Muhabbet Fedâileri

Zira katıldığım sohbetlerin 3 ya da 4 de birinde bunlardan birisinden bahis açılır nerdeyse. Bunlar meşhur kısımlar. Aradığın soruların hepsinin cevapları buralarda var, lütfen dikkatli oku.

hangi evliya hayattayken ben evliyayım demiş ki? bakın bu sorularınızla alaylık bir duruma varıldığının da farkındasınız..aslında anlamış durumdasınız..ama bana anlatamıyorsunuz mu diyorsunuz? :roll:

ve aleyküm selam

Alıntı sahibi ""Abdulhafiz""

Bu zamanda yasiyan Evliyullah Üstadin dediklerini kabul ediyor mu?

Kabul edenler zaten Nur talebesi demek ki. Ettiği halde tarikate devam eden ehl-i tarik de kendi yolunu öyle belirlemiş, kendine öyle hoş gelmiş, öyle devam ediyor. Üstadı en azından sükut ile tasdik ederler. Üstad kendisi de büyük velidir, inşaAllah. Allahu â'lem bissavab...

Alıntı

Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsi ve o şahs-ı manevîyi temsil eden has şakirtlerinin şahs-ı manevîsi "ferîd" makamına mazhar oldukları için, değil husûsi bir memleketin kutbu, belki ekseriyetle Hicaz'da bulunan kutb-u azamın tasarrufundan hariç olduğu gibi onun hükmü altına girmeye mecbur değil. Her zamanda bulunan iki imam gibi, onu tanımaya mecbur olmuyor. Ben, eskiden Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsini, o imamlardan birisini zannediyordum. şimdi anlıyorum ki; Gavs-ı Azam'da, kutbiyet ve gavsiyetle beraber, "ferdiyet" dahi bulunduğundan, ahirzamanda, şakirtlerinin bağlandığı Risale-i Nur, o ferdiyet makamının mazharıdır.
Bu gizlenmeye layık olan bu sırr-ı azîme binaen, Mekke-i Mükerremede dahi-farz-ı muhal olarak-Risale-i Nur'·un aleyhinde bir îtiraz, kutb-u azamdan dahi gelse; Risale-i Nur şakirtleri sarsılmayıp, o mübarek kutb-u azamın îtirazını iltifat ve selam sûretinde telakkî edip, teveccühünü de kazanmak için, medar-ı îtiraz noktaları o büyük üstadlarına karşı izah etmek, ellerini öpmektir.

Alıntı

ıkincisi: Eski zamanda, on dört yaşında iken icâzet almanın alâmeti olan üstad tarafından sarık sardırmak, bir cübbe bana giydirmek vaziyetine mâniler bulundu. Yaşımın küçüklüğüyle, memleketimizde büyük hocalara mahsus kisve giymek yakışmadığı...
Saniyen: O zamanda büyük âlimler, bana karşı üstadlık vaziyeti değil, ya rakip veyahut teslimiyet derecesine girdikleri için bana cübbe giydirecek ve üstadlık vaziyetini alacak kendilerine güvenenler bulunmadı. Ve evliya-yı azimeden dört beş zâtın vefat etmeleri cihetiyle, elli altı senedir icazetin zahir alâmeti olan cübbeyi giymek ve bir üstadın elini öpmek, üstadlığını kabul etmek hakkımı bugünlerde, yüz senelik bir mesafede Hazret-i Mevlânâ Zülcenâheyn Hâlid Ziyâeddin kendi cübbesini, o cübbeye sarılan bir sarıkla, pek garip bir tarzda bana giydirmek için gönderdiğini bazı emarelerle bana kanaat geldi. Ben de o mübarek ve yüz yaşında cübbeyi giyiyorum. Cenab-ı Hakka yüz binler şükrediyorum. Haşiye


Haşiye: Bu mübarek emaneti Risale-i Nur talebelerinden ve ahiret hemşirelerimizden Âsiye namında bir muhterem hanımın eliyle aldım.

Alıntı

Evliya divanlarını ve ulemanın kitaplarını çok mütalaa eden bir kısım zatlar taraflarından soruldu: "Risaletü'n-Nur'un verdiği zevk ve şevk ve ımân ve iz'ân onlardan çok kuvvetli olmasının sebebi nedir?"
Elcevap: Eski mübarek zatların ekseri divanları ve ulemanın bir kısım risaleleri imanın ve marifetin neticelerinden ve meyvelerinden ve feyizlerinden bahsederler. Onların zamanlarında imanın esasatına ve köklerine hücum yoktu ve erkân-ı ımân sarsılmıyordu. şimdi ise köklerine ve erkânına şiddetli ve cemaatli bir surette taarruz var. O divanlar ve risalelerin çoğu has müminlere ve fertlere hitap ederler; bu zamanın dehşetli taarruzunu defedemiyorlar.
Risaletü'n-Nur ise, Kur'an'ın bir manevi mucizesi olarak imanın esasatını kurtarıyor ve mevcut imandan istifade cihetine değil, belki çok deliller ve parlak bürhanlarla imanın ispatına ve tahkikine ve muhafazasına ve şübehattan kurtarmasına hizmet ettiğinden, herkese bu zamanda ekmek gibi, ilaç gibi lüzumu var olduğunu dikkatle bakanlar hükmediyorlar.
O divanlar derler ki: "Veli ol, gör; makamata çık, bak, nurları, feyizleri al."
Risaletü'n-Nur ise der: "Her kim olursan ol; bak, gör. Yalnız gözünü aç, hakikati müşahede et, saadet-i ebediyenin anahtarı olan imanını kurtar."
Hem Risaletü'n-Nur, en evvel tercümanının nefsini iknaa çalışır, sonra başkalara bakar. Elbette nefs-i emmaresini tam ikna eden ve vesvesesini tamamen izale eden bir ders, gayet kuvvetli ve halistir ki, bu zamanda cemaat şekline girmiş dehşetli bir şahs-ı manevi-i dalâlet karşısında tek başıyla galibâne mukabele eder.
Hem Risaletü'n-Nur sair ulemanın eserleri gibi, yalnız aklın ayağı ve nazarıyla ders vermez ve evliya misilli yalnız kalbin keşif ve zevkiyle hareket etmiyor. Belki akıl ve kalbin ittihat ve imtizacı ve ruh ve sair letaifin teavünü ayağıyla hareket ederek evc-i âlâya uçar. Taarruz eden felsefenin değil ayağı, belki gözü yetişmediği yerlere çıkar, hakaik-i imaniyeyi kör gözüne de gösterir.

Müceddid niçin gönderilir kardeşim.abdulhafız

müceddid manen görevli midir?

görevlidir diyorsanız..onu tasdik etmelerini mi bekliyorsun?

şimdi yapacağın müceddidliğin ne olduğunu iyi öğrenmen..

onlara bu hakikatları ilhamen Allah verdiğine göre..neden çelişkilere düşüyorsun..

işte sorun burda müceddid meselesi öğrenirsen sorun kalmaz inşaallah..

sel.aleyküm benimde kafam karışık az önce zehra yayıncılık ve diğer neşriytatlardaki farklılıkları bu sitenin bi sayfasında okudum bazı yerler değiştirilmiş nedeni ise bazı şerefsizlerin ekmeğine yuğ sürmemek olduğuşeklinde açıklanmış artık siz deyin vesvese ben deyim kafam karışık öyleyse bazı sözler said nursi haz. ait değil demek ki o zaman bazı sözleri de çıkartılmış olabilir mi diye soracak ken sonradan bi ehli tarikin yıllardır hizmetinde duran biri 1971 yılının baskısından önceki nüshalarda (Allah rızası için bi yere bağlanın cemaat olun )diye yazıyormuş şimdi ise yada bi kaç yıl itibariyle çoğu baskılar değiştirilmiş evet imam gazali ayrıca tasavvufdan başka insanlar bi araya toplansa tasavvufdan başka Allaha gidecek harika bi yol bulamazlar ve yapamazlar diye yazısını okumuştum istanbuldaki mahmud efendi gibi konyadaki muhammmed konyevi gibi mürşidler ne diyorlar bu risale hakkında bunların yada tarikat liderlerinin görüşleri var mı aklım iyice karıştı Allah için yardım edin

ve aleyküm selam
bunu diyen kim, Zehra yayıncılık tarafındakiler mi?
Benzer tartışma burada geçti:
http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=9907

Faskorean kardeşim, bazı cemaatler Risale-i Nur'u değiştirse ne olur? Hem asıl meselelerde asla bir değiştirme yok. Varsa sadece cemaat ve meşreblerin iç işlerine bakan meselelerde bazı teferruatlarda ufak değiştirmeler olabilir.

Hem korkmayınız Risale-i Nur talebeleri 600.000 el yazması Külliyat'a imza attılar. Birincisi nasılsa 600 binincide aynıdır. Üstad pek çoğunu bizzat incelemiş.

Bu gün pek çok kişide orjinal yazma Külliyat var.

Güzele bakmanızı tavsiye ederim. Beyhude böyle boş işlerle zihninizi bulandırmayınız.

Muhabbetle

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

ve aleykümselam
Eğer ımam Rabbani, Üstad'dan sonra gelseydi ve bu asırda olsaydı, o zaman kafanın karışmasına hak verirdim.

Kardeşim, bir yolun hakk yol olduğunu kusurdan hali olmayan zatlar mı belirler yoksa her kusurdan Münezzeh Allah'ın Kur'an' da verdiği metodlar mı?

Kur'an pek çok kez "akletmez misiniz, düşünmez misiniz buyurmuş" Acaba akletmek bir şeyhin aklını başına takmak mıdır? Yoksa bir şeyhin söylediklerini Kur'an metodları ile ölçmek midir?

Faraza Mahmud Efendi veya Seyda dese "Risale-i Nur hakktır" ben onlara tabi olsam dahi sukut ederdim. Red etmezdim. Ama kabul de etmezdim.

Soradım "Risale-i Nur neden hakktır?" Delil isterdim.

Sana'da biri dese "Risale-i nur hakk değil" Sor! Araştır ve sonra aklet.


Ben anlamıyorum. Sen Risale-i nur okumamışsın ve gelmişsin "filan hoca hakktır dese kabul ederim." diyorsun. Bu nasıl kulluktur. Sen köle misin? Bu gösterdiğin yol hakk mıdır? ıslamı münafık üretme makinasına çevirmez mi? Hakikatler senin dediğin metodla anlaşılsa idi kafirler derdi "ıslam'da kölelik var. şeyhini sözlerini delilsiz kabul ediyorlar. O zaman bir şeyh yetiştirelimde onlara istediğimiz yaptıralım"

Yaptırmamışlar mı? Münafık şeyhler ıslam'da neden bu kadar çok. Acaba onları aramıza sokan şeyhinin sözünü delilsiz kabul edenler mi, yoksa delil istiyenler mi?

Yoksa şeyhten delil istemek ayıp mı, günah mı? Yoksa şeyhler her kusurdan münezzeh mi? Kusur işlemezler mi? Unutmazlar mı? şaşırmazlar mı? Acıkmazlar mı? ısmet sahibi mi olmuşlar? Yoksa sınavları mı bitmiş. Nefs taşımazlar mı? Nefsini temize çıkarmaktan korkan Peygamberlere rağmen onun nefsi temize mi çıkmış?

Hem biz kendi başımıza terakki etmiyoruz. ışte Risale-i Nur ve işte Nur cemaatleri. ışte Zehra Evleri. ışte Abiler.

Sana sormak istiyorum. Koca bir yükü tek başına "ne kadar harika olsa ve ne kadar güçlü olsa" bir şeyh mi daha kolay çeker, yoksa; her biri alim onlarca akleden, hür ve meşvereti esas almış zatlar mı?

Yine soruyorum. Allah tahkiki imanı mı emretmiş taklidi imanı mı?
Acaba her biri alim , akleden, hür, meşveret eden ve sorularıma, müşküllerime delillerle cevap veren ve sonra beni serbest bırakan zatlar mı imanı tahkiki yapar, Yoksa; benim dediğim hakikattir, delil luzumsuz , diyerek beni emren irşada çalışan kusurdan hali olmayan ve ne kadar harika olsursa olsun tek başına bir şeyh mi?

Buyur cevap veriniz.
Selametle

Ayrıca Ehl-i Sünnet anlış bir görüşte ittifak etmez diye bir şey mi var? Yoksa "Ümmetim dalalet üzere ittifak etmez mi" denmiş.
Dikkat edersen ittifaktan bahis var. Yani, her biri ayrı ayrı yerlerde oturmuş biribirinden bihaber şehylerin ortak olarak bir hususa hakk veya batıl demesi ittifak mı oldu? Yoksa ittifak şur'anın meşveretinden mi çıkar?

Meşveretisiz bin alimin aynı sözü rağmına meşveret etmiş üç alimin sözü tercih edilir. ıttifak budur.
vesselam

ceka kardeş şimdi aydınlat beni şeyh abdurrahmani taği(seyda lakabınıyla bilinen ilk mürşit) üstadın değer verdiği saygı duyduğu zamanın en güzel velilerinden biri şeyh abdurrahmanı taği.Namaz kılarken öğrencilerinden biri yatakta ölmek üzeredir şeytan imanını almak için gelir son kozlarını oynar şeyh efendi namaz kılarken tam 3 kere kolunu sağa sola fırlatır ve en sonunda kolu çıkar namaz biter arkasındaki müderris hocalara sorar benim namazım bozuldu mu?el cevap bozuldu efendim derler.şeyh hayır benim namazım bozulmadı der ve anlatır bi gün bizim yanımıza biri geldi bu tariki nakşbendiye bağlandı der bizde evlat olarak kabul ettik buyurur.Sonra şeytan o kişinin canını almak için geldiğini ve kendisinin hızlı bi şekilde şeytanı fırlattığını söyler sonra ikinci kez şeytan gelir 2.kez müridin imanını şeytana kaptırmamak için gene şeytanı tutar ve fırlatır şeytan yakın bi zamanda gene gelir 3. ise şeyh efendi öyle bi fırlatır ki malum kolu çıkar ve mürit kelimeyi şehadet getirerek nefesini verir.şimdi bunu anlamak kolay bişi değil hem namazda hem müridinden gafil değil Allahın izniyle.yine birgün büyük bi alimin çocuğu seyda ya bağlanır oğlu babasına babacım gel seyda ya gidelim ona intisap et der babasıda oğlum tarikatlar son nefesinde Allahın izniyle şeyh efendi yardım eder ve benim şeyhe ihtiyacım yok benim ilmim bana yeter der ehm esmaül hüsnayla son nefesimde şeytana imanımı vermem der.Alim yatakta ölmek üzeredir oğlu başında kuran oku ağlar babası yetiş oğlum şeytan esmaül hüsnayı ve bendeki bütün ilimleri çürüttü tek Allah lafzı kaldı bana yardım et der oğlu hemen mürşid rabıtası yapar kısa bi zaman sonra babası güler ve oğluna şunu oğlum şeytan geldi ama senin şeyhinde burdaydı o gelince duramadı bana sen yat kalk şeyh abdurrahmana dua et der eğer o olmasaydı senin imanını almıştım der bende risale okuyorum aslında bi ikilemdeyyim diyebilirim ama neden imam gazali de müceddit hatta müçtehit olduğu da söyleniyor imamı rabbani gavsı geylani mevlana halid zülcenehayn bunlar neden ayrı bi yol metot düzenlememişlerde risale ayrı bi metat amacım tartışmak değil ikna edin hem daha yeni sayılır risaleler ama tarikler daha fazla hatta sahabelere kadar dayanır hem silsiledenilen bişi var diyorlar bütün ehli tarik şeyhleri himmet ederlermiş kuran ve sünnet yolunda gittiğimiz müddetçe tabi.AEO

Alıntı sahibi ""Abdulhafiz""

Selamun Aleyküm,

Kardesler, madem Risale-i Nur Yolu hakk yol ise, gidin Menzildeki Seyhe, yada Mahmud Efendinin ra. yanina ve bu yol hakkinda onlarin görüsünü alin. Bunu Video halinde internete koyun...

Aleykümesselam
Sormak istiyorum;
Bir doktor ile hasta konuşsa. Hasta dese "doktor bana filan ilacı ver. Hastayım"

Doktor baksa dese "ey hasta! Senin bu hastalığını istediğin ilaç daha kötü eder. Bunu kullanma. Bu ilaç yanlıştır. Al sana filan ilacı vereyim. ıyi olursun"

Sonra o hasta o ilacı alıp bir din alimine götürüp sorsa. Din alimi dese "ben bu ilacın görünüşünü beğenmedim. Seni hasta eder, kullanma"
Ne kadar ahmakça olur anladın. Elbette Tıp ilminde sözü hüküm olan o ilmi tahsil etmiş olandır. O ilmi tahsil eden ne kadar da deha olsa, ne kadar büyük ve mübarek olsa hükmü batıldır

Peki sana soruyorum bahsi geçen Mübarek şeyhlerin Risale-i Nur'u okumadan batıl demesinin hükmü nedir?

Hem muteber ve mutemed iki kiş dese ki "Bu gece ayı gördüm. Hilaldi"

On bin kiş görmedim dese hükmü nedir? O onbin kişinin her biri başka bir bahane ile ayı görmediğini söyleyecek. Biri diyecek "bulut vardı" biri diyecek uyuya kalmıştım" ve hakeza.

Acaba bu güne kadar 50 sene içinde sayıları milyarı bulan Nur Talebelerinin ve şeyhlerin, Hocaların ve dost düşmanın ittifakı ile Risale-i Nur haktır dendiği halde iki bahsi geçen şeyhin o Risaleleri okumadan "batıldır" demesinin hükmü ne olur?

Faraza onunla konuşsam dese "Risale-i nur haktır" ne ifade eder. Bilmediği şeye müsbet veya menfi hüküm verenin hükmü nedir?

şimdi iki ihtimal vardır. Bahsi geçen mübarekler ya Risale-i nur'u okumuş sukut ediyor. Vehayut okumamış ve bilmediği şeyde hüküm vermek istemiyor. Zorlamanın anlamı nedir? Sanal şeylerle niye uğraşıyorsunuz. şimdi sen Risale-i Nur'a hak demek için onların Risale-i nur'u okumalarını mı bekleyeceksin?
Faraza o zatlar Risale-i nur'u okusa ve dese "batıldır" Delil isteriz. Neden ve hangi hükme göre batıldır göstersin isteriz.

Sonra merak eden biz değiliz ki bize hodri meydan çekiyorsun. O Zatların Risale-i nur hakkındaki düşüncelerini merak ediyorsan buyur sen röportaj yap.

Ayırca bu asrın Mücedidi gelse içtihad etse dese "Risale-i nur batıldır" Yada Üstad kalksa dese "tamam ben yanılmışım Risale-i nur'u terk edin" ellerinden öpeceğiz ve bize hiç bir zararı olmamakla beraber yararı yüzde yüz Risale-i nur'a devam edeceğiz. Öyle kendi fikri dahi olmayanların sözleri ile Risale-i Nur'dan şüpheye girecek de değiliz.


Beyhude kendinizi yıpratmayınız. Gözlerinizi gündüze kaparsanız yanlız kendinize gece yaparsızın. Siz kabul edemiyorsunuz,ama Nur cemaati devasa bir boyut aldı. Avusturlayadan Amerikaya her tarafta inkişaf ediyor.

Müslüman olan her yüz gayr-ı müslimden 70-80i Risale-i nur vesilesi ile oluyor. Risale-i Nur'un hak olmasına tek delil verdim. Daha istersen sor ,ama sorgulama.

vesselam

evet menzil şeyhine mahmud efendiye sorun derim videoya da alın deselerki haktır canımı vereyim hem kafamızda rahat olsun rüyamda şeyh abdurrahmani taği yi gördüm merak ettim araştırdım ve yazdım kaynaklar mektuplar hayaatı evet ceka abi beni aydınlat risale de bu metot var mı?son nefes? Bi veli bayan varmış bigün bi kalabalık önlerinden geçerken sormuş aralarından birine nedir bu kalabalık diye?o kişi de sen hiç duymadım mı benim hocamın adını o büyük bi alimdir velidr demiş ardından da o Allahın varlığını 1001 şekilde ispatlamış bi kişidir sen nasılolurda benim hocamın ismini bilmezsin diye bayan veliyi yadırgamış o da senin hocanın Allahın varlığından bi şüphesi mi var ki 1001 şekilde delile ihtiyacı duydmuş diye cevaplamış talebesi cevabı hocasına yetiştirir hoca tebessüm eder teslimiyet teslimiyet benim arkaşım içkici kumarcı hattta tinerci idi tedavi olmuyordu sadece okişiyi gördü ve gözlerinden yaşlar akıyordu tövbe etti namaza başladı ben onu ilk gördüğüm de şaşırdım şok oldum şimdi tinerci biri risale ile kurtulabilir mi?bi kere kitap okumaz ki bu adamlar doğru dürüst hem imamı rabbaniyide yetiştiren veli bir değilmiydi(muhammed baki billah)imamı rabbani rüyamda bana mektubatımı oku dedi ben onlara kurban olayım

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

ve aleyküm selam
bunu diyen kim, Zehra yayıncılık tarafındakiler mi?
Benzer tartışma burada geçti:
http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=9907

evet zehra yayıncılık