Giriş yapmadınız.

1

31.03.2004, 20:43

Fethullah Gülen`den İnciler

Zaman gazetesinde sayin Fethullah Gulen`in talihsiz aciklamalarini okuduk. Bu soylesi bir kez daha gostermistir ki Fethulllah Hoca ve cemaati risale-i nur ekseninde degildir. Lutfen ellerinizi risale-i nurlardan cekiniz!!!

Bu soylesiden bazi ksimlari aktariyorum arzu eden malum soylesiyi gazetesi zamandan takip edebilir.

Haddim olmayarak, korkarak, titreyerek bazı parçaları kendi kırık dökük cümlelerimle bir mecmuada biraz sadeleştirdim. ıktibaslar halinde bir kitap olarak da çıktı. O zaman da o eserlere öyle bağlanan, öyle inanan, öyle olmasında bir kudsiyet gören birisi bir yazı yazdı. O duygulara da saygılı davranırım. Ben de ona karşılık “ınkisar” diye bir yazı yazdım. Fakat çok vefalı bir şekilde, “Siz yeise düşmezsiniz, inkisar yaşamazsınız” diye bana bir mektup yazdı. Ben de o sadeleştirmeyi bıraktım. Kalbin Zümrüt Tepeleri diye hiç olmazsa yanlış anlaşılan tasavvufu, günümüzde ehl-i sünnet ve'l-cemaat anlayışı içinde ifade etmeye çalışayım dedim. Baştan öyle kafamda oluşturduğum bir kurgu ve proje yoktu. Sonra arkadaşlar dediler ki: “Devam etsin. ıyi oluyor. Gelecek nesiller adına önemli. Bazen su-i istimal edilen bir meslek hakkında Sünni çerçevede yoruma tabi tutuluyor, iyi bir şey olur.” Bir de öyle bir macera yaşadık. Ben kendim iki defa zılgıt yedim.

Daha sonra başka yayınevleri Sözler'i, sadece kelimeleri altına koymak suretiyle bir kolaylaştırmaya gidebildiler. şimdi kimse bir şey demiyor; fakat işin doğrusu bize göre, onu çok okuyanlara göre olmasa da, bazı muğlak ifadeleri, orijinal tespitleri herkes doğrudan doğruya okurken hemen anlayabilse çok güzel olur. Sizin sadeleştirme düşüncenize iştirak ediyorum. Fakat benim dar aklım anlamıyor mu acaba? Anlamadığım bir şey mi var acaba, diye kendi kendime de soruyorum.


Bir şahsın tekelinde diyemeyeceğim. Öteden beri naşirleri var. Benim çok sevdiğim, bu eğitim faaliyetlerine de saygılı bir zatla bir gün namaz kılmıştık. Zannediyorum namazı da ben kıldırmıştım. Bana dedi ki “Kardeşim, Üstad Hazretleri’nin çok gönlü yoktu değiştirilmesinde. Üstad Hazretleri’nin söylediği bazı sözler var ki, sehl-i mümtenidir, zor söylenir onlar.” şu misali verdi bana: “şu kainat mescid-i kebirinde Kur'an kainatı okuyor. Onu dinleyelim. Vird-i zeban edelim. Mesela bu söz çok güzel. Başkaları bunu alıp değiştirerek, ‘Kainat mescid-i kebirinde Kur'an okunuyor. Onu dinleyelim.' derse olmaz. Zayıf düşüyor bu. Esas Kur'an kainat mescid-i kebirinde kainatı okuyor. Kur'an, kainatı okuyan bir kitaptır. Böyle zor söylenen sözler değiştirilirse acaba bu derinlik kalır mı?” Ben de işin doğrusu, sesimi kestim. Yani vicdanı bu mevzuda rahat etmezdi. Evet tamam tatmin oldum deme başka mesele, insanların hissiyatlarına saygılı olma başka bir meseledir. Fakat düşüncelerinize ben aynen iştirak ediyorum. Keşke cesur birisi çıksa, hiç kimsenin gönlünü kırmadan herkesin anlayacağı bir dilde sadeleştirse. Mesela bir Yirmi Beşinci Söz var. Hatta onun sadece ayetlerle işaret edip geçtiği şeyler var. Onların biraz daha açılarak neşredilmesi bence fütuhat olur. Diyebilirim ki Kur'an-ı Kerim'i o ölçüde ifade etme şimdiye kadar kimseye müyesser olmamıştır.

Neticede: Fethullah gulen`in risale-i nurlari sadelestirmesi haddi degildir, haddini asan sozler etmistir. ilmi calismalarda kaynak gostermek adet iken Fethullah Gulen yazdigi eserlerde bire bir risale-i nurladan alinti yaparken neden acaba kendi sozlerimiysesine kaynak gostermiyor. Hosgoruden bahseden Fethullah gulen Nur cemaatine de hosgoru ve saygi gostersin. Risale-i Nurlardan elini ceksin!!!!

Mesajlar: 100

Konum: Almanya

Meslek: talebe

Hobiler: okumak

  • Özel mesaj gönder

2

31.03.2004, 23:55

Bir Nur talebesine böyle suizan yazilari yakistiramiyorum.. Bak kardesim senin bu elestiri yazilarin bir iki das catlasin on kisi okuyor ama Hocaefendinin gerek kitablari olsun gerek Zaman Gazetesindeki repordaji olsun bir milyon okuyor nereden biliyorsun dersen bak bir haftanin icinde Zaman Gazetesi repordaj sayesinde kac adet basiliyor..

Sanirim Uhuvet Risalesini okumusunuzdur...
Aşksız derviş olmaz, olsa da o kimse derviş sayılmaz. Derviş'in sermayesi Aşk'tır, ilmi Aşk'tır, görgüsü Aşk'tır. Arzu ve istekleri de Aşk'tır. Derviş'in canı Aşk'tır, cananı Aşk'tır, bizzat kendisi Aşik'tır.. Ves-selam!...

3

01.04.2004, 04:52

Selamun Aleykum,

Bu yazi Fethullah gulen`in kendi soylesisi uzerine yazilmistir. Nur talebelerinin en muhim vazifesi nurlari kendi mali gibi kabul etmektir. bu acidan Nurlari tahrip etme gibi tehlikeli calismalara karsi cikmak da en dogal hakkimizdir.

Zaman gazetesini kac ksinin okudugu ve yahut bu forumu kac kisinin ziyaret ettiginin pek bir onemi yoktur. uhuvvet risalesini oku diyorsunuz ancak ne acidir ki daha nurlar neden bahsediyor haberiniz yok. ustad der ki kemiyet degil keyfiyet onemlidir. bu acidan sayi coklugunun bir ehemniyeti yoktur. ayrica mesenevi-i nuriye nin itizar bolumunde ustad hazretleri sadelestirme meselesine son noktayi koydugu halde Fethullah gulen haddini asan bir sekilde ne hakka binaen nurlar sadelestirilmelidir diyor? ustune ustuk sadecelestirmeli diyerek kalmiyor bizzat kendi nesriyatlarinda tahribine gidiyor. 1990 li yillarda asa-i musa risalesini icinden ustadin ismini cikartarak nesrediyor. kitabin ustunde de hic bir sey yazmiyor. bu risaleleri bizzat ustadin hizmetkari Mustafa sungur abi toplatmis ve el koymustur. bu aciz de bu dehset verici hadiseye tanik olmustur.

Hiristiyana museviye hosgoru dagitan Fethullah Gulen ayni hosgoruyu nur talebelerine neden cok gormektedir??? Ellerini nurlardan ceksinler baksa bir sey istemiyoruz.

Allah a Emanet

Baki Selam

Not: bu konu hakkinda israr eden kardesler malesef nurlari iyi idrak edememis kisilerdir. mesenevi-i nuriye itizar bolumu bu konu kesin olarak aciklar. Nurlar sadelestirilemez. sadelestirmekte kimsenin haddi degildir.

4

01.04.2004, 05:08

Fethullah Gulen nurlar sadelestirilsin derken hatta demekle kalmayip kendi nesriyatlarinda bizzat nurlari tahrip ederken bakiniz ustad hazretleri bu konuda ne demis. ustad hazretleri fikrini beyan etmisken yeni ictihatlarda bulunmak kimsenin haddi degildir. herkes haddini bilecek.

ıtizar
Arkadaş! Bu risale, Kur’ân’ın bazı âyâtını şuhudî bir tarzda beyan eden bir nevi tefsirdir. Ve hâvi olduğu mesâil, Furkan-ı Hakîmin Cennetlerinden koparılmış birtakım gül ve çiçekleridir. Fakat, ibaresindeki işkâl ve îcazdan tevahhuş edip, mütâlaasından vazgeçme. Mütalâasına tekrarla devam edilirse, meluf ve menus bir şekil alır. Kezâlik, nefsin temerrüdünden de korkma. Çünkü, benim nefs-i emmârem bu risalenin satvetine dayanamayarak inkıyada mecbur olduğu gibi, şeytanım da "Eyne’l-meferr?" diye bağırdı. Sizin nefis ve şeytanlarınız benim nefis ve şeytanımdan daha âsi, daha tâği, daha şakî değiller.
Kezâlik, Birinci Babda tevhidin beyanı için zikredilen delillerde vâki olan tekrarları faydasız zannetme. Hususî makamlarda, ihtiyaca binaen zikredilmişlerdir. Evet, hatt-ı harpte siperde oturup müdafaa eden bir nefer, etrafında bulunan boş siperlere gitmeyip, bulunduğu siper içinde diğer bir pencereyi açması, elbette bir ihtiyaca binaendir.
Kezâlik, bu risalelerin ibarelerindeki işkâl ve iğlâkın, keyif için ihtiyarımdan çıkmış olduğunu zannetme. Çünkü, bu risale, dehşetli bir zamanda, nefsimin hücumuna karşı yapılan âni ve irticâlî bir münakaşadır. Kelimeleri, o müthiş mücadele esnasında zihnimin eline geçen dikenli kelimelerdir. O, ateşle nurun karıştıkları bir hengâmda, başım dönmeye başlıyordu. Kâh yerde, kâh gökte, kâh minarenin dibinde, kâh minarenin şerefesinde kendimi görüyordum. Çünkü, tâkib ettiğim yol, akılla kalb arasında yeni açılan berzahî bir yoldur. Akıldan kalbe, kalbden akla inip çıkmaktan bîzar olmuştum. Bunun için, bir nur bulduğum zaman, hemen üstüne bir kelime bırakıyordum. Fakat, o nurların üstüne bıraktığım kelime taşları, delâlet için değildi. Ancak, kaybolmamak için birer nişan ve birer alâmet olarak bırakırdım. Sonra baktım ki, o zulmetler içinde bana yardım eden o nurlar, Kur’ân güneşinden ilham edilen misbah ve kandillerdi.

5

02.04.2004, 17:08

21. LEMA 2. DÜSTÜR

Bu hizmeti Kur'aniyede bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek ve onların
üstünde faziletfüruşluk nev'inden gıpta damarını tahrik etmemektir.
Çünkü nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü
tenkit etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalb ruhun ayıbını görmez.
Belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter,ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder. Yoksa o vüvud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır.
Hem nasıl ki bir fabrikanın çarkları birbiriyle rekabetkarane uğraşmaz, birbirinin önüne tekaddüm edip tahakküm etmez, birbirinin kusurunu görerek tenkit edip, sa'ye şevkini kırıp , atalete uğratmaz.Belki bütün istidatlarıyle birbirinin hareketini umumi maksada tevcih etmek için yardım ederler; hakiki bir tesanüt , bir ittifak ile gaye-i hilkatlerine yürürler. Eğer zerre miktar bir taarruz , b,r tahakküm karışsa, o fabrikayı karıştıracak, neticesiz, akim bırakacak. Fabrika sahibi de o fabirkayı bütün bütün kırıp dağıtacak.
ışTE , EY RıSALE-ı NUR şAKıRTLERı VE KUR'AN HıZMETKARLARI!
Sizler ve bizler öyle bir insan-ı kamil ismine layık bir şahs-ı manevinin azalarıyız.

6

02.04.2004, 17:36

Sadelestirme...

Gerçekten gördüklerim karsisinda ürperiyorum, Fethullah Gülen Hocaefendi Nurlari sadelestirmemistir. Bakin röportajda anlatiyor: Necip Fazil geldi yanima dediki Bediüzzamn büyük biri, eserler fevkalade güzel ama herkesin anlamasi için ben bunlari en avam kisinin bile anlamasi için sadelestirmek istiyorum demis. Hocaefendi'nin yaniti su olmus: hayatini bu hizmet ugruna adayanlar var, onlarin talebeleri var, gidin onlara onlarin görüsünü alin. VE sonra deniyorki üstad pek istememis...


Bakin röportajin basina ve sonra konusun, bizlere yakismiyor Nurculara yakismiyor böyle konusmak...


Fethullah Gülen, Nuriye akman'a konuştu:
Necip Fazıl, Risale-i Nur’ları sadeleştirmek istedi...


Risalelerin, bugünün insanının anlayabileceği, lezzet alabileceği bir dile çevrilmesi fikrine nasıl bakarsınız? Çünkü ıngilizce okuyanlar daha rahat anlıyor. Böyle bir şeyi teşvik eder misiniz?

Hayatını bu işe vermiş, “Benim hayatımın gayesi budur” demiş insanlar var. Bunların düşüncelerine saygılı olmaya bağlı zannediyorum. Ben bu mevzuyla alakalı bir anekdot arz edeyim.

Merhum Necip Fazıl'ı Kırklareli'ne konferansa çağırmıştık. O zaman orada vaizdim. Kendisine talebelik yapanlarla gelmişti. Onu arabasına koyup getiren arkadaş daha ziyade Nur’lardan istifade etmiş, Bediüzzaman Hazretleri'ne saygı duyan bir arkadaştı. Gelirken onun hali, tavırları, davranışları da Üstad Necip Fazıl'a çok tesir etmiş. Ondan takdirle bahsetti orada. Akşam bir yemekte de beraber bulunduk. Güzel şeyler konuşuldu. Ben saygımı ifade ettim. Necip Fazıl bana dedi ki: -ben bunu kemal-i samimiyetle itiraf ediyorum- “Bediüzzaman, Sultanahmet'in mimarı gibi büyük bir adamdır. Bu büyük insanın büyük düşünceleri var. Fakat köprünün altında, dubalarda yaşayan insanlar var. Bunlar Bediüzzaman'ı, bu büyük mimarın sözlerini anlamazlar. Bana müsaade edilse de o dubalarda yaşayan insanların diline göre onu sadeleştirsem.” Ben burada Necip Fazıl'ın tevazuunu ve mahviyetini görüyorum. Ona kendi tabirimle “Üstadım bu mesele beni aşar. O büyük zata birinci safta hizmet etmiş, kitaplarını yazmış, istinsah etmiş, basmış, dağıtmış insanlar vardır. Bu mevzuda söz onlarındır. Bana sadece bir elçilik düşer. Bu elçiliği yaparım.” dedim. Çok yumuşamıştı. Hatta Büyük Doğu'nun üst üste iki sayısında yazdı. Bu yazıları bizim arkadaşlarımız sorguladılar. Üstad için ölebilecek çok vefalı birisi, sorguladı.

Hoşlanmadı yani.

Hoşlanmadı. Sonra bizim rahmetli Bekir Berk Bey geldi. Necip Fazıl’ı kastederek bana dedi ki, “Keçeli ne yaptınız, adamı fethetmişsiniz? Sen kitap vaat etmişsin ona. Külliyatı verecekmişsin. Gel ver.” Ben de ıstanbul'a kitapları vermeye gittim. O gün evinde beraber yemek yediğimiz arkadaş da vardı. Fakat bizim gibi düşünmeyen, benim de hatırını kıramayacağım birisi beni çağırdı. Oldukça ciddi itap etti. “Bu kitaplar böyle isteyene uluorta verilmez. O kim oluyor sadeleştirecek?” dedi. Ben de haşlandım orada. Sonra Bekir Berk'e “Abi beni mahvettin. Söz verdim bu işi yapmaya. Buraya geldim, hışma uğradım.” dedim. O da “Kardeşim bizim aklımız her şeye ermez. Onlar bilirler.” dedi. Bu sözleri söyleyen kişiye onun da saygısı vardı. Öyle geçiştirdi meseleyi.

Çok dar görüşlülük. Öyle değil mi?

Ben artık vefat etmiş, çok önemli hizmetler etmiş o zat hakkında öyle düşünmek istemiyorum. Fakat keşke öyle olmasaydı. Necip Fazıl gibi belli kredisi olan bir insan tarafından onun kendisine has üslubuyla, kendisini sevenlerle olabilirdi o gün. Geç kalındı. Haddim olmayarak, korkarak, titreyerek bazı parçaları kendi kırık dökük cümlelerimle bir mecmuada biraz sadeleştirdim. ıktibaslar halinde bir kitap olarak da çıktı. O zaman da o eserlere öyle bağlanan, öyle inanan, öyle olmasında bir kudsiyet gören birisi bir yazı yazdı. O duygulara da saygılı davranırım. Ben de ona karşılık “ınkisar” diye bir yazı yazdım. Fakat çok vefalı bir şekilde, “Siz yeise düşmezsiniz, inkisar yaşamazsınız” diye bana bir mektup yazdı. Ben de o sadeleştirmeyi bıraktım. Kalbin Zümrüt Tepeleri diye hiç olmazsa yanlış anlaşılan tasavvufu, günümüzde ehl-i sünnet ve'l-cemaat anlayışı içinde ifade etmeye çalışayım dedim. Baştan öyle kafamda oluşturduğum bir kurgu ve proje yoktu. Sonra arkadaşlar dediler ki: “Devam etsin. ıyi oluyor. Gelecek nesiller adına önemli. Bazen su-i istimal edilen bir meslek hakkında Sünni çerçevede yoruma tabi tutuluyor, iyi bir şey olur.” Bir de öyle bir macera yaşadık. Ben kendim iki defa zılgıt yedim.

Daha sonra başka yayınevleri Sözler'i, sadece kelimeleri altına koymak suretiyle bir kolaylaştırmaya gidebildiler. şimdi kimse bir şey demiyor; fakat işin doğrusu bize göre, onu çok okuyanlara göre olmasa da, bazı muğlak ifadeleri, orijinal tespitleri herkes doğrudan doğruya okurken hemen anlayabilse çok güzel olur. Sizin sadeleştirme düşüncenize iştirak ediyorum. Fakat benim dar aklım anlamıyor mu acaba? Anlamadığım bir şey mi var acaba, diye kendi kendime de soruyorum.

Size bir hatıramı anlatmak istiyorum. Aynı mülahazalarla bazı kısımlar sadeleştirilerek şule Dergisi'nde neşrediliyordu. Konya'da bulunuyordum. O ayın mecmuasını alayım diye bir kitapçıya girdim. ıslamî konularla ilgili görünmeyen bir kız geldi. Heyecanla “şule geldi mi?” dedi. Gözlerim doldu. Fakat bazıları “Neden sadeleştiriliyor, bu tahrif oluyor.” dediler. Onlara da bu mülahazalarında, bütün bütün yanlış yapıyorlar demiyorum. Fakat acaba bu büyük zatın, çağın düşünce mimarının eserleri, ifadesi ve üslubu güzel birisi tarafından herkesin anlayabileceği bir dille sadeleştirilemez mi? ıngilizceye çevrildi ıngiltere'de okunuyor. ıngilizceden ıspanyolcaya çevirdiler. Arjantin'de okunuyor, Brezilya'da okunuyor. Almancaya çevirdiler, Almanya'da öyle okunuyor. Hatta Uzak Doğu dillerine çevriliyor. Koreceye çevirmişler.

Herkes istifade ediyor. Fakat esas kaynağı Bediüzzaman'ın yetiştiği yer. O, toplumun psikolojisini çok iyi biliyor. O toplum da onun ifade ettiği şeyleri çok iyi anlar. Yabancı değildi onlara. Ama bir dil meselesi. Acaba olsaydı ne olurdu? Risale-i Nur’lara temerrüd edenler zaten temerrüd ediyorlar. Onu duydukları zaman hezeyana giriyorlar.

Bu eserler kimsenin tekelinde değil ki... Niye bazılarının sözünün dinlenmesi gerekiyor?

Kim bilir belki de bizim bir zaafımız. Bu hoşgörü mülahazasına tamamen motive olmuşuz. Bütün dünyada hoşgörü ararken yakın durduğumuz, çok meseleleri paylaştığımız, aynı kaynaktan istifade ettiğimiz arkadaşları darıltmak, kırmak, küstürmek... Hoşgörü diyorsun kendi arkadaşlarını niye kırıyorsun? Acaba böyle bir şeyin tesirinde miyiz? Yoksa saygı manasını yanlış mı anlıyoruz? Ayrı gayrı bir şey mi yapıyoruz? Yoksa telif hakkına saygı icabı mı yapmamak gerekiyor gibi kim bilir bilemediğim bazı mülahazalara takılıyoruz. Tabii ben öyle bir şey yapmaya cesaret edemem. Hem öyle bir şeyi ifade etmeyi beceremem, itiraf etmeliyim. Dili çok iyi kullanan engin birisinin, biriyle müşterek bu işi yapmasında hiçbir mahzur yok. Zaten alıntılarımızda hep aynı şeyi yapıyoruz.

Kimin tekelinde? Bana bir isim söyler misiniz?

Bir şahsın tekelinde diyemeyeceğim. Öteden beri naşirleri var. Benim çok sevdiğim, bu eğitim faaliyetlerine de saygılı bir zatla bir gün namaz kılmıştık. Zannediyorum namazı da ben kıldırmıştım. Bana dedi ki “Kardeşim, Üstad Hazretleri’nin çok gönlü yoktu değiştirilmesinde. Üstad Hazretleri’nin söylediği bazı sözler var ki, sehl-i mümtenidir, zor söylenir onlar.” şu misali verdi bana: “şu kainat mescid-i kebirinde Kur'an kainatı okuyor. Onu dinleyelim. Vird-i zeban edelim. Mesela bu söz çok güzel. Başkaları bunu alıp değiştirerek, ‘Kainat mescid-i kebirinde Kur'an okunuyor. Onu dinleyelim.' derse olmaz. Zayıf düşüyor bu. Esas Kur'an kainat mescid-i kebirinde kainatı okuyor. Kur'an, kainatı okuyan bir kitaptır. Böyle zor söylenen sözler değiştirilirse acaba bu derinlik kalır mı?” Ben de işin doğrusu, sesimi kestim. Yani vicdanı bu mevzuda rahat etmezdi. Evet tamam tatmin oldum deme başka mesele, insanların hissiyatlarına saygılı olma başka bir meseledir. Fakat düşüncelerinize ben aynen iştirak ediyorum. Keşke cesur birisi çıksa, hiç kimsenin gönlünü kırmadan herkesin anlayacağı bir dilde sadeleştirse. Mesela bir Yirmi Beşinci Söz var. Hatta onun sadece ayetlerle işaret edip geçtiği şeyler var. Onların biraz daha açılarak neşredilmesi bence fütuhat olur. Diyebilirim ki Kur'an-ı Kerim'i o ölçüde ifade etme şimdiye kadar kimseye müyesser olmamıştır.

7

02.04.2004, 22:13

Selamun aleykum Risale-i nur hadimleri,

Sevgili Serkan kardesim sanirim sayin Fethullah Gulen`in soylesini pek dikkatli okumamissiniz. bakiniz su cumle bizzat kendisine aittir.

` Haddim olmayarak, korkarak, titreyerek bazı parçaları kendi kırık dökük cümlelerimle bir mecmuada biraz sadeleştirdim. `

Gerci sadelestirmedim demesi de bir sey ifade etmez zira bu sadelestirme islemleri ki biz ona nurlarin tahribi diyoruz hala devam ediyor. en yakin bayiye gidip bir yeni umit dergisi alir ve orta sayfasini acarsan bu tahribatlari gorursun.

Mesele nurlarin sadelestirilme islemleri ile de kalmayip daha onceki bir yazimdada belirttigim gibi 90 li yillarin basinda asa-yi musa yi bastilar. isin ilgin tarafi kitabin on kapagi bonbos idi yani risale-i nur ve muellifi bediuzzaman Said Nursi yazisini kaldirtmislardi. ayni sekilde icindende. bu risaleleri bendeniz bizzat gordum. toplatanda Ustadin hizmetkari Mustafa Sungur abidir. Eger istanbul da oturuyor iseniz ve 46 numarayi biliyorsaniz konu hakkinda direkt olarak Mustafa Sungur abi den bilgi alabilirsiniz. Biz nur talebeleri bu tur tahriplere akil fikir erdiremedik. kendisini bizlere nur talebesi olarak lanse eden fakat disarida nur talebesi oldugunu soylemekten imtina edinen bir sahis ve cemaatinin bu tarz yaklasim ve hareketlerine bir mana veremedik dogrusu.

Sevgili Fethullah gulen Hoca`nin cemaatinden olan arkadaslar kardesler.

maksadimiz sizleri kirmak degildir, ihlasinizi ve sevkinizi de koreltmek degildir. tek ama tek gayemiz vardir ki o da nurlari korumaktir. zira nur talebeleri nurlari kendi mali gibi kabul eder ve muhafazasina calisir.

Bakiniz onceki yazimda mesenevi-i nuriye risalesinin itizar bolumunden ustadin konu ile ilgili oldukca acik izahini yazdim. bu risale meydanda oldukca hangi akla binaen bu sadelestirme islemleri devam ediyor? veyahut ustadin hizmetkarlari bu tahribata siddetle karsi olduklari halde ne cesaretle bu islemler yurutulmus ve hala yurutulmeye devam ediyor?

Biz daha iyi hizmet ediyoruz veyahut islami daha iyi temil ediyoruz diye bir yaklasimimiz hic bir zaman olmadi. kalbler Allah`in elindedir ancak o bilir. belki bu aciz kardesiniz aranizda gerek nur talebeligi gerekse muslumanlik yonunden en nakis olaninizdir. yasanti olarak tam manasi ile temsil edemesekte hic bir nur talebesi risale-i nur dusturlarini en azindan fikri boyutta tahribine gitmez.

Nur talebeliginin dusturlari acik ve nettir. lahikalarda bu konu ilgili yuzlerce mektup varken yeni ictihatlara girmenin ustadin metodundan baska yeni metodlar uretmenin risale-i nur cizgisi ile yakindan uzaktan alakasi yoktur.

bizler filanca hocanin veyahut abinin talebeleri degiliz. bakiniz basta burada ayriliyoruz. risale-i nur hizmeti sahsa endeksli bir hizmet degildir. ustadimizin bu konuda kesin hukmu var. sizler kendinizi Fethullah Gulen nin talebeleri olarak tanimlarken aslinda bilmeyerek risale-i nur dusturlarinin disina cikiyorsunuz. ustadimiz kardes kardese mursid olamaz der. hizmetimizde imamlik vs hiyerersik bir yapi yoktur. bizler mesveret cemaatiyiz. ustadin hizmetkarlari ile bile nur talebeligi hakki noktasinda en kucuk bir nur talebesi esittir. saygimiz vardir o da nurlara hizmeti ve islami yasama noktasindadir o kadar, bunun haricinde kimseden emir almayiz.

Bu acidan bizler sizleri islama hizmet eden kahramanlar ordusu olarak goruyoruz belki de bizlerden cok daha faideli hizmetler yapiyorsunuz. Allah razi olsun . ancak Risale-i nur cizgisinde bir hizmet degildir. tek istegimiz vardir o da sudur. eger nur talebesi iseniz nurlarin dusturlarina uyunuz ve ona gore hareket ediniz, zira zamanimizda fethullah gulen ve cemaatine cesitli seplerden bir suru elestiriler var ve millet bilmeden nurcular diye yaziyor ki bizlerin bir alakasi yok. kisacasi yapmis oldugunuz icraatlardan bizlerde tohmet altinda kaliyoruz. bu acidan yaziyorum bu fikirlerimi.

Gunduzalp kardesim Allah razi olsun uhuvvet risalesini yazmissin, binlerce razi olsun. ancak onu bir de bu nurlari sadelestirip tahrip edenlere gonder. yahudiye hiristiyana hosgoru gosterenler neden ayni hosgoruyu nurculardan esirgiyorlar. bakiniz nur talebeleri bu sadelestirme islemini istemiyor , ustadin talebeleri de karsi. lutfen anlayis gosteriniz ve ellerinizi risale-i nurlardan cekiniz.

Allah a Emanet
Baki Selam

8

02.04.2004, 22:23

Bir kere ben Fethullah Gülen cemaatindanim diye birsey filan demedim.

Ikincisi olarak Hocaefendi bu nurlari kötü niyetlemi saadelestirdi ? Gerçekten Hocaefendi ile karsi karsiya gelseniz böyle yazdiginiz gibimi konusursunuz ? Hocaefendi'nin yürüttügü hizmet size göre Nur hizmeti disindami ? Eger öyle ise biraz insaf lütfen... Su an dünyaya yayilmis olan bu hizmet Risale-i Nur isiginda bir hizmettir. Ben cemaatin bir çok sohbetine gitmisimdir. Gayet normal tesbihatlarini yaparlar, Risale-i Nur kamplari yaparlar. Yani sadece Yeni Asya cemaati mi Nurcu ?

Bence bu Nur hizmetini Ihlasli bir sekilde dünyanin dört bir yanina yayan Hocaefendi'dir. Buna hiç kimse yok diyemez, çünki hersey apaçik ortadir.
Üstadin söyledikleri dogrultuda hareket ediyorlar.

9

02.04.2004, 22:41

Sevgili Serkan kardesim,

Gayem ihlasini zedelemek degildir. bu acidan cok fazla detaya girmeden soylediklerine cevap vereyim.

Birincisi Zatialinizin kendisini Fethullah Hoca`nin talebesi olarak belirtmesi cok onemli degildir zira cemaat kendisini oyle tanimlar.

ikincisi cemaatin sohbetlerine gittiginizi soylemissiniz bendeniz bizzat araliksiz 5 sene fethullah hoca cemaatinde bolge imamlarina ozel risale-i nur dersleri yaptim.

ucuncusu bendeniz yeni asaya cemaatinden degilim. yanlis gordugumden degil hic arkadasim olmadi yoksa nurlarin okundugu her yere giderim.

dorduncusu demissiniz ki risale-i nur kamplari yapiliyor sanirim sizinti demek istediniz bu cemaatin icinde bizzat 5 sene bulunmus birisi olarak risale-i nurlarin pek okundugunu soyleyemem. sohbetlerde genelde fethullah hoca`nin kitaplari okunur zira nurlari anlayip ve anlatacak malesef pek yetismis adam yok. olanlar da zaten onemli gorevlere tayin olmus. kemiyet yaninda keyfiyet ayni oranda buyumeyince malesef bu sikintilar oluyor. 1989 yilinda bizzat bendeniz bu sizinti kampalrina hasbel kader katildim. risale kampi sanmistim malesef degilmis cektim gittim.

Fethullah Hoca cemaatine disaridan Allah rizasi icin yardim ettim hic bir zaman aktif olarak hizmetin icine girmedim. sadece sohbet yaptim o kadar. ancak hem Fethullah Gulen ile oturmus konusmuslugumuz ve hemde Abdullah Aymaz gibi ( ki namazimda iyi bir nur talebesidir ) zatlar ile sohbetlerimiz olmustur.

Burada ismini veremeyecegim ozel bir hizmet birini kuran bir iki kisiden birisiyim. mahrem oldugu icin kisa geciyorum detaya girmiyorum.

hizmet 96 lara kadar iyi idi, ne oldu ise ondan sonra oldu bir librallesme aldi yurudu. kirik mizrap ilk ciktiginda isik evlerinize mubarekler kazan kaldirdi bu ne ya oyun havasi vs. zira o zamanlar kur`an harici bir sey dinlenmezdi. sonra bu ayar icin dediler. zaman bizlere isik evlerinde mtv den muzik programlari seyredilmesini de gosterdi yok aci....

Sevgili Kardesim

detaya girmek istemiyorum gerek tecrubelerimiz gerek gorduklerimizi ve gerekse bildiklerimiz yazsak burada hic olmayan manzaralar ortaya cikar. en iyisi bir birimiz kirmayalim. ve risale-i nurlari on plana cikartalim.

Demissin ki Fethullah Gulen risale-i nur cizgisinde hizmet ediyor. Sevgli kardesim ya ben burada bire bir risale-i nurlardan alinti yaparak hoca efendinin icraatlari ile celiskiler gosterirsem ne diyeceksin? bu hic yapmak istemedim bu forum da emin forum yoneticisi kardeslerimiz de yapmak istemedi. Bizler Fethhullah Gulen iyi bir muslumandir guzel hizmet yapiyor diyoruz. Ancak nur talebesi cizgisinde degil derken bos keseden atip soylemiyoruz. sozlerimizin ve elestirilerimizin hepsini nurlardan kaynak gostererek isbat edebiliriz.

Sizlere sevgi besliyor, dualarimizi sunuyoruz. ancak lutfen risale-i nur dusturlarini bir tarafa atmayiniz. Ustadin hayatini bir okuyunuz. en azindan su lahikalari bir okuyunuz, karsiniza cok farkli bir manzara cikacaktir. sizce neden lahikalar Fethullah Gulen cemaatinde fazla nazara verilmez???

Allah aEmanet
Baki Selam

10

02.04.2004, 22:55

Ne mutlu size o insanlar ile görüsmüslügünüz varsa. Ihlasimiz Allah'in izni ilede kolay kolay zedelenmez her onbesgünde okudugumuz Ihlas Risalesi ile. Ben birzat Risale-i Nur kamplarina katildim, haftada 1000 safya okudugumu hatirliyorum. Birde demissiniz Sizinti Kamplari yapiyordular, vede çekip gitiniz ? Niye çekip gidiyorsunuz ? Sizinti Allah ve Rasulunden bahs ediyor. Hizmet 96'ya kadar iyi idi demissiniz, iyide sonra kötümü oldu ? Bunu sadece sizmi fark ettiniz ? Bizim bilgimiz 96'dan sonra hizmet hizla yükselmistir. Risale-i Nur ile çeliskiler ? Bence Hocaefendi kadar bu asrin fehmine uygun Nurlari okuyup analiz eden yok.

Lutfen ellerinizi risale-i nurlardan cekiniz!!! demissiniz. Bu tahmin ettigim Sungur Abi'yi sevenlerin dilinede yakismaz. Tamam ellerini çekseler Nurculugu tam manada temsil eden hiç kimse kalmaz.

KAlpler kirilmaz...Fakat size göre gerçekler var, ama benimde bildigim çok gerçek var.

11

02.04.2004, 23:37

Sevgili Serkan Kardesim,

Bahsettigimiz insan ile gorusmem sahsimin cok onemli birisi olmasindan degildir, yuksek mevkilerde onemli insanlari tanimamizdandir. yani avamcasi torpilli olmamizdandir. en cok rahatsiz oldugum ve elestirdigim bir hususdur. bu acidan arkadaslar ellerini kollanirini sallayarak rahatca gittikleri halde ben yillarca baskasinin hakkina tecavuz etmeyeyim bir de sahisa ehemniyet hizmmetimizin dusturlarina terstir diyerek gitmedim. sadece iki kere mecburiyetten gitmek zorunda kaldim. orada da torpil konustu ve ozel odada bas basa gorustuk. aslinda bu hadiselerin direkt olarak hoca nin haberi yok belki varda engel olamiyor. zira son gorusmemizde bana tekrar gel olur mu dedi ben de icimden guldum. ` hoca sen oyle diyorsun da etrafini cevirmisler tiorpilsiz girilmiyor ` bu tabi 1997 yili. su an ki durumu bilmiyorum. ondan sonra da hic gorusmedik. bana usa ya gitmemi de tavsiye eden Fethullah Gulen Hoca dir.

Sanirim 1998 yili idi Mehmed Kirkinci Hoca ile bir gorusmemizde bana soyle dedi.

` Ben FEthullah Hoca ile gorusmemde bana kendisi dert yandi. cemaatte sahsima cok alaka var rahatsiz oluyorum. Ben de ona dedim mumkun oldugu kadar cemaatin icine gir dershaneleri dolas `

Malum seyh ucmaz murid ucurur diye bir soz vardir. ulasilamayan gozde buyutulur. bakiniz bugun eger ustadin talebeleri istese idi her birisi en az on Fethullah Gulen degerinde olurdu. ama onlar ustadlarindan aldikleri dersler neticesinde sahislarini hic bir zaman on plana cikartmamis ve cikartilmasina da musade etmemislerdir. su an malesef hayatta pek talebesi kalmadi. musait olur isen hic torpile felan da gerek yok git gor . yasantilarina bir bak, davranislarina bir bak. Fethullah Gulen Hoca cikis itibari ile risale-i nur mesleginde hareket etmedigi icin su an isin icinden cikilmaz bir duruma sokmustur kendisini. evet dogrudur mutevazi bir insan rahatsiz da oluyor ama bu gidise kendisi musade ettti. sahsi fertlerin nazara verildigi her olusumda bu kacinilmaz bir sonuctur. bu acidan Fethhullah hoca cemaatinin en azindanb bu sekli durumu risale-i nur cizgisinde degildir.

Sevgili kardesim bizler hizmetlerinizi bir tarafa itmiyoruz, risale-i nur cizgisindemidir yok haricindemidir onu konusuyoruz. kendine gore dogrularin olabilir. saygida duyarim ancak bizler kaynak olarak nurlari aliyoruz ve ona gore dogrularimizi belirliyoruz. bu acidan goruslerini ve dogrulari risale-i nurlar ile ile delllerndirmeyince nur talebeleri olarak fazla nazar etmemiz mumkun degildir.

sizinti resulullah`tan kur`an dan bahsetmiyor mu demissiniz. risale bahsetmiyormu da sizinti okuma ihtiyaci hissediliyor??? bizler hadis ve kur`an da okuruz, zaten nurlar kur`an in suleleridir. sizinti risalelerden daha fazla bir sey mi veriliyor ki sizinti kamplari yapliyor? bakiniz bunlar gereksiz ve sin-i seyler. dergi okumak isteyen alir dergisini okur. bir suru dergi var yeni asyasida zafer i de cikartiyor. ama toplanip risale okunur ki kamp yapmanin en alemi var.

bir ikinci ve en onemli husu da sudur ki. ilmi arastirmalarda ve eserlerde kaynak gosterme ahlaki bir gereksinimdir . hatta kanuni muyeddisede vardir. bepi hoca yazdigi butun eserler nurlardan alinmis oldugu halde neden kaynak gostermiyor kendi fikrimiscesine piyasaya suruyor. biz nur talebeleri fethullah hocanin eserlerini okudugumuzda hangi cunlesinin nurlardan alindigini rahatlikla anlariz. ancak kitap disaridan birisine verilince aynen soyle dusunuyor vay be hoca ne guzel aciklamis!!! halbuki fikir ustada ait hoca efendi sahiplenmis.

Sevgili Serkan kardesim bizler sizler hepimiz Fethullah hoca da dahil butun ilmi bilgimizi bakis acimizi nurlara borcluyuz. kendi sozumus gibi kaynak gostermeksizin yazmak insafsizlik olur.

Simdi ben sana soruyorum. bir taraftan risale-i nur un bizzat yeni umut dergisinde tahribi, bir taraftan nurlardan alinti yapip kendi fikrimiscesine piyasa surmesi ve halklara sunmasi ne kadar risale-i nur cizgisindedir? yorumu sana birakiyor.

bir nur medresesine gitmedikce ustadin hizmetkarlari ile tanismadikca ve nurlari iyice okumadikca ne demek istedigimizi hic bir zaman anlayamayacaksin. bu bir musluman icin eksiklik degildir ama nurculuk icin bir eksikliktir.

son soz olarak Rabbim islam hizmetinizde sizleri daim kilsin, muvaffakiyetler versin. bizim mucadelemiz nurlari ve cizgisini korumaktir. bu acidan kalbinizi kirdi isem helal ediniz.

Allah a Emanet olun
Baki SElam

12

02.04.2004, 23:48

Hayir estagfirullah, kalbimi kirmadiniz. Fakat eserlerindeki sözler sanki kendisini aitmis gibi yazmis dediniz.Hocaefendi öyle seyler yapmaz. Fethullah Gülen Hoca'yi gerçek manada taniyamamissiniz. Onunla görüstüm diyorsunuz, ne kadar dogru bunu Allah bilir. Abi su an bakiyoruz: Nurculugu temsil eden Hocaefendi'dir. Ne Yeni Asya, nede Mustafa Sungur abiler degildir, onlarda var dogru ama ne kadar hizmetleri muvaffakiyet kazanmistir ? Ne kadar arkalarindan kitleleri sürüklemistirler ? Üstadin zamaninda ortam ayni degildi hemen hemen herkes gelebiliyordu yanina, gerçi o çevirse bile gelebiliyordu insanlar.

Ama Fethullah Gülen Hocaefendi'nin durumu farklidir o arkasindan kitleleri getirmistir. Bugün bir insana Nurcu desen Fethullah Gülen der.

Icraata bakmak lazim, icraata...

13

03.04.2004, 00:01

Sevgli Serkan kardesim

oyle seyler soylemissin ki hizmetteki askina sevkine veriyorum. bizler bir sey soylerken kaynakli soyluyoruz. demissin ki hocaefendi oyle sey yapmaz. ya inancin golgesinde , sonsuznur a ne demeli? sana bir bir risale-i nur dan hangi bolumden olduklarini cikartayim mi? hatta hocanin verdigi ornekler de dahil. o yuzden o oyle yapmaz deyip konuyu kestirip atmak olmaz. bunu hoca ya olan sevginize ve muhabbetinize veriyorum.

ayrica demissin ki ne yeni asyasi ne mustafa sungur u nurculugu temsil etmiyor. sanirim yine maksadini asan bir fikir beyan etmissiin. sence hizmetin olcusu nedir? yani risale-i nur hizmetinin olcusu ve dusturlari sayi ve muesse coklugu ile mi olculur. sanirim nurlari ustadi ve dusturlari pek anlamamissin. ustad der ki onemli olan kemiyet degil keyfiyet. senin soyledigin ise islami hizmet manasindadir ki onda haklisin. defalarca onu belirttigim halde yine orada takilip kaliyorsun. hem sadece Fethullah Gulen cemaati degil suleymancilari ve digerleri de kendi meserep ve metodlarinda islama guzel hizmet ediyorlar ki bizlere ancak alkislamak ve dua etmek duser. bizim burada konustugumuz mevzu ise tamamen cok farkli risale-i nur hizmetini konusuyoruz. bu acidan guzel bir sey soylemisin icraaata bakalim. bizde oyle yapiyoruz. icraatta risale-i nur dusturlari adina bir sey yok.

Serkan kardesim sozlerim agirina gitmesin ancak sanirim hizmette oldukca yenisin. bazi seyleri teferuaati ile fazla bilmiyorsun. samimane ve davana olan ihlasinin neticesinde burada savunma yapiyorsun ki takdir ederim. ancak istersen bir sor ogren arastir oyle konusalim. ve yahut en iyisi bu mevzuyu kapatalim. zira sen israr ettikce ben daha detaya girecegim. ve maksadini asan konular avama dokulmus olacak. buraya her kesimden insan giriyor sanirim detayda bazi seyleri konusmam Fethullah hoca cemaatine faydadan ziyade zarar getirir. bendeniz ise ne Fethullah Gulen cemaatine ne diger bir cemaate zarar vermek arzusunda degilim. defaatle soyluyorum nurlari ve hizmet dusturlarini muhafaza amacli konusuyoruz. yoksa islam adina hizmet eden herkesin ayaginin altina paspas oluruz. nurlari kendi malimiz gibi kabul edip muhafazasina calisiyoruz.

Allah a Emanet
Baki Selam

14

03.04.2004, 00:14

Inancin gölgesinde, Sonsuz Nur ne demeli ? Ne diyeyim çok güzel iki eser.
Biri imandan bahs ediyor, biride insanligin IFTIHAR tablosundan.

Müessese sayisi ile olmaz, fakat yapilan hizmetler ile olur. Su an bir bakin etrafiniza kaç kominist rusu Risale i Nur ile tanistirdiniz, kaç amerikaliyi, kaç avrupaliyi ? 10 ? 100 ? 1000 ? Fakat burada bir gerçek var oda su: müesseseler bazinda günden güne insanlarin imanlari kurtariliyor, buda Risale i Nur isiginda oluyor. Buna hayir diyemezssiniz, sadece Sungur abilermi Nurculugu tanitiyor. Size göre Hocaefendi Risale i Nur'a sadik degil. Sorun ALlah askina Mehmet Kirkinci Hocaya, Sungur abiye....NE düsünüyor Hocaefendi hakkinda. Sorun hangi üstadin talebesi rüyasinda firça yemis üstaddan Hocaefendi'ye agar laflar ettigi için. Abi bizde birsey bilip konusuyoruz. Sonra gelmis Hocaefendi'den özür dilemis...Bunlari biliyormuydunuz ? Risale i Nurlarda Hocaefendiye isaret ediliyor, bunmardan haberiniz varmi ? Benim burada ihlasima veriyorsun bazi seyleri savunmami, bazi seyleri biliyorum abi ben. Size göre bu böyle ama gerçekten hizmet içerisinde aktif olsa idiniz, bunlari demez idiniz. Hocaefendi ile görüstüm diyorsunuz. Bu nasil görüsme Allah askina ? HEm görüsme, hemde Hocaefendi Risale i nUr hizmeti ile alakali hizmet yapmiyor deme.

Vesselam...

natuvan

Acemi

Mesajlar: 17

Konum: Recklinghausen/Almanya

Meslek: Ögrenci

Hobiler: Kitap,Bilgisayar,Futbol

  • Özel mesaj gönder

15

03.04.2004, 00:20

Kardeslerimden bir Rica!

Muhterem Kardeslerim,

Üzülerek farkediyorum ki bu tartisma hayirli bir noktaya gitmiyor.Kalpler kirilmadan bu manasiz münakasayi bitirmenizi sizlerden Allah adina rica ediyorum.Maalesef burada yazilanlardan benim feyiz almam mümkün olmadigi gibi zihnim ve kalbim yara aliyor.

Forumda arkadaslarimiz bir "Özel Mesaj" bölümü hazirlamislar.Madem bu mesele iki kardesimiz arasinda gelip gidiyor, o zaman kardeslerimiz bu meseleyi keske aralarinda özel bölümde halletseler diyorum.Belki haddim olmadan sizlere karisiyorum ama bir kardesinizin ricasini kirmazsiniz Insallah.

Selamlar
Kardesiniz natuvan
"Dosttan gelen yalan habere müjdelik verdim,
Dogru olsaydi canimi verirdim."
MEVLANA

16

03.04.2004, 01:17

Selamun Aleykum Risale-i Nur kahramanlari,

kisa biz izahta bulunup sevgili risale-i nur talebesi kardesimin ricasina uyarak konuyu kapatacagim.

Bizim liderimiz ne Mustafa Sungur , Ne Abdullah Yegin, Ne Mehmed Kutllular, Ne Mehmed Kirkinci ne de diger risale-i nur kahramanlaridir. Nur talebelerinin bir tek ustadi vardir oda Bediuzzaman Said Nursi`dir. Bunun haricindeki liderlik hocalik onderlik anlayisi ve yaklasimi risale-i nur hizmetine terstir. bizler mesveret cemaatiyiz. yukarida saydigim ve daha saymadigim bir cok abimize risale-i nurlara olan hizmetleri olcusunde hurmet besleriz. mesveret yaplir mesveret neticesinde hareket ederiz. hadiselere bakisimiz ve yaklasimiz risale-i nur cizgisindedir. Bu mesele tam anlasilmayinca ve gozden kacinca yanlis anlasilmalara meydan verilebilinir ve kisir dongu icerisinde tartismalar devam eder.

Bendenizin hocaefendi ile gorusmesi kendisini lider olarak kabul ettigimden degildir. azizane diger cemaatlerden bir cok seyh ve lider ile de hasbel-kader gorusmelerimiz olmustur. hocaefendi cemaatinde 5 sene risale-i nur sohbeti yapmam riza-i ilahi icindir ayni sekilde ulkuocaklarinda da 1 sene risale-i nur sohbetleri yapmisimdir. nurlari nerede okuyabilrsek ve talepde olursa hic cekinmeden sirf riza-i ilahi icin gider okuruz.

Bahsettiginiz firca olayi ise acikcasi beni ilgilendirmiyor, ayar uzerine giden cemaatlerde bu tip hadiseler olur , tarikat ehl-i insanlarda da bu tip seyler cok duymustum. velevki olasa yine nur talebelerini ilgilendirmez ve bir baglamaz. ozur dileyen kimse muhatap odur. siz bana kimin ozur diledigini soyleyin bendeniz telefon acip sorayim size de cevabini burada yazayim. arzu ederseniz ozur dileyen sahsi taniyor isem size tel numarasini da veririm kendiniz acar sorarsiniz.

Herneyse kardeslerin hakkina tecavuz etmeyelim ve bu konuyu burada kapatalim. bundan sonra ise risale-i nur dusturlarindan konusalim, herkes hissesine gore pay cikartip muhasebesini yapsin.

Allah a Emanet
Baki Selam

17

03.04.2004, 12:46

Her ne ise bu konu burada kapansin. Sakirdleri üzmeyelim. Bizler muhabbet fedaileriyiz dedik. Herkesin kendine göre gerçekleri vardir.

Ama hersey disaridan göründügü gibi kolay degildir, bizede üstadin talebelerine saygili olmayi ögrettiler, Hocaefendi bahs eder hep kitaplarinda Zübeyir abiler kahramanliklarindan vesaire...Bu hizmeti Kur'aniye ve Imaniyeyi yürüten herkesi Allah muvaffak eylesin...


Allah bizleri cennette Efendimiz ve üstadla görüstürsün...Bizleri muvaffak eylesin.


BAki selma ve dua ile....

yesghost

Stajyer

Mesajlar: 154

Konum: istanbul zeytinburnu

Meslek: derici

Hobiler: risale-i nur

  • Özel mesaj gönder

18

04.04.2004, 01:20

sizler hep aynı meselerde boğulup kalıyorsunuz lütfen devam edin çok hoşuma gidiyor.. formu hedefinden uzaklaştırmaya devam edin afferim

19

04.04.2004, 03:16

Yesgost ,

Bu mesele kapanmis iken ne hikmete binaen burada boyle gereksiz bir yazi yazdin dogrusu merak ettim. yok eger laf olsun benim de soyleyecek bir seylerim olsun gayesi ile yazdi isen yersin bir yazi olmus.

Bak guzel kardesim bu forumun basligi nurculuk ve risale-i nur. dolayisi ile nurculugu ve risale-i nurllari ilgilendiren her konuda yazi yazarim.

Gereksiz bir konu demissin, kusuruma bakma ama yine halt etmissin. nurlarin tahribi sence gereksiz bir konu mu? Bu tahribatlar yapilmistir ve halan yapilmaktadir. bizler de bu tahribata karsi tepkimizi koyuyoruz hepsi bu. Yok eger seni bu tip sadilestirme hadiseleri pek alakadar etmiyor ise kendi bilecegin bir istir bari bizim isimize karisma.

Filenca hoca veyahut kisi kendi kafasina gore risale-i nur hizmeti ni yorumluyor ve yansitiyor ise yine kusuruma bakma laf soyleriz. imam-i gazali mezarindan cikip gelse ve bize ustadimizin ogrettiginden farkli bir meserep metod uygulatmaya kalksa herseyden ote nurlari tahribe kalksa bizler yani tepkiyi gosteririz.

Mehmed Kutlullar abinin Fethullah Gulen ve Cematti hakkindaki sozlerini buraya yazmadim. diger abilerinkini de yazmadim. detaya girmeden tamamen hizmet sekli olarak elestirilerimi yaptim. ancak konu cok allanip budanirsa onlarida yazariz. defalarca soyluyoruz ve yine tekrar ediyoruz. risale-i nur un cizgisi acik ve nettir. kimse kafasina gore yeni mesrep ve metodlar icad etmesin. eden olursa da bizler acizane kalemimizin dondigi kadari ile elestirilerimizi risale-i nur u muhafaza gayesi ile yazariz.

Biz Serkan kardes ile sevgi cercevesinde yazisiyorduk. bir nur talebesi kardesin israri uzerine konuyu kapatma karari almistim. ta ki sen piyangodan cikana kadar. kardesim cok hosuna gidiyorsa hosuna gidecek baska yerlerde var git orada eglendir kendini burasi oyun bahcesi mi? ciddi konular konusuluyor burada. eger soyleyecek sozlerin varsa buyur yaz yoksa ortami bulandirma.

Serkan kardes ve diger nur talebeleri kardeslerden ozur dilerim ancak malesef boyle densiz ve alayci bir yaziya ancak bu kadar cevap verilir.

Allah a Emanet
Baki Selam

yesghost

Stajyer

Mesajlar: 154

Konum: istanbul zeytinburnu

Meslek: derici

Hobiler: risale-i nur

  • Özel mesaj gönder

20

04.04.2004, 23:10

seni takip ediyorum hiç alakalı olmayan konuları taşıyıp taşayıp duruyorsun ve söylediklerin kime ne faydası olucak onu hiç düşündünmü?
derdin senin Fethullah Gulen yukarı Fethullah Gulen aşağı konuş dur onun duyması gereken hadiseler nedense buraya yazıyorsun neden? Fethullah Gulenin kim olduğunu bilmezsin konuşur durursun meydanı boş zanetme.

Fethullah hoca efendiyi severim fakat her hareketini benimserim anlamına gelmez. bir abiden dinlemiştim Fethullah hoca meczub olma ihtimalini belirtmişti bunu arkadaşlar arasında müzakere yapmıştık benim görüşümde bu şekile girmişti yani meczûb.. eyer bu hal üzerineyse şahsen ben öyle görüyorum kendinden başka hiç kimseye faydası olmaz kim ona musalat olursa da istifade edemez.

şimdi diyorsun Risale-i Nura zara veriyor senmi engel olucaksın? neyle olucaksın?

Risale-i Nura kimse zara veremez bu hakikatidemi bilmiyorsun? zara verilirse kıyametin kopacağındandamı haberin yok?

he kimse dil uzatırsa laf söyle ama burda söyleme çünki söylediklerini laf söyleyen kimse duymaz.. ama galiba senin öylebir hünerin var buraya yazarsın bir keramet gösterirsin kimse o kişi internete girer hemen buraya bakar acaba bana nedediler der.

şu formu neden kirletiyorsunuz anlamıyorum ilmi meselere neden yönelmiyorsunuzda böyle konuları açıyorsunuz anlamış değilim ben buna benzer bir hadise oldu ve kim iftira etmişse oraya mail atım istersen bak bir soruna bir mail yetermi konusuna kalkıpta olayı büyütmedim sen nerdeyse destan yazdın çoğununuda okumadım çünki ne gerek var..

üslübuna dikat et kimsin neyin nesisin bilmiyorum mesajlarının çoğunluğu alakasız konularla dolu formun amacına uy.. o mesajı biraz anlarsn diye atım ama enaniyet gırla bu kafayla nereye gidersin onuda kendine sor..
şahsi bir meselen varsa özelden görüşelim

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir