Giriş yapmadınız.

21

25.02.2007, 17:46

Allah senden razı olsun canım kardeşim. :D
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

22

26.02.2007, 13:09

Hissi kabel vukuya ne gibi örnekler verilebilir?insirah kardeşim.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

23

26.02.2007, 18:07

Bir olayı olmadan önce kalben hissetmek ya da rüya yolu ile bildirilmesi.

24

17.04.2007, 23:38

Alıntı sahibi ""insirah""

Hiss-i kablelvuku ise, herkeste cüz'î, küllî vardır. Hattâ hayvanlarda dahi vardır. Hattâ, bir zaman ben bu hiss-i kablelvukuu, zâhirî ve bâtınî meşhur duygulara ilâve olarak, insanda ve hayvanda "sâika" ve "şâika" namıyla, aynı sâmia ve bâsıra gibi iki hiss-i âhari ilmen bulmuştum. Ehl-i dalÂlet ve ehl-i felsefe, o gayr-ı meş'ur hislere, hata ederek, ahmakçasına, "sevk-i tabiî" diyorlar. Hâşâ, sevk-i tabiî değil, belki bir nevi ilham-ı fıtrî olarak, insan ve hayvanı kader-i ılâhî sevk ediyor.

Meselâ, kedi gibi bazı hayvan, gözü kör olduğu vakit, o sevk-i kaderî ile gider, gözüne ilâç olan bir otu bulur, gözüne sürer, iyi olur.

Hem rû-yi zeminin sıhhiye memurları hükmünde ve bedevî hayvânâtın cenazelerini kaldırmakla muvazzaf kartal gibi âkilüllâhm kuşlara, bir günlük mesafeden bir hayvan cenazesinin vücudu, o sevk-i kaderî ile ve o hiss-i kablelvuku ilhamıyla ve o sâika-i ılâhî ile bildirilir ve bulurlar.

Hem yeni dünyaya gelmiş bir arı yavrusu, yaşı bir gün iken, havada bir günlük mesafeye gider, havada izini kaybetmeyerek, o sevk-i kaderî ile ve o sâika ilhamıyla döner, yuvasına girer.

Hattâ, herkesin başında çok defa tekerrür ediyor ki, birisinden bahsediyorken, âni kapı açılarak, tahminin fevkinde, aynı adam gelir. Hattâ Kürtçe durub-u emsaldendir: "Kurdun bahsini ettiğin zaman topuzu hazırla, vur; çünkü kurt geliyor." Demek bir hiss-i kablelvuku ile, lâtife-i Rabbâniye, icmâlen o adamın gelmesini hisseder. Fakat aklın şuuru ihata etmediği için, kasten değil, ihtiyarsız olarak bahsetmeye sevk eder. Ehl-i feraset, bazen kerâmet gibi geldiğini beyan eder. Hattâ bir zaman bende şu nevî hassasiyet fazla idi. Bu hâli bir düstur içine almak istedim, fakat yakıştıramadım ve yapamadım. Fakat ehl-i salâhatte ve bahusus ehl-i velâyette bu hiss-i kablelvuku fazla inkişaf eder, kerâmetkârâne âsârını gösterir.


Mektubat | Yirmi Sekizinci Mektup | 333


Mesajınızı buraya taşıdık...

25

21.10.2009, 09:04

Ayıptır söylemesi bilgisayarı açmadan önce diyordum ınşirah kardeşim gelmiş. Birde Alkan kardeşim gelse ne güzel olacak.
O da cevap yazmış :D

Geriye şamilimiz kaldı. :(
Muhabbetle

Başka kim var gelecek..? Sözüm meclisten içeri..(..)



Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir