meşvereti esas almış zatlar mı?
Olabilir. Ama Nurculardan haric, hic bir Ehl-i Sünnet Alimi hakikata ulasmanin yolunu bu kadar basit görmüyor. Hem Mürsidin canli olmasi gerek. Benim kanaatim degil, milyonlarce gelmis gecmis ulemanin sözü.
Yine soruyorum. Allah tahkiki imanı mı emretmiş taklidi imanı mı?
Acaba her biri alim , akleden, hür, meşveret eden ve sorularıma, müşküllerime delillerle cevap veren ve sonra beni serbest bırakan zatlar mı imanı tahkiki yapar, Yoksa; benim dediğim hakikattir, delil luzumsuz , diyerek beni emren irşada çalışan kusurdan hali olmayan ve ne kadar harika olsursa olsun tek başına bir şeyh mi?
Kolay buluyorsun kardesim. Iman yalniz akil ile degil. Hepimiz hastayiz. Ama hakiki doktorumuzu bulmamiz gerek. Akil ile kesf edilecek mesele degil. Onun icin ben bir Evliyanin bu meselede görüsünü düymak isterdim.