Giriş yapmadınız.

MeRCaNDeDe

Stajyer

  • Konuyu başlatan "MeRCaNDeDe"

Mesajlar: 119

Konum: ıstanbul

Meslek: Hamal

  • Özel mesaj gönder

1

17.06.2004, 19:09

Soru orjinal cevabı daha orjinal.Başlığı ilk gördüğümde herhalde dedim aklı başında bir yazı nihayet yazılmış.Heyhat okurken düşündüğüm şeylere rahmet okuttu.

Güzel kardeşim ayrılıklarıda nereden çıkardınız.Allah bir,peygamber bir,üstad bir,risaleler bir bu kadar birliğin içinde ayrılık olarak nasıl yorumladınız bu meseleyi.Namaz tasbihatlarımız bir,cevşenimiz bir,okuduğumuz Kur'an bir.Hizmet metodları olarak farklı olması çok doğal ve çok güzeli.Allah rızası için yapılan her hizmeti ve herkesi alkışlamak nur talebelerinin şiarıdır.Teferruatlar ayrılık sebebleri olamaz.

Sizi tenzih ediyorum fakat bu tür sorular bana kasıtlı ve fitne ortamı doğurmak için çıkarılmıştır bizce.Böyle bir ayrılığın varlığının düşünülmesi bile handikap ve fitnedir.Ham ruhların becerisidir.

Bir devletin bakanlıkları devletin ayrılığınamı delalettir.Tarım ve Köy işleri bakanlığı Ugandaya aitte dış işleri bakanlığı Paristemi yaşıyor.Yada dışardan bakınca ayrı bir fraksiyonlaşma olarak mı algılanıyor.Metodlar farklıdır hizmet ve ulaşılması gereken nokta birdir.Dışişleri bakanlığı elbette Sağlık bakanlığının işi olan hastahanelerle ilgilenemez.

Herkes tek bir elde toplansa bu kadar hizmet inkişaf edebilirmi ve etmişmidir ki.Aklı başında olan şunu iyi bilmelidir ki Risale-i Nurların tavanında bir ayrılık mevzu bahis olmadığı gibi ancak tabanında asılsız mesnetsiz dedikodusu yapılmakta.

Ayrılığı gören varsa bilsin ki kendini ayırmıştır.

















ALLAH AşKINA KıMı KıMDEN NASIL AYIRDINIZ ÇOK MERAK EDıYORUM.
Bir Savaşçıdır Kalbim...

2

18.06.2004, 02:19

Re: Nurculukta neden cesitli fraksiyonlar var

Alıntı sahibi ""Ulvi""

Neden diger cemaatlerde Ihlas ve Uhuvvet Risaleleri bulunmadigi halde, birlik ve bütünlük saglaniyor da, biz de ise fraksiyonlasmalar meydana geliyor?

1. Nefis (his ve duygular) aklin ve kalbin üstüne cikinca ayriliklar oluyor. (Günahin mahiyetine bkz.). Nefis, söhret, menfaat, teveccüh-ü nas ister.

2. Diger cemaatlerin üstadlari daha ahirete göc etmedikleri icin birlik ve bütünlük o zattan saglanabiliyor. Bizim Üstadimiz daha önceleri vefat ettigi icin bir takim ayriliklar meydana gelmis.

3. Demokrasi olan bir yerde cok seslilik vardir. Cesitli yorumlar ortaya cikar. Yorumlarda iddialasma ortaya cikarsa ayrilik olur. Diktatorya`da ise tek bir kimseye mutlaka bas egme vardir. Bir takim düsünce farkliliklari altta kalirlar ve ortaya cikmalari zaten mümkün olmaz. Liderin dedigi yerine getirilir ve hakikati arastirilmadan kabul edilir. Tarikattaki gibi de Seyh`in kendisi müridlerinin nazarinda hakki temsil eder.





''Risale-i Nur çizgisi ‘cadde-i kübra-yı Kur’âniye’dir. Yani , esasta müttefik ve müstakim olan herkesi, teferruatta muhtelif fikir ve davranışlar sergiliyor da olunsa, aynı caddeye dahil oluyor. Zira, Risale-i Nur’un çizdiği çizgi, bir ‘patika’ çizgisi değil, öyle ‘dar sokak’ filan değil, hatta ‘geniş sokak’tan bir derece büyük sıradan bir ‘cadde’ dahi değil; ‘cadde-i kübrâ.’ Ki bu cadde, dar sokakların ve ancak bir veya iki şeriti olan sıradan caddelerin aksine, birçok şeriti ihtiva ediyor. O yüzden, üzerinde yürümenin her babayiğidin harcı olmadığı, hafif bir kaymayla insanın kendisini uçurumda bulabildiği bir yol da değil. Bilakis, elbette azimete ve rıza-yı ilâhîye en muvafık ve en hızlı yol alınan şeritler ihtiva ettiği gibi, daha yavaş ilerleyen, ‘dünya yükü ağır’ araçlara tahsis edilmiş şeritler de ihtiva ediyor.''

''Bu bakımdan, küçük bir dikkatsizlik ve hata durumunda kişiler hemencecik ‘yoldan çıkmış’ ve ‘uçurumu boylamış’ olmuyorlar; olsa olsa, belki kayarak şerit değiştirmiş ve hatta servis yoluna doğru kaymış oluyorlar. Bir kişinin ‘yoldan çıkmış’ olması ise, Kastamonu Lâhikası’ndaki Risale-i Nur hizmetinin ‘mütedahil daireleri’ne dair mektubu hatırlarsak, Risale-i Nur hizmetine muhalif mesleğe, bid’a ve dalâlet mesleğine kalben taraftar duruma düşmekle sözkonusu oluyor.''


Bu bakımdan bu meselenin yanlış algılanabilecek şekilde nazara verilmesine ne ihtiyaç var ne de bir maslahat vardır. 'Mercandede'nin dediği gibi bizim ayrıldığımız değil, birleştiğimiz noktalar nazara verilmelidir. Cenab-ı Hakk bize nur ve nurani vazifeler vermiş, lüzumsuz, başkalarının hata ve kusurlarıyla meşgul olmak vazifemiz haricinde. Müsbet hareket etmek durumundayız. Yüz elimiz de olsa bu kudsi vazifeye sarfetmek lazımdır..

natuvan

Acemi

Mesajlar: 17

Konum: Recklinghausen/Almanya

Meslek: Ögrenci

Hobiler: Kitap,Bilgisayar,Futbol

  • Özel mesaj gönder

3

18.06.2004, 03:11

selamün aleyküm kardeslerim,

bütün samimiyetimle ifade edeyim ki ben risale-i nur talebeleri kadar gerek nur dairesi icindeki camaatleri olsun gerekse diger cemaatleri olsun; seven, takdir eden, alkislayan insanlar görmedim. ben baska cemaatleri de sevmeyi onlari takdir etmeyi risale-i nur´dan ögrendim. Allah´ima cok sükür ediyorum ki bu meseleyi alemimde asali cok oldu. artik islama hizmet eden bütün insanlari cok seviyorum,kardesim biliyorum. ben risale-i nur´dan bu kuran dersini aldim.

elbette bu yazdiklarim nur dairesi disindaki cemaatler bizi ve diger cemaatleri sevmez anlamina gelmiyor. Allah´tan dilerim ki O´nun rizasi icin hizmet eden veya gayret eden bütün cemaatler birbirini sevsinler. Insallah öyledir zaten...

ayriymis gibi görünen nur dairesindeki cemaatlerin "ayri" olmadigini da biliyorum.mesele fitrat meselesidir. hz. ebu bekir´le hz.ömer´in (r.a) nasilki fitratlari farkliydi, islama hizmetleri de farkliydi. nur dairesi icindeki cemaatler de herbiri kuran hizmetinin bir ucundan tutmus ve bu davaya hizmet icin kosturuyorlar. her fitrattaki insana hitap eden ve hizmette istihdam eden bir nur cemaati var Insallah. bu nedenle ben bu ayriymis gibi görünen cemaatlere "rahmet" nazariyla bakiyorum ve bunun bir ihtiyac oldugunu düsünüyorum.

kardesiniz natuvan
"Dosttan gelen yalan habere müjdelik verdim,
Dogru olsaydi canimi verirdim."
MEVLANA

4

18.06.2004, 09:58

Allah sizden ebediyen razı olsun natuvan kardeş;



sizin samimi, ihlaslı yazılarınza her zaman ihtiyaç var.



saygılar

5

18.06.2004, 12:28

Yeryüzü bir mescit, Mekke bir Minber, Medine bir mihrap,O Bürhan-ı Bahir Peygamber aleyhisselatü vesselam bütün EHLı ıMANA ıMAM.

Bediüzzaman

Sultan

Stajyer

Mesajlar: 99

Konum: Kütahya

Meslek: Dağcı

Hobiler: Kızak, yüzme, orman gezileri

  • Özel mesaj gönder

6

22.06.2004, 20:37

MeRCaNDeDe yine kas yaparken göz cikariyorsun :oops: :cry: Ama sen de benim gibi düsünmüssün :wink: Fakat ben bu soru üzerinde düsünmedim. Genel ümmeti muhammed'in durumu üzerine sorulan "Nedir Bu ayrilik" sorusu üzerine böyle düsünmüstüm :idea:
Sevgi Çiçekleri

MeRCaNDeDe

Stajyer

  • Konuyu başlatan "MeRCaNDeDe"

Mesajlar: 119

Konum: ıstanbul

Meslek: Hamal

  • Özel mesaj gönder

7

23.06.2004, 00:07

Bu mesele Nur Talebelerinin ayrılığın adı altında atılan iftira ve çekememezlik içindi.Ulvi Kardeşimi bundan tenzih ediyorum...

Müslümanların arasındaki ayrılıkları bana anlat derseniz.Merak etmeyin onada söyleyecek hakikat dolu sözlerimiz vardır.

Siz hiiç merak etmeyin.Üzülmeyinde...
Bir Savaşçıdır Kalbim...

8

24.06.2004, 10:57

Değerli Kardeşlerim;

ulvi kardeşimiz bir soru ve cavabı buraya yazarak bir konu başlığı açmış.
soru bir çok kez sorulan bir soru.
cevap ise tam bir teşhis ve tespit hüviyeti taşıyor.
serapa o da doğru.
vakıaya tam mutabık.
ama galiba eksiklik sorunun surulup, cevabın yazılmasında değil.
böyle bir sual ve cevabın böyle bir forumda, yani değişik görüş ve düşüncelere sahip insanların üye olduğu bir forumda yazılması.



zira sual bir ölçüde hususi bir yerde sorulmuş ve cevap da yine hususi bir noktada verilmiştir.

evet:
"her dediğin doğru olmalı, ama doğruyu her yerde söylemek doğru değildir."

saygılar..

9

08.08.2004, 17:39

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""


zira sual bir ölçüde hususi bir yerde sorulmuş ve cevap da yine hususi bir noktada verilmiştir.

evet:
"her dediğin doğru olmalı, ama doğruyu her yerde söylemek doğru değildir."


Bu dustur ve görüşü forumun geneline yansıtmanızı temenni ederim.....

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

10

17.09.2004, 06:16

garip

KArdeslerim
ne Mercandede kardesin dediginde bir gariplik ne de Ulvi kardesim Mehmet Kutlular Hocamizdan aldigi sozlerde bir gariplik vardir. Belki Mercandede kardesim sozlerine biraz daha dikkatli baslasa idi daha iyi olurdu, ALlahu ALem...

Size Mevlana'dan bir hikaye.

Birgun diyari Hintte bir adam karanlik bir odada bir fili sergilemeye baslar.
Iceri giren zatlardan

-biri hortumundan yakalar ve derki yilan gibi birsey.
-digeri kuyrugundan yakalar ve ona gore yorum yapar.
-digeri bacagindan yakalar ve bina kolonuna benzetir ..
-biri kulagindan yakalar ve carsaf zanneder...

eger biri odaya bir mum yaksa idi, ozaman gorulecektiki soylenenlerin hepsi hakikatin parcalaridir. Lakin tamamina vukufiyet olmayinca o zaman farkli anlasilmis....

Iste olay bundan ibarettir. Eger bu fraksiyonlarin icindeki kardeslerimiz Sunneti Seniyye dairesi icerisinde ise sorun yoktur. Yok bundan kayma olmus ise bize ancak dua etmek duser.

Birde dikkate sayan bir yorum.

Islami Cemaatlerin(dikkat edin Nurlar bile demiyorum) buyukleri kendileri baska bir zaviyeden bakmadiklari surece Hakk yolunda yapilan hizmetleri hep desteklerler. Takim tutar gibi cemaat tutma bazi kardeslerin olayi kavrayamamasindan olmustur.

Zaman zaman bazi buyuk zatlar da digerinden farkli yoruma gitmis ve digeri onu elestirmistir. Lakin sonra u iki zat mulahazalarini paylasinca ortaya sadece sukut girmistir. Yani kabul vardir. Yoksa buyuklerimiz birbirlerini arayip dua isterken bize dusen Fener, Galatasaray tutar gibi bu isi yapmak degildir. Eger bizim hosumuza giden var ise buna sahip cikmaktir....


hurmetler ve baki selamlar
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

11

17.09.2004, 08:57

bu güzel yorumunuz için teşekkürler barish kardeşim

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

12

18.09.2004, 18:59

Mesleğimiz "Halîliye" olduğu için, meşrebimiz "hıllet"tir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmerd kardeş olmak iktiza eder. Bu hılletin üss-ül-esâsı, samimî ihlâstır. Samimî ihlâsı kıran adam, bu hılletin gâyet yüksek kulesinin başından sukut eder. Gâyet derin bir çukura düşmek ihtimali var. Ortada tutunacak yer bulamaz.

Ihlas Risalesinde gecen bu bahis bir zaviyeden de cok onemli galiba. Yine Nur yolunun buyuklerinden biri diyorki

"Gittiginiz yerde ordaki muslumanlar bazen sizi anlamasalar bile size karsi bir tavir almalarina sebep olmayiniz. Bu hizmetlerin bazen onune set olur. Bazen ordaki musluman kardesleriniz sizin gayelerinizi anlayamayabilir"

ve yine Ustad hususi tefekkur ve dua saatinde iceri Vahsi Saban abi giriyor. O sirada Ustad diyor ki "Kambur, ben sana demedim mi?". Sonra bunu baska bir zaman Saban abiye izah ederken ve de ayrica Nurlarda diyor ki "Bir mesele uzerine dua ediyordum lakin bir turlu kabul olmuyordu. Sonra anladimki o mesele halkin teveccuhunu kazanmis ve dahi bazi ehli velayet bilmeden o konuda benim aksime dua ediyorlar. Sonra onlarda farkina vardi ve benim duamin makbul oldu. Ben de Kambur lakapli o veliye oyle dedim" . Bu tabiiki bu fakirin biraz kendi sozlerini karistirdigi halidir. Hatta Ustad burda Cibali baba vakasindan da bahseder.

Bunu niye bahsediyorum. Cunku bazen bazi cemaat buyuklerinin dahi , ehli velayet dahi olsalar-ki inshallah oyledirler-, digerinin dedigini tam kavrayamamak ve aksi yonde gormek durumunda olmalari muhtemeldir. Burda o zatin ictihadi ona sevap verir cunku onun niyeti ortadadir. Lakin bu ictihadla arkasinda onu takip edenlerle birlikte bazen menfi durum takinabilir. Bu da olacak bazi hizmetleri geciktirebilir. Lakin buna da kader noktasindan bakmak lazim cunku bu zatlar ictihad yapiyor. Oyun oynamiyor...

Buna belki de en guzel orneklerden biri Istanbulun Fethi sirasinda Rumlar lehine dua eden saf veli Cibali Babanin durumudur. Kendisi icin Aksemseddinin duasi sonucu o zat vefat etmistir ve fetih gerceklesmistir Cibali baba velayetinin meyvesini almis ve cennetle serefyab olmustur belki. Ama burda konumuz kisilerin bakis acilarinin Allahin rizasi dogrultusunda olan hizmetlerin hizini etkileyebilecegi noktasindadir.

Isin kader boyutu ise sudur:

Daha meyve olgunlasmamis ve vakit gelmemistir. Yoksa Allah istese idi bu gecikmeye diger muslumanlari perde etmez direk perdesiz bu isi geciktirirdi. Cunku Sebepler O Musebbibil Esbabin tarlasinda bir toprak tanesi....


hurmetler
BArish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

hamdi

Stajyer

Mesajlar: 60

Konum: türkiye

Meslek: öğrenci

Hobiler: spor,bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

13

18.09.2004, 19:24

bu yazı eşref edipin bir yazıdır..üstadla görüşmesini anlatıyor..tarihçe-i hayatın sonundaki tahlillerde...sanırım..bu cevaplar herkesi tatmin eder...


ıstanbul seyahatinden muzdarib olup olmadığını sordum:

-Bana ızdırab veren, dedi, yalnız ıslâmın mâruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. şimdi, mukavemet güçleşti. Korkarım ki cemiyetin bünyesi buna dayanamaz.. çünkü düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyetin basiret gözü böyle körleşirse, îman kalesi tehlikededir. ışte benim ızdırabım, yegâne ızdırabım budur. Yoksa şahsımın mâruz kaldığı zahmet ve meşakkatleri düşünmeğe bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakkate mâruz kalsam da, îman kalesinin istikbali selâmette olsa!

-Yüzbinlerce îmanlı talebeleriniz size âtî için ümid ve teselli vermiyor mu?

-Evet, büsbütün ümidsiz değilim.

ve sonra üstad devam ediyor..

Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir taûn felâketi gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müdhiş sârî illete karşı, ıslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa ıslâm cemiyetinin ter ü taze îman esaslariyle mi? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. ıman kalesini, küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız îman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum.

Risale-i Nur'u anlamıyorlar. Yahut anlamak istemiyorlar. Beni, skolâstik bataklığı içinde saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hazır fen ve felsefesiyle meşgul oldum. Bu hususta en derin meseleleri hallettim. Hattâ bu hususta bazı eserler te'lif eyledim. Fakat ben, öyle mantık oyunları bilmiyorum. Felsefe düzenbazlıklarına da kulak vermem. Ben, cemiyetin iç hayatını, mânevî varlığını, vicdan ve imanını terennüm ediyorum. Yalnız Kur'ânın tesis ettiği tevhid ve îman esası üzerinde işliyorum ki ıslâm cemiyetinin ana direği budur. Bu sarsıldığı gün, cem'iyet yoktur.
zalimi sevemem
zûlmü alkışlayamam
gelenin keyfi için
kalkıp geçmişime sövemem

  • "Tarik bin Ziyad" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 91

Konum: Almanya, Frankfurt

Meslek: yok

  • Özel mesaj gönder

14

18.10.2004, 23:52

Selamunaleyküm aziz SIDDIK kardeslerim

Nurculuk Risale- Nurdaki Lahika mektublarinda aciklanan DUSTURLAR
üzerinedir. Kim bu dusturlara geregi gibi uymuyorsa noksanligi vardir.
Ancak Nurcular daire dairedir, dusturlardan nekadar taviz verilirse okadar
kenara iter insan kendisini.

Ben almanyadan katiliyorum ve durum pek ic acici degil, gide gide tefrika cogaliyor, millet birbirinin dersine ugramiyor selam verince almiyor,
bunun kaynagi hep Risale okumamak ve dusturlari uygulamamak ve nihayetinde ENANIYET'ten dolayi kaynaklaniyor.

Allah bizi ve umum Nur talebeleri her türlü fitne fesad ve tefrikadan
muhafaza buyursun...

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

15

19.10.2004, 05:34

"itirab" kelimesi ile ilgili risale de ne bulursunuz?

zor zor zor...

hurmetler
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir