Giriş yapmadınız.

1

01.08.2004, 14:18

Harun Yahya'nın Üstad hakkındaki...

makale ve yazılarından birkaç link örnek
http://www.bediuzzamansaidnursi.net/
http://www.mercek.org/html/sayi_01/bediuzzaman.htm

daha da başka yazılar da var,bakabilirsiniz,
neden şimdi bunları yazdı acaba,
hem Bediüzzaman'ı kabul etmek,hem de o malum şahsı övmek,bu nasıl iştir,

Abdullah

Stajyer

  • "Abdullah" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 117

Konum: TR

Meslek: tasarim

  • Özel mesaj gönder

2

01.08.2004, 16:23

Abdulkadir Said,
Sen bunun ne iş olduğunu bilmiyonmu :lol: .

Bunu adına politika derler.
Politika = ıki yüzlülük. :mrgreen:
Forum kurallarından 4.2.1 + 4.2.2 ve 4.2.7´nci maddelerin ihlali sebebiyle üyeliği iptal edilmiştir.

3

03.08.2004, 00:14

bence asla ikiyüzlülük filan değil
hayat öğrenmektir
ve sizin amacınız hizmet tebliğ ve rıza-yı ılahi ise
taassub yapmaya hiç gerek yoktur
ALLAH A EMANET OLUN

4

03.08.2004, 05:36

ne demek istediğimizi anladın mı?

5

09.08.2004, 19:01

esselamu aleyküm verahmetullah veberekatuhu
sevgili abdulkadir kardes insanlar hakkında hüküm veremezssiz sen harun yahya kadar ALLAH YOLUNDA HıZMET ediyomusunki onun hakkında konusuyosun mübarek ta macaristanlara tebliğ de bulunuyo amacı ALLAH A CAğIRMAK
sen ona iki yüzlü diyerek iftirada bulunuyosun ve ayet
el iftira eşeddü minezzina
iftira zinadan daha günahtır
unutmayın ki Allah kimi sececeğini bize soracak değil di tıpkı SAıDNURSı hazretlerini secerken bize sormadığı gibi
bi de nehikmetse
Allah ın sectiklerine tabi olmak hep kibirlilere ağır gelmiş ve sırf bu yüzden doğru söylediklerini bile bile kabul etmemişlerdir
canım kardeslerim lütfen inceleyin bir kactane sohbeti bastan sona dinleyin ondan sonra kararınızı verin lütfen ondan bundan(iblisin televizyonlarından) duyduklarınız la hüküm vermeyin
Cünki sizde Allah için bu yola cıkmış olmalısınız ki burda dilinizden döndüğü kadar insanlara ALLAH I anlatıyosunuz
ALLAH RAZI OLSUN
GELıN BıRLıK OLALIM
BıRBıRıMıZı KIRMAYALIM
ALLAH IN ıSTEDığı GıBı DAVRANALIM
EN DOğRUYA BıRLıKTE ULASALIM
CANIM KARDESLERıM SıZLERı COK SEVıYORUZ TAHMıN BıLE EDEMEZSSıNıZ

6

09.08.2004, 19:48

ıftira ediyorum ha?
Buna delilin nedir?

Hem Bediüzzaman'ı kabul et,onun fikirlerini,
hem de ıslam'a zararlı olmuş o şahsı sitende öv,


O şahsın'ın yaptıklarının hangi birini savunabilirsin,
aklını başına al,bugün Türkiye'de işlenen bir çok pisliğe o kişi ve arkadaşları geçit vermiştir,bir kötülüğe yol açan o yolda işlenen kötülüklerden pay sahibi değil midir?
Peki ya bu haltları yiyen,zındık kişiyi övmek nedir,bile bile yapmak hem de,


Bediüzzaman'ın o kişi hakkındaki fikirlerini öğrenmek istersen anlatırız,

ve de Harun Yahya'yı bırak sen kendine bak,yazdığın zırvaları unutmadık,


ben Harun Yahya'nın yaptığını yazdım,sen istersen gözlerini kapa,ama yaptıkları sen gözlerini kapayınca kaybolmaz,

Abdullah

Stajyer

  • "Abdullah" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 117

Konum: TR

Meslek: tasarim

  • Özel mesaj gönder

7

09.08.2004, 20:02

Alıntı sahibi ""E R H A N""

harun yahya kadar ALLAH YOLUNDA HıZMET ediyomusunki onun hakkında konusuyosun mübarek ta macaristanlara tebliğ de bulunuyo amacı ALLAH A CAğIRMAK
sen ona iki yüzlü diyerek iftirada bulunuyosun ve ayet
el iftira eşeddü minezzina
iftira zinadan daha günahtır


ıki yüzlü olduğunu ben söyledim.
Hemde Arkasıdayım sözümün.

eğer iki yüzlü değilse siz söyleyin ne!

Tarihi ben mi yanlış biliyorum? Yoksa birilerimi tarihi saptırmaya çalışıyor!

Kimlere kim işkence etmişti, Sürgün etmişti, ıslami kişiliğe sahip kişilerin boynunu kim Vurdurmuştu?

Adnan Oktar ıki yüzlü değilse;
O işkenceleri, o sürgünleri, o ıdamları
Adnan oktar yapmıştır.

Çünkü "Siz kimi lider seçiyorsanız, Seçtiğiniz liderin Yaşantısı Size Mirastır"
Forum kurallarından 4.2.1 + 4.2.2 ve 4.2.7´nci maddelerin ihlali sebebiyle üyeliği iptal edilmiştir.

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

8

11.08.2004, 23:46

dikkatli olmak lazim

Selam Kardeslerim
Madem Ustadi Peygamber SAV yolunun yakin tarihimizden bir ornegi olarak kabul ediyoruz. O zaman Adnan Oktar ve ya baska birine karsi yaklasirken uzerimize dusen onun yaklasimina benzemelidir. Iste size Ustadin hayatindan bir kesit.
--------------------
Birgun ustadin talebeleri(kimler bilmiyorum) huzuruna geldiler ve

"Ustadim filan filan sahislar kendilerinden olmayanin selamini almadiklari gibi selam da vermiyorlar." dediler.
Ustad sordu:

"Namaz kiliyorlar mi?"

"Evet" cevabini alinca su basit ama kitaplik cumleyle mukabele etti:

"Kardesleriniz hakkinda giybet etmeyiniz"
----------------------

Kardeslerim. Ben Adnan Oktar'a ait kitaplari okumadim ve sadece bir kac adet goruntulu eserini izledim. Lakin bizim yolumuzda en son yapilacak seylerden biri musluman kardeslerimize giybet etmektir.

Dikkatli olunuz 28 Subat sonrasi coklarina iftira attilar ve olmayan seyleri dogru gosterdiler. Her soylenene inanmamali.

Dikkatli olunuz tarihte oyle zatlar vardirki meyhaneden cikmaz iken Allahin inayeti ile Hakka donerler. Bu yuzden bize dusen insanlarin gecmislerini karistirip neler yapmislar ogrenmek degildir. Bilakis, bizler Msulumanlarin gunahlarini kucuk mikroplar gibi gormek amma kendimize gelince devlerle savastigimizi dusunmek zorundayiz. Suphesiz, Allah Adildir ve de RahmanurRahimdir.

Son bir nokta:

Bazen bizler belli mesreplerden oluyoruz. Bu bizim baska mesreplere karsi saygisiz ve dusman olmamiz degildir. Aksine onlarin yanlislari kasti olmadigi surece belli bir muhabbet beslemek vazifemizdir. Cunku her mesrepten insan o mesrebi Hakka goturen yollarin en iyisi gorur ve ondan takip eder. Bu yuzden lutfen kendi yolumuzu tek yol olarak tanitmayalim. Zaten buna karsii Uhuvvet risalesini okumak lazim.

hurmetler
El Baki Huvel Baki
Dualariniza muhtac bir kardesiniz
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

Mesajlar: 100

Konum: Almanya

Meslek: talebe

Hobiler: okumak

  • Özel mesaj gönder

9

12.08.2004, 01:36

Re: dikkatli olmak lazim

Alıntı sahibi ""barish""



Bazen bizler belli mesreplerden oluyoruz. Bu bizim baska mesreplere karsi saygisiz ve dusman olmamiz degildir. Aksine onlarin yanlislari kasti olmadigi surece belli bir muhabbet beslemek vazifemizdir. Cunku her mesrepten insan o mesrebi Hakka goturen yollarin en iyisi gorur ve ondan takip eder. Bu yuzden lutfen kendi yolumuzu tek yol olarak tanitmayalim. Zaten buna karsii Uhuvvet risalesini okumak lazim.

hurmetler
El Baki Huvel Baki
Dualariniza muhtac bir kardesiniz


allah razi olsun cok yerinde ve gerekli bir yazi...

not: eger adnan hoca bir dinsizi eserleriyle müslüman etmisse o ona yeterde artar bile biz kendimize bakalim bizler vazifelerimizi hizmetlerimizi kusursuz yapabiliyoruzmu önemli olan bu...

baki selamlar
Aşksız derviş olmaz, olsa da o kimse derviş sayılmaz. Derviş'in sermayesi Aşk'tır, ilmi Aşk'tır, görgüsü Aşk'tır. Arzu ve istekleri de Aşk'tır. Derviş'in canı Aşk'tır, cananı Aşk'tır, bizzat kendisi Aşik'tır.. Ves-selam!...

10

12.08.2004, 02:33

esselamualeykümverahmetullahveberekatuhu
abdulkadir kardes
sen said nursi hazretlerini cok sevdiğini söylüyosun ama üzülerek söylüyorumki örnek aldığınla aranda dağlar var bunu sen kabul etmesende böyle
diyelim o mübareklerin gecmişi öyle
sahabeyi hatırla
hepsi azılı katil, puta tapan birbirleryle aralarında kandavası olan insanlar değillermiydi bitmedi kızlarını diri toraga gömmedilermi
sonra ne oldu
*benim sahabem gökteki yıldız gibidir kim onlara tutunursa kurtulusa erer*
hz.ömer peygamberimizi öldürmeye geldi ama Halifeliğe kadar yükselmedimi
simdi sorarım sana bu davranısınla
ali imran 119 la arandaki farka bi bak ve kendine sor benim peygamberim bu durumda neyapardı

Hâ entum ulâi tuhıbbûnehum ve lâ yuhıbbûnekum ve tû’minûne bil kitâbi kullih(kullihi), ve izâ lekûkum kâlû âmennâ, ve izâ halev addû aleykumul enâmile minel gayz(gayzi), kul mûtû bi gayzikum, innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).



(Ey mü’minler)! Siz öyle kimselersiniz ki; onlar, sizi sevmedikleri halde siz, onları seversiniz ve siz Kitab’ın bütününe îmân edersiniz. Onlar, sizinle karşılaştıkları zaman: “Îmân ettik.” derler. Ama tenhada, kendi başlarına kaldıkları zaman size olan öfkelerinden (dolayı), parmak uçlarını ısırırlar. De ki: “Öfkenizden ölün.” Hiç şüphesiz Allah, sinelerde olanı bilir.

bana zırvaladıkların demişsin benim sahsım önemli değil istediğini söyle sahsım hakkında ancak dikkat edersen göreceksinki anlatılanlar hep ayetlerle desteklenmekte o yüzden sözlerine biraz daha dikkat etmen senin yararına olur canım kardesim
birde barıss kardes Allah senden sonsuz kere razı olsun hamd eder sükrederizki burda senin gibi kardeslerimiz de var

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

11

12.08.2004, 06:16

Yapmayin Gozunuz Sevem

Kardeslerim

Bizlere dusen cedel degil, muhabbettir.

Eger bir kardesimiz hata yapmis ve digerini uzen sozler soylemis ise digerine dusen ona musamaha ile yaklasmaktir. Cunku mevzu olan nefsi mudafaa ise bu caiz degildir. Yok mevzu olan dinin hakkini mudafaa ise ozaman munazaa caiz degildir. Olsa olsa muzakere yapilir ki bunun usulu de birbirine laf atmak olmamali.

Simdi hep beraber bize dusen nefislerimizi kontrol etmektir.

"Nefislerinizi temize cikarmayin" ayetini serlevha edelim lutfen.

[Said Nursi bu ayeti serlevha yapar bir cok yerde. Eminim ki Adnan Oktar da yapiyordur bunu. O zaman mesrebimiz ne olursa olsun bize dusen nefse prim tanimamaktir]

hurmetler
El Baki Huvel Baki
barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

12

12.08.2004, 06:20

baska bir konu

Kardesler geliniz baska bir konu bulalim kendimize. Ben baska bir yerde baska bir soru sormustum. Gelin onu hep beraber dusunelim. Birbirimizden faydalanalim. Eminim ki Adnan Oktar Hocamizin yazdiklarini okuyan kardeslerin de ekleyecegi seyler vardir.

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?p=4906#4906
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

13

12.08.2004, 06:32

Siz benim dediklerimi anlamamakta ısrar ediyorsunuz,
o şahsın yediği haltları buraya yazsam savunabileceğiniz bir tanesi var mı?

bile bile kötü kişiyi savunmak,onu övmek,onu insanlara yanlış tanıtmak nedir?
hemde bu kişi sizin davanıza en çok zararı vermiş,arkasından gelenler ise hâlâ vermek için elinden geleni yapıyorsa,
sadece bunu anlamamak için niye diretiyorsunuz?

ne dedikodusu yapıyoruz biz burda,gelsin suratına söyliyim,umuma açık yediği bir halt,şu an hâlâ web sitesinde var,

şerrinden Allah'a sığınılan bir zatı övmek,vay be,

bu da savunuluyor demek,

Hud Suresi;
113-Ve zulmedenlere meyil etmeyin; yoksa size ateş dokunur. Allah'tan başka kayıranlarınız da yoktur;sonra kurtulamazsınız.


«Reisicumhur'a gönderilen istidanın zeylidir ki, mecbur oldum yazmağa.

Bana hücum eden garazkârların en esaslı sebebi; Mustafa Kemal'in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar. Ben de o garazkârlara derim ki:

Ölmüş gitmiş ve dünyadan ve hükûmetten alâkası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir hadîs-i şerifin ihbarıyla, Kur'ana zararlı öyle bir adam çıkacak dediğimi ve sonra Mustafa Kemal o adam olduğunu zaman gösterdi.

Ben de beşyüz seneden beri kahramanlığıyla ve hakperestliğiyle dünyaya meydan okuyan kahraman bir ordunun şerefini ve zaferini, hilaf-ı hakikat olarak M. Kemal'e vermediğim için, garazkâr dostları beni yirmi senedir bahanelerle tazib ediyorlar.

Evet -mahkemede isbat ettiğim gibi- "şerefler, müsbet hayırlar, maddî-manevî ganîmetler orduya, cemaata verilir, tevzi' edilir; kusurlar, menfî icraatlar başa, reise verilir" diye bir kaide-i hakikatla, kahraman ordunun ve bilfiil asker ve asker başında çalışan cesur zabitlerin zaferleri ve şerefleri Mustafa Kemal'e verilmez. Belki kusurlar, hatalar yalnız ona verilir diye beni onu sevmemekle ittiham edenleri, kahraman orduyu sevmemekle ve şereflerini kırmakla ittiham edip onlara hain-i millet nazarıyla bakıyorum.

Bu hakikatı mahkemede isbat ettiğim gibi, onun muannid dostlarına da isbat etmeye hazırım. Ben bu mübarek milletin bahadır ordusunun milyonlar efradı ve zabitlerini severim. Hürmetlerini, haysiyetlerini elimden geldiği kadar muhafaza ediyorum. Benim karşımdaki garazkâr muarızlarım, bir tek adamı sevmek yolunda, milyonlar efrada manen ihanet, belki adavet ediyorlar.

Evet çok emarelerle bildik ki; bana hücum edenleri tahrik eden, Mustafa Kemal'e itirazımdır ve ona dost olmadığımdır. Başka sebebler bahanedir. Bunun için mecbur oldum ki, o muarızlarıma derim: O beni taltif etmek ve bütün vilayat-ı şarkıyeye vaiz-i umumî yapmak için Ankara'ya istedi. Ben oraya gittim. Bu gelen üç madde, beni onun dostluğundan vazgeçirdi. Yirmi sene inzivada azab çektim, dünyalarına karışmadım.

Birinci Madde: Bir hadîs-i şerifin, âhirzamanda an'anat-ı ıslâmiyenin zararına çalışacak diye haber verdiği adam, bu olduğunu ef'aliyle göstermesidir. Ben otuzaltı sene evvel o hadîsi tefsir etmiştim. Aynen bu adama manası çıkmış. Mahkemedeki müdafaatımın "Üçüncü Esas"ında izahı var.

ıkinci Madde: Bir şeyin vücudu ve tamiri ve hayatı, ona ait bütün erkân ve şeraitin vücuduyla olabilmesi; ve o şeyin ademi ve tahribi ve ölmesi, bir tek şartın bozulmasıyla olduğu bir kaide-i hakikattır. Umumun dillerinde "Tahrib, tamirden çok kolaydır" diye darb-ı mesel olmuştur. Bu kat'î kaideye binaen, meydanda görünen ehemmiyetli kusurlar ve tahribatlar o kumandanın hatasından ve ehemmiyetli şerefler ve zaferler ise ordunun kahramanlığından geldiğinden; o fenalıkları ona, o iyilikleri orduya vermek lâzım gelirken, bütün bütün aksine olarak cemaatın hayrını baştaki bir ferde ve o ferdin şerrini cemaata vermek dehşetli bir haksızlık olmasıdır.

Üçüncü Madde: Cemaatın hayrını ve ordunun zaferini başa vermek ve o başın kusurunu cemaata isnad etmek ise, binler hayırları birtek hayra indirmek ve birtek kusuru binler kusur yapmaktır. Çünki nasıl bir tabur bir dehşetli düşmanı öldürse, herbir neferi bir gazilik rütbesini alır ve yalnız binbaşısına verilse, binden bire iner, bir tek gazi olur. O binbaşının hatasıyla zalimane bir katil yapılsa ve ona verilmeyip tabura verilse, o bir tek katil bin cinayet hükmüne geçerek bin neferi mesul eder ve cezaya çarpar.

Aynen öyle de: Meydandaki görünen ehemmiyetli kusurlar onları işleyen ölmüş adama verilmezse, beşyüz belki bin seneden beri gaziliğini ve hakperestliğini dünyaya gösteren ve ferman-ı şerefini ve Kur'an bayrakdarlığını kılınçlarıyla ve kanlarıyla imzalayan bir orduya havalesiyle, o kusurlar binler derece ve erkânları adedince ziyadeleşir, o ordunun pek parlak mazisini dehşetli karartır ve bu asrın Ordusunu, geçen asırların aynı orduları önünde mahcub ve mes'ul eder.

Ve mevcud şerefler, zaferler tek adama verilse binler derece küçülür, erkân ve efrad adedince gazilik ve hayırlar bir tek hükmüne geçer söner, daha kusurlara karşı keffaret-üz zünub olmaz. ışte bu sebebler içindir ki; ben onun dostluğunu bırakıp, onun yerinde, ehemmiyetli bir zamanda içinde bulunduğum ve tesirli hizmet ettiğim o Ordunun dostluğunu aldım ve binler derece daha ehemmiyetli şerefini muhafazaya Risale-i Nur ile çalıştım.

Emirdağı'nda Said Nursî»

(Emirdağ Lâhikası-l sh:284)






http://www.yeniasya.org.tr/index.asp?Sec…ayiMusa&Page=64

Asay-ı Musa'dan,
Bu Onuncu Meseleye bir hâtime olarak ıki haşiye
Birincisi:
Bundan on iki sene evvel işittim ki, en dehşetli ve muannid bir zındık, Kur’ân’a karşı suikastını, tercümesiyle yapmaya başlamış ve demiş ki: "Kur’ân tercüme edilsin, tâ ne mal olduğu bilinsin." Yani, lüzumsuz tekraratı herkes görsün ve tercümesi onun yerinde okunsun diye dehşetli bir plân çevirmiş.

Fakat Risale-i Nur’un cerh edilmez hüccetleri kat’î ispat etmiş ki, Kur’ân’ın hakikî tercümesi kabil değil, ve lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabî yerinde Kur’ân’ın meziyetlerini ve nüktelerini başka lisan muhafaza edemez ve herbir harfi, on adetten bine kadar sevap veren kelimât-ı Kur’âniyenin mucizâne ve cemiyetli tabirlerinin yerini, beşerin âdi ve cüz’î tercümeleri tutamaz, onun yerinde camilerde okunmaz diye, Risale-i Nur her tarafta intişarıyla o dehşetli plânı akîm bıraktı. Fakat o zındıktan ders alan münafıklar, yine şeytan hesabına Kur’ân güneşini üflemekle söndürmeye ahmak çocuklar gibi ahmakane ve divanecesine çalışmaları sebebiyle, bana gayet sıkı ve sıkıcı ve sıkıntılı bir hâlette bu Onuncu Mesele yazdırıldı tahmin ediyorum. Başkalarıyla görüşemediğim için hakikat-ı hali bilmiyorum.

http://www.yeniasya.org.tr/index.asp?Sec…elifKronolojisi
Bu yazı (Asay-ı Musa'nın ilk kısmı olan Meyve Risalesi) 1944 yılında telif edilmiş,

bundan 12 sene evvel diyor Üstad,bakın bakalım 12 sene evvel ne olmuş,
kimmiş bu zındık?

Bu zındıkla ilgili size biraz bilgi,

Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet Ideolojisi 1932 Ramazaninda yürürlüge konulan dinde reform programinin detayli bir kronolojisi. Bu reform tesebbüsünün en meshur ögelerinden birisi 1950'ye kadar süren Türkçe Ezan okuma zorunlulugu; yasamaya devam eden ise Cuma ve bayram hutbelerinin Türkçe olusu. Kitap konuyu "caiz midir, degil midir" açisindan ele almiyor. Ana amilin ideolojik ve siyasi oldugu bu olayin aktörlerinin hareket ettikleri ortami kavramaya çalisiyor. Kitap üç ana kisimdan olusuyor: 1932 Ramazanindaki Türkçe Kur'an ve ezan faaliyetlerinin Osmanlidan beri süregelen ideolojik arkaplani, 1932 Ramazaninin gün gün kronolojisi, bu döneme ait metinler ve bunlar etrafindaki münakasalar.

http://www.wakeup.org/anadolu/08/1/book.html






şahsıma ya da o kişinin kendine ettiği zulümleri dedikodu sayıp beni ayıplayabilirsiniz ama bilin ki ıslamiyet'in çağımızdaki baş düşmanlarından biri bu iki gruba da girmez,işlediği umuma zararlıdır,her şeyden önce dinimize zararlıdır,

Onu savunmak ise aldatarak iş gören o kişiye hizmet etmek gibidir,
madem güzel amelleri var,dikkatli olsun onları yakmasın,

Bana Ashabdan,Üstad'dan örnek veriyorsunuz,Ashab ya da Üstad böyle bir işe ne derdi? Siz hiç düşünmez misiniz?

Abdullah

Stajyer

  • "Abdullah" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 117

Konum: TR

Meslek: tasarim

  • Özel mesaj gönder

14

12.08.2004, 09:39

Bahsedilen kişi, bir gazetenin birinde köşe yazarlığı yapan yada kimi konularda düşüncelerini belirten bir şahıs değil?
Mehdilik hakkında ki iddialarıyla gündemde olan birisi.

Ve insanları öyle bir biçimde yönlendiriyor ki, Mehdiliği Bir politik oluşuma işaret edip, ılerde ki bir zamanda Mehdi bunlardı, vede Mesih budur ışaretine kayan bir üslubu olan kişi.

Bu konu sizce hafife alınacak bir konumu da, serin kanlılıkla hareket edelim.
Bir diğer konuda işaret etmek istediklerini Ayet ve hadislerle açıkadığı hakkında. Arkadaşlar öyle bir zamandayız ki. Kafirlik ithamıyla suçluyorlar bütün cemaat ve gurupları, Üstelik bunuda Ayet ve hadislere bağlıyorlar .

Bir konuda şu varki Sadece Ahbesi Öğmekle ve yüceltmekle kalmıyor bu kişi. Lüksüyle, şaşasıyşa yani Yaşantısıyla ıslamın değerlerine tamamen zıt bir durum içerisinde bulunuyor.

adnan oktar gibi birisinin Pegamber mührünü imza olarak kullanmasına hiç bir şekilde ve şartda kabul görmem. ıran 'ın o mührü kullanma hakkı oktardan daha fazladır, Çünkü ıranın bir devletlik iddiası var.
Forum kurallarından 4.2.1 + 4.2.2 ve 4.2.7´nci maddelerin ihlali sebebiyle üyeliği iptal edilmiştir.

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

15

12.08.2004, 09:59

Mehdilik Meslegi

Selam kardeslerim

Bu hamur cok su goturur. ben burda durup bu isi ehillerine teslim ediyorum. Lakin sizlere F. Gulen H.Efendinin Cumhuriyet sonrasi Turk-Islam yazarlarindan birisi hakkinda sozlerini yazarak son noktayi koyuyorum. "Cemal ve Kemal sahibi Cemal ve Kemalini gormek ve gostermek ister" baslikli foruma hepiniz davetlisiniz.

O zattan(isim vermiim simdi) bahsederken "Veli" diyor. Sonra ekliyor.

"Veli olmayani veli zannedersem Allah beni hesaba cekmez. Lakin veli olani veli degil zannetmek beni vebal altinda birakir. Ben bu yuzden O zata veli diyorum"

Bence bu cok manidardir. Acaba biz insanlarin iki uc yuzlu olup olmadigini biraksak ve kendi kac yuzumuz oldugunu saysak daha iyi etmezmiyiz.

hurmetler
barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

16

12.08.2004, 12:05

edecek laf kaldı mı sana?

olay açık,seçik ve net bir şekilde ortada,

sözlerini sana iade ediyorum,bir daha düşün,




zaten Adnan Oktar risale derslerine katılmış birisi,Mehmet Kutlular ağabeyin derslerine hem de,

bu Süfyan ve Mehdi olayını sormuş bire bir Mehmet Kutlular ağabeye,o da anlatmış,
Süfyan'ın kim olduğunu kabul ediyorum ama Mehdi'yi değil demiş,
Mehmet Kutlular ağabey "Ne o Adnan,o makamı kendine mi ayırdın?" diye istihzalı sorunca "Estağfirullah!" demiş,
ama şimdi görüyoruz ki Süfyan'ı övüyor,
Bu diyaloğu bizzat Mehmet Kutlular ağabeyden kulaklarımla duydum,

ikiyüzlü de değil,döner çark,

17

12.08.2004, 18:09

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Siz benim dediklerimi anlamamakta ısrar ediyorsunuz,
o şahsın yediği haltları buraya yazsam savunabileceğiniz bir tanesi var mı?

biz de onu anlatmaya calısıyoruz kardeşlerim...o zaman siz de bize sahabenin yaptıklarını savunabilirmisiniz? o sahabe ki Allah'ın en sevdikleri kullar arasına girmişler..ama dalaletteki hayatlarında yaptıklarını da biliyoruz..işte bu yuzden insanları yaptıkları yuzunden yargılamak bizim haddimiz değildir...eger ki yaptıgı hatalar varsa ve bunlardan tövbe etmişse bundan daha guzel ne olabilir?
şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur. (Al-i ımran 73)

18

12.08.2004, 18:42

ıslam'a sistematik bir şekilde nasıl düşmanlık beslediğine dair 12 cilt ansiklopedi var be,
insaf,

bu yaptığın karşılaştırmadan dolayı sana "Oha be!Bu kadar da olmaz!" desem senin yaptığın karşılaştırmadan daha abes olur mu?

19

12.08.2004, 18:57

Allah Razı Olsun
şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur. (Al-i ımran 73)

20

13.08.2004, 05:15

esselamualeyküm verahmetullah veberekatuhu
öncelikle barısh kardes ALLAH SENDEN SONSUZ KERE RAZI OLSUN
abdullah kardes ve abdulkadir kardes
ALLAH sizlerdende razı olsun
SıZDEN Bı RıCAM VAR LÜTFEN YAZILANLARI OKUYUN HIZLI HIZLI GECMEYıN LÜTFEN
m.kemal denen zat su anda bu alemde değil berz alemizde yani ölü
ölünün defteri kapanmıştır bu yüzden geleceğe bakalım insallah
mehti as meselesi
ısrarla bu meseleyi acıyosunuz peki
bi düsünün hep böyle olmamışmı
hep bu mübarekler( mürsitler,elçiler,nebiler)yasarken hertürlü zulümü işkenceyi iftitayı görmüs insanların coğu hep cesitli nedenleri bahane edip bu zatların Allah ın sectiği bi elçi, olduğunu kabul etmemişler bu nedenlerde hep kibirlilere ağır gelmiş misal
hz.isa marangoz,hz musa kekeme,peygamberimiz okuma yazma bilmiyor,said nursi hazretleri kürt diye belkide sırf büyuzden onun Allah ın sectiği bi elçi olduğunu kabul etmemişler yani hep imtihan devam ediyo önemli olan anlatılanlar
ortalık duman olmus islam suanda yasanmıyo az bi kısım hariç
[isra 15

Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen).

Kim hidayete ererse kendi nefsi için hidayete erer. Kim de dalâlette ise dalâlette olmak onun aleyhinedir. Nezir’in (uyaran Resûl’ün) nezrettiğini (ikazını, uyarısını) yerine getirmeyenlerin (bu sebeple günah yüklenenlerin) günahlarını başkaları yüklenmez. Bir resûl göndermedikçe (hiçbir kavme, hiç kimseye) azap etmeyiz

bakara 87
Ve lekad âteynâ mûsal kitâbe ve kaffeynâ min ba'dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferikan taktulûn(taktulûne).

Andolsun ki; Biz, Musa'ya kitap verdik ve ondan sonra da, birbiri ardından (araları kesilmeksizin, peşpeşe) resûller gönderdik. Ve Meryem'in oğlu ısa'ya beyyineler (açık kanıtlar) verdik ve onu RUH'ÛL KUDÜS ile destekledik. Her ne zaman size bir resûl, nefslerinizin hoşlanmadığı bir şeyle (emirle) geldiyse, hemen kibirlendiniz. Bir kısmını yalanladınız ve bir kısmını da öldürdünüz.

muminun 44

Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).

Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun

sevgili kardeslerim dikkat ettiseniz ALLAH resul kelimesini kullnıyo
her nebi aynı anda resuldür ancak her resul peygamber değildir insallah ayetlerle anlatmaya calışayım

Ve kâlel meliku’tûnî bih(bihî), fe lemmâ câehur RESULU kâlerci’ ilâ rabbike fes’elhu mâ bâlun nisvetillâtî katta’ne eydiyehunn(eydiyehunne), inne rabbî bi keydihinne alîm(alîmun).

Ve Melik: “Onu bana getirin.” dedi. Böylece ona, resûl (ulak, haberci) geldiği zaman Yusuf (A.S): “Efendine dön ve ellerini kesen kadınların hali (durumu) nedir, ona sor.” dedi. Muhakkak ki; Rabbim onların hilelerini en iyi bilendir

düsünsenize firavun adamlarına onu YUSUF AS MI BANA GETıRıN DıYO ve ALLAH bu olayı kuran-ı kerimde ankatırken resul kelimesini kullanıyo
FıRAVUNUN PEYGAMBERı OLMASI söz konusu bile olamaz
ama ELÇıSı OLABıLıR

ALLAH kiramen katibin melekleri içinde kuran da resul kelimesini kullanıyo
meleklerden peygamber gelme ihtimalinin olmadığını bilmiyen cok azdır su anda o ayet aklıma gelmedi ama insallah isterseniz ögrenicem ozaman yazarım
böyle bir kaç ayet daha var
anlıcanız iblis cok akıllı
su asagıdaki ayetlerde ALLAH RESUL
(elçi) kelimesini kullandığı halde çoğunluk peygamber diye tercüme etmis
nedeni son peygamber hz muhammet S.A.V olduğuna bu zamanda peygamber gelmiyeceğine göre
eee
yani buzamanda elçi yoktur
yanlış

ibrahim 4
Ve mâ erselnâ min RESULıN illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, hikmet sahibidir.

TEVBE-33) Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirehu aled dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn(muşrikûne).

Müşrikler kerih görseler bile resûlünü, dîn üzerine, dînin bütün özelliklerini izhar etmesi (ortaya çıkarması) için hidayetle, hak dîn ile gönderen O’dur.

NAHL-36) Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu),fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).

Ve andolsun ki; Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde bir resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının da üzerine dalâlet hak oldu. (Resûllere tâbî olanlar hidayete erdi, tâbî olmayanların ise üzerine dalâlet hak oldu.) Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).

Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne).

Nitekim size içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl gönderdik ki; âyetlerimizi size tilâvet etsin ( okuyup açıklasın) ve sizi (nefsinizi) tezkiye etsin, size Kitab ve hikmet öğretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediğiniz şeyleri öğretsin.

ıSRA-94) Ve mâ menean nâse en yu’minû iz câe humul hudâ illâ en kâlû e beasallâhu beşeren resûlâ(resûlen).

Onlara hidayet geldiği zaman insanların inanmalarına, “Allah, insan resûl mü gönderdi?” demelerinden başka bir şey mani olmadı

TEVBE-24) Kul in kâne âbâukum ve ebnâukum ve ıhvânukum ve ezvâcukum ve aşîretukum ve emvâlunıktereftumûhâ ve ticâretun tahşevne kesâdehâ ve mesâkinu terdavnehâ ehabbe ileykum minallâhi ve resûlihî ve cihâdin fî sebîlihî fe terabbesû hattâ ye' tiyallâhu bi emrih(emrihî), vallâhu lâ yehdîl kavmel fasikîn(fasikîne).

De ki: “şâyet babalarınız ve oğullarınız ve kardeşleriniz ve zevceleriniz ve aşiretiniz ve kazandığınız mallarınız, kesada uğramasından (satışının durmasından) korktuğunuz ticaret ve razı olduğunuz (hoşunuza giden) evler Allah’tan ve O’nun resûlünden ve O’nun (Allah’ın) yolunda cihad etmekten size daha sevgili ise artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Ve Allah fasıklar kavmini (topluluğunu) hidayete erdirmez

DAHA BÖYLE ONLARCA AYET VAR

anlıcanız üzere bi nebi resul ler var kitap verilmiş bozulan seriatı tekrar indirmek için
birde veli resuller var inen seriatı insanlara öğretmek için

KURAN IN BOZULMA ıHTıMALı OLMADIğINA GÖRE

yani suan da her kavimde resul var kavim resulleri
japonyada ,ingilterede, papaouyeniginede,afrikada...heryerdeama ne yazıkki az bikısım hariç kimse kabul etmiyorlar kuran-ı kerime göre

muminun 44

Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).

Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun

ıSRA 71
Yevme ned’û kulle unâsin bi ıMAMıHıM, fe men ûtiye kitâbehû bi yemînihî fe ulâike yakreûne kitâbehum ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).

O gün bütün insanları, (Allah’ın tayin ettiği) imamları ile çağırırız. O zaman kitabı sağdan verilen kimseler, böylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar zulmedilmez (haksızlığa uğratılmaz).

KEHF 17
Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu VELıYYEN MÜRşıDE(murşiden).

Ve güneşin, doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. ışte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.


SıMDı SıZE Bı SORUM VAR YASAYAN BıR VELı MÜRSıDE TABıYATINIZ VARMI
YOKSA DURUMUNUZ YUKARIDAKı AYETTE YAZIYOR AYETTE YAZIYOR AYETTE YAZIYOR

herseyi hacet namazıyla ALLAH a sorabilirsiniz bakara 45
inanlar husu sahibleri için bu çok kolay bi iştir
eger ALLAH IN kanunlarına uyarsanız iblis rüyaya tesir edemez bu yüzden bunu cok iyi bilen iblis ALLAH IN KENDıSıNE BıLE HAKSIZLIK YAPMAYACAGINI ıYı BıLEN ıBLıS bu namazı kıldırmamak için hertürlü yolu dener ve genelde basarılı olur

ALLAH HEPıNıZDEN RAZI OLSUN

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir