Allah razı olsun inşaallah...
insana dünya ötesi adres gösteren bir diğer duygu da
gelecek endişesidir. Herkes
gelecek endişesi taşır.
ıstikbal endişesi bazı insanlarda vehim ve hastalık halindedir. Bu insanlar Allah'ın yarattığı hayat için rızık da yarattığını unutur, adetâ Allah'ı töhmet altına alır. ıstikbal endişesinin bu derecesi ifrattır.
Halbuki hiçbir insanın endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde senet yoktur. Hem herkesin rızkı ilâhî taahhüd altında olduğundan, kısacık istikbal, şiddetli endişeye değmiyor.
Rızkı veren Allah'tır. Rızkı Allah'ın verdiğini ifade eden bir çok âyet-i kerime vardır. Ancak rızkı veren Allah'la merzuk olan insanın vazifeleri karıştırılmasın! Allah'ın insana verdiği organlar da işlemek ister. Rızık kazanmak için bu vasıtalardan sarfı nazar ederek, "Bağdat tarrarları" gibi yan gelip yatmak, "Rızkı veren Allah'tır" gerçeğine de terstir. Diğer taraftan, rızk için, aşırı bir kaygı ile manevi vazifelerini ihmal ederek her şeyini, "maişete" bina etmek de eksikliktir.
Müslüman, ölçülü ve dengeli hareket eden kişidir. ışte bu nedenle, aşırı derecedeki,
"istikbal endişesi"nin yüzünü, kabirden sonraki hayata ve gafiller hakkında teminat altında olmayan ebedî istikbale çevirmesi gerekir. Allah, mü'min ve kâfir herkese rızk vermeyi taahhüt etmiş, ahiret rızkını ise, sadece kendine iman edenlere tahsis etmiştir.
kaynak
dua ile..