Benim Anlamadigim IMAM RABBANI Hz ;ABDULKADIR GEYLANI Hz;NAKSIBENDI Hz.lerinin devirlerinde acaba müminler imanla deyilde cenneti parsellmeklemi ugrasiyorlardi.sadece cennet meyveleri varmidi ,yoksa seytan onlarin zamaninda yarastilmamistimi daha ,veya nefs denilen sey bilinmiyormuyduki onlar sadece ve sadece cenneti paylasmklami ugrasiyorlardi ? ki su zaman iman kurtarma zamani imis yok herhalde o zaman iman yok mus insanlardada (müminlerde )ki imanla ugrasmiyorlar mis melaike imisler herhalde o zamanin milleti vay be ....
hanginiz 40 dakikada Abdulkadir Geylaninin makamina ciktiniz yaw..elinizi öpmeye gelelim,veyahut sah naksibendi nin,veya esref oglu ruminin,makamina, ki bu zatlara hakaret babinda konusuyorsunuz ....
Değerli ekber kardeş;
bu yazdıklarınıza bakılırsa 5.mektubda geçen ilgili konunun tam anlaşılmadığı ortaya çıkıyor. Orada Üstad Hazretleri demiyor ki, eski zamanda insanlar iman hizmeti için uğraşmamış.
tam aksine "eskiden iman umumi ve kavi idi, insanlara evliyaların sözleri delil olarak yetiyordu, iman bu zamandaki kadar tehlikelere maruz değildi" manasında sözler diyor.
işte imanı kavi ve güçlü olan eski cemiyetlerde imanın en üst noktalarına çıkmak için tasavvuf yolu tercih edilmiş. ıman hakikatlerini ilmelyekin, aynelyakin ve hakkalyakin tadabilmek için 40 günden tut, ta 40 seneye kadar çilehanelerde, tekyelerde ibadetler yapılmış, zikirler söylenmiş.
ardından 1923 lü yıllara gelindiğinde ıslam alemi çok büyük musibetlere maruz kalmış. tekkeler, tekyeler kapanmış, zikirhanelere kilit vurulmuş,tarikat evleri mühürlenmiş, öyle ki Allah demek bile yasak hale getirilmiş. Ezandaki allah kelimesi yerine "uluma" kelimeleri konmuş.
öte yandan maddecilik, tabiatcılık, sosyalistlik, darwinizm, süfyanizm gibi fikri akımlar da islamın temeline, yani iman hakikatlerine hücum etmeye başlamış. bu hücum karşısında kimse dayanamış, bazı alimler yurdu terk etmiş, bazıları evine kapanmış, bazıları da bir daha konuşmamak üzere susmuş.
1923-1950 arasındaki küfrün kopkoyu karanlığında tek Üstad ortada kalmış. bir avuç talebesi ile tüm küfür akımlarına karşı koymuş. Kuranın elmas kılıncı olan Risale-i Nur ile bütün küfür akımlarının belini kırmış, bizinillah imanı galip getirmiş.
işte bu dehşetli devirde bütün tarikat evlerinin kapatıldığı bir zaman ve zeminde Üstad "Zaman iman kurtarma zamanı, tarikat zamanı değil" demiştir.
Bu söz hali anlatan bir sözdür.
bu noktada ımam-ı Rabbani ve diğer büyük evliyalardan söz ederek, "Eğer onlar da bu zamanda olsa benim yaptığımı yaparlardı" demiştir.
şimdi bu söze bazı kardeşlerimiz niye tepki gösteriyorlar anlamıyorum?
burada hiç bir evliyayı küçük düşürücü durum yok.
ekber kardeşim;
"hanginiz 40 dakikada Abdulkadir Geylaninin makamina ciktiniz yaw..elinizi öpmeye gelelim,veyahut sah naksibendi nin,veya esref oglu ruminin,makamina, ki bu zatlara hakaret babinda konusuyorsunuz ..."
diyorsunuz:
yani kim diyor ki Abdülkadir-i Geylani ve Nakşibendi Hz. makmına çıkarsınız diye. niçin işi tam anlamdan meseleyi farklı noktalara çekmeye çalışyorsunuz.
ne 5.Mektubda ne de hiç bir nur talebesinin dilinde böyle bir mana ifade eden bir söz yok.
"şimdi ise, Cenâb-ı Hakkın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaike çıkılacak bir yol bulunsa, o yola karşı lâkayt kalmak elbette kâr-ı akıl değil.ışte, otuz üç adet Sözler, böyle Kur’ânî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar. ."
söz bu.
bu söz ise umumi bir hakiat yoludan bahsediyor.
şu insanın makamına çıkarsınız manası hiç, ama hiç yok.
bu sözün ne kadar hak olduğunu 10.sözü, 29.sözü, 32.sözü, 30. sözü, 20.mektubu okuyanlar çok daha iyi anlar.
işte meydan;
son asırdaki tüm alimleri toplayın ve
ve günümüzdeki alimleri de ekleyin
bir 10.sözün, 26.sözün, 29.sözün, 25.sözün 30.sözün bir benzerini getirin...
ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz...