Giriş yapmadınız.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

29.06.2006, 13:23

Nurlardan derlemeler...

Yaz dönemi malum insanda gafletin en had safhaya çıktığı zaman:(
Hizmetlerimizde aksaklık olabiliyor..
Dün akşam oturdum,not defterimi ve risale-i nur'da(şuan okudugum şualar)karıştırdım bir kaç şey buldum.Teşvik açısından.Kardeşlerime attım sizlere de atayım dedim.ınş hepimiz istifade ederiz;)


Her kim hayat- faniyeyi esas maksad yapsa,zahiren bir cennetin içinde olsa da manen cehennemdedir.Her kim,hayat- bakiyeye ciddi müteveccih ise ,saadet-i dareyne mazhardır.Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da dünyasını cennetin intizar salonu hükmünde gördüğü için,hoş görür,sabır içinde şükreder.
…………..

Kardeşlerim,ben Nurlarla meşgul oldukça sıkıntılar azalıyor.Demek vazifemiz Nurlarla iştigaldir ve geçici şeylere ehemmiyet vermemek ve sabır ve şükretmektir.

Risale-i Nurlarla ya okumak veya okutmak veya yazmak(onunla)meşguliyet-tecrübelerle-kalbe ferah,ruha rahat,rızka bereket ,vücuda sıhhat veriyor..
………………………

Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır manileri olur.şeytanlar o hizmetin hadimleriyle çok uğraşır.
Bu manilere ve bu şeytanlara ihlas kuvvetiyle dayanmak gerektir.ıhlas ise yalnızca Allah’ın rızasını gözetmektir.
………….

2

29.06.2006, 13:26

bismillah

Allah razi olsun cok yerinde ve isabetli bir meseleyi uygun zamanda yazmissiniz. insallh istifade edenlerden oluruz.
Ümitvar olunuz..

3

29.06.2006, 13:55

Aziz sıddık kardeşlerim,
Bu yaz mevsimi, gaflet zamanı ve derd-i maişet meşgalesi hengamı ve şuhur-u selasenin çok sevaplı ibadet vakti ve zemin yüzündeki fırtınaların silahla değil, diplomatlıkla çarpışmaları zamanı olduğu cihetle, gayet kuvvetli bir metanet ve vazife-i nuriye-i kudsiyede bir sebat olmazsa, Risale-i Nur’un hizmeti zararına bir atalet, bir fütur ve tevakkuf başlar.
Aziz kardeşlerim, siz kat i biliniz ki, Risale-i Nur ve şakirtlerinin meşgul oldukları vazife, ru-yi zemindeki bütün muazzam mesailden daha büyüktür. Onun için, dünyevi merak aver meselelere bakıp, vazife-i bakiyenizde fütur getirmeyiniz. Meyvenin Dördüncü Meselesini çok defa okuyunuz; kuvve-i maneviyeniz kırılmasın.
Evet, ehl-i dünyanın bütün muazzam meseleleri, fani hayatta zalimane olan düstur-u cidal dairesinde, gaddarane, merhametsiz ve mukaddesat-ı diniyeyi dünyaya feda etmek cihetiyle, kader-i ılahi, onların o cinayetleri içinde, onlara bir manevi cehennem veriyor. Risale-i Nur ve şakirtlerinin çalıştıkları ve vazifedar oldukları fani hayata bedel, baki hayata perde olan ölümü ve hayat-ı dünyeviyenin perestişkarlarına gayet dehşetli ecel celladının, hayat-ı ebediyeye birer perde ve ehl-i imanın saadet-i ebediyelerine birer vesile olduğunu, iki kere iki dört eder derecesinde kat i ispat etmektedir. şimdiye kadar o hakikati göstermişiz.
Elhasıl: Ehl-i dalalet, muvakkat hayata karşı mücadele ediyorlar. Bizler, ölüme karşı nur-u Kur’ân ile cidaldeyiz. Onların en büyük meselesi-muvakkat olduğu için-bizim meselemizin en küçüğüne-bekaya baktığı için-mukabil gelmiyor. Madem onlar divanelikleriyle bizim muazzam meselelerimize tenezzül edip karışmıyorlar; biz, neden kudsi vazifemizin zararına onların küçük meselelerini merakla takip ediyoruz?
Bu ayet -1 Siz doğru yolda oldukça, sapıtmış olanlar size zarar veremez. (Maide Sûresi: 105.)

1- ve usul-ü ıslamiyetin ehemmiyetli bir düsturu olan yani, "Başkasının dalaleti sizin hidayetinize zarar etmez; sizler, lüzumsuz onların dalaletleriyle meşgul olmayasınız"; düsturun manası: "Zarara kendi razı olanın lehinde bakılmaz. Ona şefkat edip acınmaz."
Madem bu ayet ve bu düstur, bizi, zarara bilerek razı olanlara acımaktan men ediyor; biz de bütün kuvvetimiz ve merakımızla, vaktimizi kudsi vazifeye hasretmeliyiz. Onun haricindekileri malayani bilip, vaktimizi zayi etmemeliyiz. Çünkü elimizde nur var, topuz yoktur. Biz tecavüz edemeyiz. Bize tecavüz edilse, nur gösteririz. Vaziyetimiz bir nevi nurani müdafaadır.
Bu tetimmenin yazılmasının sebeplerinden birisi:
Risale-i Nur’un bir talebesini tecrübe ettim. Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye, Boğazlar hakkında bir boşboğazlığı münasebetiyle bir iki şey sordum. Baktım, alakadarane ve bilerek cevap verdi. Kalben, "Yazık!" dedim. "Bu vazife-i nuriyede zararı olacak." Sonra şiddetle ikaz ettim.
-2- bir düsturumuz vardır. Eğer insanlara acıyorsan, geçmiş düstur onlara merhamete liyakatini selb ediyor. Cennet adamlar istediği gibi, Cehennem de adam ister.
Beşinci şuanın yine kısmen verdiği haberler tezahür ediyor.
Said Nursi
• • • emirdağ sahife 41-42 risalearacomda

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir