Giriş yapmadınız.

1

08.05.2006, 09:17

Bu söz doğruysa o zaman mehdi kim.

ılmi araştırma dergisi mayıs sayısında .
salih özcan abiden naklen.
Salih özcan abi diyorki üstad bana demişki ben mehdiyi görmüyeceğim ama sen göreceksin.ve o zatın vazifesi risalei nuru programı yapacak.
diyor salih özcan abi.
selam.

2

08.05.2006, 09:25

tevile açık bir söz.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

3

08.05.2006, 21:19

risale-i nurda yazıyor.
ustad ben mehdiyi gormeyeceğim diye bir şey demiyor cunku risale-i nurda kendisi muhteşem yorumunu yapmıştır ve kim oldugunu da.emirdağ lah bizzat...

Mesajlar: 30

Konum: Hollanda

Meslek: Öğretmen

  • Özel mesaj gönder

4

09.05.2006, 03:13

ayni kaynaklar bildigimiz kadariyla üstadın seyyit olmadigi iddiasini da kendilerinin mehdiyetine delil olarak kullaniyor.
Asagida Salih Ozcan abiden baska bir hatira var. insallah derginin ilerleyen sayilarinda o mes'eleyi de Salih abiden naklen aktarirlar.

selametle,

Alıntı



http://bsn.nurpenceresi.com/mobiltv/CepTv/SalihOzcan.avi

Çok muhterem kardeşimiz Sâlih, Üstadımız sana ve iki dindar ve hakikî milletvekillerine çok selâm ve dua eder, sana ve onlara "Bin bârekâllah" der. Üstadımız diyor ki: "Ben çok zaman evvel bekliyordum ki, Urfa tarafında Nurlara karşı kuvvetli eller sahib olmağa çıksın. Çünki orası hem Anadolu'nun, hem Arabistan'ın, hem Kürdistan'ın bir nevi merkezi hükmündedir. Nurlar orada yerleşse, o üç memlekette intişarına vesile olur. Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükrediyorum ki, Seyyid Sâlih gibi gençliğin bir kahramanı ve o havalinin çok kıymetdar ve hamiyetkâr ve dindar iki milletvekili Nurlara sahib çıkmağa başladılar. Ben de kendi paramla aldığım ve zehir hastalığının fazla rahatsızlığı içinde tashih ettiğim bana mahsus bir kısım mecmualarımı onlara gönderiyorum. Çok yerlerden ve çok mühim zâtlar tarafından istedikleri halde, ben Urfa'yı her yere tercih ediyorum. ınşâallah bir kısım daha onlara göndereceğim. (Salih Özcan ağabey, Üstad' ın seyyitliği ile alakalı Üstad' dan dinlediklerini anlatıyor..


[/quote]

5

25.10.2009, 20:35

Üstad o zâttır

Bir gün Zübeyir Ağabeyle konuşurken Halk Partililerin:

“Eğer Bediüzzaman ‘Ben Mehdiyim.’ dese bütün Nur talebeleri kabul edecek;

fakat, Bediüzzaman böyle demiyor.” dediklerini naklettikten sonra:

“İşte kardeşim, bu, perdelemedir.

Bu zamanda hizmet böy­le iktiza ettiği içindir.

Üstadımız, ahir zamanda beklenen o zâttır.” demişti.


İhsan ATASOY(NURUN BÜYÜK KUMANDANI)



6

26.10.2009, 14:15

bu söz doğruysa..

ilmi araştırmalar derğisi h. yahyya' nın. dolyısıyla kendisi mehdilik çabasında oln birisi. risale i nurları da kendi mehdiliğine alet etmeye çalışıyor..üstad' la ilğili yüzlerce delil var ken..bir tane zayıf iddiaya yapışmanın ne alemi ve mantığı var.Salih Özcan Abi kendisi üstadın seyyidliğinin şahidi..dergi salih abinin sözlerini muhtemelen çarpıtmıştır. Harun Yahya mehdi olsa kimle mücadele edecek..sözüm ona o mu risaleleri kendine program yapacak..sitesine girdiğinizde kimlerin eserilerini kendine proğram yaptını zaten görürsünüz vesselam

7

26.10.2009, 14:21



Kendini boy aynasında gören, bu iddiada buluyor ya..

Bizim bir Keçeli var, der ki:

"Ben büyüyünce mehdi olacağım.." (=





8

26.10.2009, 16:50

Ve bu isim bir adama verildiği vakit, bu iki vazife hatıra geliyor; siyaset mânâsını ihsas eder, belki de bir hodfuruşluk mânâsını hatıra getirir; belki bir şan, şeref ve makamperestlik ve şöhretperestlik arzularını gösterir. Ve eskiden beri ve şimdi de çok safdil ve makamperest zatlar, Mehdî olacağım diye dâvâ ederler. Gerçi her asırda hidayet edici, bir nevi Mehdî ve müceddid geliyor ve gelmiş. Fakat herbiri, üç vazifelerden birisini bir cihette yapması itibarıyla, âhir zamanın Büyük Mehdî unvanını almamışlar. (Emirdağ Lâhikası (1) - Mektup No: 207 )


Neymiş efendim; "Ve eskiden beri ve şimdi de çok safdil ve makamperest zatlar, Mehdî olacağım diye dâvâ ederler." Onlar mehdiyim diye dâvâ ede dursunlar.Basiret görmez ise ne diyelim?Sanırım bu mesele basar ile değil basiret ile ilgili.

Hem ben karşımdaki kişiye sen beni görüyorsun ancak ben kendimi göremiyorum desem ne düşünürsünüz?Burada sırr-ı hikmet ve mübhemiyet ve de sırr-ı teklif de saklı ise çok da garipsenecek bir durum olmamalıdır.
Bu mesele için ilgilenenlere bir çalışma:
بِسْمِاللّهِالرَّحْمَنِالرَّحِيمِ

فَقَدْجَاءَاَشْرَاطُهَاâyetinin bir nüktesi, bu zamanda akide-i avam-ı mü'minîni vikaye ve şübehattan muhafaza için yazılmış. Âhirzamanda vukua gelecek hâdisata dair hadîslerin bir kısmı müteşabihat-ı Kur'aniye gibi derin manaları var. Muhkemat gibi tefsir edilmez ve herkes bilemez. Belki tefsir yerinde te'vil ederler.وَمَايَعْلَمُتَأْوِيلَهُاِلاَّاللهُوَالرَّاسِخُونَفِىالْعِلْمِsırrıyla, vukuundan sonra te'villeri anlaşılır ve murad ne olduğu bilinir ki, ilimde râsih olanlar آمَنّابِهِكُلٌّمِنْعِنْدِرَبِّنَا deyip o gizli hakikatları izhar ederler.

İman ve teklif ihtiyar dairesinde bir imtihan, bir tecrübe, bir müsabaka olduğundan, perdeli ve derin ve tedkike ve tecrübeye muhtaç olan nazarî mes'eleleri elbette bedihî olmaz. Ve herkes ister istemez tasdik edecek derecede zarurî olmaz. Tâ ki Ebu Bekirler a'lây-ı illiyîne çıksınlar, Ebu Cehiller esfel-i safilîne düşsünler. Eğer ihtiyar kalmazsa teklif olamaz. Bu sır ve bu hikmet içindir ki, mu'cizeler seyrek ve nâdir verilir.

Hem dâr-ı teklifte gözle görünecek olan alâmet-i kıyamet ve eşrat-ı saat, bir kısım müteşabihat-ı Kur'âniye gibi kapalı ve te'villi oluyor. Yalnız, Güneş'in mağribden çıkması bedahet derecesinde olup herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tövbe kapısı kapanır; o zaman daha tövbe ve iman makbul olmaz. Çünkü Ebu Bekirler, Ebu Cehiller ile tasdikte beraber olurlar. Hattâ Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın nüzulü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselâm olduğu, nur-ı imanın dikkatiyle bilinir; herkes bilemez. Hattâ Deccal ve Süfyan gibi eşhas-ı müdhişe, kendileri dahi kendilerini bilmiyorlar.(Şualar,Beşinci Şu'a,s:903 )

Din bir imtihandır, bir tecrübedir; ervâh-ı âliyeyi ervâh-ı sâfileden tefrik eder. Öyleyse, ileride herkese gözle görülecek vukuatı öyle bir tarzda bahsedecek ki, ne bütün bütün meçhul kalsın, ne de bedihî olup herkes ister istemez tasdike mecbur kalsın. Akla kapı açacak, ihtiyarı elinden almayacak. Zira, eğer tamamen bedâhet derecesinde bir alâmet-i kıyamet görülse, herkes tasdike muztar olsa, o vakit kömür gibi bir istidat, elmas gibi bir istidatla beraber kalır. Sırr-ı teklif ve netice-i imtihan zayi olur.(Yirmi Dördüncü Söz,s:546 )


Hem şu sırdandır ki, Mehdî, Süfyan gibi âhirzamanda gelecek eşhasları, çok zaman evvel, hattâ Tâbiîn zamanında onları beklemişler, yetişmek emelinde bulunmuşlar. Hattâ bazı ehl-i velâyet "Onlar geçmiş" demişler. İşte bu da, kıyamet gibi, hikmet-i İlâhiye iktiza eder ki, vakitleri taayyün etmesin. Çünkü her zaman, her asır, kuvve-i mâneviyenin takviyesine medar olacak ve yeisten kurtaracak Mehdî mânâsına muhtaçtır. Bu mânâda her asrın bir hissesi bulunmak lâzımdır. Hem gaflet içinde fenalara uymamak ve lâkaytlıkta nefsin dizginini bırakmamak için, nifakın başına geçecek müthiş şahıslardan her asır çekinmeli ve korkmalı. Eğer tayin edilseydi, maslahat-ı irşad-ı umumî zayi olurdu.

Öyleyse, o eşhas, hattâ o müthiş Deccal dahi çıktığı zaman, çokları, hattâ kendisi de bidâyeten Deccal olduğunu bilmez.
Belki nur-u imanın dikkatiyle o eşhas-ı âhirzaman tanılabilir.(Yirmi Dördüncü Söz,s:550)


http://feyzinur.tr.gg/Ris%E2le_%EE-N%FBr-h-da-Mehdi.htm

9

17.04.2010, 21:45

Üstad Hazreti Mehdi için Benden sonra gelecek o acib zat diyor. Daha nedensin?
O ileride gelecek acib bir şahsın (şaşılan ve hayret uyandıran şahsın) bir hizmetkarı ve ona yer hazır edecek bir dümdarı (önceden gelen takipçisi) ve o büyük kumandanın pişdar bir neferi (öncü bir askeri) olduğumu zannediyorum.
Barla Lahikası, S. 162:

10

17.04.2010, 21:51

İleride mahçup olmayın. İlerde Hazreti Mehdi tam zuhur ettiğinde ve İslam dünyaya hakim olduğunda bu durumunuzdan şeref mi duyacaksınız?
Bediüzzaman muhteşem bir Allah'ın kulu ve vazifeli şahsıdır. Ama Hazreti Mehdi değildir. Üstad bir sonraki müceddidin o büyük zat olduğuınu çok çok açık belirtiyor.
... Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar (fikir akımları) var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza (farz edelim) hakİkİ beklenİlen ve bİr asIr sonra gelecek O zat dahi bu zamanda gelse...
(Kastamonu Lahikası, 57)

Bediüzzaman size "kendisinden sonra gelecek ve bir asır sonra gelecek" dememe rağmen nasıl olur da bu sözümü görmezden geldiniz derse ne diyeceksiniz?

11

17.04.2010, 21:57

Bediüzzaman yıllarca hapis yatmış mübarek bir zattır. Allah için hayat sürdüğü çile çektüğü için ona en derinden sarsılmaz bir sevgi besliyoruz.
O mübarek muhteşem Bediüzzaman zamanın eşsiz güzelliği benim canım üstadım yıllarca sürgün ve hapis görmüştür. Halbuki Hazreti Mehdi hakim bir zat olacak ve ittihadı islamı tesis edecek Ona seyidler cemaati tabi olacak. Bediüzzamana böyle olmamıştır.

… O Zat, bütün ehl-i imanın (iman edenlerin) manevî yardımlarıyla ve ittihad-ı İslâmın muavenetiyle (İslam birliğinin yardımlaşmasıyla) ve bütün ülema ve evliyanın (alimlerin ve velilerin) ve bilhassa Âl-i Beyt'in neslinden (özellikle Peygamberimiz (sav)’in neslinden) her asırda kuvvetli ve kesretli (çok sayıda) bulunan milyonlar fedakâr seyyidlerin iltihaklarıyla (peygamber soyundan gelen fedakar kimselerin katılımlarıyla) o vazİfe-İ uzmayI (büyük görevİ) yapmağa çalIşIr.
(Emirdağ Lâhikası-1, sf. 266-267)

Bediüzzaman Hazreti Mehdiye seyyidler iltihak edecek dedim bana milyonlar seyyidler iltihak etmedi nasıl olur da bu sözümü çarpıttınız derse ne diyeceksiniz?

13

17.04.2010, 22:04

Hem bu zamana pek yakın, Hüsrev in, kendi adetine muhalif, benim vefatıma dair bir iki mektubunda,

iki üç gün ömür gibi tabirlerle ecelime işaretleri, bir parça beni müteessir etti.

Acaba ben gidiyorum diye endişe ettim.


Hem bu aynı hengamlarda,

en ziyade hayat-ı dünyeviyedeki vazifemi düşünüp

vefatımdan sonraşakirtler bu dehşetli zamanda

benim bedelime de o vazifeyi yapacaklar mı diye çok merak ederken,

birden Denizli, Milas, Isparta, İnebolu,

ümidimin yüz derece fevkinde ve öyle bir sahabetkarane ve iltizam-perverane

o vazifeye koşup başkaları da ve muallim ve alimleri koşturdular ki,

beni hayret hayret içinde bıraktılar.

Emirdağ Lâhikası - 123

14

17.04.2010, 22:06

Bu âyet-i kudsiye sarîh mânâsıyla nur-u İlâhî ve nur-u Kur'ânî ve nur-u Muhammedîyi (a.s.m.) ders verdiği gibi,

mânâ-yı işârîsiyle de her asra baktığı gibi,

on üçüncü asrın âhirine ve on dördüncü asrın evveline dahi bakar ve dikkatle baktırır.

Ve bu iki asrın âhir ve evvellerinde en ziyade nazara çarpan

ve en ziyade münasebet-i mâneviyesi bulunan

ve bu âyetin umum cümlelerinin muvafakatlerini ve mutabakatlarını

en ziyade kazanan elektrikle Resâili'n-Nur olduğundan,

doğrudan doğruya mânâ-yı remziyle bakar diye

bana kanaat-i katiye verdiğinden, çekinmeyerek kanaatimi yazdım.

Hata etmişsem, Erhamürrâhimînden rahmetiyle affetmesini niyaz ediyorum.

Resâil'in-Nur'un bu âyetin iltifatına liyakatini anlamak isteyen zatlar

hangi risaleye dikkatle baksalar anlarlar.

1. Şuâ | 595

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

16

18.04.2010, 11:05

bu artıkı hüsn-ü zanla bakılacak bir konu değil. bazıları sanki garazına üstada laf atıyor ve bu tanıdık eblehler çok fazla damarımöa dokunuyoır. aslında BUNLARA CEVAP VERİLMEZ, zaten sadece bunlara degil bunlara cevap verme yarışına giren kardeslerime hakkım olmadan, malesef sitem ediyorum.

hasbünallahi ve ni'mel vekil

Allah hepimizi ıslah etsin..
hy120 nickim değişti

17

18.04.2010, 11:36

Keçeli sen bunları cevabdan mı sayıyorsun.. :rolleyes: Cevab vermeye lâyık görsem döküman yığardım önüne..

Biz doyduk zaten böyle saçmalıklara, ama ya bilmeyenler?

"Aa bak adam doğru söylüyor demek ki, kimseden gık çıkmıyor" denmesi sence daha mı çok aydınlatır fikirleri..?

18

21.04.2010, 23:00

Bediüzzamanın Sözleri ve Peygamberimizin Hadislerini Aktarıyorum Tekrar uyarıyorum İfadelere Dikkat Edin

Benim canım üstadım diyor ki:

Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi ve şakirtleri (talebeleri), Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah'a şükrederiz. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138 - Kastamonu Lahikası, 72)

Bunlar doğru sözler Bediüzzaman elbet yalan söylemedi.

Hazreti mehdi kendisinden sonra gelecek olan o zata zemin hazırladığını kemali iftihar belirtiyor. Bediüzzaman haşa yalan söylemedi:

O ileride gelecek acib şahsın bir hizmetkarı ve ona yer hazır edecek bir dümdarı ve o büyük kumandanın pişdâr bir neferi olduğumu zannediyorum. (Barla Lahikası, 162)

Bediüzzaman kendi zamanında gerçekleşen kendisine dair mehdidir iddiasını yalanlamıştır. Hazreti mehdinin yani ahirzamanın büyük mehdisinin görevli olduğu siyaset ve saltanat dairesindeki vazifelerini hatırlatarak bu iddiayı yalanlamıştır.

o gelecek zata dair haberleri ve işaretleri, Risale-i Nur'un şahs-ı manevisine hatta bazen tercümanına da tatbike çalışmışlar ve Şeriatı ihya ve hilafeti tatbik olan çok geniş dairede hükmeden bu iki mühim vazifesini nazara almamışlar. (Tılsımlar Mecmuası, 168)

Haşa Bediüzzaman yalan söylemedi.

19

21.04.2010, 23:02

Son kaynak düzeltme

Son kaynak doğru şekilde çıkmadı düzeltiyorum. Tılsımlar Mecmuası, 168
O yüz ifadesi otomatik çıktı düzeltiyorum.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

20

22.04.2010, 00:03

Siz hangi cemaate mensupsunuz? Benim icin ilk önemli kaynak budur.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir