Giriş yapmadınız.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

11.09.2006, 05:44

Risale-i Nur'un görevi nedir?

"Risâle-i Nur, yalnız cüz'î bir tahribâtı ve bir küçük hâneyi tâmir etmiyor; belki küllî bir tahribâtı ve ıslâmiyeti içine alan ve dağlar büyüklüğünde taşları bulunan bir muhît kal'ayı tâmir ediyor.
Ve yalnız husûsi bir kalbi ve has bir vicdânı ıslâha çalışmıyor; belki bin seneden beri tedârik ve terâküm eden müfsid âletlerle dehşetli rahnelenen kalb-i umûmiyi ve efkâr-ı âmmeyi ve umûmun ve bâhusus avâm-ı mü'minînin istinadgâhları olan ıslâmî esasların ve cereyanların veşeâirlerin kısmen kırılmasıyla bozulmaya yüz tutan vicdân-ı umûmiyeyi, Kur'ân'ın i'câzıyla ve geniş yaralarını, Kur'ân'ın ve îmânın ilâçlârıyla tedâvi etmeye çalışıyor. Elbette böyle küllî ve dehşetli rahnelere ve yaralara hakkalyakîn derecesinde, dağlar kuvvetinde hüccetler, cihazlar ve binler tiryak hâsiyetinde mücerreb ilâçlar ve hadsiz edviyeler bulunmak gerektir. ışte bu zamanda, Kur'ân-ı Mücizü'l-Beyânın i'câz-ı mânevîsinden çıkan Risâle-i Nur, o vazifeyi görmekle beraber, îmânın hadsiz mertebelerinde terakkiyât ve inkişâfâta medâr olmuştur ve olmaktadır."


Bu paragrafın lügatçesi:
Teraküm:Birikme,yığılma
Müfsid:Bozucu
Rahne:Yara
Mücerreb:Denenmiş




Risâle-i Nur, hem aklı, hem kalbi tenvir eder, nurlandırır, hem nefsi musahhar eder. Bunun içindir ki, yalnız akılla giden ehl-i mektep ve ehl-i felsefe ve kalb yoluyla giden ehl-i tasavvuf, Risâle-i Nur'a sarılıyorlar. Ve ehl-i mektep ve felsefe anlıyorlar ki, hakîki münevverlik, akıl ve kalb nûrunun mezciyle kabildir. Yalnız akılla gitmek, aklı göze indiriyor. Bu hal ise, bir kanadı kırık olanın mahkûm olduğu sukûtu netice veriyor. ıhlâslı, hâlis ehl-i tasavvuf idrâk ediyor ki, demek zaman eski zaman değildir; böyle bir zamanda, hem kalb ile, hem akıl ile bizi hakîkat yolunda götürecek ve hakîkate vâsıl edecek Kur'ânî bir yol lâzımdır ki, biz zülcenâheyn olabilelim.



Risâle-i Nur, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin nûrânî meşrebini ve Sahabe-i Kirâmın âlî seciyesini beyân eden bir nur ve feyiz hazînesidir.

Risâle-i Nur'daki aklı, kalbi, rûhu ve vicdânı celb eden ve hakîkate râm eden o ılâhî câzibedendir ki, çoluğu, çocuğu, genci, ihtiyarı, avâmı, havassı o Nura koşuyorlar ve o câzibedar Nurun pervânesi oluyorlar. Bu hakîkatin parlak bir misâli olarak geniş bir talebe kütlesi, az zamanda din düşmanlarını titreten bir hale gelmiştir

Kaynak:Tarihçe-i hayat 601,602,603 ve 604 syf noları

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

11.09.2006, 13:44

gerçekten öyle A.R.O...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Mesajlar: 5

Konum: turkey

Hobiler: pc, satranç, gezi, futbol, kitap, gazete vs..

  • Özel mesaj gönder

4

19.02.2008, 15:15

Allah razı olsun :) kardasım.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir