Giriş yapmadınız.

1

16.03.2004, 15:32

Rüştü Ağabeye Sorulan Bazı Sualler ve Cevapları

Alıntı

Soru: Zübeyir Ağabeyin bu gazetenin siyasi mecraya girmesine, daha sonra bir siyasi partiyi açıkca destekler hale gelmesine, izni, müsadesi, arzusu var mıydı.

şöyle durumlar oluyordu. Zübeyir Ağabey hüsn-ü zan sahibi, yani dava arkadaşları kabul ettiği kişilerce verilen malumatı doğru kabul ederdi. Hatta hizmet arkadaşlarından birisini hizmette daha mu’temed gördü ve alâka gösterdi. Sonraları ise anladı ki o kişi kendi arzusuna göre verdiği yanlış ve mübalağalı haberlerle Zübeyir Ağabeyi maksadına vesile yapmak istiyor. Bunun farkına varan Zübeyir Ağabey, o kişiden fazlasiyle incindi ve bir gün bana o şahıs hakkında ben ondan ümid ediyordum, “hâin beni aldattı” deyip müteyakkız olmamı tenbih etti ve beni kendisine jurnal ettiğini de haber verdi. ışte siyaset ve partiler sahasında da ayni metod tatbik edildi. Bu tarz meselelerde fazla bir şeyler demenin faydası yok. Olan oldu ve geçti. Ancak Zübeyir Ağabeyin yanlış tanıtılmaması ve sualinize cevab olsun için kısaca ve kapalı söyledim. Bu cevabı yeterli görmek gerek.

Zübeyir Ağabey Hz. Üstadın lahikada yazdığı gibi, Demokrat Partinin devamı manasında düşünülen Adalet Partisini de ehvenüşşer manasında, yani tasviben değil ancak dereceli şerde geçerli olan tercih tarzı ile düşündü ve düşündük. Tasvib edilince şerre ortak olmak mesuliyeti gelir.

Ben Zübeyir Ağabeyden müteaddid defa görüp duydum ki “Demirel pamuk el,” elini kaldırıp sağa sola çevirerek: “böyle de olur, böyle de olur.” Diye bizlere teyakkuz işareti veriyordu. Bu kati hadise, katiyyen isbat eder ki Ağabeyde ve halen de bizde particilik ve bir partinin arkasına takılmak katiyyen yoktu ve yoktur. Çünkü o zaman müştereken rey verdiğimiz partiye ve liderine karşı fikir ve hissimize mücanebet telkini neden verilsin. ışte bütün bu isabetli ve düsturlarımıza mutabık istikamet-i Nuriye belli bir kesimde tersine döndü ve Nurun Kur’anî parlak vasfı, efkâr-ı ammey-i ıslamiyede kısmen lekelendirildi.

Eğer denilse ki şimdiye kadar niye susuldu? Hayır susulmadı. Siyaset ve geniş daireye bakan derlemelerden takriben otuz sene kadar önce ve Tahirî Ağabeyin desteğiyle alınan teksir makinesiyle; sonra Envar Neşriyatı yoluyla; daha sonra da ıttihad Neşriyatı vasıtasiyle gereken bilgiler neşredildi. En isabetli ve ilmî tarz da budur.Fakat bakıyorsunuz ki tâ şu yakınlara kadar o eski yanlılıklar yine nazara veriliyor. Yani ki adeta bilenler söylesin manasında meseleler ortaya çıkıyor.Biz de bu durumda peki, tamam diyoruz.

Soru: Peki Ağabey birde şey var yani kendilerinin bütün hal ve ha­reketlerini destekler mahiyette olduğunu ifade ile, Zübeyir Ağabeyin eline gazeteyi aldığı, cebine gazeteyi soktugu, gidip köprüde, Galata köprüsünde dağıttığı sattığı, gibi, hatıralar okuduk ve bazı kitaplarda ga­zetenin propagandasını kendisinin yaptığına dair, bunlardan sizin ha­beriniz varmı. Böyle bir şey oluşunu biliyor musunuz?

O zamanlarda dini gazeteler çıkıyordu, ama gazete ile hiç alakası yok, adı gazete idi. Bu gazetelerde, Risale-i Nurdan alınan bahisler büyük puntolar altında yazılıyor ve bir iki evliya menkıbesi ve bid’atlardan uzak ve evde hazırlanan dini tebliğ vesileleri gibi mevkutelerdi. O zamanlar taarruzlar ve yasaklarla millet ürkütülmüş olduğundan gazete ismi perdesi altında vatandaşa Risale i Nuru okutmak vesilesi idi. Daha çok camilerde satılıyordu. Elbetteki buna muhalefet değil sahib çıkılacaktı. Hem Nurculuk adına bir hareket etmek iddiası da yoktu.

Haftalık çıkan ıttihad Gazetesi devresi ise şöyle böyle, o zaman biz de bir derece sahip çıktık Haftalık mevkute olduğundan günlük politikaya fazla girilemiyordu. Fakat sonra, siyasî günlük gazeteye geçilince işin rengi gide­rek değişti. Anadoludaki işe yarayan medrese ehli Nurcularını gazete faaliyetine çekmeye başlandı. Zübeyir Ağabeyin çok canı sıkılıyor fakat fazla bir şey de diyemiyordu. Bu babda çok hadiseler oldu, uzun çeker tafsila­t vermiyorum.


Kardeşlerim..Bir internet sitesinde böyle bir yazıya rastladım. Bu ve bunun gibi daha birçok soruya cevap bu adreste. Konuyla ilgili yorumlarınızı bekliyorum.

2

16.03.2004, 18:36

ümitvar kardeşim;

"Bir internet sitesinde böyle bir yazıya rastladım." diyorsunuz...
gördüğüm kadarıyla siz, zat-ı aliniz işi rastlantıya bırkmayacak kadar önemli ve ileri seviye internet bilgisine sahipsiniz.

yukarıdaki açıklamalara gelince:
yine zannediyorum ki; siz zat-ı aliniz Yeni Asya, Yeni Asya ve gazete, Yeni Asya ve siyaset konularına da ileri dercede bir bilgiye sahip gözüküyorsunuz.

bu noktada:
yukarıdaki bilinen ve yıllarca söylenegelen sözleri nakletmekteki maksadınız nedir?
maksadınızı biraz daha açık ifade edebilir misiniz?

saygılar...

3

17.03.2004, 12:10

Evvela ben de sizler kadar internet bilgisine sahip bir insanım. Ayrıca internet bilgimden(biraz abarttığınız) yola çıkarak bu yazıyı nasıl kasıtlı bir şekilde yazdığımı ima ediyorsunuz anlamıyorum. Bunun Internet bilgisiyle ne alakası var.."internete girip araştırma yapayım da şu insanlara muhalif görüş içeren bir yazı bulup sitede yayınlayayım" gibi bir düşünce aklımın ucundan dahi geçmedi, geçmezde.

Birde Yeniasya hakkında(yine biraz abarttığınız derecede) bilgi sahibi olma meselesine gelince..Cemaatteki derslere gelip giden biri ne kadar bilgi sahibiyse bende o kadar bilgi sahibiyim.

Son olarak yazı hakkında "bilinen ve yıllarca söylenegelen" ifadesini kullanmışsınız. ıster inanın ister inanmayın ben bu ifadeleri ilk kez duyuyorum. Biz yıllardır Mehmet Kutlular'ın Zübeyir ağabeyin yanında yetiştiğini, Zübeyir ağabeyin Yeniasyayı sonuna kadar savunduğunu, hatta gazeteyi eline alıp köprülerde sattığını duyduk. Açıkçası ben de buna inanıyorum. Ancak bunun aksini ifade eden bir yazıyı, bir de Rüştü ağabeyin ağzından duyunca çok şaşırdım. Sonra da "forum üyeleri mevzu hakkında ne düşünüyor" diyerek konuyu aydınlığa kavuşturmak istedim. ışte maksadım budur.

4

17.03.2004, 13:26

ümitvar kardeşim;
beyanınızı esas kabul ediyoruz.
yazıyı gönderme maksadınız da zahir olmuştur.

bu noktada bir kaç şey söylemek gerekirse:
meselenin özü şudur ki;
Yeni Asya'nın Üstada ve Risale-i Nur mesleğine ve meşrebine hüvesi hüvesine tabi olması; tavizsiz, kırıksız, zamana ve zemine göre tavır değiştirmeyen çizgisi ne yazık ki bazı kardeşlerde farklı duyguların ortaya çıkmasına vesile oluyor.
Yeni Asya'nın her şeyi açıktır.
ve bütün prensipler Nurlardan alınmaktadır.

saygılar

yesghost

Stajyer

Mesajlar: 154

Konum: istanbul zeytinburnu

Meslek: derici

Hobiler: risale-i nur

  • Özel mesaj gönder

5

17.03.2004, 21:01

ahmetsaid kardeşim...

Risale-i Nur gazete radyo tv gibi iletişimde olan araçlara pek alaka göstermez.. fakat mağdem gaye ve niyet belli.. Yeni asaya Risale-i Nura bu yönden hizmet etmek istiyor.. ve Risale-i Nurun çizgilerinide biliyor öyleyse hoş görülü olmalı.. yukarıdaki yazı ise Risale-i Nura paralel bir yazıdır bunuda başka şeylere çekilmemeli .. Yeni asyanın hizmetlerini taktir ediyorum ve güzelde çalışıyor.. eğer güzel şeylere vesile oluyorsa ne mutlu diyorum.. fakat Risle-i Nurun düsturları kurumlara göre dizayn edilmemiştir

ıkinci esas: Madem bir şeyi reddetmek başkadır ve onunla amel etmemek bütün bütün başkadır. Ve her hükûmette şiddetli muhalifler bulunur. Ve Mecusi hâkimiyeti altında Müslümanlar ve hükûmet-i ıslâmiye-i Ömeriyede Yahudiler ve Hıristiyanlar bulunması ve âsâyişe ve idareye ilişmeyenin hürriyet-i şahsiyesi her hükûmette vardır ve ilişilmez. Ve hükûmet ele bakar, kalbe bakmaz. Ve madem âsâyişe ve idareye ve siyasete ilişmek isteyen herhalde hiç şüphesiz gazetelerle ve dünya hâdisâtı ile alâkadar olacak, tâ kendine yardım eden cereyanları ve vaziyetleri ve hâdisâtı bilsin, tâ yanlış ayağını atmasın. Ve Risale-i Nur ise, şakirtlerini o derece men etmiş ki, benim yakın dostlarım biliyorlar ki, yirmi beş senedir, değil gazeteleri okumak, belki sormasını ve merak etmesini ve düşünmesini bana terk ettirmiş. şimdi on senedir kat'iyen dünya cereyanlarından ve vaziyetlerinden, Alman'ın mağlûbiyeti ve bolşeviğin istilâsından başka hiçbir haber almayacak derecede beni hayat-ı içtimaiyeden çekmiş. Elbette ve elbette, hikmet-i hükûmet ve kanun-u siyaset ve düstur-u adâlet bana ve benim gibi kardeşlerime ilişemez. Ve ilişen, herhalde ya evhamından, ya garazından veya inadından ilişir.
şualar 358

yesghost

Stajyer

Mesajlar: 154

Konum: istanbul zeytinburnu

Meslek: derici

Hobiler: risale-i nur

  • Özel mesaj gönder

6

17.03.2004, 21:08

Rüştü abiye gelince saygı duyulacak bir abimizdir.. ben nur lara ilk tanışmalarım esnasında bir kaç dersine iştirak etmiştim.. Dar daireye mahsuptur ehli vakıfdır...Risale-i Nuru birçoğumuzdan çok iyi bilmektedir.. bu tür zatlara saygılı olunmalıdır..


saygılarımla.........

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir