Giriş yapmadınız.

1

10.06.2006, 19:46

Bediüzzaman'dan tavsiyeler

1.Yaşadığını Anlatmak, Anlattığını da Mutlaka Yaşamak




Yaşadığını anlatmak, anlattığını da mutlaka yaşamak, tebliğcinin en önemli vasıflarından biridir. Ayrıca mübelliğ, yaşanmayan sözlerin, nasihatlerin, ma’şerî vicdanda herhangi bir müspet tesir icra etmeyeceğini de bilmelidir. Çünkü, samimî olmayan söz ve davranışlara Allah (c.c) yümün, bereket ve tesir lûtfetmez. Onun için, mübelliğ bu hususa çok dikkat etmelidir. O, ıslâm'ı önce kendi içine sindirip, onu tabiatının bir yanı hâline getirmeli; namazını dosdoğru kılmalı, üzerine farz ise zekâtını tastamam vermeli ve her meselede Allah (c.c) ve Resûlü’ne (s.a.s) itaat etmelidir. Halkın arasında iken nasıl bir davranış sergiliyorsa, bunu yalnız kaldığı zamanlarda da devam ettirmeli ve gizli-açık bütün davranışlarında samimî olmaya gayret göstermelidir

Bediüzzaman’ın yazdığı eserlerin, yaptığı harikulade izahların fikirlerde ve gönüllerde büyük bir tesir icra etmesinin en mühim sırrı, bu hakikatleri bizzat kendi nefsinde kemaliyle yaşamasında yatmaktadır. Yani “Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz?” (Saf, 2) ve “Siz Kitâbı okuduğunuz hâlde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz?” (Bakara, 44) âyetlerinin ikazı altında o, yapmadığı şeyleri söylememiştir. Bilâkis önce kendi nefsine hitap etmiş ve kendisi hakkıyla yaşamış, daha sonra başkalarına anlatmıştır.
Bediüzzaman, Risale-i Nur’da sık sık kendine, kendi nefsine hitap ederek, birtakım yanlışları kendine nisbet etmek suretiyle başkalarına ders vermeyi ve ikaz etmeyi, hem büyük insanlara mahsus tevazuun bir gereği olarak, hem de muhataplarını rahatsız etmeden tebliğ görevini yapabilmek açısından benimsemiştir. Nefsine, “Ey sersem nefsim!”, “Ey hodbin nefsim!”, “Ey tembel nefsim!”, “Ey miskin nefsim!”gibi hitaplarla başkalarından ziyade önce kendi nefsine hitap etmiştir:

Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduğun için, askerlik temsilâtıyla, sekiz hikâyeciklerle birkaç hakikati nefsimle beraber dinle. Çünkü ben nefsimi herkesten ziyade nasihate muhtaç görüyorum. Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim Sekiz Sözü biraz uzunca nefsime demiştim. şimdi kısaca ve avam lisanıyla nefsime diyeceğim. Kim isterse beraber dinlesin. (Birinci Söz)

Eğer biz ahlâk-ı ıslâmiyenin ve hakâik-i imaniyenin kemalâtını ef’âlimizle izhar etsek, sâir dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle ıslâmiyet’e girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de ıslâmiyet’e dehâlet edecekler. (Târihçe-i Hayat, s.83)
Hem Risale-i Nûr, en evvel tercümanının nefsini iknaa çalışır, sonra başkalara bakar. Elbette nefs-i emmaresini tam ikna eden ve vesvesesini tamamen izale eden bir ders, gayet kuvvetli ve hâlisdir ki, bu zamanda cemaat şekline girmiş dehşetli bir şahs-ı manevi-i dalâlet karşısında tek başıyla galibane mukabele eder. (Sikke-i Tasdik-i Gaybî, 188)

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

2

10.06.2006, 20:09

Eğer biz ahlâk-ı ıslâmiyenin ve hakâik-i imaniyenin kemalâtını ef’âlimizle izhar etsek, sâir dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle ıslâmiyet’e girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de ıslâmiyet’e dehâlet edecekler. (Târihçe-i Hayat, s.83)

Bayılıyorum bu söze

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir