YıRMıNCı SÖZ’DEN ON DOKUZUNCU MEKTUB’A
Yirminci Söz’ün ıkinci Makamı Risale-i Nur Külliyatı içinde ayrı bir öneme sahiptir. Mezkur bölüm Bediüzzaman Hazrelerinin tabiri ile “Risale-i Nurdaki yüz keşfiyattan” birisidir. Yani 20. Söz’ün ıkinci Makamında yoruma tabi tutulan konular daha öncesinden kimse tarafından o tarzda ele alınıp, o tarzda ifade edilmemiştir.
Zira 20. Söz Kur’an’ın asrımızda yaşadığımız ve gelecekte de yaşayacağımız teknik ve teknolojik gelişmelere nasıl işaret ettiğini ve bu işaretlerin de enbiya mucizeleri yoluyla insanlığa ne şekilde anlatıldığını ifade eder.
Özetle:
“Evet, Kur’an’ın üstadiyetinden ve dersinin işaretinden fehmediyoruz ki:Kur’an mucizat-ı enbiyayı zikretmesiyle; beşeri, istikbalde o mucizatın nazirelerini terakki ile vücuda geleceğine beşere ders verip teşvik ediyor:
‘Haydi çalış, bu mucizatın numunelerini göster, Süleyman Aleyhisselam gibi iki aylık yolu bir günde git. ısa Aleyhisselam gibi en dehşetli hastalığın tedavisine çalış. Hz. Musa’nın asası gibi taştan ab-ı hayat çıkar, beşeri susuzluktan kurtar. ıbrahim Aleyhisselam gibi ateş seni yakmayacak maddeleri bul, giy. Bazı enbiyalar gibi şark ve Garbta en uzak sesleri işit, suretleri gör. Davud Aleyhisselam gibi demiri hamur gibi yumuşat, beşerin bütün sanatına medar olmak için demiri balmumu gibi yap. Yusuf Aleyhisselam ve Nuh Aleyhisselam’ın birer mucizesi olan saat ve gemiden nasıl çok istifade ediyorsunuz; öyle de sair enbiyanın size ders verdiği mucizelerinden dahi saat ve sefine gibi istifade ediniz, taklitlerini, yapınız...”
ışte kısaca 20. Söz’de yukarıdaki ifadede geçen tarzda bir yorum yapılmaktadır. Nitekim beşer de Ku’ran’ın bu işari emrine uyarak enbiyaların mucize nevinden yaptıklarını fen ve teknik yolu ile yapmışlar ve yapmaya da devam etmektedirler.Bu kıyamete kadar da sürecek.
Yirminci Sözde zikredilen mucizelerin nazireleri geçen asrımızda büyük ölçüde görülmüştür. Bir uçağın, radyo ve televizyonun keşfi, tıp alanındaki buluşlar, mühendislik ve temel bilimlerdeki gelişmeler vs gibi... Fakat 20. Söz’de dikkat edilmesi gereken bir husus var, o da şu; tefsir edilen, yorumlanan mucizelerin içinde Peygamberimize ait mucizeler yoktur. Sadece geçmiş peygamberlere ait mucizeler işari noktadan yoruma tabi tutulmuştur.
Ama bu demek değildir ki Peygamberimize ait mucizelerin de fen ve teknik gelişmelere işaretleri yorumlanamaz. Pekala Resul-u Ekrem Alheyhisselatü Vesselam efendimize ait mucizeler de fen ve teknik gelişmeler işaret etmesi noktasında yorumlanabilir. Bu hususta 20. Söz bir anahtar, bir yol gösterici vazifesi görebilir. ışte bu noktada 20. Söz’den 19. Mektub’a bir yol bulunabilir.
Günümüzdeki yeni gelişmelere bakılırsa bu yol bulunmalıdır da. Çünkü peygamberimize ait mucizeler hem sayı bakımından diğer peygamberlerden çoktur, hem de diğer peygamberlerde görülmeyen mucizeler vardır. Mesela beş parmağından su akması, gıdaların çoğalması; ağaçların, taşların, kurtların ve kuşların konuşması, ölülerin dirilmesi gibi. En mühimlerinden birisi şakk-ı Kamer mucizesi, bir diğeri de Mirac mucizesi. Bu mucizelerden üç yüz kadarı da 19. Mektub’da beyan edilmiştir.
ışte Peygamberimize ait bu mucizelerin de bu asırda yaşadığımızı ve yaşayacağımız fen ve teknik gelişmelere işaret ettiği muhakkaktır. 20. Söz’ün ışığında bu hükmü vermek pekala mümkün. Öyle ise 19. Mektub’u bir kez de 20. Söz’ün ışığı ile okumak günümüzde yaşadığımız ve ileride yaşayacağımız yeni buluşları ve önemli ilerlemeleri daha iyi anlamamıza ve yorumlamamıza yardımcı olabilir.
Kim bilir, ilerde ehil bir kardeşimiz 19 Mektub’u 20. Söz’ün ışığında okur, okuduğunu da çok iyi anlar ve yorumlar da bizler de istifade etmiş oluruz.
