Ey insan! Fâtır-ı Hakîmin senin mahiyetine koyduğu en garip bir hâlet şudur ki:
Bazan dünyaya yerleşemiyorsun, zindanda boğazı sıkılmış adam gibi “of, of” deyip dünyadan daha geniş bir yer istediğin halde; bir zerrecik, bir iş, bir hatıra, bir dakika içine girip yerleşiyorsun. Koca dünyaya yerleşemeyen kalb ve fikrin o zerrecikte yerleşir. En şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hatıracıkta dolaşıyorsun.
Hem senin mahiyetine öyle mânevî cihazat ve lâtifeler vermiş ki, bazıları dünyayı yutsa tok olmaz; bazıları bir zerreyi kendinde yerleştiremiyor. Baş bir batman taşı kaldırdığı halde, göz bir saçı kaldıramadığı gibi; o lâtife, bir saç kadar bir sıkleti, yani, gaflet ve dalâletten gelen küçük bir hâlete dayanamıyor. Hattâ bazan söner ve ölür.
Madem öyledir, hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem’a, bir işarette, bir öpmekte batma. Dünyayı yutan büyük letâiflerini onda batırma. Çünkü çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar. Nasıl küçük bir cam parçasında gök, yıldızlarıyla beraber içine girip gark oluyor. Hardal gibi küçük kuvve-i hafızanda, senin sahife-i a’mâlin ekseri ve sahaif-i ömrün ağlebi içine girdiği gibi, çok cüz’î küçük şeyler var, öyle büyük eşyayı bir cihette yutar, istiâb eder.
Mesnevî-i Nûriye, Zühre,
14. Nota, 3. Remiz, s. 148
Lügatçe:
Fâtır-ı Hakîm: Her şeyi bir maksada uygun ve hikmetle benzersiz bir şekilde yaratan Allah (c.c.).
hâlet: Hal, sûret, keyfiyet.
cihazat: Cihazlar.
lâtife: Duygu, his.
batman: Eski ağırlık ölçülerinden olup, iki okka ile sekiz okka arasında değişen ağırlık ölçüsü.
sıklet: 1- Ağırlık, yük. 2- mec. Sıkıntı.
gaflet: 1- Gâfillik, boş bulunma, ihtiyatsızlık, dikkatsizlik. 2- ıhmal, endişesizlik. 3- Allah’dan uzaklaşıp nefsinin arzularına dalmak.
dalâlet: ıman ve ıslâmiyetten ayrılmak, azmak, doğru yoldan ayrılma.
hazer: Çekinme, sakınma.
lem’a: Parıltı.
letâif: Lâtifeler, duygular.
gark: 1- Batma, batırma. 2- Boğma, boğulma.
kuvve-i hafıza: Hafıza gücü, hıfzetme.
sahife-i a’mâl: Amellerin sayfası.
ekser: Çoğunluk.
http://yeniasya.com.tr/2008/02/27/lahika/default.htm
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"