Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

20.05.2006, 20:06

Deccal varlığını sürdürmek için gücünü nerden alıyor?

Deccal varlığını sürdürmek için gücünü nerden alıyor?
Kıyametin kopma sebeplerinden biri olan bu meseleyi "Deneme"mahiyetinde incelemek istedim.
Deccalin malumdur ki; en büyük seyyiatı uluhiyet dava etmesidir. Yalnız bu davasına taraftar toplaması Firavun ve Nemrutun yaptığı gibi alenen ilan ile olmuyor.Meseleyi;perde altından yaptığı bazı faliyetler ve şahs-ı manevisinin-kraldan çok karalcı tabir edilen-tutumunu incelediğimizde anlıyoruz.
Madem deccalin uluhiyet davası var, Allah ve Allah adına olan her şeye bir düşmanlığı var, Allah gibi hareket etmesi ve olağan üstü yetenekleriyle insanları buna ikna etmesi gerekiyor.
Deccalin sihir ve ispritizma gibi harika halleri olacağını biliyoruz.Bu meseleyi sadece mistik bir anlamda düşünmemek gerekiyor. Daha doğru ve geniş bir anlamı şu olabilir: Bilimi ve teknoljiyi ele geçirerek insanın aklını zorlayan icat ve buluşalarla, lisan-ı hal ile şöyle der;“bakınız,sizin ,sadece Allah yapabilir, dediğiniz şeyleri, tebaam dahi verdiğim ilimle ve derslerle yapabiliyor.Dolayısıyla bende bir ilahım(haşa).Hatta dersime çalışırsanız sizde kendinizde bir nevi uluhiyeti görebilirisiniz.(haşa)”
Hızır Aleyhisselam ile Deccal arasında rivayet olunan kıssada dahi bunu emarelerini görebiliriz.(Gerçi bazı ulema bu şahsın Mehdi olduğunu söylüyor.)Neyse.Rivayetteki hikaye
şöyle:
Deccalin Medine’nin çevresine geldiğini duyan müminlerden bir hızır (a.s) ileri atılıp Deccalı göreceğim, bakalım Deccal peygamberin bizlere anlattığı gibi mi ?
Deccalın adamları onu Deccalın yanına sokmak istemez fakat; adam ısrar edince Deccalden müsaade aldıktan sonra yanına girir. Hızır (a.s) Deccalı görünce Allah'ın Resulunun tarif ettiği şekilde bulduğu için onu hemen tanır ve insanlara dönerek;
Ey! insanlar işte Rasulun anlattığı Deccal budur.Bunun üzerine Deccal onu türlü işkencelere tabii tutar, fakat; adam imanından taviz vermez. Deccal ne kadar uğraştıysa da imanında en ufak fedakarlıkta bulunmaz, işkenceler yaptıkca her defasında ;
şimdi Deccal oldugunu daha iyi anladım,der.
Sonunda Deccal dayanamayıp adamı ikiye böler ve öldür ve halkın önünde cesetini gösterip ;
ışte gördünüz öldürdüm.şimdi de ben onu tekrar dirilteceğim o kendisinin benden başka ilah olmadığını iddia edecektir yani şahitlik edecektir. Bunun üzerine öldürdüğü adamı diriltir ve Deccal adama sorar;Söyle bakalım Rabbin kim ?
Rabbim Allah'tır.Sen Allah'ın düşmanı Deccalsın.Tam manasıyla şimdi seni tanıdım.
(Aslında hikayenini ufak bir kısmı bizi ilgilendiriyor ama ;bazı gerçeklerle bire bir örtüştüğü için tamamen yazdım)

Rivayette var:Deccal orda yüz sene kalacak.Lakin, bu yüz sene kalış kontrol altına alınamayan madi bir gücü ifade için olsa gerek. Yoksa insanların içine yerleşmiş sapık fikirleri kıyamete kadar kaim kalacaktır.
Birde ;Üstadın deyişiyle;Ölüme muvakkat bir renk vermek mümkün.
Madem Üstad, mümkün ,demiş birde işin içine Ayetteki gibi, Yahudilerin asla ölümü arzulamayacak olması girerse ve madem Deccalin Yahudilerle bir irtibatı var.Madem Deccalin ölüyü diriltme gibi bir meziyeti rivayet edilmiş.O zaman şöyle diyebiliriz;

Deccalden ders alan Yahudilerin desteklediği bazı ilim adamları teknolojiyi kullanarak ölüme muvakkat bir renk verebilirler.
Bununla beraber Genetikte kat edilen mesafe ,ıltişimde alınan yol, Tıp alanındaki buluşlar Deccalist zihniyetin uluhiyet davasını tekit eder boyutlara ulaşmıştır ve daha çok ulaşacaktır. Bu sihire kapılan mimsiz medeniler Allah'ı inkar edemeselerde içlerindeki kinden dolayı bir rakibi yenmiş gibi zafer çığlıkları atacaklar.Hatta Rivayete ki gibi oklarını en son göğe atacaklar.Ok onlara kanlı bir şekilde gelince; göktekileri de öldürdük, diyecekler. Buda bu sapıkların Allah'a inkardan çok,enesinden dolayı Allah'ı rakip olarak görmelerinden ve Allah'a duyukları kindendir.Zira ene cahildir.Adem olması sebebiyle kendini Allah'la mukayese edebilecek bir tek enedir.Ene; ilk önce kendisi ile Allah arasına bir çizgi çizer. Burası benim mülküm, bundan gayrısı Allahın mülküdür,der.Sonra döner aczini ve fakrını anlar. Sadece bir cüzzi iradeye sahip olduğunu idrak ederek, yaratmaktan uzak, kendi bedenine bile malik olmadığını anlar ve iman çizgisine girer.Eğer bundan önce şeytanın vesvesesini ilka edip kibire kapılırsa, iman yerine, kendinde bir nevi uluhiyet tahayyül etmesine sebeb olur.Sona kalp mahaline indirir.Hatta Onu ordan indirip yerine geçmeliyim , der.Zira; istidrac ile kendisinde Allah'ın tecellilerini görür. Yanlış tasavvur ederek kendini bir nevi ilah adeder.Artık davası budur.
ışte deccalin deccal olmasının sırrı da burdadır.
Neyse konumuza dönelim.
Deccalin şakirtlerinin oklarını göğe atması teknolojini ulaşacağı son noktayı tarif için olabilir.
Zira teknoloji akıl alamaz boyutlara gelecek ve enesine mağlup olan pek çok insan işin içinden çıkamaz bir hale giriftar olacaktır
Nitekim Allah Hafız'dir.Bir manasıda şudur:Yani, yaşanmış olan herşeyi Alem-ı Misale kayıt edendir.Günümde ki inanılmaz boyutlara ulaşmış bilgisayar teknolojisi Allah'ın Hafız ismine bir delil olamakla beraber, kafirler bunu Allah'ın yapabidiğini yapmak olarak kendilerinde bir uluhiyet davasına delil olarak kullanıyor.
Allah Habir,Semi ve Basar'dır.Yani;her şeyden haberdar, duyan ve görendir..Deccalin veledleri ;dünyanın yörüngesine koyulan, inanılmaz teknoloji ile donatılmış uyduları, Allah'ın yapabildiklerini yapmak olarak tahayyül ettiriyor.
Allah Muhyi'dir.Hayatı yartandır.Ölüyü diriltendir: Amerikada ölüyü diriltmek adına yapılan çalışmalar bu niyeti tekit ediyor. Organ kopyalama ,doku oluşturma ,insan kopyalama gibi buluşlar deccalist fikirliler tarafından saptırılıyor.
Daha pek çok Allah'ın ismini taklite çalışan Deccalistler kıyamete kadar faaliyetlerini sürdürecekler ve Kıyametin kopmasına sebep olacaklar.

Yanlış anlaşılmasın teknolojik pek çok buluş iyi niyetle ortaya çıkmış olabilir.Burada ki mesele; Deccalin şakirtlerinin bundan aldığı ders ve şeytanlaşmış insanların cahillere üflediği derstir.
Birde başka,biraz farklı bir meseleye deyinmek istiyorum:Dünyanını sonunu gelmesini istiyenler, adında gizli bir örgütten bahsediyorlar.Bunların Yahudi oldukları ve Allah'ı zorlayarak Kıyametin kopmasını arzuladıklarını böylece bir an önce Allah'a kavuşmayı planladıkları söyleniyor. Ben bu iddia ya şunu derim:Pes yani.Böyle bir yalan olamaz. Böyle bir örgütün varlığı Ayet-i Kerime'ye aykırı olur -zannımca.Çünkü, Allah ayette, Yahudilerin Kıyamete kadar ölümü arzulayan kişler olmayacağını söylüyor. Böyle bir örgüt gerçeğe aykırı ve zihinleri bulandırmaya yönelik bir propogandadır.
Rabbim bizi deccalin en edna fikrine meylettirmesin.
Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

2

20.05.2006, 23:27

bu deccal laini en basta cehaletten güç almakta zaten en önmeli özelliklerinden biri, insanları kendine midelerden bağlaması değilmidir?

3

22.05.2006, 19:34

deccal

yazdıklarını okudum, gerçekten konudan konuya geçmişsin ama kopmadım cevatuykan kardeşim.

harika bir konu, ve harika bir içerik.. öncelikle bunu söylemek isterim.

deccal gücünü hy 120 kardeşimin dediği gibi cehaletten alıyor amma velakin bahsedildiği gibi cehalet değil.

görünüşde doğru fakat yanlış ve yalan karışmış bidatlar içerisinde olan bir sürü doğru sandığımız şeyler var. gücünü safsatalarla cilalıyor denilebilir.
bir insan cahil de olsa iman ile doğruyu bulabilir, bir insan 2 kere cahil olsa basiretle de doğruyu bulabilir.

deccalin ders aldığı kişi yada kişilerin ölüyü diriltme olayına biraz aklım takıldı. bunu biliyordum uzun zamandır, peki Hz.Hızır'dan ders alan kişi de deccalin uşaklarını ve deccalist zihniyetleri tanıması da olası durumu meydana geliyor... söylediğin şey bunu ifade ediyor gibi geldi.


"Birde başka,biraz farklı bir meseleye deyinmek istiyorum:Dünyanını sonunu gelmesini istiyenler, adında gizli bir örgütten bahsediyorlar.Bunların Yahudi oldukları ve Allah'ı zorlayarak Kıyametin kopmasını arzuladıklarını böylece bir an önce Allah'a kavuşmayı planladıkları söyleniyor."

demişsin....

böyle bir topluluktan benimde haberim olmuştu, hatta bunların o dolar üzerindeki logosu olan piramit-göz-v.s. (tam olarak ne olduğunu hatırlamıyorum) olduğunu falan söyleyen şahıslar vardı çevremde. dediğim gibi görünüşde doğru fakat yanlış olma olasığılı da var.

logo Yahudi'lerin fakat böyle bir topluluk mechul. :?

konu hakkında da detaylı araştırmayı yapacağın hiç bir yer yok aslında bence bu tarz fuzili şeylerle de vakit kaybetmek bizi zedelemeye götürecektir. Önemli olan iman hakikatleri ve içtimai meselelerdir.

Deccal konusu hakkında yazılarım evde var fakat burada paylaşıma açcağım bir bilgi olarak saklamıyordum. herkesin bilmesi gereken bir konuda olduğunu sanmıyorum cevatuykan kardeşim. Nurcu kardeşlerim kime hizmet ettiklerini bilirse zaten çoğu şeyi de o an anlayacaktır.

Dua ile...

4

22.05.2006, 20:05

Bilindiği gibi Risalelerde Peygamberlerin mucizeleri ; insanlığın ulaşabileceği en uç sınırlar olarak tarif edilmiş.. Yani insanlık çalışarak o mucizelerdeki işaret edilen pek çok ilme sahip olabilir. Mesela sözlerde "Belkısın Tahtı" kıssası ile ilgili diyor ki: "Aynen veya sureten tahtı getiriyor". Yani; aynen ifadesi ışınlanmayı; sureten ifadesi televizyonu ima ediyor. "Ey ateş serin ve selametli ol" ayetindeki mucize, buzdolabına ima ediyor. Hz. ısa'nın ölüleri diriltme mucizeside "ölüme muvakkat bir renk verilmesini" ima etsede ilerde teknolojinin desteğindeki tıp neler yapar bilinmez.
Demek istediğim; insanoğlunun ilimde ulaşacağı boyutlar, Deccal'in zihniyetindeki cahiller için tutunacakdal, sapık fikirlerini savunup yayacak bir zemin oluşturacak.
Her teknolojik buluş, Allah'ın bir isminin tecellisi olduğundan,kafirler doğru görüp yanlış yorumlayarak,Allah'ı mağlup etme olarak kabul edecekler. Tabiki Kıyametin bir kopma sebebide bu olacak.
Salı günü dersten önce veya sonra vakit olursa daha detaylı anlatabilirm kardeşim.
Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

5

22.05.2006, 20:18

cevat uykan kardeşim;

güzel yazınızı dikkatlice okudum.
konu güzel, tarif ve izah güzel...
ama konularda biraz kopukluk var gibi geldi bana.

bir iki hususa dikkat etmek zarureti doğdu.
Öncelikle:
bahsettiğiniz hadisetki kişi Hızır(as) değildir.
O kişi Üstad Bediüzzaman Said Nursidir.

Deccal zuhur edince imanlı bir zat ona yönelir.
Bu yönelme ıstanbul'dan Ankaraya doğrudur.

Çünkü Deccal ve avanesi burada zuhur eder.
Üstad buna
"1338’de Ankara’ya gittim. ıslâm Ordusunun Yunan’a galebesinden neş’e alan ehl-i imanın kuvvetli efkârı içinde, gayet müthiş bir zındıka fikri, içine girmek ve bozmak ve zehirlendirmek için dessâsâne çalıştığını gördüm. "Eyvah," dedim. "Bu ejderha imanın erkânına ilişecek!"
diye dikkat çeker.

Ve yine Üstad burada ahirzamanın dehşetli şahıslarının zuhur ettiğini ilan eder.
Öldürme-dirilitme hadisesi de yine ilk burada zuhur eder. Zira Üstad ilk defa Ankarada zehirlenmiştir. Bu öyle kuvvetli bir zehirdir ki ölmesi kati ve kesindir. Ama Üstad bizinillah kurtulmuştur. Bu hadisenin tespiti Hadis-i şeriflerde Deccale izafe edilmiştir.

Deccal yine bu Mümin şahsa çok zulüm yapar. Hatta onu alır elleri kolları bağlı cehenneme atar, yani sürgün eder. Halbuki diyor Peygamberimiz, "Onu cennete atmıştır"
Yani cennet gibi bir yer olan Barla'ya sürgün etmiştir.
Üstadın hayatına dikkat edin, o mezkur hadisi tekrar gözden geçirin, oradaki imanlı kişinin Üstad Bediüzzaman olduğunu daha rahat anyacaksınız.

saygılar

6

22.05.2006, 20:21

Ben de ek yazı hazırlıyordum. Bu meseleyi tarif ediyordum.Ama; çok açık ve çok gizli olmaması için uğraşıyordum.Beni zahmetten kurtardın.
Ayrıca; Ordaki zatın Hızır olmadığına dair ımam-ı Rabbani Hazretlerinin Mektubatında bir ima yakaladım. Hem de o zat Deccal değil ,ıslam Deccali de denilen Süfyan'dır.
Kopukluk yazının Makele değilde Deneme türü olmasından kaynaklanıyor. Anlaşılma arzusundan çok kendimi geliştirmek maksatlıdır.Umarım kurallara aykırı bir husus değildir.
Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Mesajlar: 40

Konum: Diyarbakır

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

7

22.05.2006, 21:24

Bilgi verici güzel bir deneme olmuş. Allah razı olsun. Fakat deccal ve şakirtlerini fazlaca tasvir etmişsiniz gibi geldi bana. O kısım haricinde istifadeli bir yazı olmuş. Selam ve dua ile...
Zeval-i elem lezzet olduğu gibi; zeval-i lezzet dahi elemdir.(B.S.N)
"GAYEMıZ VATAN SATHINI BıR MEKTEP YAPMAKTIR"

8

23.05.2006, 09:02

Yedinci Mesele:
Rivayette var ki, "Süfyan büyük bir âlim olacak, ilimle dalâlete düşer. Ve çok âlimler ona tâbi olacaklar."
Ve’l-ilmu indallah, bunun bir tevili şudur ki: Başka padişahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanat olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapar. Ve çok muallimleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarifi rehber edip tâmimine şiddetle çalışır, demektir.

9

23.05.2006, 09:04

Katî ve sahih rivayette var ki, "ısa Aleyhisselâm Büyük Deccalı öldürür." 2
Vel’ilmü indallah, bunun da iki veçhi var:
Bir veçhi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispritizma gibi istidracî harikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccalı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek, ancak harika ve mu’cizâtlı ve umumun makbulü bir zat olabilir ki, o zat, en ziyade alâkadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i ısa Aleyhisselâmdır.
ıkinci veçhi şudur ki: şahs-ı ısa Aleyhisselâmın kılınciyle maktul olan şahs-ı Deccalın, teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı mânevîsini öldürecek ve inkâr-ı ulûhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek

10

23.05.2006, 09:05

ancak ısevî ruhânileridir ki, o ruhâniler din-i ısevînin hakikatini hakikat-i ıslâmiye ile mezc ederek o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek. Hattâ, "Hazret-i ısa Aleyhisselâm gelir, Hazret-i Mehdîye namazda iktida eder, tâbi olur" 1 diye rivayeti, bu ittifaka ve hakikat-i Kur’âniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder

11

23.05.2006, 09:08

On Dördüncü Mesele
Rivayette var ki, "Deccalın mühim kuvveti Yahudidir. Yahudiler severek tâbi olurlar." 2
Allahu a’lem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça tevili Rusya’da çıkmış. Çünkü, her hükûmetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, komünist komitesinin tesisinde mühim bir rol ile Yahudi milletinden olan Troçki namında dehşetli bir adamı, Rusya’nın Başkumandanlığına ve terbiyegerdeleri olan meşhur Lenin’den sonra Rus hükûmetinin başına geçirerek Rusya’nın başını patlatıp bin senelik mahsulâtını yaktırdılar. Büyük Deccalın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler. Ve sair hükûmetlerde dahi ehemmiyetli sarsıntılar verip karıştırdılar.

12

23.05.2006, 09:09

Rivayette var ki, "Deccal çıktığı gün bütün dünya işitir ve kırk günde dünyayı gezer ve harikulâde bir eşeği vardır." 3
Allahu a’lem, bu rivayetler tamamen sahih olmak şartıyla tevilleri şudur: Bu rivayetler mucizâne haber verir ki, "Deccal zamanında vasıta-i muhabere ve seyahat o derece terakki edecek ki, bir hadise bir günde umum dünyada işitilecek. Radyo ile bağırır, şark-garp işitir ve umum ceridelerinde okunacak. Ve bir adam kırk günde dünyayı devredecek ve yedi kıt’asını ve yetmiş hükûmetini görecek ve gezecek" diye, zuhurundan on asır evvel telgraf, telefon, radyo, şimendifer, tayyareden mucizâne haber verir.
Hem Deccal, deccallık haysiyetiyle değil, belki gayet müstebit bir kral sıfatıyla işitilir. Ve gezmesi de her yeri istilâ etmek için değil, belki fitneyi uyandırmak ve insanları baştan çıkarmak içindir. Ve bindiği merkebi ve himarı ise, ya şimendiferdir

13

23.05.2006, 09:10

ki bir kulağı ve bir başı cehennem gibi ateş ocağı, diğer kulağı yalancı cennet gibi güzelce tezyin ve tefriş edilmiş. Düşmanlarını ateşli başına, dostlarını ziyafetli başına gönderir. Veyahut onun eşeği, merkebi, dehşetli bir otomobildir veya tayyaredir veyahut -sükût lâzım

14

23.05.2006, 10:10

çok güzel açıklamışsın cevatuykan kardeşim, inaşallah bu tarz yazılarının devamını bekliyoruz.

dua ile kal...

15

28.05.2008, 15:37

Deccalin insanları nasıl ele geçerdiğine ve hangi materyaleri ve nasıl kullandığına dair bir deneme yazısıdır. Değerlendirmenizi rica ederim.

Kuantum fiziği ile öğrendiklerim -bana- gösterdi ki; Kanun varsa, mutlak bir kanun koyucu vardır. Kanunu koyan ise ancak herşeye Hakim ve Adil bir Zat'tır.Hem mutlak bir güç ve Kudret sahibidir. Elbette Hakim ve Adil olan Alimdir, herşeyi görür ve duyar. Yarattıklarının mahiyetini en iyi bilen odur.

Hakim ve Kadir olan Zat ise koyduğu kanunlarda dilediği gibi tasarruf eder. Dilediği şeyi iyi dilediği şeyi kötü yaratır. Dilerse yağmuru bulutsuz yağdırır dilerse bulutla yağdırır. Onun bu tasarrufunu elinden alacak yoktur.

Ancak Ene emanetine sahip insan buna tenezzül eder. ışte bu tenezzülün en müthişi Deccal'de görünür. Enesine tam mağlup Deccal Kanun koyucu makamına çıkmayı arzular.

Kanun koyucu ise dilediği şeye iyi ve güzel , dilediği şeye kötü ve çirkin der. Mutlak Kanun koyucunun yarattığını değiştirir. Fıtratı red eder. (holografik dünya)

Tam bir başkaldırı içindedir. Dinden içtimai hayata, siyasete, bilime her şeye kirli elini bulaştırır. ınsanların elinden Mutlak Kanun koyucunun ölçülerini alır kendi ölçülerini getirir. ınsanlar artık iyiyi güzeli, kötüyü çirkini onun ölçüleri ile ölçer.

En basit bir örnek verilecek olsa kadını vucud ölçülerine kadar uzanır. Kanun koyucu evhamı içinde olduğundan der, "kadın şu ölçülere sahipse güzeldir, şu öçlüler çirkindir." Evladımızı büyütmemize varıncaya kadar insanlara müdahale eder.

Bunu yaparken ispritizmasını kullanır. Her türlü görsel hile ile insanlara kendi kanunlarını; ölçülerini benimsetemeye çalışır. Telkin metodu kullanır. ınsanların fıtratında var olan güvendiği insanı ,iyi insanı dinleme huyunu ele geçirir. Ele geçirdiği medya "filan adam iyi, filan adam kötü" diyerek o adamlarla kendi ölçülerini kabul ettirmeye uğraşır.

En büyük bir fitneside iktidarı hiç hükmünde olan insana mutlak bir iktidar ve irade tahayyülü vermesidir. Böylece insan aczini ve fakrını unutur. Aczini ve fakrını unutan insan Mutlak kanun koyucunun kanunlarından sapar. Döner deccalin kanunlarına çarpar. Hayatı heba olur. Hayvanlaşır.

Deccal insanın sadece hayvani dürtülerini çalıştırmasını sağlar. Taki insanın tek hedefi lezzet, zevk olur. Sefahete düşer.

Devamı var...
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

16

28.05.2008, 22:52

Güzel tespitte bulundun, yalniz konuyu biraz daha acman lazim.

Allahin koymus oldugu kanunlar ile insanlarin kanunlari arasindaki farklari ve o farklar ile birlikte seriata uyanlarin elde ettigi hikmetler ile uymayanlarin düstügü zilletler, daha acik bir sekilde delilleriyle birlikte arastirilmasi lazim.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

17

29.05.2008, 09:48

Re: Deccal varlığını sürdürmek için gücünü nerden alıyor?

Alıntı sahibi ""Ceka""

Deccal varlığını sürdürmek için gücünü nerden alıyor?
Hızır Aleyhisselam ile Deccal arasında rivayet olunan kıssada dahi bunu emarelerini görebiliriz.(Gerçi bazı ulema bu şahsın Mehdi olduğunu söylüyor.)Neyse.Rivayetteki hikaye
şöyle:
Deccalin Medine’nin çevresine geldiğini duyan müminlerden bir hızır (a.s) ileri atılıp Deccalı göreceğim, bakalım Deccal peygamberin bizlere anlattığı gibi mi ?
Deccalın adamları onu Deccalın yanına sokmak istemez fakat; adam ısrar edince Deccalden müsaade aldıktan sonra yanına girir. Hızır (a.s) Deccalı görünce Allah'ın Resulunun tarif ettiği şekilde bulduğu için onu hemen tanır ve insanlara dönerek;
Ey! insanlar işte Rasulun anlattığı Deccal budur.Bunun üzerine Deccal onu türlü işkencelere tabii tutar, fakat; adam imanından taviz vermez. Deccal ne kadar uğraştıysa da imanında en ufak fedakarlıkta bulunmaz, işkenceler yaptıkca her defasında ;
şimdi Deccal oldugunu daha iyi anladım,der.
Sonunda Deccal dayanamayıp adamı ikiye böler ve öldür ve halkın önünde cesetini gösterip ;
ışte gördünüz öldürdüm.şimdi de ben onu tekrar dirilteceğim o kendisinin benden başka ilah olmadığını iddia edecektir yani şahitlik edecektir. Bunun üzerine öldürdüğü adamı diriltir ve Deccal adama sorar;Söyle bakalım Rabbin kim ?
Rabbim Allah'tır.Sen Allah'ın düşmanı Deccalsın.Tam manasıyla şimdi seni tanıdım.
(Aslında hikayenini ufak bir kısmı bizi ilgilendiriyor ama ;bazı gerçeklerle bire bir örtüştüğü için tamamen yazdım)


Ebu Said el Hudri radıyallahu anh rivayeti; "Deccal çıkar ve Müminlerden birisi ona doğru yönelir. Onu Deccal'in silahlı adamları karşılar ve derler ki; "Nereye gidiyorsun?" Der ki; "şu ortaya çıkan adama gidiyorum." Deccal'in adamları derler ki;

"Demek Rabbimize iman etmiyorsun ha?" Der ki; "Rabbimiz gizlenip de sonradan çıkan biri değildir." Bunun üzerine derler ki; "Onu öldürün" Bazıları da der ki; "Rabbiniz (Deccal) sizi kendisinin bilgisi dışında birini öldürmekten nehyetmedi mi?" Bunun üzerine onu alıp Deccal'e götürürler. Mü'min, Deccali gördüğü zaman der ki;

"Ey insanlar! Bu Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'in hadisinde bahsettiği Deccal'in ta kendisidir" Deccal, onun karnı üzere uzatılıp bağlanmasını emreder. Onlar da derler ki; "Onu tutun ve kazıklara bağlayın" Deccal'in askerlerinin darbelerinden dolayı mü'minin karnı ve sırtı şişer. Deccal der ki; "Demek bana iman etmiyorsun?" Mü'min der ki; "Sen yalancı Mesihsin" Deccal'in emri ile mü'min,büyük bir bıçkı ile başının ortasından başlayarak ta iki ayağına varıncaya kadar iki parçaya ayrılır. Sonra deccal bu iki parçanın arasından yürür geçer.Sonra Deccal bu iki parça halinde bulunan müminin cesedine hitaben "Kalk bakalım diyerek hitap eder." Bunun üzerine o iki parça halindeki müminin cesedi düzelip eski vaziyetine döner.Sonra deccal ona der ki; "Hâlâ bana iman etmiyor musun?" Mü'min de; "Senin hakkında basiretim iyice arttı." der.ben senin Mesih deccal olduğuna dair eski kanaat veinancımı artırmaktan başka bir şey yapmadım diye cevap verdikten sonra ahaliye hitaben

"Ey insanlar! Muhakkak ki bu Deccal bana yaptığı bu işi artık insanlardan hiç kimseye yapamayacaktır,diye ilan eder.Akabinde Deccal o mümin kulu kesmek için yakalar fakat bu sırada onun boynu ile köprücük kemiği arası Allah tarafından bir bakır levha haline getirilir de artık deccal O’nu kesmeye hiçbir yol bulamaz.Bu sefer Deccal O’nu iki eli ve iki ayağı ile yakalayarak fırlatır atar.ınsanlar Decal O’nu bir ateş içine attı sanarlar.halbuki O mümin zat bir cennet içine atılmıştır.(Sahih-i Müslüm Kitabul Fiten .Bab Hadis No:113-ımam şarani,Kurtubi Tezkire s:488)



Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sonra buyurdu ki; "ışte Allah katında şahadet bakımından insanların en büyüğü o kimsedir."[1]
--------------------------
[1]

Müslim(4/2256) Ebu Ya'la(2/332,534) Abd Bin Humeyd(1/282) ıbni Mende ıman(2/937) Mecmauz Zevaid(7/337) Mizzi Tehzibul Kemal(24/87,90)

18

20.10.2009, 18:56

CEVAP: Deccal varlığını sürdürmek için gücünü nerden alıyor?


Rabbim bizi deccalin en edna fikrine meylettirmesin.


Âmin..Hattâ ona meyle sebeb olabilecek safderunluklardan da muhafaza etsin, cümle mü'minleri..

19

20.10.2009, 19:01

Deccal....

Amin Amin..Kainatın zerreleri adedince amin..Denizlerin kataratı adedince amin,Cenab-ı Erhamürrahimin'in yerleri gökleri dolduran ruhaniyat ve melekleri adedince A m i n....

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir