Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""
Yahu bu soruları soranlar, Allah aşkına açsınlar bu forumun sayfalarında geçmişte sorulmuş, ıslam ile ilgili soruları ve Risale-i Nur'dan olan cevaplarını okusunlar. Hangi alim daha önce böyle cevap vermiş? Niye meseleyi saptırıp başka mecraya çekiyorlar.
Allah bizi neden yarattı, meleklerin varlığının ispatı, binbir türlü mesele hepsi anlatılmış.
Ellerini vicdanlarına koyup desinler bana, hadi Bediüzzaman bunca haltı -afedersiniz- yedi. Sebep neydi,
1- Bunaklık
2- Maddi manevi makam ve menfaat
1- Asla kabul edilemez, risaleleri okuyup düşünenler, bunu iddia edenin suratına tükürürler.
2- Asla maddi makamları kabul etmedi, karşılıksız hiçbirşey almadı bugüne kadar, üzüm bile ikram etseler parasını verdi. Manevi makam desen, kendisini övenlerden kaçardı. Övgüyü sadece risaleler için kabul ederdi.
Madem rıza-yı ılahîden başka hiçbir kazancı yoktu, Allah aşkına söyleyin, bu adam deli miydi ömrünün 40 yılını zindanda, sürgünde, binbir zorluk içinde geçirdi, 24 kere zehirlendi, bu kadar iftiralara göğüs gerdi, yine de hizmet dedi. Ben hayatımda, bu kadar çok eziyete katlanıp da, sabır gösteren, beddua etmeyen bir adam görmedim, bilmedim. Bir insan bu kadar şeye dayanıyorsa, bir nokta-i istinad olmalı. Bu ise asla ve asla maddi manevî makam ve menfaat değildir.
Korkarım ki bir gün iftiracıların bu sözleri gayretullaha dokunacak, Said Nursi ahirette yakalarına yapışacak, bırakmayacak!
Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""
Hem bir arkadaşım dedi ki, zamanında askeri okula girmek istediğinde mülakatta şöyle bir soru sormuşlar:
"Bir kuyuya Peygamber ile Atatürk düşmüş, ilk önce çıkması için hangisine yardım edersin."
Kusura bakmayın ama ben bu soruyu soranın suratına tükürürüm. Askeriye artık Peygamber (a.s.m.) ocağı sayılabilecek bir yer değil. ısraf, yolsuzluk gırla gidiyor, ne naneler yiyorlar daha belki haberimiz yok.
Said Nursi, "Herkesin başına polis dikilmez, ama herkesin vicdanı bir polis olursa, ancak o zaman asayiş olur, biz de iman hizmetiyle bunu yapmaya çalışıyoruz, bize tazyik uygulayacağınıza daha bize yardım etmeniz lazım." derken, onların asıl derdi asayiş değil, menfaatleriydi.
Not: Bu soruyu duyan zekî bir abi, Atatürk'ü çıkarırım dedi. Allah Allah niye ki dedik, o da dedi ki: "Benim Peygamberimin a.s.m. ordan çıkmak için yardıma ihtiyacı yok."
Mülakata bu abi gitmeliymiş, güzel kapak olurmuş.