Bismillahirrahmanirrahim
ı'lem eyyühe'l-aziz! Hardale ile tabir edilen, bir darı habbesi hükmünde olan kuvve-i hafızanın ihata ettiği meydanda gezintiler yapılırken o kadar büyük bir sahraya inkılâp eder ki, gezmekle bitmez bir şekil alır. Acaba o hardalenin içindeki meydanı bitiremeyen, o hardalenin dairesini ne suretle bitirecektir? Aklın nazarında hardalenin vaziyeti böyleyse, aklın gezdiği daire nasıldır? Aklı da dünyayı yutar. Fesübhânallah! Cenab-ı Hak hardaleyi akıl için dünya; ve dünyayı da, akıl için bir hardale gibi yapmıştır.
ı'lem eyyühe'l-aziz! Cenab-ı Hak, insanı pek acip bir terkipte halk etmiştir. Kesret içinde vahdeti, terkip içinde besâteti, cemaat içinde ferdiyeti vardır.
ı'lem eyyühe'l-aziz! (Ey aziz kardeşim bil ki
Bir küll ne şeye muhtaç ise, cüz'ü de o şeye muhtaçtır. Meselâ, bir şecerenin meydana gelmesi için ne lâzımsa, bir semerenin vücuduna da lâzımdır. Öyleyse, semerenin Hâlıkı, şecerenin de Hâlıkı O oluyor. Hattâ arzın ve şecere-i hilkatın da Hâlıkı, o Hâlık olacaktır.
insan bir alem
azalar bir alem
azaların hücreleri bir alem
atomlar bir alem
alem üstüne alem
KUDRET-ı MUTLAKA olan Rabbimizin kudret ismini, sizce 18 bin alem ile sınırlandırmak mümkün mü?
KUDRET-ı MUTLAKA : Sonsuz ve sınırsız kudret.
Gerçek ilim Allah katındadır. Gaybı Allahtan başka kimse bilemez.