Giriş yapmadınız.

1

17.07.2006, 11:35

Ben genelde günde 4 sayfa okuyorum ama feyzi çok çabuk bitiyor. Artık kalbim karardı zannediyorum. ımansızlık şu an en büyük tehlikem. En kısa zamanda hayırlısı ile ölmek istiyorum çünkü ımansız gitme korkum arttı.

Çok zordayım...

Ne yapmamı tavsiye edersiniz...

3

17.07.2006, 12:42

Abicim zaten beni en çok üzen olay ben 13. Lema'yı defalarca okudum. Bütün bilmediğim kelimelerin anlamını bulup tekrar okudum ve çok da iyi anladım. Lakin ibadetlerimdeki hissizlğim beni en çok üzen şeydir.

Bir şeyin günah olduğunu mekruh olduğunu bildiğim halde ona yönelmem beni çok üzüyor. Belli bir yere kadar kendimi kaptırmamaya çalışıyorum ama yine bir kroşe yiyip alt-üst oluyorum.

Her günahımızdan sonra azmediyorum ama yine de aynı hatalar günahlar tekrar ediyor.

Bendekinin vesvese olduğunu biliyorum. Pırlantalarda okumuştum diyor ki; Bir arı kovanı düşünün içi arı ile dolu. Siz arı kovanını görmezden gelip yanından geçer giderseniz hiçbir zararı yoktur.

Fakat elinizi içine daldırırsanız işte o zaman belaya tutulursunuz. Vesvese de aynı buna benzer. ışTE BEN BUNU ANLADIğIM HALDE yine aynı günahta ısrar ediyorum. Özellikle büyük şahsiyetlerin hayatını okuduktan sonra daha kötü oluyorum. Ümitsizliğe kapılıyorum...

Allah'ın rahmetinden Rasulullah'ın şefaatinden bir zaman gelecek şeytan bile ümit edecekken bana ne oluyor diyorum ama başıma heran bir bela gelecek diye korkuyorum.ışte beni bu korku çok etkiliyor. Etkilediği halde de yine hatalarda ısrar ediyorum.

DıYORUM Kı ACABA BEN KENDıMı MÜSLÜMAN ZANNEDıYORUM. YA DEğıLSEM?

4

17.07.2006, 12:53

Peki namaza dikkat ediyor musunuz, namaza durunca, namaz dinin direğidir diye hatırınıza gelip, size şevk veriyor mu? Hz.Peygamberin a.s.m. bu sözünü hatırlamak ve namazı vaktinin ilk başında kılmak kadar bana kendimi iyi hissettirip -Kur'an'da da namaz kötülükten alıkoyar, ankebut suresi olsa gerek, sırrınca- kötülükten alıkoyan birşey görmedim..

"Nasihlerin nasihatı niye fayda etmiyor?"diye Online dersler kısmında bu konu geçmişti. Belki orada bu meseleyi müzakereye devam edebiliriz.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

5

17.07.2006, 13:02

Bu arada, verdiğim linkteki bütün yazıları okudunuz mu?

Ayrıca eski zamanda yaşamış evliyalar ile, şimdiyi kıyaslamak doğru olmasa gerek, Allahu a'lem, onlar şimdi yaşasalar, ayrıca bu ahir zaman fitneleriyle imtihan edilseler ve yine aynı şekilde bu imtihanı geçseler, belki makamları şimdikinden 10 kat yüksek olacaktı, en doğrusunu Allah bilir.

Namaz, cemaatle namaz ve kişisel okuma ve tefekküre, gaflet sebebiyle vakit ayırmamak ve günahlarda ısrar, bence bu konuda büyük rol oynar. O linkteki Hanzala r.a ile ilgili hadisi okumuşsunuzdur umarım.

Günahlardan sakınmak, ayrı bir mesele. Bin kere günah işlense, bin kere tevbe edilmeli. Ama bin kere günahı, nasılsa tevbe edeceğim diyerek haşa Allah'ı kandırır gibi işlememeli. Alıkoyamadın, işledin, yine tevbe et, mücadele et, Allah inşa'Allah yardımcı olur. Kur'an'da, la taknetu min rahmetillah -ila ahir- diye başlayan bir ayet var, zümer -53 dü sanırım, de ki, ey nefislerinde aşırı giden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin, o günahları toptan (innAllahe yağfiruzzünûbe cemîâ) affeder, o Gafurdur, Rahimdir diyor. Meâllerde, her günahı affeder diye tercüme etmişler, ama benim görüşüm, en doğrusunu Allah bilir, cem' kelimesinden yola çıkarak, çok miktarda günahı, günahları topluca affeder şeklinde. şeytan ise bunun tam tersini istiyor, tevbeden uzaklaştırmak, gafil kılmak istiyor.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

6

17.07.2006, 13:07

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Peki namaza dikkat ediyor musunuz, namaza durunca, namaz dinin direğidir diye hatırınıza gelip, size şevk veriyor mu? Hz.Peygamberin a.s.m. bu sözünü hatırlamak ve namazı vaktinin ilk başında kılmak kadar bana kendimi iyi hissettirip -Kur'an'da da namaz kötülükten alıkoyar, ankebut suresi olsa gerek, sırrınca- kötülükten alıkoyan birşey görmedim..

"Nasihlerin nasihatı niye fayda etmiyor?"diye Online dersler kısmında bu konu geçmişti. Belki orada bu meseleyi müzakereye devam edebiliriz.


28 HAZıRAN 1999 yılında hiç bırakmamak şartı ile namaza başladım ve bu zamana kadar hiç bırakmadım Allah'ın lütfu ile. Belki yılda sadece 2-3 vakit namazı ya kaçırırım ya kaçırmam. Buna rağmen yine huşu içinde bir namaz nasip olmadı. Hep sabrettim. Ama hala gözüm yollarda

Fakat şu ana kadar hiçbir namazımı "şu namaz keşke hiç bitmese" denecek tarzda eda etmedim edemedim. Zannediyorum bunu sebebi ne yaptığını ne söylediğini Allah'ı nasıl zikrettiğini bilmemekten geçiyor.

Fatiha'nın ve birkaç surenin anlamını biliyoruz. Okurken anlamı ile düşündüğümüğz zaman başka şeyler düşünemiyoruz. AYNI KALPTE ıKı MUHABBET OLMAZ. VE TEK MERKEZ BıR ANDA SADECE BıRşEY DÜşÜNEBıLıR. Dğerleri hayali olur.

Acaba rükuda secdede yani namazın başından sonuna kadar okuduğuz sureleri hadisleri duaları kelimeleri anlamı ile bilsek namazı huşu içinde kılmamız mümkün olur mu?

Rabbena ve lekel hamd. Ne demek. Manaları nelerdir. Esrarı nedir. Bunları bütün olarak anlamlarını öğrenebileceğim bir kaynak bir yer var mı? Varsa yardımcı olabilir misiniz?

7

17.07.2006, 13:59

Muhakkak faydası olur. Bazen imamlar öyle güzel yerler okuyorlar ki cemaat namazında, tam bir huşu ile, saygı ile rükuya varmak nasip oluyor, o ayeti öyle dinlemek, insanda o etkiyi oluşturuyor. Eğer dil konusunda eğiliminiz varsa basit düzeyde de Arapça öğrenmenizin çok faydası olur. Kurs almayanalr bile zaten zamanla risalelerle haşir neşir ola ola az da olsa Arapça bilgisi sahibi olur.

Rabbenâ leke'l-hamd, Rabbimiz, hamd, övgü, minnet şükür Sana aittir manasına gelir.

Hamd ise iki manaya gelir, övmek ve şükretmek.

Allah'a, Allah'ım ne lütufkarsın diyerek hamd eder, översek, şükretmiş oluruz. Hamdın derin bir manası var, şükrün de öyle.

Hem ayrıca Kur'an'da muhtelif yerlerde, mesela bakara suresinde, ilk sayfalarda, Allah, yeryüzünde bir halife yaratacağım dediğinde melekler cevaben "Biz Sana hamd ederek (bihamdike, yani Sana hamd ederek, Seni överek, bu vesileyle) Seni tesbih ederken, yeryüzünde fesad çıkarıp kan dökecek birini mi yaratacaksın" diyor.

Yani Allah'ı hamd ederken, överken, övme yollu, O'nun noksanlardan münezzeh ve yüce olduğunu söylüyorlar. Hamd ederken, ayrıca tesbih etmiş oluyorlar.

Yani hamdda 3 ibadet var, birisi şükür, birisi tesbih, birisi ise hamdın, Allah'ı övmenin kendisi.

Elbette, ibadetin dışı kadar içini ve manaları bilmek ve tefekkür etmek de huşu verir.

ıbadet sürekli huşu ve büyük zevk verse, hiç bitmese dedirtse dese zaten kardeşim, o ibadeti herkes etmek ister, bırakmak istemez. Lezzet alamadığın halde haşyetullah için nefsine direnerek kılmak, Allahu a'lem daha büyük sevaptır.

Hem Üstad bir lahika mektubunda, evrad ve ezkardan (zikir ve virdlerden) eskisi kadar zevk alamıyorum diyen bir talebesine, sıkıntı vaktindeki ibadet daha makbuldür ve sevabı daha çoktur buyurmuş.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

8

17.07.2006, 14:11

Allah razı olsun bu açıklamar beni biraz rahatlattı. Biraz huşu içine girdim inşaallah-u Rahman. şuan iş üzere olduğum için sitede fazla gezinmemin doğru olmadığını düşünüyorum. Ama 18:00 dan sonra inşaallah hep aranızda olmaya çalışacağım.

Allah daim etsin sizin gibi dostları hayırlısı ile

Selametle

9

17.07.2006, 14:36

amin ecmain.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

10

17.07.2006, 15:07

kardeşim basamakları teker teker çıkarsın.
merdivene bir anda çıkamazsın.

aynen öylede namazdaki huşu olsun ,ister imanın kuvvetlenmesi olsun bunlar bir anda olmaz.
hiçbir evliya bir anda evliya olmaz.

basamak basamak olur.

günah konusunda ise önemli olan o yaptığının günah olduğunu bilmen ve kurtuluncaya kadar tövbe etmen yeterli.

zaten din imtihandır.seni günaha teşvik eden nefis ve şeytan olmasa idi
imtihanın manası olurmudu.
hem güzel arkadaşlarla çok gezmen,onlarla beraber olman ve dersane varsa nur dersanesi diyorum sık sık oralara gitmen inşaallah seni kurtarır.

hiç aklında çıkarma devamlı günaha maruz olan sen değilsin.
bizlerde devamlı günaha maruz oluyoruz.
ve bundan ötürü çok pişman oluyor ve tövbe ediyoruz.ve yaptığımızın günah olduğunu da itiraf ediyoruz.

hem sen uyanmışsın ki kendini eksik görüyorsun.
bu çok güzel bir gelişme.kendini eksik gören insan devamlı kendini geliştirir.görmeyen neyi geliştirecek.

hem üstad diyor ki adi bir adamın bile bir veli kadar olmasa da kıldığı namazda hissesi vardır.

hem namaz Allah için kılınır.namazdaki zevkleri,huşuyu elde etmek için değil.
istenilmez belki verilir.

biz Allah için kılacağız ve neticeyi Allahdan bekleriz.inşaallah Allah namazda bize azami huşu ve huzuru verir.

selam.

ıman konusuna gelince haşa kendini imansız olarak görmen Allah korusun kafir olmana sebep olabilir.
Sen düşünki neye inanmıyorsun.6 iman şartına ve kurandaki bildirilen ve hadislerde izah edilen bütün meselere iman ediyor ve hak olduğuna şehadet ediyorsan neden şüpheleniyorsun.
Az bir şüphe seni inkara götürebilir.

Onun için iman hakikatlarında derinleşmeye çalışacaksın.gerisi Allaha ait sana ait değildir.
Allahın vazifesine karışma.karışırsan işte böyle fikri bunalımlarda oluyorsun.

ımanın ilmelyakin,aynel yakin ve hakkal yakin mertebeleri var.
Sen bu mertebelerde terakki etmeye çalış:vazifen okuyup tefekkür etmek ve manalarını bilen kardeşlerden ve ağabeylerden sormak yoksa kendini yiyip bitireceksin.

Ümitsiz olma.zaten şeytanın büyük silahından biriside bu.
Hemen anlayayım.hemen güzel namaz kılayım.hemen bilmem ne.bunları sen düşünme.

Sen sana emredilenleri yap.yasaklananlardan kaçın.günaha maruz olmuşsan sana tevbe et.pişman ol.üzerinde fazla durmadan vazifesi yap diyenleri dinle.

şeytanı ve nefsi dinleme.

Selam.kardeşim

11

17.07.2006, 15:32

Allah'a imanım var çok şükür. Ve varlığına dair tek şüphem yok. Ben öldükten sonra bana sen iman etmedin iman ettiğini sandın derlerse ne yaparım. Mesele benim iman ettiğimi bilmemle bitmiyor. Acaba Allah ne diyor.

ALLAH BıZı KENDıSıNDEN HAKKIYLA KORKANLARDAN EYLESıN. Ayrıca inşirah kardeşim hakkını helal et. Konunun dışına çıktım biraz.

Selametle

12

17.07.2006, 15:47

yine anlamadın beni;kardeş.

sen vazifeni yap......
imanını kuvvetlendirmeye çalış.Allahın rızasını kazanmaya çalış........

imanla ölüp ölmemen senin vazifen değildir.O vazife Allaha ait...

anlata bildimmi.

tekrar söylüyorum.Allahın vazifesine karışma.
sana emredilenleri yap.

Resulullah a.s. diyorki ben bile amellerimle cennete girmem.o Allahın fazlıyla olur ancak.o zaman cennete girerim.

Allahın fazlını O'nun rızasını kazanmak için çalışmakla olur.
Allahın işine karışmakla olmaz......

selam.

nasılki bir şirkette çaılışan adam şirket acaba bana çalışma ücretini verirmi.vermezmi.acaba bana sen hakkını hak etmedin diye düşünebilirmi.
diye düşünmez.
derki ücreti verme şirketin vazifesi.
ben vazifemi yapmakla mükellefim.

aynen öylede Allah amellerimi,imanımı kabul edermi etmezmi.
diye düşüneceğine.
inşaallah kabul eder ümidiyle daha ziyade çalışmak dah güzeldir.
Ve Allahın işiyle uğraşmamak dahada güzeldir.ücreti o verecek.

sen görevini yapmaya çalış.
selam.

13

17.07.2006, 15:52

özellikle şu mesnevi nuriye kitabındaki alıntıyı çok dikkatli oku..sana ve bana şifa olur ademayazsın tamammı.

ı’lem eyyühe’l-aziz! Gafil olan insan, kendi vazifesini terk eder, Allah’ın vazifesiyle meşgul olur. Evet, insan, gafletten dolayı, iktidarı dahilinde kolay olan ubudiyet vazifesinin terkiyle, zayıf kalbiyle rububiyet vazife-i sakilesinin altına girer, altında ezilir. Ve aynı zamanda bütün istirahatini kaybetmekle asi, şaki, hain adamların partisine dahil olur.
Evet, insan bir askerdir. Askerlik vazifesi başka, hükümetin vazifesi başkadır. Askerlik vazifesi talim, cihad gibi din ve vatanı koruyacak işlerdir. Hükümetin vazifesi ise, erzakını, libasını, silahını vermektir. Binaenaleyh, erzakını temin için askerliğe ait vazifesini terk edip ticaretle-mesela-iştigal eden bir asker, şaki ve hain olur. Bu itibarla, insanın Allah’a karşı ubudiyet, vazifesidir. Terk-i kebair, takvasıdır. Nefis ve şeytanla uğraşması, cihadıdır.
Amma gerek nefsine, gerek evlat ve taallükatına hayat malzemesini tedarik etmek Allah’ın vazifesidir. Evet, madem hayatı veren Odur. O hayatı koruyacak levazımatı da O verecektir. Yalnız, hükümetin asker için ofislerde cem ettiği erzakı askerlere taşıttırdığı, temizlettirdiği, öğüttürdüğü, pişirttiği gibi, Cenab-ı Hak da hayat için lazım olan levazımatı küre-i arz ofisinde yaratıp cem ettikten sonra, o erzakın toplanmasını ve sair ahvalini insana yaptırır ki, insana bir meşguliyet, bir eğlence olsun ve atalet, betalet azabından kurtulsun.
Ey insan! Rahm-ı maderde iken, tıfl iken, ihtiyar ve iktidardan mahrum bir vaziyette iken, seni pek leziz rızıklarla besleyen Allah, sen hayatta kaldıkça o rızkı verecektir. Baksana: Her bahar mevsiminde sath-ı arzda yaratılan enva-ı erzakı kim yaratıyor ve kimler için yaratıyor? Senin ağzına götürüp sokacak değil ya! Yahu, eğlencelere, bahçelere gidip dallarda sallanan o güleç yüzlü leziz meyveleri koparıp yemek zahmet midir? Allah insaf versin!
Hülasa: Allah’ı itham etmekle işini terk edip Allah’ın işine karışma ki, nankör asiler defterine kaydolmayasın.

14

17.07.2006, 16:07

Rabbim bizede senin gibi Risalelere hakim olmayı nasip etsin Yunusum Kardeşim. Çok sevindirici bir şey. Üstad bulunduğu makamdan zamanımıza bakıp senin gibi eserleri görünce seviniyordur.
Devamını dilerim. Bana,sana ve tüm nurcu kardeşlerime. Dilerim ki; tüm alem-i ıslam bu Nur'dan istifade etsin.

Konuyu böldüğüm için af ola...
Selam ve muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

15

17.07.2006, 16:17

Konu mu? Ne konusu? :D Hakikaten konu neydi?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

16

17.07.2006, 18:49

Alıntı

Hülasa: Allah’ı itham etmekle işini terk edip Allah’ın işine karışma ki, nankör asiler defterine kaydolmayasın.


Bu söz şamar gibi geldi. Allah'ın işine karışmaktan ziyade Allah bizim yaptıklarımıza karışsın ve hayırsız olanları hayırlıya çevirsin inşaallah-u Rahman.

Bana da hidayet nasip etsin. Kibirli bir alimden ise sadık köpek olmayı tercih ederim.

yunus abi Allah razı olsun. Hemen imdadımıza yetişiyorsun. ınşaallah düzelmeye çalışacağız. Siz de duanızı eksik etmeyin

Selametle

17

17.07.2006, 20:11

adem abi hoş geldiniz inş.

maksadım tokat atmak değildir. o bakımdan bana darılmayın.

LEMALAR | ON YEDıNCı LEMA | ON ÜÇÜNCÜ NOTA | 134

Medar-ı iltibas olmuş olan beş meseledir.
BıRıNCıSı: Tarik-i hakta çalışan ve mücahede edenler, yalnız kendi vazifelerini düşünmek lâzım gelirken, Cenâb-ı Hakka ait vazifeyi düşünüp, harekâtını ona bina ederek hataya düşerler. Edebü’d-Din ve’d-Dünya risalesinde vardır ki:

Bir zaman şeytan, Hazret-i ısâ Aleyhisselâma itiraz edip demiş ki: "Madem ecel ve herşey kader-i ılâhî iledir; sen kendini bu yüksek yerden at, bak nasıl öleceksin."

Senden başka ilâh yoktur. Sen birsin. Senin hiçbir şerikin yoktur. Dünyada son, âhirette ve kabirde ilk söz: şehadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur; yine şehadet ederim ki Muhammed (s.a.v.) Allah’ın Resulüdür.

Hazret-i ısâ Aleyhisselâm demiş ki: "" Yani, "Cenâb-ı Hak abdini tecrübe eder ve der ki: ’Sen böyle yapsan sana böyle yaparım. Göreyim seni, yapabilir misin?’ diye tecrübe eder. Fakat abdin hakkı yok ve haddi değil ki, Cenâb-ı Hakkı tecrübe etsin ve desin: ’Ben böyle işlesem Sen böyle işler misin?’ diye tecrübevâri bir surette Cenâb-ı Hakkın rububiyetine karşı imtihan tarzı, sû-i edeptir, ubudiyete münâfidir."

Madem hakikat budur; insan kendi vazifesini yapıp Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmamalı.

Meşhurdur ki, bir zaman ıslâm kahramanlarından ve Cengiz’in ordusunu müteaddit defa mağlûp eden Celâleddin-i Harzemşah harbe giderken, vüzerâsı ve etbâı ona demişler:
"Sen muzaffer olacaksın. Cenâb-ı Hak seni galip edecek."
O demiş: "Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedarım. Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmam. Muzaffer etmek veya mağlûp etmek Onun vazifesidir."
ışte o zat bu sırr-ı teslimiyeti anlamasıyla, harika bir surette çok defa muzaffer olmuştur.

Evet, insanın elindeki cüz-ü ihtiyarî ile işledikleri ef’allerinde, Cenâb-ı Hakka ait netâici düşünmemek gerektir. Meselâ, kardeşlerimizden bir kısım zatlar, halkların Risale-i Nur’a iltihakları şevklerini ziyadeleştiriyor, gayrete getiriyor. Dinlemedikleri vakit, zayıfların kuvve-i mâneviyeleri kırılıyor, şevkleri bir derece sönüyor. Halbuki, üstad-ı mutlak, muktedâ-yı küll, rehber-i ekmel olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, -1- olan ferman-ı ılâhîyi kendine rehber-i mutlak ederek, insanların çekilmesiyle ve dinlememesiyle daha ziyade sa’y ve gayret ve ciddiyetle tebliğ etmiş. Çünkü -2- sırrıyla anlamış ki, insanlara dinlettirmek ve hidayet vermek, Cenâb-ı Hakkın vazifesidir; Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmazdı.

1- "Peygambere düşen, ancak tebliğ etmekten ibarettir." Nur Sûresi: 24:54.
2- "Sen sevdiğin kimseyi hidayete erdiremezsin. Ancak Allah dilediğine hidayet verir." Kasas Sûresi: 28:56.

18

17.07.2006, 20:21

Alıntı sahibi ""Alperdini""

adem abi hoş geldiniz inş.


Hoşbulduk Allah razı olsun.

Alıntı sahibi ""Alperdini""

Meşhurdur ki, bir zaman ıslâm kahramanlarından ve Cengiz’in ordusunu müteaddit defa mağlûp eden Celâleddin-i Harzemşah harbe giderken, vüzerâsı ve etbâı ona demişler:
"Sen muzaffer olacaksın. Cenâb-ı Hak seni galip edecek."
O demiş: "Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedarım. Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmam. Muzaffer etmek veya mağlûp etmek Onun vazifesidir."


Hayran kaldım bu düşünceye, ufkum açıldı. Allah razı olsun.

Selametle

19

18.07.2006, 08:57

Allah razı olsun Alperdini kardeşim.
bende akşam bunu buraya aktarmayı düşünmüştüm.

yoksa aynı kalbimi taşıyoruz.
Adem kardeş Allah sendende razı olsunki sorduğun soruların cevaplarını
yine risalei nurdan buluyoruz.

üstad boşuna dememiş Risalei nur da kıyamete kadar gelecek soruların cevapları vardır.fıkıhın tamamı haric.

selam.

20

18.07.2006, 08:59

Allahım adem kardeşime ve burdaki kardeşlerime hakiki imanı ver.
son nefeste imanla ölmeyi ve Habibi zişanın Muhammed a.s.m. cennette komşu olmayı nasip eyle.
selam.amin....amin.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir