Giriş yapmadınız.

41

27.12.2007, 21:07

Alıntı sahibi ""faskorean""

ceka kardeş şimdi aydınlat beni şeyh abdurrahmani taği(seyda lakabınıyla bilinen ilk mürşit) üstadın değer verdiği saygı duyduğu zamanın en güzel velilerinden biri şeyh abdurrahmanı taği.Namaz kılarken öğrencilerinden biri yatakta ölmek üzeredir ... (kısalttım)



Değerli kardeşim, bir kere şunu söyliyeyim hiç bir şeyhin hiç bir zatın ve peygamberlerin dahi tasarrufu yoktur. Kendi başlarına şefaat de etmezler. ızah edeyim. (acele etme)

Yukarda bahsettiğin kıssa el-hak doğrudur. Ancak, birincisi kulaktan kulağa tahrif olmuş, destana çevrilmiş.. ıkincisi mesleyi Kur'ani metodları istimal etmeden(kullanmadan) düşünecek olursan şirke girme tehlikesi kaviyen vardır.

şöyle diyeyim, Allah Kur'an'da buyuruyor "Sen istediğine hidayet veremessin." Hem denmiş; "Biz dilese idik herkez iman ederdi" Demek o şeyh Müridini şeytanın vesvesesinden kurtamıyacaktır. Zira, kula hidayet veren de, iman verende, imanı koruyanda Allahtır.

Hem ayet demiş "başınıza gelen her kötülük kendi kusurunuzdandır, Başınıza isabet eden her iyilik Allah'tandır."

O zaman şeyh onun imanını şeytandan muhafaza edemez. Zira , iyilik Allah'tandır.

Hem ayet demiş "Allahın dilediğinden başka şefaat edecek(kurtaracak) kimdir?"

Demek kıssada geçen şeyh mürüdin, şeytanın vesvesesinden kurtarması şefaattir. O tasarruf ise ayetin dediği gibi Allah tarafından verilmiştir.
ışte şimdi bütün şirki kestik.

Peki, bu tür şefaatin ve tasarrufun verilmesi nedendir? Nasıl olur?

şöyle izah edeyim.

Nasıl yağmur buluttan yağar. Ama bulut yağmurun yağmasına bir sebep değildir. Yağmur Allah'ın adeti üzere bulutla beraber geliyor. ıhtiyacı olan hayat sahiblerine bulut ile beraber koşturuyor. Taki iman edenler bulutu görünce "Rahmet yetişti" desin. Kafirin küfrü artsın, yağmurun sebebini buluta versin. Allah dilese yağmuru vesilesiz bulutsuz yağdırır. Ama Adetullah böyledir. Ta ki akla zorlama olmasın. Sınavın sırı kaybolmasın. Bulut hiçsiz yağsa "kafir dahi imana gelirdi"

ışte Hidayet denilen meselede aynen öyledir. Allah dilese idi herkez iman ederdi .Ama bir sınav vardır. Hem Adetullah icabı vesile lazımdır.

Mesela ben sana bir şey anlattım. Sen hidayete erdin. Allah hidayetini benimle beraber gönderdi. Sana hidayet eden ben değilim, Allah'tır. Ben vesileyim. Teşekür değil, tebrik edersin. Zira teşekkür hakiki sahibe edilir.

ışte bir Mürid ölüm sırasında şeytanın son oyunlarına mağlup olmaması için Allah şefaat eder. O şefaati Mürşide takar. O Allah'ın emri ile himmet eder. Yoksa o Mürid cehennemlik olsa Mürşid'in en ufak bir tasarrufu olmaz. Bak Hz. ıbrahim'in babasına bir himmeti olabilmiş mi?

O himmet ise o müridin Mürşidinden aldığı ders kadardır. O dersin "hak ve hakikat oluşuna temsildir" Allah'ın Rahmetidir. "Allah'ın yardımı geldiği zamanı gördün mü?" ayetinin tecelisidir. O Mürşidin şefaati yağmur ile beraber gelen bulut gibi, Mürşid ile beraber gelen Rahmettir. Başka hiç bir hükmü yoktur.

Yoksa cehennemlik olanı Peygamberler dahi cennetlik edemez. Cennetlik olanları şeytan dahi son nefsinde kandıramaz. ışte bu işin hikmetine bak. Zira, "kime hikmet verildi ise ona pek çok hayır verlmiştir"
ışin bir hikmeti şudur ki kişi kendine bir mürşid bulsun. Yanlız kalmasın. Zira mürşidi olmayanın mürşidi nefis ve şeytandır. ışte Mürşide verilen o tasarrufun çok hikmetlerinden tek biri budur.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

42

27.12.2007, 21:40

Alıntı sahibi ""faskorean""


bende risale okuyorum aslında bi ikilemdeyyim diyebilirim ama neden imam gazali de müceddit hatta müçtehit olduğu da söyleniyor imamı rabbani gavsı geylani mevlana halid zülcenehayn bunlar neden ayrı bi yol metot düzenlememişlerde risale ayrı bi metat amacım tartışmak değil ikna edin hem daha yeni sayılır risaleler ama tarikler daha fazla hatta sahabelere kadar dayanır hem silsiledenilen bişi var diyorlar bütün ehli tarik şeyhleri himmet ederlermiş kuran ve sünnet yolunda gittiğimiz müddetçe tabi.AEO


Değerli kardeşim her zamanın bir hükmü vardır. Eskide küfür cehaletten gelirken, şimdi ise fenden ve ilimden geliyor.

Eskide küfür akletmemekten gelirken şimdi dehalardan, alimlerden geliyor.

Hal böyle olunca bir cahili irşad için kullanılacak metod farklı bir dehayı irşad etmek için kullanlılacak metod farklıdır. Bak eskide en büyük alimin hayal edemediği meselelerle çocuklar oyun oynuyor. Zaman aynı mı?

Küfür veya dalalet veya itiraz cehaletten gelse tamiri kolaydır. Ama fenden geldiği vakit tamir zorlaşır.

Mazinin çocuklarını irşad için meseleyi söylemek ve hakikati tasvir kafi idi. Mürid Mürşidinin sözünü delilsiz kabul edebilirdi. Münafık mürşid yoktu ve güven kuvvetli idi. Avrupa henüz alim yetiştirip içimize sokmayı keşfedememişti.
şimdi ise ortalık hocadan, şeyhden geçlimiyor. Kim doğru kim batıl anlaşılmıyor. Hak ile batıl aynı dükkanda satılır olmuş. Hem istikablin evlatları güya medenileşmiş gibi herşeyde delil istiyor. ıkna olmak istiyor. Sözü delilsiz kabul etmiyor. Hüsn ü zansız ve hüsnü zan etmemekte bir derece haklı olan bu asrın insanına delisiz , tasvirden ibaret metodlar verilir mi?

şimdi siz yukruda Mürşidin şeyhini şeytandan kurtramaya vesile olduğu kıssayı anlattınız. Bu asrın insanı imanı sönmüş inanır mı? Size gülecek ve alay edecek. Siz ise irşad olmasını bekleyeceksiniz. Doğru mu?
şimdi sen söyle; senin yazdığın kıssa eski zamanların metodu. Benim onu izahım yeni zamanların metodu. Bu asrın akıllı düşünen, delil ile ikna istiyen zihinlerini hangisi doyurur?

Elbette eskide adamın imanına ilşilmemiş tuhaf sorularla şüpheye sokulmamış. Teslim vardı. Elbette iman nispeten bu asra göre tehlikede değilse kullanılacak metod başkadır.

Buna bir delil de zaten bahsettiğiniz silsiledir. Zira, her asrın hükmü aynı olsa tek bir Mürşid tüm asırlara kafi gelecekti. Demek her asıra , o asır insanına uygun metod verilecektir. Bu yüzden rivayette var, Allah bu ümmete her yüz yılda bir Müceddid, bir Kutbu- Azam, bir Müçtehid gönderir. " ışte Said Nursinin "Devir tarikat devri değil, imanı kurtarma devri" demesindeki hikmet gözüktü. Yoksa ne tarikate batıl demiştir, ne terk edin demiştir. Ne artık işe yaramaz demiştir.

Elbette bu asrın hastalığı Aidstir. Kalkıp yüz yıl önce moda olan Frengi hastalığı ile uğraşmak ve frengi hastalığının metodlarını Aids için kullanmak veya Aids doktoru yetiştirmek yerinde hala frnegi doktoru yetiştirmek veya aids hastalığı tedavisinde frengi doktoruna itibar etmek akıl mıdır?

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

43

27.12.2007, 22:01

ıfrat ve tefrit etmemek lazım, şeyh meselesini farzmış ve imanın rükunlarından gibi görmek de ne? Asıl müsade etsek bu forumda kendine Selefî adını takmış bir takım Haricî benzeri kişilerin yazmasına, o zaman şeyh meselesinde dediklerinize sizi bin pişman eder, hatta belki şirk ile itham ederler. Görüyorsunuz, tevil, ifrat, tefrit meselesi... Ölçüyü kaçırmamak gerek.

Adam çıkacak sana, Kur'an'da, hadisde, şeyh, tarikat yok, hadi bana ıspatla hak olduğunu diyecek? Hatta bir kısmı, hadislere de çok mevzu hadis karışıyor diyip, kafasına göre hadis ayıklayıp, Kur'an'a uymuyor diyip, sadece Kur'an'a bakalım diyip, aklına o ana kadar gelmemiş sualleri sıralayacak, üstüne bir de şirk ile suçlayacak seni.

Hep misalini veririm, Hariciler, Hz.Ali'yi r.a., Kur'an ile hükmetmiyor diye itham ederek şehîd etmişlerdir. Kantarın topuzunu kaçıranların misali tarihte çoktur.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

44

27.12.2007, 22:54

Ceka abi Allah razi olsun senden. yazdiklarin cok güzel ve aydinlatici.

Bir eser veya kisi insanlarin imanini kurtariyor, Allah'i, Kur'ani ve Hakki anlatiyor ise hangi zihniyet buna bos diyebilir.
Ki Risalelerin kime ne zarari dokunmuski, elestiri alsin yada sorgulansin. Allah'tan korkan biri bu hakki kendinde nasil bulur, ki buluyorsa aklina sasarim.
Ben eger Risalelerle nerden geldigimi niye geldigimi ve nereye gidecegimi ögreniyorsam, Risalelerle bunlari hazmedebiliyorsam, ki aklim bulanik, etraf karisik, delillere ihtiyacim var, hangi zihniyet bu yanlistir diyebilir!
Ben Allah nasip etmedi hayatimda hic Seyhlerle karsilasmadim, görmedim, Seyh leri bilmemem beni cehenneme mi götürür?
ama bu yol yanlis demem, Hakki anlatan herkesi severim, hangi yolu takip ediyorsa etsin, hangi cemaate mensup olursa olsun.
Ben kimimki baskalirinin imanina iyi gelen bir yolu elestirebilir sorgulayabilirim, öylede Benim imanima iyi gelen onu sabit kilan yolu da kimse elestiremez, bu hakki kimseye vermem.
Bir kac yil önce Risalelerle tanistim cok sükür, okuyorum ve okumaya hep devam ederim Allahin izni ile.

vesselam
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

45

27.12.2007, 23:58

Alıntı sahibi ""Ceka""

Kardeşim, bir yolun hakk yol olduğunu kusurdan hali olmayan zatlar mı belirler yoksa her kusurdan Münezzeh Allah'ın Kur'an' da verdiği metodlar mı?


Ben biraz önce de demistim. Ehl-i Sünnet yalniz bir insanin yada bir Zat'in Kanaati degil! Bir ifadeyi diger Ulema da tasdik eder.
Hem benim bahsettigim Mahmud Efendi ve Mezil Seyhi. Kendileri bizzat Hallidiye, yani Mevlana Halidin ra. yolundan gidenler. Ben Evliyalardan bahsediyorum, zahiri Ulemadan degil.
Bu gibi Zatlarin silsileri hala duruyor, yani manevi cihetde hem Imam-i Rabbani, hem Abdulkadir Geylani hz. ile görüsebilir Allahin izini ile.
Mahmud Efendi yüzlerce Ulema yetistirdi. Bence en dogrusu Ehl-i Sünnet Ulema ve Evliyalara sormak gerek.

Alıntı


Kur'an pek çok kez "akletmez misiniz, düşünmez misiniz buyurmuş" Acaba akletmek bir şeyhin aklını başına takmak mıdır? Yoksa bir şeyhin söylediklerini Kur'an metodları ile ölçmek midir?


Düşünmek ile keşf edilecek bir mesele degil. Böyle meselerde nakl akildan üstündür. Ehli- Sünnet böyle hareket eder.
Herseyi akila biraksan Mütezililerin yoluda mantikli sayilir. Ama bildigimiz gibi degil.

Alıntı


Faraza Mahmud Efendi veya Seyda dese "Risale-i Nur hakktır" ben onlara tabi olsam dahi sukut ederdim. Red etmezdim. Ama kabul de etmezdim.


Ben kabul ederim. Mahmud Efendiyi ve onun yolunu kabul eden binlerce Ulema var, hem diger Halidiyye Evliyalar da onu kabul ediyor. Simdi ben bukadar Ulema yetisdiren, hem Mevlana Halidin Yolundan giden, Silsilesi tertemiz olan insanin pesinden gitmim mi?

Alıntı


Soradım "Risale-i Nur neden hakktır?" Delil isterdim.

Sana'da biri dese "Risale-i nur hakk değil" Sor! Araştır ve sonra aklet


Ben anlamıyorum. Sen Risale-i nur okumamışsın ve gelmişsin "filan hoca hakktır dese kabul ederim." diyorsun.


Ben okudum kardes. Ister inan ister inanma. Tabi akil ile tasdik edebilirim. Ama nakl gerek! Simdiye kadar gelen yüzbinlerce Evliya böyle birsey dememis. Yani kitaptan mürsid oldugunu. Adama sapik derler.
Simdi ben belki yarim seneden fazla bu meseleyi arastiriyorum, hem risalelerde, hem baska Eserlerde (misal Imam-i RAbbaninin Mektubati, yada Abdulkadir Geylaninin Eseri).
Ben ahiretim icin korkuyorum. Niyetimde fitne filan yok.

Bir hakikat vardir:
Ehl-i Sünnet yanlis bir kanaatde ittifak etmez. Simdi ben icma'dan ayrilim mi? Bunu ben kaldiramam, bunun hesabini nasil verebilirim? Yani, binlerce Ulema birsey diyor, birisi yanliz bir tek kisi baska birsey diyor. Simdi hangisi daha dogrudur acaba?

Alıntı


Bu nasıl kulluktur. Sen köle misin? Bu gösterdiğin yol hakk mıdır? ıslamı münafık üretme makinasına çevirmez mi? Hakikatler senin dediğin metodla anlaşılsa idi kafirler derdi "ıslam'da kölelik var. şeyhini sözlerini delilsiz kabul ediyorlar. O zaman bir şeyh yetiştirelimde onlara istediğimiz yaptıralım"


Ben kölelikten filan bahs etmiyorum. Ama bir Kamil Mürsidin yolundan gitsen onun sözünü dinlemek farz hükmüne gecer. Bunu Abdulkadir Geylani hz.in kitabinda da okuyabilirsin.

Alıntı

Yaptırmamışlar mı? Münafık şeyhler ıslam'da neden bu kadar çok. Acaba onları aramıza sokan şeyhinin sözünü delilsiz kabul edenler mi, yoksa delil istiyenler mi?


Ben Evliyadan bahs ediyorum. münafiktan degil. Bunlarin Silsileleri belli, imam-i rabbaniye dayaniyor. Hem baska Evliyadan Hilafet verlmis. Kücümsemeyin kardesler. Bu yükü kaldiramazsiniz...

Alıntı sahibi ""Ceka""

Kardeşim, bir yolun hakk yol olduğunu kusurdan hali olmayan zatlar mı belirler yoksa her kusurdan Münezzeh Allah'ın Kur'an' da verdiği metodlar mı?


Ben biraz önce de demistim. Ehl-i Sünnet yalniz bir insanin yada bir Zat'in Kanaati degil! Bir ifadeyi diger Ulema da tasdik eder.
Hem benim bahsettigim Mahmud Efendi ve Mezil Seyhi. Kendileri bizzat Hallidiye, yani Mevlana Halidin ra. yolundan gidenler. Ben Evliyalardan bahsediyorum, zahiri Ulemadan degil.
Bu gibi Zatlarin silsileri hala duruyor, yani manevi cihetde hem Imam-i Rabbani, hem Abdulkadir Geylani hz. ile görüsebilir Allahin izini ile.
Mahmud Efendi yüzlerce Ulema yetistirdi. Bence en dogrusu Ehl-i Sünnet Ulema ve Evliyalara sormak gerek.

Alıntı


Kur'an pek çok kez "akletmez misiniz, düşünmez misiniz buyurmuş" Acaba akletmek bir şeyhin aklını başına takmak mıdır? Yoksa bir şeyhin söylediklerini Kur'an metodları ile ölçmek midir?


Düşünmek ile keşf edilecek bir mesele degil. Böyle meselerde nakl akildan üstündür. Ehli- Sünnet böyle hareket eder.
Herseyi akila biraksan Mütezililerin yoluda mantikli sayilir. Ama bildigimiz gibi degil.

Alıntı


Faraza Mahmud Efendi veya Seyda dese "Risale-i Nur hakktır" ben onlara tabi olsam dahi sukut ederdim. Red etmezdim. Ama kabul de etmezdim.


Ben kabul ederim. Mahmud Efendiyi ve onun yolunu kabul eden binlerce Ulema var, hem diger Halidiyye Evliyalar da onu kabul ediyor. Simdi ben bukadar Ulema yetisdiren, hem Mevlana Halidin Yolundan giden, Silsilesi tertemiz olan insanin pesinden gitmim mi?

Alıntı


Soradım "Risale-i Nur neden hakktır?" Delil isterdim.

Sana'da biri dese "Risale-i nur hakk değil" Sor! Araştır ve sonra aklet


Ben anlamıyorum. Sen Risale-i nur okumamışsın ve gelmişsin "filan hoca hakktır dese kabul ederim." diyorsun.


Ben okudum kardes. Ister inan ister inanma. Tabi akil ile tasdik edebilirim. Ama nakl gerek! Simdiye kadar gelen yüzbinlerce Evliya böyle birsey dememis. Yani kitaptan mürsid oldugunu. Adama sapik derler.
Simdi ben belki yarim seneden fazla bu meseleyi arastiriyorum, hem risalelerde, hem baska Eserlerde (misal Imam-i RAbbaninin Mektubati, yada Abdulkadir Geylaninin Eseri).
Ben ahiretim icin korkuyorum. Niyetimde fitne filan yok.

Bir hakikat vardir:
Ehl-i Sünnet yanlis bir kanaatde ittifak etmez. Simdi ben icma'dan ayrilim mi? Bunu ben kaldiramam, bunun hesabini nasil verebilirim? Yani, binlerce Ulema birsey diyor, birisi yanliz bir tek kisi baska birsey diyor. Simdi hangisi daha dogrudur acaba?

Alıntı


Bu nasıl kulluktur. Sen köle misin? Bu gösterdiğin yol hakk mıdır? ıslamı münafık üretme makinasına çevirmez mi? Hakikatler senin dediğin metodla anlaşılsa idi kafirler derdi "ıslam'da kölelik var. şeyhini sözlerini delilsiz kabul ediyorlar. O zaman bir şeyh yetiştirelimde onlara istediğimiz yaptıralım"


Ben kölelikten filan bahs etmiyorum. Ama bir Kamil Mürsidin yolundan gitsen onun sözünü dinlemek farz hükmüne gecer. Bunu Abdulkadir Geylani hz.in kitabinda da okuyabilirsin.

Alıntı

Yaptırmamışlar mı? Münafık şeyhler ıslam'da neden bu kadar çok. Acaba onları aramıza sokan şeyhinin sözünü delilsiz kabul edenler mi, yoksa delil istiyenler mi?


Ben Evliyadan bahs ediyorum. münafiktan degil. Bunlarin Silsileleri belli, imam-i rabbaniye dayaniyor. Hem baska Evliyadan Hilafet verlmis. Kücümsemeyin kardesler. Bu yükü kaldiramazsiniz...

Alıntı

Yoksa şeyhten delil istemek ayıp mı, günah mı? Yoksa şeyhler her kusurdan münezzeh mi? Kusur işlemezler mi? Unutmazlar mı? şaşırmazlar mı? Acıkmazlar mı? ısmet sahibi mi olmuşlar? Yoksa sınavları mı bitmiş. Nefs taşımazlar mı? Nefsini temize çıkarmaktan korkan Peygamberlere rağmen onun nefsi temize mi çıkmış?


Ben akil delilimi coktan beri aldim. Ama ittifak yok. Benim icin büyük bi problem.

Alıntı


Hem biz kendi başımıza terakki etmiyoruz. ışte Risale-i Nur ve işte Nur cemaatleri. ışte Zehra Evleri. ışte Abiler.


Tamam, ben bunu tenkit etmiyorum, olabilir. Ama tasdik eden yok.
Simdi ben icmadan ayrilmis oluyorum. Ahirette bunun hesabini nasil verebilirim?

Alıntı

Sana sormak istiyorum. Koca bir yükü tek başına "ne kadar harika olsa ve ne kadar güçlü olsa" bir şeyh mi daha kolay çeker, yoksa; her biri alim onlarca akleden, hür ve meşvereti esas almış zatlar mı?


Olabilir. Ama Nurculardan haric, hic bir Ehl-i Sünnet Alimi hakikata ulasmanin yolunu bu kadar basit görmüyor. Hem Mürsidin canli olmasi gerek. Benim kanaatim degil, milyonlarce gelmis gecmis ulemanin sözü.

Alıntı


Yine soruyorum. Allah tahkiki imanı mı emretmiş taklidi imanı mı?
Acaba her biri alim , akleden, hür, meşveret eden ve sorularıma, müşküllerime delillerle cevap veren ve sonra beni serbest bırakan zatlar mı imanı tahkiki yapar, Yoksa; benim dediğim hakikattir, delil luzumsuz , diyerek beni emren irşada çalışan kusurdan hali olmayan ve ne kadar harika olsursa olsun tek başına bir şeyh mi?


Kolay buluyorsun kardesim. Iman yalniz akil ile degil. Hepimiz hastayiz. Ama hakiki doktorumuzu bulmamiz gerek. Akil ile kesf edilecek mesele degil. Onun icin ben bir Evliyanin bu meselede görüsünü düymak isterdim.

46

28.12.2007, 00:13

Alıntı

Kardesler, madem Risale-i Nur Yolu hakk yol ise, gidin Menzildeki Seyhe, yada Mahmud Efendinin ra. yanina ve bu yol hakkinda onlarin görüsünü alin. Bunu Video halinde internete koyun...

vefat eden menzil şeyhi zaten tavsiye ediyordu Risale-i Nur'u..diğerinin de talebelerinden tavsiye edenler var..hocalarına sormadan demezler herhalde..

47

28.12.2007, 00:38

Alıntı

Müslüman olan her yüz gayr-ı müslimden 70-80i Risale-i nur vesilesi ile oluyor. Risale-i Nur'un hak olmasına tek delil verdim. Daha istersen sor ,ama sorgulama.

vesselam


Selamun Aleykum abim,

daha da cok delil isterim. :wink:

Beni yanlis anlamayin. Benim amacim fitne filan degil. Senin anlatiklarin gayet güzel ve bu konulari aylardir aklimdan geciriyorum. Belki anliyamiyorum, yani aklim ve kalbim bunlari henüz kabul edemiyor. Belki'de Seytanin bi tuzagina ugradim. Bilemiyorum vallahi. Ne yapacagimi bilmiyorum.
Allah Rizasi icin bana dua edin, Allah beni bu hallerden kurtarsin ve hakk yoluna sevk etsin.

48

28.12.2007, 00:39

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Alıntı

Kardesler, madem Risale-i Nur Yolu hakk yol ise, gidin Menzildeki Seyhe, yada Mahmud Efendinin ra. yanina ve bu yol hakkinda onlarin görüsünü alin. Bunu Video halinde internete koyun...

vefat eden menzil şeyhi zaten tavsiye ediyordu Risale-i Nur'u..diğerinin de talebelerinden tavsiye edenler var..hocalarına sormadan demezler herhalde..


Kaynak? Nurcular tarafindan kaynak kabul etmiyorum.

49

28.12.2007, 08:02

Bir gün Adıyaman otobüsüne binersin, gider görürsün. Bizzat sorar, cevabını da alırsın. Biz kendimizi biliyoruz, cemaatimizi de biliyoruz, gidip de bunlarla uğraşmıyoruz. Özel bir rahatsızlığın ve hassasiyetin varsa, madem gidip görüş, kararlarını ondan sonra ver. Böylece birinci ağızdan duymuş olursun, kafandaki soru işaretlerini de bitirmiş olursun, bu konuda daha fazla yazmak zorunda da kalmazsın.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

50

28.12.2007, 09:06

yani..
kaynak isteyen gider istediği merciye bizzat sorar..

51

28.12.2007, 20:39

Kolay buluyorsun kardesim. Iman yalniz akil ile degil. Hepimiz hastayiz. Ama hakiki doktorumuzu bulmamiz gerek. Akil ile kesf edilecek mesele degil. Onun icin ben bir Evliyanin bu meselede görüsünü düymak isterdim.

Peki kardeşim Kur'an'da 30'un üzerinde geçen "Akletmez misiniz?" ayetleri ne işe yarar.

Silisleden biri çıktı dedi, "bu hakikattır" sen kabul ettin. Akıl bunun neresinde? Madem Silisle hakikat için kafidir Kur'an'da şiddetle "akletmez misiniz?" niye emretmiş?


Hakikat Silisleye mi takılmış Hak Metodlara mı?

Elbette ıman kalble tasdik ve akıl ile izandır. Sadece kalble tasdik takliditir ki böyle bir iman Allah'ın hoşnud olduğu bir iman değildir. SAdece kalb ile izan ise dediğin gibi Mutezlieyi netice verir ki "dalalattir".

ışte tahkiki bir iman ancak Kalb ve akıl ile birlikte olur. Hala iman kalb ile olur akıl buna yol bulamaz mı diyorsun. Al Haşir Risalesini oku. Haşirin caddelerinde dolaşmaz isen gel parmağını gözüme sok. Al Kader Risale-sini oku iki sahifede nasıl yedi yaşındaki çocuğa anlatmış gör. Al Melekler bahsine bak. Bak Peygamberlerin hak olduğunu nasıl ıspat etmiş. Bak Allah'ın var olduğunu tek ve her kusurdan münezzeh olduğunu nasıl kör gözlere sokmuş. Kafirler, münkirlere nasıl tutunacak dal bırakmamış kendin gör.
sonra imani meseleler akıl yolu ile nasıl anlatılırmış gör.

Neyse kardeşim, yolun mübarek olsun. Risale-i Nur bize ehl-i tarik kardeşlerimizle mücadeleyi yasaklar.

Nedeni ise basit. Mesleği marangoz olan birinin çıkıp bir saatçinin mesleğini eleştirmesi abestir.

Sizin mesleğiniz Tarikattır. Caddeniz Kur'an'dan alınmış hak yol Tasavvuftur.
Bizim Mesleğimiz ımandır. Caddemiz Kur'an'dan alınmış Cade-i Kübra-i Nuraniyedir.

Aramızda münakaşaya sebep olacak hiç bir husus yoktur. Rekabete değecek hiç bir şey yoktur.

Biz sizi eleştirmiyoruz. Hatta diyoruz "Tarikatler Haktır"

Siz de bizi eleştirmeyiniz. Varın isterseniz Risaleler hak değildir deyin. Dünyada Müslüman olan her yüz kişden 70-80'nine Risale-i Nurun vesile olması boş bir şey olmadığına zaten delildir.

Elbette bir gayr-ı Müslümi Müslüman yapana saygı duyacaksın. Bari dünyada milyonlarca kişiyi Müslüman yapmış ve sayısız kişinin imanının kurtarmış ve Tarikatler yasak olduğu zamanlarda onların yerinde Kur'an'a siper olmuş bir kitaba hürmet edeceksin, hiç olmaz ise bu yüzden saygı göstermen gerekir. ılişme.

Var git. nasıl istersen, hangi yolda sülük etmek istersen o yolda git. ımanın kurtulsa bize kafi gelecek.

Unutma ıman ne senin şeyhinin, ne Nurcuların tekelindedir.
Bizim maksadımız Nurcu kazandırmak değildir. Bizim maksadımız ıman'ı kurtarmaya vesile olmaktır. Senin imanın kurtulsa Risale-i Nur'a düşman olsan dahi mesut olacağız.
şeyhlerinizin ellerinden öperiz. Bizim yolumuz Risale-i Nur'dur

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

52

29.12.2007, 02:29

Alıntı sahibi ""Ceka""


Neyse kardeşim, yolun mübarek olsun. Risale-i Nur bize ehl-i tarik kardeşlerimizle mücadeleyi yasaklar.

Nedeni ise basit. Mesleği marangoz olan birinin çıkıp bir saatçinin mesleğini eleştirmesi abestir.

Sizin mesleğiniz Tarikattır. Caddeniz Kur'an'dan alınmış hak yol Tasavvuftur.
Bizim Mesleğimiz ımandır. Caddemiz Kur'an'dan alınmış Cade-i Kübra-i Nuraniyedir.


Degerli Kardesim, ben hic bir tarikata mensup degilim! Üc senedir Risale-i Nurlari okuyup ve istafede ediyorum, bunu söyleyebilirim. Ama süphelerim hala yerinde.

Alıntı


Siz de bizi eleştirmeyiniz. Varın isterseniz Risaleler hak değildir deyin. Dünyada Müslüman olan her yüz kişden 70-80'nine Risale-i Nurun vesile olması boş bir şey olmadığına zaten delildir.


Risaleler zaten bos degil. Bunu demiyorum. Ama Risaleleri Mürsid tutmak acaba dogru olabilir mi? Bu konuda cok süphem var. Cünkü bu görüsü simdiye kadar hic bir Islam Alimi kabul etmemistir. Seyh Nazim Efendinin ks. dedigi de ortada. Elbette süphelerim olur.

Risaleler ve Hizmetin sayesinde elbette cok gayri Müslim Müslüman olmustur. Fakat senin gibi bildigin kadar cok degil. Misal Berlinde en cok Gayri Müslim Vehabiler/Selefiler sayesinde Müslüman oluyor. Simdi bu vehabilik meslegine bos olmadigina delil olmamaz. Asla...

Benim amacim fitne filan degil. Ne kadar da istesem kendimi hizmete veremiyorum ve süphelerimi hala duruyor. Cildiracam nerdeyse...

53

29.12.2007, 10:25

Risale-i Nur okuyan biri çıldırmaz..
en fazla bir ay yeterlidir, akıllanmasına..
çıldırmak istemeyen de gece gündüz okumalıdır..

54

29.12.2007, 11:09

Degerli Kardesim, ben hic bir tarikata mensup degilim! Üc senedir Risale-i Nurlari okuyup ve istafede ediyorum, bunu söyleyebilirim. Ama süphelerim hala yerinde.

Abdülhafiz kardeşim, şu an tam bir şoktayım. Risale-i Nur'u bir sene anlayarak müteala eden biri devrin mühim bir alimi olabilir. Olmasa bile neyin ne olduğunu anlar.
şimdi sen üç seneder Risale-i Nur okuyup istifade ettim diyorsun. Ne okudun acaba? Madem üç sene okudun Haşrin caddelerinde dolaşmış olman lazım. Madem üç sene okudun Kader meselesinde hiç bir problemin kalmamış olsa gerek. Ve hakeza.

Bak kardeşim, Risale-i nur okumak başka. Arasıra birkaç satır okumak veya birinin sana bir şey anlatıp istifade etmen başka. Kütüphanede Külliyat olması başka, okumak başka.


Nedense Risalelerle muarazaya tutşan ve-veya şüphe içinde olan hemen diyor "Ben de okuyorum"

Mesela senin saatin bozuldu. Tamirciye götürdün. Tamircinin usta olduğunu daha saati tutuşundan , alet edevatı kullanmasından anlarsın değil mi?


Risaleler zaten bos degil. Bunu demiyorum. Ama Risaleleri Mürsid tutmak acaba dogru olabilir mi? Bu konuda cok süphem var. Cünkü bu görüsü simdiye kadar hic bir Islam Alimi kabul etmemistir. Seyh Nazim Efendinin ks. dedigi de ortada. Elbette süphelerim olur.


Anlıyamıyorum Risaleler madem boş değil Mürşid olabilir. Hani benim açımdan Mürşid kabul etmen önemli değil. Onları kendine mürşid yapmış biri olarak kendimi savunarak derim: Herkez 7'den yetmişe Risale-i Nur'dan kabiliyetine göre istifade eder. Bir şeyin hakkında şüphe duymak su i tesir görmekle olur. Sen hiç Risale-i Nur'u -gerçekten okuyan- birinin kötü yönde etkilendiğini gördün mü? Ben 7 yaşımda ki kızıma okuyorum hiç su i tesir etmemekle beraber dersleri anlama kabiliyeti dahi gelişiyor. Ümmi olan anam okuyor, kendi okurken analmasa bile her geçen gün istifadesi belli oluyor.

Risale-i Nur'un ıslamlarda unutulmuş ev toplantılarını tekrar kazandırması, teat-i efkarı öğretmesi, münazarayı , müzakereyi öğretmesi ve tesaddüm-ü efkaarı hayıra çevirme becerisi dahi yeter hizmettir.
Benim çok sevdiğim, çok değer verdiğim bir ehl-i tarik Kürd arkadaşım var. Risale-i nur'u hiç sevmez. Ancak, sohbetler onun yaşadığı evde olduğu için sürekli dnilemek zorunda kalmış. Risale-i Nur'a ve Nurculara karşı su i zannı bayram ziyaretimde tamamen gitmiş gördüm.

Demek bir şeyi bilmeden hükmetmek; red etmenin hükmü yok.

Hem şu vardır. Kabul etmemek başka ,red etmek başkadır. O mübarekler zaten meslek icabı Risaleleri kabul etmeyecek. Ancak red edemiyorlar. Red eden çıksa "şurası batıl" diyemiyor. Elbette red edip "şurası batıl" diyemiyene itibar edilmez. şeyh Naızm efendi Risaleleri okumamış ki red etmesinin bir hükmü olsun. Eğer okuyup red ediyorsa o zaman çıkacak şurası batıl diyecek. Yoksa biz onun sözünü red ediyoruz. Akil olan herkez red edecektir.

Hiç kimse bir şeyhin ilmine köle değildir. Bakara Suresinde demiş "senin öğrettiklerinden başka bir ilmimiz yok" Demek şeyh nazım ne biliyorsa Allah öğretmiş. Eğer bir zat ilmi ile tehakküm ediyorsa sıbyan muamelesi görür.
bu vaziyette şeyh nazımın dediğine rağmen senin üç sene Risale-i Nur okumuşluğun var "Akletetmez misiniz?" ayetlerini daha başka nerde kullanacaksın. Aklet!

Sonra hesab günü ayette ki gibi;"biz liderlerimize uyduk, bizi onlar yoldan çıkardı demiyesin. Allah'ta der "hepnizi aynısınız"Yani ,akletmediniz.


Risaleler ve Hizmetin sayesinde elbette cok gayri Müslim Müslüman olmustur. Fakat senin gibi bildigin kadar cok degil. Misal Berlinde en cok Gayri Müslim Vehabiler/Selefiler sayesinde Müslüman oluyor. Simdi bu vehabilik meslegine bos olmadigina delil olmamaz. Asla...


Risalelerle pek çok kişinin Müslüman olması onun hak olduğuna delildir. Bürhandır demedik. Biz bu dairenin içindeyiz merak etme gayr-ı müslümlerin nasıl Müslüman olduğun biliyoruz. Vahabilerde Müslüman yapıyor, Mutezile de. Ama hiç biri Risale-i nur gibi Avusturalyadan Amerikaya; Japonyadan Almanyaya her ülkede her coğrafyada hakim değil. Sen her şeyi yaşadığın çevre olarak görme.
22 Temmuz seçimleride benim çevreme göre Genç Parti birinci çıkıyordu. Kiminle konuşsan genç parti diyordu. Bu rüzgarla genç partiye oy veren yakınlarım yüzde 30'larda geziyordu. Ama her şey görünenden ibaret değil. Külli düşün yerel değil.
Benim amacim fitne filan degil. Ne kadar da istesem kendimi hizmete veremiyorum ve süphelerimi hala duruyor. Cildiracam nerdeyse...
Biz zaten sana fitne çıkarıyorsun demedik. Zaten o yazılar sadece sana yazılmadı.

Hem unutma en kötü karar en iyi şüpheden iyidir. Allah akıl vermiş. Ta arşatır diye.

Bilen şüpheye düşmez. şüphe bilmemekten olur. Kendine bir mürşid edin. Öyle tek başına kalmak ile olmaz. ıster Risale-i nur ister şeyh. Niyetin imanının kurtaracak bir Mürşiddir. Tarafgirlik luzumsuz
Kıbleni tek yap. Hem orda hem burda olma
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

55

29.12.2007, 12:04

HOCAM mesela ben bi hak bi tarikata bağlansam kuran ve sünnet yolunda tabi.Sonra kardeşlerle risale okumaya devam etsem ama gönlüm tarikattan yana risaleleride okuyorum harika hem hz.kurnaın tefsiri olması açısından hem ilim olması açısından bu şekilde devam etsem ehli tarik olarak nasıl olur?Böyle bişi olur mu?bazı yerleri anlamadığım zaman evlere gidip soruyorum anlamadığım yerleri risalei nurda.dedeiğim gibi ben şeyhe bağlansam ama risaleleri okumak için evlerede gitsem bi tezat olmaz değil mi?Gönlüm imamı rabbanide menzil şeyhinde.Allaha emanet olun

56

29.12.2007, 12:12

Niye olmasın değerli kardeşim. Tasavvuf Kur'an'dan alınmış hak meslektir. Risale-i Nur'da Kur'an'dan alınmış hak meslektir.

Bir kişi çok rahat bir şekilde bir şeyh'e bağlanıp Risalelerden istifade edebilir.

Önemli olan imanı kurtarmaktır. Nurcu olmak farz değil. ıman'ı kurtarmak Risale-i nur'un tekelinde değil. Tarikatlerinde tekelinde değil.

muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

57

29.12.2007, 12:20

Hocam Allah sizden razı olsun cümlemiz inşaAllah Allah Allah diye ölelim :)

58

29.12.2007, 17:08

Alıntı sahibi ""Ceka""


Abdülhafiz kardeşim, şu an tam bir şoktayım. Risale-i Nur'u bir sene anlayarak müteala eden biri devrin mühim bir alimi olabilir. Olmasa bile neyin ne olduğunu anlar.
şimdi sen üç seneder Risale-i Nur okuyup istifade ettim diyorsun. Ne okudun acaba? Madem üç sene okudun Haşrin caddelerinde dolaşmış olman lazım. Madem üç sene okudun Kader meselesinde hiç bir problemin kalmamış olsa gerek. Ve hakeza.


Ben yanlis oldugunu filan demiyorum, ama dogru olduguna dair süphem var. Üstadin dedikler mantikli ve aklima hitap ediyor ve bazan okudum zaman sanki kalbim nurlandigini hissediyorum...
Farkli görüsler olduguna dair süphelerim var.
Misal Hakikat meselesinde Imam-i Rabbani'nin görüsü farkli. Üstad ra. tarikatsiz hakikate gecebilme imkan oldugunu diyor, Imam-i Rabbani ra. böyle bi görüse hic katlanmiyor ve seriatin tarikatsiz olmadigini ve hakikatin tarikatsiz hic olmadigini söylüyor. Anlatabildim mi? Diger Alimler'de Üstadin görüsüne katilmiyor. Simdi hangi caddeden gideyim?
Tarikat yolundan mi? Bu yolun adeti var, hem silsileleri Peygamber Effendimize sav. dayaniyor ve bugüne kadar milyonlarca Evliyullah yetistiren bir yol. Yada Risale-i Nur yolu mu? Bu yolu Alimler tarafinden ve bu zamanki Evliyullah tarafindan tasdik edilmemis bir yol.
Süphelerim bundan kaynaklaniyor. Ne kadar güzel de risaleler olsa da, benim aklimin yada benim görüsümün ehemiyyeti yok. Hasta olan doktorunu bulmasi gerek. Risale-i Nur Yolu dogru olmazsa ömrüme yanlis yola harcamis olurum. Yazik olmaz mi? Hem suluk etmem ve saplantiya ugramis olurum.

Siz risale-i nur ile suluk edeni gördünüz mü? Yani Veli makamina ulasmis olan bi Talebeyi? Tabi ki Veli kendi Veli oldugunu söylemez, ama bazi hallerden anlasilir. Böyle gibi seyler insana bürhan olabilir.
Misal Abdullah Yegin Agbey Berlinde iken bizlere sunu söyledi: "Nereye gitsek risale-i nurun kerametini görüyoruz".

Alıntı

Anlıyamıyorum Risaleler madem boş değil Mürşid olabilir. Hani benim açımdan Mürşid kabul etmen önemli değil. Onları kendine mürşid yapmış biri olarak kendimi savunarak derim: Herkez 7'den yetmişe Risale-i Nur'dan kabiliyetine göre istifade eder. Bir şeyin hakkında şüphe duymak su i tesir görmekle olur. Sen hiç Risale-i Nur'u -gerçekten okuyan- birinin kötü yönde etkilendiğini gördün mü? Ben 7 yaşımda ki kızıma okuyorum hiç su i tesir etmemekle beraber dersleri anlama kabiliyeti dahi gelişiyor. Ümmi olan anam okuyor, kendi okurken analmasa bile her geçen gün istifadesi belli oluyor.


Tamam hakkli sin, ama bazi abiler risaleleri dogru anlamaz. Medreselerde ki abiler bazen yanlis yorum veriyorlar. Bunun kaynagi risaleler degil, belki baska eser okumadiklari icin oluyor. Bazan görüsleri pek tuhaf bana geliyor ama sucu risalelerde görmüyorum.

Alıntı


Risale-i Nur'un ıslamlarda unutulmuş ev toplantılarını tekrar kazandırması, teat-i efkarı öğretmesi, münazarayı , müzakereyi öğretmesi ve tesaddüm-ü efkaarı hayıra çevirme becerisi dahi yeter hizmettir.
Benim çok sevdiğim, çok değer verdiğim bir ehl-i tarik Kürd arkadaşım var. Risale-i nur'u hiç sevmez. Ancak, sohbetler onun yaşadığı evde olduğu için sürekli dnilemek zorunda kalmış. Risale-i Nur'a ve Nurculara karşı su i zannı bayram ziyaretimde tamamen gitmiş gördüm.

Demek bir şeyi bilmeden hükmetmek; red etmenin hükmü yok.


Ben buna katiliyorum. Hizmetlerini ve fedakarlıklarını cok begeniyorum. Bizzat böyle fedakar Abiler görüyorum ki, bazen agzim acik kaliyor, aff edersiniz.

Alıntı


Hem şu vardır. Kabul etmemek başka ,red etmek başkadır. O mübarekler zaten meslek icabı Risaleleri kabul etmeyecek. Ancak red edemiyorlar. Red eden çıksa "şurası batıl" diyemiyor. Elbette red edip "şurası batıl" diyemiyene itibar edilmez. şeyh Naızm efendi Risaleleri okumamış ki red etmesinin bir hükmü olsun. Eğer okuyup red ediyorsa o zaman çıkacak şurası batıl diyecek. Yoksa biz onun sözünü red ediyoruz. Akil olan herkez red edecektir.


Okumadigini nerden biliyorsun abi?

Alıntı

Bilen şüpheye düşmez. şüphe bilmemekten olur. Kendine bir mürşid edin. Öyle tek başına kalmak ile olmaz. ıster Risale-i nur ister şeyh. Niyetin imanının kurtaracak bir Mürşiddir. Tarafgirlik luzumsuz
Kıbleni tek yap. Hem orda hem burda olma


Senden dua rica ediyorum. Cenab-i Hakk bana isaret verip ve bana bi yol göstersin inshaAllah.

59

29.12.2007, 17:55

Alıntı sahibi ""Abdulhafiz""


Ben yanlis oldugunu filan demiyorum, ama dogru olduguna dair süphem var. Üstadin dedikler mantikli ve aklima hitap ediyor ve bazan okudum zaman sanki kalbim nurlandigini hissediyorum...
Farkli görüsler olduguna dair süphelerim var.
Misal Hakikat meselesinde Imam-i Rabbani'nin görüsü farkli. Üstad ra. tarikatsiz hakikate gecebilme imkan oldugunu diyor, Imam-i Rabbani ra. böyle bi görüse hic katlanmiyor ve seriatin tarikatsiz olmadigini ve hakikatin tarikatsiz hic olmadigini söylüyor. Anlatabildim mi? Diger Alimler'de Üstadin görüsüne katilmiyor. Simdi hangi caddeden gideyim?
Tarikat yolundan mi? Bu yolun adeti var, hem silsileleri Peygamber Effendimize sav. dayaniyor ve bugüne kadar milyonlarca Evliyullah yetistiren bir yol. Yada Risale-i Nur yolu mu? Bu yolu Alimler tarafinden ve bu zamanki Evliyullah tarafindan tasdik edilmemis bir yol.
Süphelerim bundan kaynaklaniyor. Ne kadar güzel de risaleler olsa da, benim aklimin yada benim görüsümün ehemiyyeti yok. Hasta olan doktorunu bulmasi gerek. Risale-i Nur Yolu dogru olmazsa ömrüme yanlis yola harcamis olurum. Yazik olmaz mi? Hem suluk etmem ve saplantiya ugramis olurum.


Kardeşim biz de ımam-ı Rabbani okuyoruz. ve iddianızı ıspata davet ediyorum. ımam-ı Rabbani tek hak yolun Tarikat olduğunu nerde söylemiş.

Bilakis demiş imanın bir tek hakikatine tüm keramet ve zevkleri değişmem"
Demek keramet ve zevk üzere süluk eden Tarikatte tercih ettiği meslek ıman mesleği. bu demektir ki, ımam-ı Rabbani mesleğimiz tasdik ediyor.

Bakın havaya estiriyorsunuz. Diğer alimlerin dediğiniz gibi bir şey söyledikleri yok. Biz mazinin çocukları gibi dedikleriniz delisiz abul edecek değiliz. Buyurun bir tek alimin Tarikatten başka hak yol olmadığını söylediği değil işaret ve ima ettiği sözü getirin.


Siz risale-i nur ile suluk edeni gördünüz mü? Yani Veli makamina ulasmis olan bi Talebeyi? Tabi ki Veli kendi Veli oldugunu söylemez, ama bazi hallerden anlasilir. Böyle gibi seyler insana bürhan olabilir.
Misal Abdullah Yegin Agbey Berlinde iken bizlere sunu söyledi: "Nereye gitsek risale-i nurun kerametini görüyoruz".


Ne biliyorsun hiç Risale-i nur talebeleri ile yatıp kalktınız mı? Risale-i nur talebesinin veli makamına çıkmadığı ne malum.

Hem sana soruyorum. Bin Mü'mini veli yapmak mı önemli imanı tehlikede olanın imanını kurtarmak mı önemli?

Hem mesele Veli olmaksa sana soruyorum sizin şeyhiniz kaç kişiyi veli yaptı. Kaçınız veli oldu. Tek veli kendisi ve bir kaç kişi.

O kadar veli bizde de var?

Tamam hakkli sin, ama bazi abiler risaleleri dogru anlamaz. Medreselerde ki abiler bazen yanlis yorum veriyorlar. Bunun kaynagi risaleler degil, belki baska eser okumadiklari icin oluyor. Bazan görüsleri pek tuhaf bana geliyor ama sucu risalelerde görmüyorum.
Muhabbetle


Ben buna katiliyorum. Hizmetlerini ve fedakarlıklarını cok begeniyorum. Bizzat böyle fedakar Abiler görüyorum ki, bazen agzim acik kaliyor, aff edersiniz.
Yine muhabbetle


Okumadigini nerden biliyorsun abi?

Zaten okumadığını söylemedim. şartlı konuşuyorum. Eğer okumamışsa hüküm veremez. Eğer okumuşsa diyecek Risale-i nur şunu demiş şu yüzden batıldır" Demiyorsa amaç şudur "Ben büyük alimim , sözümü delilsiz kabul edin" Ben de derim ""Ben Üstad'ımı senden büyük görüyorum. Onun sözünü dahi delilsiz kabul etmemizi öğretti. Senin sözünü de kabul etmiyoruz."

Bunu demek hakkım olur. Ne hakarettir: Ne haddi aşmadır.


Senden dua rica ediyorum. Cenab-i Hakk bana isaret verip ve bana bi yol göstersin inshaAllah.


Nisa Suresi buyurmuş "başınıza gelen her kötülük kendi kusurunuzdandır." Eğer yolunu bulamıyorsan kusur sendedir. Doğru Yolu bulmak için Kur'an'da verilmiş metodları istimal et.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir