Giriş yapmadınız.

1

03.10.2006, 19:25

Her Soruya Cevap Verilir Soru Sorulmaz



Ustadımız rüyada Peygamberimizden Kuran ilmi istediğinde: Peygamberimiz; “Sana Kuran ilmi verilecek, ancak ümmetimden sual sormamak şartıyla.” buyurmuş. Burada sual sormama şartının hikmeti nedir?

1- Vazife itibariyle: Müeyyit men indillah (Allah tarafından teyit edilenler) ümmetin meselelerini çözmek ile vazifelendirilmişler, sual sormakla değil.

2- Makam itibariyle: Makamı mehdiyet olduğundan bu makamın sualini kaldırmak muhatap açısından mümkün olmaz.

3- Mesele münazara ve mübahase meselesi değil, dava, ikna ve irşat mevzuu olduğundan sual uygun düşmez.

4- Tevazu mahviyet ve hizmetkârlık ruhu; bir nevi gurur ve enaniyeti okşayan sual sorma vaziyetine müsaade etmez.

5- Sual soran Allah tarafından bildirilen (ilmi) bir zat olduğundan, muhatap ise ona herhangi bir şey öğretme özelliğinde olmadığından sual sormak men edilmiştir. Sorma öğrenme, cevap verme öğretme ve eğitme makamıdır. Aksi münasip olmaz.

6- şefkat sırrınca ümmetinin fikren sıkıntıya ve dara düşmesinden rahatsız olan Resulûllah (SAV) Rahmeten lil Âlemin olma mahiyetine zıttır. “Ümmeti ümmeti” sırrına muhaliftir.

7- ıhtiyaçları tespit etme hususunda gelecek suallere açık olmak ümmetin ihtiyacına cevap vermek mevzuu mühimdir. Üstadın mana ve muhtevasında sorulacak sualler ihtiyacın fevkinde olur. Ve lüks düşebilir. ınsanların anlayışına itibar ve alaka göstermek irşadın icabındandır.

8- Müsbet hareket etmek bu tarz muameleyi icap ettirir.

9- Müşteri olunca mal değerlenir. Ve kıymetlenir. Mal, pazarı olmayan yerde satılmaz. Üstadımız buyuruyor; müşterisi olmayan malı satmam.

10- Fıtri bir sevki ilahiye itibar etmek, Risale-i Nur eserlerinin yazılmasına vesile olan bir nevi sorulan sorulardır.

11- Sünuhat kabilinden tezahür eden bir dava içine his ve irade içine karıştırılamaz.

12- "Sailin ehemmiyeti sualinde anlaşılır." kaidesiyle sırrı imtihanı bozmamak için Üstadımız sual sormamış olabilir. Çünkü; Üstad canibinden gelecek sualler Üstadın makamını düşündürür. ımtihan sırrına zarar verir. Evhamlar kuvvetlenebilir.


kaynak

2

03.10.2006, 23:08

paylaşım için ALLAH razı olsun...
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

3

03.10.2006, 23:10

Her Soruya Cevap Verilir Soru Sorulmaz

Bunu söyleyebilmek ne güzel :cry: :cry:
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

4

04.10.2006, 12:40

söyleyenlerden oluruz inş..


Allah razı olsun

Muhabbetle
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

5

04.10.2006, 12:42

inş. kardeşim inş.... :)

muhabbetle...
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

6

04.10.2006, 22:08

Allah razı olsun güzel paylaşım...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

7

05.10.2006, 08:01

buna dikkat etmek lazım çok güzel.üstad sorsa kim cevap verecekti.


Sual soran Allah tarafından bildirilen (ilmi) bir zat olduğundan, muhatap ise ona herhangi bir şey öğretme özelliğinde olmadığından sual sormak men edilmiştir. Sorma öğrenme, cevap verme öğretme ve eğitme makamıdır. Aksi münasip olmaz.

8

21.10.2009, 11:29

Ezcümle: Ben Hürriyetten evvel İstanbul a gelirken, yolda, bir iki mühim ilm-i kelama ait kitaplar elime geçti.

Dikkatle mütalaa ettim. İstanbul a geldikten sonra, sebepsiz olarak hem ulemayı, hem mektep muallimlerini münazaraya,

"Kim ne isterse benden sorsun" diye ilan ettim.

Medar-ı hayrettir ki, münazaraya gelenlerin bütün sordukları sualler, yolda mütalaa ettiğim ve hafızamda kaldığı meselelerdi.

Hem, filozofların sordukları sualler, hafızamda bulunan meselelerdi.

Şimdi anlaşıldı ki, o fevkalade muvaffakıyet ve benim de haddimden çok ziyade o hodfuruşluk ve manasız izhar-ı fazilet ise,

ileride Risale-i Nur'un İstanbulca ve ulemaca makbuliyetine ve ehemmiyetine zemin hazır etmek imiş.

Emirdağ Lâhikası 51



9

11.11.2009, 13:28



2.
Hiçbir alimden sual sormamak.

Yirmi sene zarfında, daima ancak sorulanlara cevab vermişti.

Bu hususta kendileri derlerdi ki:

"Ben ulemanın ilmini inkar etmem; binaenaleyh, kendilerinden sual sormak fazladır.

Benim ilmimden şübhe edenler varsa, sorsunlar; onlara cevab vereyim."

Tarihçe-i Hayat - 42

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir