Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.12.2006, 14:57

Ayet'ül Kübra

ısra suresi 44:“Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. şüphesiz O, Halîm olandır, bağışlayandır.”

Bu harika yıldızlar, bu muhteşem güneşler, aylar, Sen’in mülkünde, Sen’in semâvâtında, Sen’in emrinle ve kuvvetin ve kudretinle ve Sen’in idare ve tedbirinle düzenlenip görevlendirilmişlerdir. Bütün o harika varlıklar, kendilerini yaratan ve döndüren ve idare eden bir tek Yaratıcı’yı tesbih ederler, tekbir ederler, bu durumlarıyla Sübhânallah, Allahuekber derler. Ben dahi onların bütün tesbihatıyla Sen’i takdis ederim.’ Said Nursi

Bu ayet madem Ayet'ül Kübra'dır. O zaman ısm-i Azam'a ulaştırabilir diye düşünüyorum. Pek çok hakikati içinde barındırıyordur.
Tevhide işaret ettiği gibi, haşire, imtihana dahi işaret ediyordur. Allah'ın bütün isimleri zincirleme bulunabilir.

Fikirlerinizi yazar mısınız?
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

2

28.12.2006, 10:08

bu risalenin öyle bir ehemmiyeti var ki, ımam-ı Ali (r.a.) kerâmât-ı gaybiyesinde bu risaleye, "Ayet-i Kübrâ" ve "Asâ-yı Mûsâ" namlarını vermiş Risale-i Nur'un risaleleri içinde buna hususî bakıp, nazar-ı dikkati celbetmiş. Haşiye

El-Ayetü'l-Kübrâ'nın bir hakikî tefsiri olan bu Ayetü'l-Kübrâ Risalesi, Hazret-i ımam'ın (r.a.) tâbirince, "Asâ-yı Mûsâ" nâmında Yedinci şuâ kitabıdır.

Bu Yedinci şuâ, bir mukaddime ve iki makamdır. Mukaddimesi dört mesele-i mühimmeyi, Birinci Makamı, Ayet-i Kübrâ'nın tefsirinden Arabî kısmını, ıkinci Makamı onun bürhanlarını ve tercümesini ve meâlini beyan ederler.

Bu gelen mukaddime lüzumundan fazla izah edilmekle beraber, bir derece uzun olması ihtiyarsız olmuştur. Demek ihtiyaç var ki öyle yazdırıldı. Belki de bir kısım insanlar bu uzunu kısa görürler.

Said Nursî



Haşiye: Evet, ımam-ı Ali'nin (r.a.) Ayetü'l-Kübrâ hakkında verdiği haberi, tam tamına Denizli hâdisesi tasdik etti. Çünkü, bu risalenin gizli tab'ı, hapsimize bir vesile oldu. Ve onun kudsî ve çok kuvvetli hakikatının galebesi, beraat ve necatımıza ehemmiyetli bir sebep oldu. Ve ımam-ı Ali (r.a.) keramet-i gaybiyesini gözlere gösterdi ve hakkımızdaki duasının kabulünü ispat etti.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1730&a=ayetü’l%20kübra&t=2&b=2&k= 4&sp=&ep=&s=10&l=2
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

3

28.12.2006, 10:11

ıhtar
Bu risalenin mahall-i zuhuru olan şu memleket muhitinde Risaletü'n-Nur'un sair risaleleri bulunmadığından ve ihtiyarsız olarak burada telif edildiğinden, âyetü'l-Kübrâ gibi risalelerde, zâhirî bir tekrar suretinde başka Sözlerin ve Lem'aların bir kısım mühim meseleleri zikredilmiş ve buralardaki şâkirtlere nisbeten herbiri birer küçük Risaletü'n-Nur hükmüne geçmek hikmetiyle böyle yazdırılmış.
Bu müsveddenin birinci tebyizi bir mübarek zat tarafından oldu. O zâtın tevafuktan haberi yokken yazdığı nüshada, kayda lâyık şöyle lâtif ve mânidar bir tevâfuk gördük ki: O nüshanın satırları başında elif'ler 666 olarak yazılmıştır. Bu hâl ise, Hazret-i ımam-ı Ali (radıyallahu anh) tarafından bu hususî risaleye verilen âyetü'l-Kübrâ namının cifrî ve ebcedî makamı olan 666 adedine tam tamına muvafakatı ve mutabakatı ile, bu risalenin bu nâma liyakatını gösterir. Hem âyât-ı Kur'âniyenin adedi olan 6666'nın dört mertebesinden üç mertebesine tevafuku dahi, bu risalenin, âyâtın bir lem'ası olduğuna bir işarettir diye telâkki ettik.
Said Nursî


http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1800&a=ayetü’l%20kübra&t=2&b=2&k= 4&sp=&ep=&s=10&l=2
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

4

28.12.2006, 10:12

Ve madem, Yedinci şuâ olan Ayetü'l-Kübrâ'da herbiri bir dağ kuvvetinde otuz üç adet icmâ-ı azîm ispat etmişler ki, bu kâinat bir elden çıkmış ve bir tek Zâtın mülküdür. Ve kemâlât-ı ılâhiyenin medarı olan vahdetini ve ehadiyetini bedahetle göstermişler. Ve vahdet ve ehadiyet ile, bütün kâinat o Zât-ı Vâhidin emirber neferleri ve musahhar memurları hükmüne geçiyor. Ve âhiretin gelmesiyle, kemâlâtı sukuttan ve adalet-i mutlakası müstehziyâne gadr-ı mutlaktan ve hikmet-i âmmesi sefahetkârâne abesiyetten ve rahmet-i vâsiası lâhiyâne tâzipten ve izzet-i kudreti zelilâne aczden kurtulurlar, takaddüs ederler.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1811&a=ayetü’l%20kübra&k=4&p=10
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

5

28.12.2006, 10:15

Ben bu defa âyetü'l-Kübrâ'yı mütalâa ederken, ıkinci Makamını âhire kadar ve âhirdeki mânevî muhavereyi pekçok ehemmiyetli gördüm ve çok istifade ettim. Sizin istifadeniz için biri okusun, biri dinlesin. Tashihle beraber muattal kalmasınlar, ikişer kardeşlerimiz mütalâa etsinler.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=2083&a=ayetü’l%20kübra&t=2&b=2&k= 4&sp=&ep=&s=10&l=2
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

6

28.12.2006, 10:16

Evet Ayetül-Kübra şuaı otuz üç icma-ı azimi ve külli hüccetleri mevcudatın heyet-i mecmuasında gösterip, her bir hüccet-i külliyede hadsiz bürhanlara işaret ederek, başta semavat yıldızlar kelimeleriyle, arz hayvanat ve nebatat kelamları ve cümleleriyle, git gide ta kâinat mecmuası, müştemilat ve mevcudat ve hudus ve imkan ve tegayyür hakikatlerinin kelimeleriyle Vacibü'l Vücudun mevcudiyetini ve vahdaniyetini güneş zuhurunda ve gündüz katiyetinde ispat ediyor. Sarsılmaz bir ımân isteyen ve dinsiz anarşistliğe karşı kırılmaz bir kılınç arayanlar, Ayetü'l Kübraya müracaat etsinler.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=2156&a=ayetü’l%20kübra&t=2&b=2&k= 4&sp=&ep=&s=10&l=2
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

7

31.01.2007, 19:52

Rabbim bin kere razi olsun.
Bende ayet'ül kübra'yi okumak istiyordum hep onun arastirmasini yaparken forumda karsima cikti.
Kismete bak.

saygilar

8

01.02.2007, 19:52

Re: Ayet'ül Kübra

Alıntı sahibi ""Ceka""

Bu ayet madem Ayet'ül Kübra'dır. O zaman ısm-i Azam'a ulaştırabilir diye düşünüyorum.


Abi gerçekten ben bunu hiç düşünmemiştim.O zaman bu ayeti sık sık okumalı.

alıntı;

O ısm-i Azam ki: 1- Arş-ı Alâ’nın kenarına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Allah’ın arşını taşıyan melekler bu arşı kaldıramazlardı! 2- Güneşin kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, güneşin ışığı ve nûru olmazdı! 3- Ay’ın kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, ay ışık veremezdi. 4- Cebrâil Aleyhisselâm’ın kanadına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Hazret-i Cebrâil yeryüzüne inemez, semaya çıkamazdı! 5- Mîkâil Aleyhisselâm’ın başına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı yağmurlar ve damlalar ona itaat etmezlerdi. 6- ısrâfîl Aleyhisselâm’ın alnına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı sur üfleyemezdi. 7- Azrâîl Aleyhisselâm’ın elinin üzerine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, mahlûkâtın canlarını alamazdı. 8- Yedi kat göklere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı gökler yükselemezdi. 9- Yedi kat yerlere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, yedi kat yerler, şimdi olduğu gibi sâbit olmazdı! Bu ismi Âdem Aleyhisselâm okumuştur!”
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

9

01.02.2007, 19:54

Re: Ayet'ül Kübra

Alıntı sahibi ""Ceka""

Ben dahi onların bütün tesbihatıyla Sen’i takdis ederim.



şurası dikkatimi çekti madem üstad yukarda yazılan yeri vurgulayarak söylemiş ve ısm-i azamın en büyük özelliği, kendisi ile dua edildiği takdirde mutlaka icabet edileceğidir. böyle bir hakikat var..

Allahu Alem
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

10

01.02.2007, 23:24

Kabul ayrı, icabet ayrı, fiili dua ayrı, kavli dua ayrı,
hem edilen icabete rıza göstermek ve meyvesini bir başka şekilde veya bir başka zamanda yemek ayrı,
bu icabete isyan edip, zecreyi, eğer talihin varsa şefkat tokatını yemek ayrı,
tabi yediğinin ne olduğunu anlayabilmek de ayrı...

vesselâm.

Ferdun Hayyun Kayyumun Hakemun Adlun Kuddûs

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

11

05.02.2007, 10:59

s.a.ceka kardeşim.....
elbette senin gibi ufku geniş olan kardeşlerimiz bizi tefekkür ile alakalı anlamlı bir yolculuğa sevkediyor....

aslında nasılki Fatiha Kuran'ın kalbidir ve besmelede onun fihristesidir,kainat kitabında ne görüp okursan(perdeyi yani sebepler planını aralar ve o nesnelerin ve sistemlerin Halık'ını görürsün) o da yaratılış hikmetlerini ve yaratıcının gücünü anlayabileceğin bir fihristedir...
bu kainat da biri yaratanının(Hayy) binleri yaratabileceğini,ve yaratılan her şeyin (insan iradesi müstesna)yapması gereken herşeyi idame ettirme işini devam ettirdiğini(Kayyum) bunu bir denge içinde (Adl)yaptığını ve kusursuz idamesi (Kuddüs) ile devam ettirdiğini ve o baktığın minicik nesnede her an ölümü ve yeniden yaratılışı görebildiğini, bunlar için hafıza (Hıfz) ve ilim(Alim)gerektiğini ve bu güzellikleri gösteren(Cemal)olduğunu ve tümünü değerlendirince (Aziz ve Halim) olduğunu ve bu gücü (Kadir) bulunduğunu herşeye muktedir olduğunu ve bunları sebepsiz yaratmadığını, bunlara karşılık gelecek ve Kuran ve Resuller ile tebliğ etmesi ile bildiğimiz zikir,fikir ve şükrü eda etmemiz gerektiğini yoksa (Celal)i ile karşılaşacağımızı bize bu kainatdaki en küçük nesneler bildiriyor....
bu manada her zerre soruya cevap olabileceği gibi Ayet'el Kübra da bu anlamları içinde taşıyor.......

cümlem biraz uzun oldu.....ama sanırım fikirlerimi anlatabilmişimdir....karışık olduğu için ve tam anlatamadığım için zerrelerden ve kainatdan ve Rabbimden özür dilerim....estağfurullah ve etübi ileyh...
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

12

07.02.2007, 09:23

ayetül kübrayı insan okuyunca ilmelyakinden aynelyakine,ordan hakkalyakine gidiyor.

önce ilmi delillerle Allahın varlığını ispatlıyor.
sonra kalbin derecesine çıkarak,kalbin inkişafı nispetinde aynelyakin.
sonra Allahın sıfat ve esmasını anlayarak ve kainattaki tecellilerini görerek hakkalyakine çıkıyor.

her okuyuşda iman nuru artar,yeterki 50 defa okuyalım,bunun 5 defasınıda mütala edelim,kelimelerinin manasıyla beraber,bakın iman nasıl güçleniyor.

bir abi diyorki ayetül kübrada geçen kelimeleri çıkarsan ve manaları öğrensen bütün külliyatı rahat anlarsın.

yeterki kendi cehdimizle çalışalım.

artık çalışma böyle,düşüneceksin,bol bol okuyacaksın.
diğer abile beraber mütala edeceğiz.

hatta üstad tyetül kübrayı iki kardeşin beraber okuyarak mütala etmelerini istemiştir.

haydi kardeşler okuyalım.

afaki tefekkürün ne olduğu ayetül kübrada,enfüsi tefekkürde vardır ayetül kübrada.

müjdelerde vardır ayetül kübrada okuyalım.

selametle kalın kardeşlerim..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir