Giriş yapmadınız.

1

30.05.2007, 01:23

Risale-i Nurda Sabır..

-1- de hikmet ve gaye nedir?

Elcevap: Cenâb-ı Hak, Hakîm ismi muktezası olarak, vücud-u eşyada, bir merdivenin basamakları gibi bir tertip vaz etmiş. Sabırsız adam, teennî ile hareket etmediği için, basamakları ya atlar düşer veya noksan bırakır, maksut damına çıkamaz. Onun için hırs mahrumiyete sebeptir. Sabır ise, müşkülâtın anahtarıdır ki,

-2- durub-u emsal hükmüne geçmiştir. Demek, Cenâb-ı Hakkın inâyet ve tevfiki, sabırlı adamlarla beraberdir. Çünkü sabır üçtür:

Biri: Mâsiyetten kendini çekip sabretmektir. şu sabır takvâdır; -3- sırrına mazhar eder.

ıkincisi: Musibetlere karşı sabırdır ki, tevekkül ve teslimdir.
-4- şerefine mazhar ediyor. Ve sabırsızlık ise Allah’tan şikâyeti tazammun eder. Ve ef’âlini tenkit ve rahmetini itham ve hikmetini beğenmemek çıkar.
Evet, musibetin darbesine karşı şekvâ suretiyle elbette âciz ve zayıf insan ağlar. Fakat şekvâ Ona olmalı; Ondan olmamalı. Hazret-i Yakup Aleyhisselâmın
-5-

1 "şüphesiz, Allah sabredenlerle beraberdir." Bakara Sûresi, 2:153; Enfâl Sûresi, 8:46.

2 "Hırslı olan kimsenin ümidi boşa çıkar ve hüsrâna uğrar." "Sabır, ferahlık ve genişliğin anahtarıdır." Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 6:298, no. 9318; Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2:21.

3 "Allah takvâ sahipleriyle beraberdir." Bakara Sûresi, 2:194.

4 "Muhakkak ki Allah tevekkül edenleri sever." Âl-i ımrân Sûresi, 3:159. "Muhakkak ki Allah sabredenleri sever." Âl-i ımrân Sûresi, 3:146.

5 " ’Ben derdimi de, üzüntümü de ancak Allah’a şikâyet ederim’ dedi." Yusuf Sûresi, 12:86.

demesi gibi olmalı. Yani, musibeti Allah’a şekvâ etmeli; yoksa Allah’ı insanlara şekvâ eder gibi "Eyvah! Of!" deyip "Ben ne ettim ki bu başıma geldi?" diyerek âciz insanların rikkatini tahrik etmek zarardır, mânâsızdır.

Üçüncü sabır: ıbadet üzerine sabırdır ki, şu sabır onu makam-ı mahbubiyete kadar çıkarıyor, en büyük makam olan ubudiyet-i kâmile cânibine sevk ediyor.

Mektubat
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

2

02.06.2007, 14:05

Üçüncü sabır: ıbadet üzerine sabırdır ki, şu sabır onu makam-ı mahbubiyete kadar çıkarıyor, en büyük makam olan ubudiyet-i kâmile cânibine sevk ediyor.
Ümitvar olunuz..

3

05.06.2007, 04:51

Bir zamanlar, ihtiyar bir kadinin sekiz oglu varmis. Her birisine birer tane ekmek vermis, kendisine almamis. Sonra, her birisi ekmeginin yarisini ona vermis. Onun dört ekmegi olmus, digerlerinin her birinde yarim ekmek kalmis.

Kardeslerim, bende, kirk tanenizden her birinin musibetinin yarisini kendimde hissediyorum. Kendi sahsima ait elemlere aldirmiyorum. Birgün fazla rahatsiz olunca, "Acaba hatalarinin cezasini mi cekiyorum?" diye gecmis hallerimi düsündüm. Gördüm ki, musibetleri arttiracak hicbirsey yapmadigim gibi, engellemek icin gereken tedbirlerin cogunu almisim. Demek bu kazayi Ilahidir ve cok masumlarin da beladan kurtulmasina vesiledir..


Lemalar
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

4

05.03.2008, 18:01

Sen üç sabır ile mükellefsin.
Birisi: Taat üstünde sabırdır.
Birisi: Masiyetten sabırdır.
Diğeri: Musibete karşı sabırdır

“Taat üstünde sabır” insanın salih amel konusunda usanç duymaması, nefsinin bütün itirazlarına, şeytanın bütün oyunlarına karşı taviz vermeden daima ilerlemesidir.

ınsan, ibadetine devam edecektir, bu noktada bir kesinti düşünülemez. Yine insan, güzel ahlâklı olmaya da devam edecektir. Bunda bir yorulma ve ara verme tasavvur edilemez. Meselâ, insan diyemez ki, “bu kadar yıldan beri hep doğru söyledim, bir ömür boyu dürüst olmaktan artık yoruldum, biraz da karşı şıkkı deneyeyim.” Burada yorulmanın yeri olmadığı gibi, salih amelde de yorulmanın yeri yoktur.

“Masiyyetten sabır” günah işlememeye sabretmek demektir. ınsanı kötülüğe teşvik eden nefsinden, günahlarla kaynaşmış toplum hayatına kadar nice düşmanlara karşı yılmadan çarpışmak ve bütün engelleri aşmakta azminden bir şey kaybetmemek sabrın ikinci koludur.

“Musibete karşı sabır”
ise, insanı bir imtihan sorusu olarak yoklayan ve onun manevî terakkisinde büyük rol oynayacak olan hastalıklara, musibetlere, kıtlıklara, yokluklara, ölümlere, ayrılıklara karşı sabır göstermektir. Bu sabır, insan iradesinin Allah’a tevekkül etme, O’ndan yardım dileme ve O’nun takdirine razı olma vadisinde verdiği büyük bir mücadeledir. Bu harpte de karşı safta yine nefis ve şeytan yer almıştır.

Sabır imtihanını bu üç cephede de kazanan insan, zafere ermiş, kurtulmuş ve azaptan emin olarak saadet yurduna doğru yol almıştır.

21. Söz
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

5

05.04.2008, 11:36

Ya Sabır

Üstad Bediüzzaman Maşallah Çok sabırlı ve çok şefkatli birisiymiş hayatına bakılırsa.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir