Giriş yapmadınız.

alisaid

Stajyer

  • Konuyu başlatan "alisaid"

Mesajlar: 58

Konum: ankara

Meslek: müh.

Hobiler: moderatörlük,araştırma,inceleme,enerji,strateji,uluslarası ilişkiler

  • Özel mesaj gönder

1

10.11.2005, 09:53

Kuran ,Hadis ve Risale-i Nur ışığında zamanın anlaşılması

Muhterem kardeşlerim,
daha önce nakıs fikrim ve cuzi aklımla üzerinde çalıştığım bir makleyi sizlere arz ediyorum..eksikleri muhakka olacaktır..sizlerin değerli muzakerelerinizi bekliyorum..selamlar..ali

Kuran ,Hadis ve Risale-i Nur ışığında ,ahirzamana yönelik işaretler ve ikazlar

"Yoksa bir tuzak kurmak mı istiyorlar?Asıl o inkar edenler ,gerçekten (kendileri ) tuzağa düşecek olanlardır... O gün tuzakları kendilerine hiç bir fayda vermez ,onlara yardım da edilmez. Ve şüphesiz ki o zulmedenlere ,bundan başka (dünyada da) bir azap vardır ;fakat onların çoğu bilmezler."
(Tur Suresi 42. 46. ve 47. ayetler)
Yukarıdaki ayetlerde Kuran ,elinde tuttuğu ileri teknoloji ürünü silahlarla,masum ve himayesiz insanları kan ve ateşlere boğarak katleden barbarların damarına basa basa ,masum ve günahsız insanların bir sahibi ve rabbi olduğunu,onların kurdukları tuzaklara, bizzat kendilerinin düşeceklerini apaçık biçimde tüm aleme ilan ediyor..Ahirzamanın Vazife-i Risalet noktasındaki son Vekili ve en büyük Müceddidi olan Bediüzzaman Hazretleri Mucizat-ı Kuraniye Risalesinde, "Fıtratları Bozulmuş,vicdanları çürümüş şarlatan münafıklar ,dessas zındıklar " diye bahsettiği bölümde , hidayetsizlerin ,cebi dolarlı ,boynu yularlı satılmışların halklara saldığı korku,dehşet ve halkları aldatma ve kamuoyunu yönlendirme hilelerine karşı ,bizlere teselli,ümit ve şevk veriyor.Manevi yaralarımzı sarıyor,geleceğe ümitle bakmamızı tavsiye ediyor.Son demlerini yaşadığı için iyice şirretleşen, barbarlaşan ,tüm insanlığa korku ve dehşet salan,yahudi güdümlü Barbar imparatorluğu ile yanındaki koalisyon güçlerine , piyonlara ,perde arkasında gizlenen derin güç odaklarına aldanmamak gerektiğini ikaz ediyor.Tam küresel , bölgesel veya yerel bazda hakimiyetlerinin en tepe noktasına eriştiği bir anda tepetaklak olacaklarını bizlere müjde veriyor.Barbarların ve koalisyondaki diğer devletlerin veya güç merkezlerinin ilahi bir tuzağa düştüğünü,Cenab-ı Allahın hileyi hile bozanların en hayırlısı olduğunu özellikle tüm insanlığa haber veriyor.
"Böyle hilebaz şarlatanları insan sayıp desiselerinden ,inkarlarından mütessir olarak fütur getirme.Belki daha ziyade gayret et. Çünki: Onlar kendi nefislerine hile ederler, kendilerine zarar ederler. Ve onların fenalıkta muvaffakiyetleri muvakkattır.Ve istidraçtır, bir mekri-ilahidir."(Sözler 361) (mekr-i ilahi=ilahi aldatmaca,ilahi tuzak)
Bu gün içinde bulunduğumuz hüsranlara ve felaketlere, karanlıklara bu sözler bir güneş gibi ışık tutuyor ve günümüz insanının yaralı ruhuna teselli ve ümit veriyor….Kokuşmuş sistemlerinin ömrünü bir kaç yıl daha uzatabilmek için cephe veya koalisyon kuranların ,o çürük koalisyona dahil olanların sonları tam bir hüsran ve mağlubiyet olacaktır...Başarıları şimdilik geçicidir..
Evet Kuran meydana gelen ve gelecek olan gaybi ve gizli hadiselerin altındaki gerçekleri ortaya çıkartıyor ve tüm müslümanlar ile birlikte tüm insanlığı, hangi din veya görüşte olursa olsun gelecek hüsranlara ve felaketlere karşı uyarıyor....
Bediüzzaman Hazretleri Sunuhat adlı eserinin "Rüyada bir hitabe" başlıklı makalesinde "Pek cüzi ve mütehavvil ve mahdut olan hali, geniş istikbal ile mubadele eden kazanır." (mütehavvil=değişken, mubadele etmek= değiştirmek, yerine koymak) diyerek ,uğradığımız belalar ve musibetlere karşı tevkkül içerisinde makul ve geniş bir bakış açısından bakmak gerektiğini vurguluyor...içinde bulunduğumuz, geçici olan kısa zaman diliminde uğradığımız felaketler bizleri yanıltabilir..geleceği görerek hareket etmemiz bizlere öneriliyor...geleceği anlamak içinde, gayb aleminden bizlere haber veren, gizli hadiseleri gün ışığına çıkartan Kuran, Hadis Kaynaklarını ve Risale-i Nur’u çok iyi incelememiz ve hadiseleri makul olarak sabır ve tevekkülle karşılamamız gerekmektedir...

Bu işaretleri bu güne kadar en iyi biçimde Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ,Risale-i Nur külliyatında önemli hadiseleri haber vermiş ve şer dolu insanlığın yaptıklarında israr etmesi durumunda başına çok büyük felaketlerin gelebileceğini işaret etmiştir...merak edenler Sikke-i Tasdik-i Gaybi eserindeki “ Fil suresi ile Vel-Asr suresinin” tefsir edildiği, 51 den 57 ye kadar olan sayfalara bakabilirler...Çağımızın en büyük Kuran Müfessiri olan Bediüzzaman Hazretleri sözkonusu eserinde her iki surenin tevafuken(ortak olarak),".... bu asrımıza da bakıyor ,ders veriyor ,fenaları tokatlıyor.Manay-ı işari tabakasında bu asrın en büyük hadisesini haber vermekle beraber ....." diyerek söz konusu surelerde geçen ayetlerin işari anlamlarını, ikinci dünya savaşında gerçekleşen harp ve katliam felaketleri ile ilişkilerini bizlere gayet mükemmel ve anlaşılır tarzda sunuyor....ve 57. sayfadaki haşiyede tüm insanlığı uyaran,önemli bir semavi tokadı , uyarıyı,dehşetli bir hadiseyi bizlere haber veriyor..."Evet, bu tokattan, pürşer beşer, şirkten şükre girmezse ve Kurana tarziye vermezse, melaike elleriyle de ahcarı-semaviyye başlarına yağacağını ,bu sure bir mana-yı işariyle tehdit ediyor.."(ahcar-semaviyye=semavi taşlar,gökten yağan taşlar,tarziye vermek=özür dilemek)..
Günlerdir bu cümleyi düşünmekte idim.....Teselli olarak Kuran’a, Hadislere ve Kuranın günümüzde manevi bir mucizesi olan ve günümüz insanlığına safi rahmet, safi hidayet ve safi nur olarak gönderilen Risale-i Nur’a sarıldım...Kuranın sure ve ayetlerinin gizli ve işari olarak bu günlere baktığı ,Rumuzat-ı Semaniyye Risalesinde bahsedilmekte idi....
“Her bir ayetin müteaddit manaları vardır.Hem her bir mana küllidir; her asırda efradı bulunur.Bu asrımıza bakan,yalnız mana-yı işari tabakasıdır.Hem o külli manada, asrımız bir ferttir.Fakat hususiyet kesbetmiş ki, ona tarihi ile bakıyor”
“Herbir harf çok işarat meyvelerini veriyor, çok meanileri de ifade ediyor. Adeta Kuran hurufatı muazzam ve mütenevvi ilahi şifrelerdir.” (Rumuzat-ı Semaniyye)
Cümleleri bana cesaret verdi ve rehber oldu.Bir dürbün gibi Kuran’ın sure, sayfa, ayet, kelime ve harflerinde gizlenen sırların keşfedilmesinde yardımcı oldu. Aslında konu ile ilgili olarak bir ilmi heyet oluşturulup, ,konunun daha derin ve geniş olarak ele alınıp ,bir kitapçık veya broşür haline getirilmesini acizane arzu ediyorum...şu an mütehassıs insanları veya cemaat mensuplarını biraraya getirmek zor görünüyor...Mümkün olan en kısa sürede bu halisane ve acizane niyet ve teşebbüsün gerçekleşmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum…
şimdi Kuran surelerinin geçmiş ve gelecek hadisata nasıl baktığına ve işaret ettiğine değinelim. ışaret sisteminde 7 sayısal model kullandık..
A) Rumi tarihleri gösteren sitemde iki metod kullandık.Birinci sistemde sure sıra numaralarına ahirzamanın başlangıcı olan 1900 rakamını ekledik. 19 sayısı ile asırlar öncesinden fitnelerin zirveye ulaştığı ahirzamana işaret edildiği bilinmekte idi.

Rumi Yıllar Sure ısmi Sure sıra no Ayet Sayısı
1999/2006 Zilzal 99 8
2002/2009 Tekasür 102 8
2003/2005 Asr 103 3
2005/2009 Fil 105 5
2006/2009 Kureyş 106 4
2007/2013 Maun 107 7
2008/2010 Kevser 108 3
2009/2014 Kafirun 109 6
2010/2012 Nasr 110 3
2011/2015 Tebbet 111 5
2012/2015 ıhlas 112 4
2013/2017 Felak 113 5
2014/2019 Nas 114 6
B) Rumi yılları işaret eden ikinci sistemde sure nuzül numaralarına ahirzamanın başlangıcı olan 1900 rakamını ekledik.
Rumi Yıllar Sure ısmi Sure nuzül no Ayet Sayısı
2000-2007 Beyyine 100 8
2001/2024 Haşr 101 24
2002/2065 Nur 102 64
2003/2080 Hacc 103 78
2004/2014 Münafikun 104 11
2005/2026 Mücadele 105 22
2006/2023 Hucurat 106 18
2007/2018 Tahrim 107 12
2008/2029 Tegabun 108 18
2009/2023 Saff 109 14
2010/2030 Cuma 110 11
2011/2039 Fetih 111 29
2012/2121 Maide 112 120
2013/2131 Tevbe 113 129


C) Kullandığımız ikinci sayısal sistemde , Hicri tarihleri işaret eden sistemde Surenin sıra numarası, surenin nuzül sırası ile ayet sayısının ikinci rakamlarını kullandık .Son rakamlarının başına bin rakamı (besmelenin ebced hesabındaki rakamı da bindir) eklendiğinde ise 1400 lü hicri yıllarda gerçekleşen ve gerçekleşecek önemli olaylara bazı surelerin işari manada baktığını hayretle keşfettik..Yalnız sure ile ilgili olarak istihraç edilen (bulunan, çıkartılan) hicri tarihler, en ahirdeki sonuncu ayette bahsedilen önemli hadiselere tevafuken işaret etmekde idiler..bu da içinde bulunduğumuz ahirzamanın bir garip cilvesi idi..


Hicri Yıllar Sure ismi Sure Sıra No Sure ıniş sırası Ayet sy
1411/1416 Nas 114 21 6
1371/1422 ıbrahim 14 22 52
1361/1424 Nur 24 102 64
1251/1426 Nisa 4 92 176
1421/1428 ınşirah 94 12 8
1421/1429 Hümeze 104 32 9
1411/1435 ınşikak 84 83 25
1422/1446 Müdessir 74 4 56
1386/1449 Duhan 44 64 59
1449/1475 Kamer 54 37 55

D) Bediüzzaman Hazretleri’nin Rumuzat-ı Semaniye adlı eserde kullandığı sistemi aynen kullandık.Surelerin sayfa numarası, ayet, kelime veya harf sayıları da hicri ve miladi olarak ahirzamanla ilgili tarihleri işaret ediyordu.Bazı üç rakamlı sayılara besmelenin ebced değeri olan 1000 rakamını ekleyerek güncel tarihlere eriştik.


Ayet Kelime Harf
Sure ismi sayısı sayısı Sayısı Yıllar
Duha 59 846 1431 1431
Gaşiye 26 92 381 1381
Mücadele 22 473 1992 1473 /1992
Necm 62 1405 3000 1405
Kasas 88 1441 5880 1441
Hucurat 18 348 1476 1476
Haşr 24 473 1712 1473
Fussilat 54 92 381 1381
Buruc 22 109 438 1438
Araf 206 3625 14310 1431
Ali ımran 200 3460 14525 1452
E) Kuran sayfa numaraları ve sayfalarda yeralan ayetler de ahirzamana bakan hicri tarihleri işaret ediyordu…Sayfa numaralarına bin rakamı olan besmelenin ebced değeri eklendiğinde hicri yıllara erişiliyordu.

Sayfa no Sure ısmi H. Yıllar Ayet numaraları
417 Ahzab 1417 1,2,3
418 Ahzab 1418 9,11
419 Ahzab 1419 16,20,22
420 Ahzab 1420 23,24,25
421 Ahzab 1421 31
422 Ahzab 1422 43
423 Ahzab 1423 44,45,46,48
424 Ahzab 1424 54
425 Ahzab 1425 56,57,60,61
426 Ahzab 1426 64,66,68
427 Sebe 1427 3,7
428 Sebe 1428 8,9
429 Sebe 1429 15,16,17,18,19,22
430 Sebe 1430 28,30,31
431 Sebe 1431 33,38
432 Sebe 1432 42,46
433 Fatır 1433 51,52,54,1,2
434 Fatır 1434 5,6,7,10
435 Fatır 1435 12
F) Üstad Hazretlerinin, Risale-i Nur’un bir çok yerinde kullandığı ebced hesabı da altıncı olarak kullandığımız sayısal sistemdi. Bu sistemde ise iki değişik metod kullandık.Birincisinde Kuran sure adlarının ebced değeri ile ,hangi yıllara işaret ettiğini ve diğer işaret ve rumuzlarla tevafuk ettiğini tesbit ettik.
şeddesiz veya
Sure ısmi Ebced Değ. Harf-i tarifsiz Yıllar
Fatiha 920 494 1920/1494
(1920 de son ıslam Devleti olan Osmanlı Devletinin sona erdiği ima edilirken,1494 de ise istikbalde kurulacak olan ıslam devletinin fatihasının okunacağı hususu sarahaten ima ediliyor ..Allahua’lem)
Al-i ımran 391 360 1391
Maide 478 447 1447/1478
Tevbe 839 413 1413
Furkan 472 441 1472/1441
Ankebut 479 153 1479
Rum 477 446 1446/1477
Secde 498 467 1467/1498
Zuhruf 918 925 1918/1925
Casiye 945 1945
Fetih 519 488 1488/1519
Zariyat 2043 2012 2012/2043
Mücadele 509 478 1478/1509
Mümtehine 969 938 1938/1969
Saffa 371 340 1340/1371
Münafikun 358 327 1327/1358
Tegabun 1484 1453 1453/1484
Mearic 355 324 1324/1355
ınfitar 372 341 1341/1372
Mütaffifin 380 349 1349/1380
Gaşiye 1347 1316 1316/1347
Kadir 335 304 1304/1335
Beyyine 503 472 1503/1472
Adiyat 517 486 1486/1517
Karia 407 376 1376/1407
Asr 391 360 1360/1391
Kafirun 388 357 1357/1388
Nasr 421 390 1390/1421
(1390 Üstadımızın Hutbe-i şamiye’de haber verdiği fecri-kazib 1421 ise fecr-i sadıkdır Allahua’lem)

G) ıkinci sistemde ise değişik konularda ve değişik surelerde yer alan Kuran ayetlerinin ebced değeri ile ,hangi yıllara işaret ettiğini ve diğer işaret ve rumuzlarla tevafuk ettiğini tesbit ettik.Konu indexlerinden yararlanarak öncelikle “hile, tuzak, hüsran, hesap, galebe,galip, fetih, savaş, zulmet-nur, tağut, ceza, sabır, hakkı tavsiye, musibet, musibete sabır, sabrı tavsiye, ihsan, nur ,hased, zelzele, helak olma,imtihan” konularındaki ayetleri tesbit ettik.Ve bu ayetlerin ebced hesabı ile günümüzdeki hadisata işaretlerini bulmaya çalıştık. Aynı sistemi Risale-I Nur’un el yazması osmanlıca nüshalarına da uyguladık…özellikle Arabi ışarat-ul ıcaz’da tevafuk hazineleri olduğuna bizzat şahit olduk.

Evet günümüzde meydana gelen insanlık felaketine ve şeytanın hizmetkarı olan barbarların yaptığı zülümlere , kötülük ve şerlere, diğer yandan iman ehlini bekleyen bir saadet asrına , adalet,barış ve huzur dönemine 102. sıradaki Tekasür suresi ,103. sıradaki Asr suresi , 104. sıradaki Hümeze suresi ile 105. sıradaki Fil suresi açık biçimde işaret ediyorlar....



Tekasür süresi;
2002 Rumi yıla bakan bu surenin her bir ayeti, 2002 ‘den sonraki yıllara da işari olarak bakıyorlar..
(2002 -2003) 1.2- Sizi tekasürle (mal çokluğu ile) övünmek (okadar) oyaladı ki, nihayet kabirleri ziyaret ettiniz ..
(2004) 3-Hayır! ıleride bileceksiniz!
(2005) 4-Sonra (yine) hayır! ıleride bileceksiniz!
(2006) 5-Hayır! Eğer (gerçeği) kati bir ilimle bilseydiniz(böyle yapmazdınız)
(2007) 6-And olsun(siz) Cehennemi mutlaka göreceksiniz!
(2008) 7-Sonra (yine ) andolsun,siz onu gözün(üzün) kati bilişiyle göreceksiniz!
(2009) 8-Sonra o gün ,(size dünyada verilmiş olan) nimetlerden (teker teker ) mutlaka sorulacaksınız!
1. ve 2. sıradaki ayetler ,insanlığa karşı mal çokluğu, ekonomik ve teknolojik üstünlüğü, stratejik yerlere ve hayati önemdeki madenlere ve yer altı kaynaklarına sahip oluşu ile övünen, perde arkasında yahudi bir grup ve çete tarafından yönlendirilen barbar imparatorluğunu ima ediyor...Ve bu imparatorluğun 2002 ve 2003 yıllarındaki en büyük zaafının,büyük bir ekonomik krizin içinde olmasına rağmen, tekasür etmek, çoğalmak, genişlemek, büyümek azim ve hırsı olduğunu mucizevi bir biçimde bizlere duyuruyor...
5. ayet 2006 yılında ilk mağlubiyetini alacak Barbarların, böyle bir akibete uğrayacaklarını bilselerdi, ıslam dünyasına saldırmak istemezlerdi diyerek son pişmanlıklarının gereksiz ve faydasız olduğunu ima ediyor,zımnen onları feci bir akibetin ve azabın beklediğini ima ediyor.
6. ayet 2007 yılında ,masumlara ve günahsızlara yaptıklarının karşılığında cehennemi bizzat dünyada gözleri ile göreceklerini ve başlarında cehennem gibi bir felaketin kopacağını ,tüm insanlığı uyararak haber veriyor...
7. ayet küçük ebced değeri olarak 1559 hicri yılını işaret ederek,cehennemi andıran kıyametin kopacağı yılı insanlığa ihtar ediliyor..Aynı zamanda 2008 de de cehennemi bir musibeti ,insan kılığındaki şeytanların ve barbarların bizzat yaşayacakları hatırlatılıyor.
8. ayet ise 2009 yılında yaptıklarının hesabının sorulacağı ,yani önemli bir yenilgiye uğrayacaklarını haber veriyor....yani yaptıkları zulümler ,katiamlar yanlarına kalmayacak...zülme uğrayan masumları teselli ediyor...barbarlığa karşı mücadele edenleri ise teşvik ediyor...
Bu kısımda Asr ,Hümeze ve Fil surelerinin, günümüz insanlığına karşı evrensel bir suç işleyen,insanlığı katleden barbarlara Kuran lisanı ile yapılan ilahi ikaz,tehdit ve uyarıları ve onların karşısında mücadele eden,bir avuç yürekli,cesur mert insana da müjde ve teşvikleri kısır aklımız ve nakıs hislerimizle ,yaralı ruhumuzla anlayabildiğimiz ve hissedebildiğimiz kadarı ile sizlere aktarmaya çalışacağız...


ASR SURESı
Asr süresi 103 . sırada bulunmakta olup işari olarak 2003 yılını göstermektedir.Anafikir olarak ahir zamanda yaşanacak hüsranları ve 3. dünya savaşının başlaması ile insanlığın ve ıslam dünyasının uğrayacağı felaketleri haber vermektedir.Asr süresine c şıkkındaki 3.sayısal sistem uygulandığında , hicri olarak 1333 yılını remzen işaret etmekte olduğu ortaya çıkıyor.Yani birinci dünya savaşının başlangıcı olan 1914 yılında insanlığı ve ıslam dünyasını büyük bir hasaretin beklediği ima ediliyor.
(2003) 1- Asr'a yemin olsun!
(2004) 2- şüphesi ki insan,gerçekten hüsrandadır!
(2005) 3-Ancak iman edip salih amel işleyenler,birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesnadır.
1. ayet açık biçimde 2003 yılında 3. dünya savaşının başladığını haber vererek, insanlığı ve ıslam dünyasını büyük katliamların, felaketlerin ve hasaretlerin beklediğini remzen anlatıyor.
2. ayet ise 2004 ü yaşanacak hüsran ve felaketlerin zirveye ulaştığı ve savaşın çok geniş bir coğraya yayılarak tüm insanların korku ve dehşete düştüğü bir yıl olarak işaret ediyor.Özellikle ıslam dünyasının koalisyon güçleri tarafından çok önemli saldırılara ,birbileri peşisıra maruz kalacağını ihbar ediyor.
3. ayet ise bir müjde olarak 2005 yılında inananlara ,barbarlara karşı direnmelerin ve toparlanmaların başladığı yeni bir dönemi, şerlerden ve katliamlardan kurtuluşu haber veriliyor.Yeni bir saadet ve mutluluk devrinin başlayacağı ,ahir zamanda beklenilen ,müjdelenen büyük Mehdinin icraatçısı olan, Muhammed Mehdi (hadis dilindeki diğer adı ise “Ceh Cah” veya “Kahtani” )namındaki nurani ve cihangir zatın zuhur etmesiyle ,o zatın has cemaati ve kurmayları liderliğindeki büyük ordusu ile ıslam ve Türk dünyası adına galibiyetlere ve fetihlere başlayacağını ima ediyor.
1. ve 2. ayetin “innel insane” kısmı hariç tutulduğunda ebced değeri 1427 hicri yılını işaret ederek, tüm insan olmayan şeytanların, şer güçlerin ve barbarların hicri 1427 Rumi 2006-2007’de büyük bir hüsrana ve yenilgiye uğrayacakları ima edilmektedir…


HUMEZE SURESı
Humeze Suresi 104. sırada olup işari olarak hicri 1429 yılını ima etmekte ve ana fikir olarak ,insanlıkla alay eden ,gururlanan ve böbürlenen ,şeytanın hizmetkarı barbarların en sonunda hüsrana uğrayacağını anlatmaktadır..
(1421-2000/2001) 1.Hümeze olan (insanları arkadan çekiştiren ),yüzlerine karşı (da onlarla ) alay etmeyi adet edinen her kişinin vay haline!
(1422-2001/2002) 2. (Ki o) bir mal toplayan ve onu sayıp durandır!
(1423-2002/2003) 3.(O,) malının gerçekten kendisini ebedi kılacağını sanır!
(1424-2003/2004) 4.Hayır! And olsun ki (o),Hutameye atılacaktır!
(1425-2004-2005) 5.(Ey Resulüm) Hutame'nin ne olduğunu sana ne bildirdi?
(1426-2005/2006) 6.(O,) Allahın tutuşturulmuş ateşidir.
(1427-2006/2007) 7-Öyle (ateş) ki, kalpleri kaplar(ta içine işler!)
(1428 1429- 2007 2008 2009)8- şüphesiz ki o (ateşin kapıları) ,onların üzerine ,uzatılmış direklerle kaplanmıştır!
1. ayette 2000 yılında ABD nin başına hile ile seçilen alaycı bir tavırla islam dünyasını ve tüm insanlığı tehdit eden fravun ruhlu bir şeytandan (G.W.B) ve perde arkasında tüm insanlığa hile hazırlayıp tuzak kuran ekibinden ve yönettikleri barbar bir devletin varlığından bahsediliyor.Bu ayetin küçük ebced ile sayısal değeri 425 olup,besmelenin sayısal değeri olan 1000 eklendiğinde 1425 ederek, hümeze ve lümeze bir devletin bu tarihte dünya hakimiyetinin zirvesine erişeceğini mucizevi bir biçimde haber veriyor ve islam dünyasını barbarların yapacakları tecavüz,işgal ve saldırılara karşı uyarıyor ve ikaz ediyor.…
2. ayette 2001/2002 yıllarında teknolojik ilerlemede, ekonomide ,siyasette önemli bir güce sahip olan barbar imparatorluğunun,Tekasür suresinde de işaret edildiği gibi aynı tarihe bir daha parmak basarak, dünyanın sayısız ekonomik kaynaklarına,stratejik madenlerine ,teknolojik donanımlı hava ve deniz filolorına sahip olduğunu ve bunları artırmak üzere silah fabrikalarını çalıştırdığına işaret edilmektedir.
3. ayette 2002/2003 yıllarında öylesine kendine güçlenen ve rakip tanımayan imparatorluğun böbürlendiğini ve insanlığı gizli olarak tehdit ettiğini ima ediyor.
4. ayet 2003/2004 yıllarında barbar imparatorluğunun dünyanın başını ateşlere ,savaşlara,katliamlara sokarak gizli olarak kendi başını da ateşe attığını ima eder.
5. ayette ise 2004/2005 yıllarında Asr suresinde de işaret edildiği üzere , manevi vazifesi bildirilen o gelecek nurani zata ,nurani has cemaatine ve geniş dairedeki kahraman ve cengaver ordusuna gizli bir imada bulunur.Harbe hazırlanmasını ve tüm ıslam dünyasını toparlaması ve birleştirmesi ima edilir.
6. ayette ise 2005/2006 yıllarında barbar imparatorluğu ile koalisyon güçlerinin hiç beklemediği bir tarzda ateşe ve mağlubiyete maruz kalacağı bildirilir...Ve onlara yaptıkları zulüm ve katliamalar karşılığında cehennem ateşi gibi güçlü silahların başlarında patlayacağı ima edilir. Ummadığı ve beklemediği biçimde, saldırdığı kuvvetler, ülkeler ve halklar karşısında ,karşı karşıya kalacağı direnç ve mücahitlerin azim ,inanç, cesaret ve kararlılığı karşısında hüsrana uğrayacak,askerleri füze ve bomba ateşine ,halkları ise bulunduğu kıta , şehir ve adalarda büyük bir hücuma ve saldırıya maruz kalacaklardır inşallah..
7. ayette ise 2006/2007 yıllarında Tekasür suresinde işaret edildiği üzere, şer güçlerin büyük bir cehennem ile cezalandırılacakları ve ateşler içinde yanma sırasının kendilerine geldiği hatırlatılır.
8. ve 9. ayette ise 2007, 2008 ve 2009 yıllarında mağlubiyetin ,yıkılışın ve hüsranın şer güçler için kaçınılmaz olduğu,ilahi tuzağa düşen barbarlardan tün insanlığın ve ıslam dünyasının mutlaka hesap soracağı ima edilir.



FıL SURESı
105. sırada bulunan ve miladi 2005 yılını işaret eden Fil suresinde , ana fikir olarak Kabeyi yıkmak üzere saldıran fil sahiplerinin,tuzaklarının boşa çıkartılıp, başlarına semavi taşlar atılarak nasıl mağlup edildiği anlatılır.
(2005) 1. (Habibim,Ya Muhammed!) Rabbinin ,fil sahiplerine nasıl yaptığını görmedinmi?
(2006) 2.Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
(2007) 3. Hem üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.
(2008) 4. (Bu kuşlar) onlara pişmiş çamurdan taşlar atıyorlardı.
(2009) 5- Nihayet onları yenmiş ekin yaprağı gibi yapıverdi.
1. ayette 2005 yılında ilahi vazifeye başlayan o nurani zata kurulan tuzaklar hatırlatılarak ,her zaman maddi manevi düşmanlarına karşı uyanık olması ve cihat etmesi hatırlatılır.
2. ayette ise 2006 yılında şer koalisyonun kurduğu tuzağın bozulacağı ve mağlup edilecekleri ima edilir.
3. ayette 2007 yılında şer güçlerin orduları ve halkları üzerine ,Muhammed Mehdi komutasındaki ıslam orduları ve müttefikleri tarafından kıtalararası ve denizaşırı filolar ,füzeler, uçaklar gönderilerek, barbar imparatorluğu ve müttefiklerinin yoğun bir ateş altına alınacağı ima edilir.
4. ayette ise 2008 yılında şer güçler, şer ordular ve bunları destekleyen müttefikleri ve kendi halkları üzerine ,nükleer bombaların gücüne eşdeğer olan semavi taşların atılacağı ve kesin olarak şer güçlerin mağlup edileceği ima edilir.
5. ayette ise 2009 yılında kesin galip gelen ıslami ordunun şer güçlerinden hesap soracağı ima edilir...

Biraz uzun oldu ama ,nakıs fikrim ve ruhumla hissettiğim işari manaları sizlere aktardım...yanlışlık varsa benim nakıs anlayışımdan,hislerimden ve yarım yamalak aklımdan kaynaklanmaktadır... Günlerdir mevcut katliamlardan duyduğum üzüntülerime ve elemlerime Kuran’ın müjde ve ikazları bir teselli ve ümit oldu....ve Cenab-ı Hakka hadsiz şükürler olsun...salat ve selam Alemlere rahmet ve nur olarak gönderilen o büyük Nebiye ve Aline ve Ashabına olsun..

ıslam ve Türk dünyası için ,Yeni bir kuruluş ve kurtuluş dönemi


Öncelikle Anadolu Selçuklu dönemini incelediğimizde ,Anadolu Selçuklularının kendi iç sorunları ve çevrelerindeki diğer müslüman devletlerle çatışmalarından ötürü, Büyük Selçuklu veya Osmanlı gibi bir dünya devleti olmak yerine sınırlı sorumlu bir coğrafyada mevcudiyetini devam ettirmek istediklerini anlıyoruz...halbuki Anadolu coğrafyasında hiçbir zaman küçük devletler uzun ömürlü olmamış, Anadoluyu ;Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar ve Akdenizve Karadeniz havzası ile birlikte entegre eden, hinterlandına alan devletler uzun ömürlü olmuşlardır...Osmanlı Devleti ve Bizans ımparatorluğu gibi...

Diğer yanda küresel coğrafyada Cengiz liderliğinde gelişen bir barbar imparatorluğu,tüm Orta Asya ,Hazar ve Ortadoğu ile Doğu Avrupayı istila ederek Irak ,Suriye ve Anadolu’ya kadar gelmişti..o dönemde Büyük Selçuklunun yerine kurulan Harzemşahlı Türk Devleti gelen tehlikeyi geç farketmiş, gerekli tedbirleri almadığı için Moğollar tarafından ilk istila edilen Müslüman Türk Devleti olmuştu...

Bağdatta ve Irak havalisinde Abbasi hilafeti devam ediyor,devrin büyük ıslam Devleti Harzemşahlıların himayesi altında hayatını devam ettiriyordu...ne gariptirki Bağdattaki Halife biraz daha bağımsız hareket etmek ve Harzemşahlıların himayesinden kurtulmak ve kendince bir bağımsızlığa kavuşmak amacıyla ,Türkistan sınırlarına dayanan Moğollar’a mektup göndererek Harzemşahlılar’ı şikayet ediyordu..aynen bu günkü Barbar Amerikan ımparatorluğuna yağcılık ve yalaklık yapıp medhiye düzen,yalvaran,dildöken bir takım gafiller gibi...

Sonuçta 500 yıllık Abbasi Hilafetine son verecek te Cengizin Barbar imparatorluğu olacaktı.. evet o günün barbarları da ,bu günün barbarları gibi kan dökmekten ,fitne çıkarmaktan,yakıp yıkmaktan,masumları katletmekten, insanlara korku ve dehşet salmaktan muthiş zevk duyuyorlardı...kendilerine çaresiz olarak teslim olanları esir olanları dahi ,herkesi öldürüyor ve kesiyorlardı.
Moğol sürüleri Buharayı yakmış,yıka yıka Basra ve Bağdat’a dayanmıştı.Cengizin ölümü ile bir süre duraklayan moğol akınları imparatorluğun dört büyük devlete pay edilmesi ile birlikte hem doğuya hem batıya akınlarını sistemli, olarak yoğunlaştırdılar... kuzeyden Karadeniz üzerinden Doğu ve Orta Avrupaya, güneyde ise ıslam diyarı olan ıran üzerinden Irak ,Suriye ve Anadoluya doğru yeni bir akın başlattılar...

Cengizin torunu Hülagu komutasındaki barbar ordusu Basra ve Bağdat’ı 1258 tarihinde yerle bir etti. ıslam uygarlığı’na ait eserler yakıldı dicle nehrine atıldı..yüzbinlerce masum insan katledildi...dicle nehri kıpkızıl aktı günlerce...insan kafataslarından tepeler oluştu...o günkü barbarlar kanla yok edemediği müslümanları ise aralarına nifak tohumları atarak,müslümanları birbirine düşürerek,kardeşi kardeşe kırdırarak elde ediyorlar ve imha ediyorlardı...önce imha ,fitne ve arkasından içlerine sızarak adam kullanma, kamuoyunu yönlendirme ,aldatma,pasifize etme yöntemlerini kullanıyorlardı... bunlar müslümanlara öldürmekten ve imha etmekten daha büyük zarar veriyordu...Bir çok yerde saf alimler ,devlet adamları veya hocalar, şeyhler bu sinsi oyuna ve aldatmaya bilerek veya bilmeyerek alet oluyorlardı...

Bu dessas plana alet olanlardan meşhur Cafer Hoca ağlıyordu...sızım sızım ağlayan sızlayan yüreği ,ırmak gibi taşmış,sel sel olmuş gözlerinden akıyordu...

Öyle bir duruma düşmüştü ki “Bizi kurtar” diyenlere:
“heyhat” diye cevap veriyordu. ”ben kendimi kurtarabiliyormuyum? Boyumca batağa saplandım. Çırpındıkça gömülüyorum. Sözde ,onları Müslüman edecektim. Onlarla kuvvetlenecektim. Hepimiz kardeş olacak,
ıslama hizmet edecektik.”
Cafer hoca son nefesinde “hata ettik “ diyecekti ve en son hizmeti de bu olacaktı..

Barbarların abus çehreli adamlarında merhametin zerresi yoktu.Onların önceleri yüze gülmeleri,veya ilşkileri düzeltiyoruz demeleri bu günkü Powell barbarının yaptığı gibi tuzaktan başka bir şey değildi,aslında onlar gülmüyor ,pis pis sırtlanlar gibi sırıtıyorlardı..

“yalnız hizmetiniz değil, hepiniz ve herşeyiniz, ülkeniz mülkünüz, üsleriniz, stratejik noktalarınız, limanlarınız, ordularınız silahlarınız her şeyiniz bizimdir” aynen bu günkü barbarların düşündüğü gibi plan ve tuzak kuruyorlardı dost ve müttefik göründükleri saf ve zayıf devletlere...

Barbarların ardından bıraktıkları ise tam bir harabe idi.Hülagu halifeyi de öldürerek Abbasilere son noktayı koymuş, Selçuklular üzerine yürüyordu..bu sırada ne mi oluyordu...Harzemşahlılardan arta kalan kuvvetleri toplayan Celaledin Harzemşah,Ahlat kenti civarında Anadolu Selçukluları ile savaşıyordu...Müslümanların aralarıdaki bu çatışmadan yararlanan barbar ordusu her iki devleti de işgal ederek ortadan kaldırmıştı...ve Selçukluların moğol sürüleri ile yeterli mücadele edememesi saltanatlarının sonunu hazırlayacak ve kısa sürede yıkılacaklardı...

bu yıkıntıların arasından ise Oğuzlardan Kayı aşiretinin reisi Ertuğrul bey çıkıp gelecek ve dört yüz çadırlık bir aşiretten ,büyük bir cihan devleti doğacaktı...tıpkı bünkü durum gibi …..yeni bir Ertuğrul Gazi, Osman Gazi gelirmi bilemem ,ancak bu kadar yıkımın arasından Peygamberimiz (ASM) tarafından müjdelenen, ahirzamanda gelmesi beklenen, Büyük Mehdinin icraatçısı, halefi ve programının uygulayıcısı “Muhammed Mehdi” namında,Sultan fatihin benzeri bir cihan devleti mefkuresine sahip, ıslam ordularının büyük başkomutanı olacak, bir büyük cihangirin gelişini büyük bir ümitle bekliyoruz..Bu günleri nurani bir gözle seyreden Peygamberimiz(ASM) aşağıdaki ihbarları ile bu günün şaşkın ve felaketlere maruz kalan insanına yol gösteriyor..

“Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir...“
(Kaynak: El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

“Büyük şehirler dün sanki yokmuş gibi helak olur.”
(Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 3

“Dünyada alçak oğlu alçak kimseler insanların en mutlusu oluncaya kadar kıyamet kopmayacaktır.”
(Tirmizi, Fiten, 37)
Halihazır zamanı geniş istikbal ile mubadele edenler kazanır

Bu konularda aceleci olmamak gerektiğini, Bediüzzaman Hazretleri Sunuhat adlı eserinin "Rüyada bir hitabe" başlıklı makalesinde "Pek cüzi ve mütehavvil ve mahdut olan hali, geniş istikbal ile mubadele eden kazanır." (mütehavvil=değişken, mubadele etmek= değiştirmek, yerine koymak) diyerek vurguluyor...içinde bulunduğumuz, geçici olan kısa zaman diliminde uğradığımız felaketler bizleri yanıltabilir..geleceği görerek hareket etmemiz bizlere öneriliyor...geleceği anlamak içinde,gayb aleminden bizlere haber veren,gizli hadiseleri gün ışığına çıkartan Kuran,hadis ve Tefsir kaynaklarını çok iyi incelememiz ve hadiseleri makul olarak sabır ve tevekkülle değerlendirmemiz gerekmektedir...

Evet ayet ve hadisler 2003 ve 2004 yıllarında cephenin oldukça genişleyeceğinden bahsediyor ve bizleri bir olmamız ,barbarlara karşı direnmemiz konusunda uyarıyorlar..Aşağıdaki hadisler bunu açık bir şekilde vurguluyor...

“Beni Abbas’ın değirmeni döndüğü zaman,bayrak sahipleri atlarını şam’da zeytin ağaçlarına bağladığı zaman ve bu ordu ile Allah’ın “Esheb ve ailesini” yok ettiği zaman, onlardan kaçacak ve saklanacak kimsenin kalmadığı zaman, Caferiler ve Abbasiler düştüğünde ,”Ciğer yiyen oğulları(Süfyani) şam minberine oturduğunda , Berberi kavmi de şam’a geldiği zaman , işte bu Mehdi’nin çıkış alametidir.”
(Naim Bin Hammad)
"Zevra'da bir savaş olur.Zevra doğuda nehirler arasında bulunan ve ümmetimin en şerlilerinin yaşadığı bir şehirdir.zalimler hep orada otururlar....
Süfyani üçyüz altmış süvarisi ile şam'a varır ve bir ay içinde otuzbin kişi onlara iltihak eder.Süfyani daha sonra ordusunu Irak'a gönderir ve Zevrada yüz bin kişiyi öldürür.Nihayet Kufe'ye varırve onları esir ederek bir ordu daha hazırlarve onu Medine'ye gönderir.Ancak bu arada doğuda başlarında şuayb bin Salih Temimi'nin bulunduğu bir ordu toplanır ve düşmanlarını yok ederek Kufe'li esirleri kurtarır."
" Süfyani Kufeye girer ve üç günlük bir işgalden sonra altmış bin kişiyi öldürür.Burada on sekiz gece kalır.Kufenin mallarının hepsini paylaştırır.....Sonra Kufe havalisinden kendilerine "Usub" adı verilen bir cemaat çıkarki silahları azdır.Onların arasında Süfyani'nin arkadaşlarını farketmiş olan bir kısım Basralılar da bulunur.Böylece onlar Kufe halkından esir bulunanları Süfyani'nin elinden kurtarırlar ve ardından siyah bayraklı ordu beyat için Mehdi'ye gelir."

"Süfyani ,Kufe ve Basra'ya girdikten sonra ordularını etrafa gönderir....Haşimi bir gencin komuta ettiği ,siyah bayraklı bir ordu çıkar.Ve Allah bu ordunun işlerini kolaylaştırır.Sonra Horasan sınırında onların lehinde bir olay olur.Bu haşimi karayolu ile ilerler ve şuayp Bin Salih Temimi'nin komutasındaki bir başka ordu ile birleşerek,Estahir kapısındaki savaştan sonra Mehdi ile buluşurlar...Bu savaşlar atlarının ayaklarını kanlar içinde bırakacak kadar şiddetli olur.Yine Allahü Teala ,başında Ben-i Adiyyden bir adamın olduğu ve Sicistan'dan gelen bir orduya da yardım edecektir..ve Ahvaz'da kendilerine "Usub" denilen hepsi de Kufe ve Basralı bir topluluk çıkıp Kufe'li esirleri kurtaracaklardır."
"Bu ordu(şuayb ve Haşimi) Estahir kapısında Süfyani ile karşılaşır.Büyük bir savaş olur.Neticede siyah bayraklılar galip gelir ve Süfyaninin ordusu hezimete uğrar.Süfyani kuvvetleri kaçar."

"şuayb Bin Salih Temimi ,Süfyaninin ordusunu yenerek Beyt'ül Makdis'e iner.Mehdi'nin saltanatını hazırlar."
(Naim Bin Hammad)

Değişik zamanlarda Nurani bir gözle geleceği gören Peygamber Efendimiz (SAV) tarafından rivayet edilen Hadisler de değişik önemli olaylara dikkat çekilmektedir...

Ben-i Abbasın değirmenin dönmesi Irakta savaşların başladığını göstermektedir.Burada ilginç olanı bayrak sahiplerinin şam’da zeytin ağaçlarına atlarını bağlamasıdırki..şam bu gün sadece Suriyeyi değil özellikle Anadoluyu ve Anadolunun ekonomik,ticari kalbi ve manevi kıblesi olan ıstanbulu işaret etmektedir..yani önce Anadolu'da enerjisini ve desteğini Barbar imparatorluğundan alan birileri darbe veya hileli bir seçim yaptırılarak iktidara getirtilir...bu iktidar Anadolu da barbar imparatorluğunu temsil etmekte ve emirlerini harfiyen gizli veya açık olarak yerine getirmekte ve 360 kişilik kurmay heyeti bulunmaktadır...bir ay içerisinde otuz bin kişilik bürokrasi ordusu,medya ordusu,ilim adamları,bazı hocalar,sermaye kesimi ve özellikle hortumcular taifesi bu iktidara tabi olur...

Caferiler -ıran ve Abbasiler -Irak düşüyor...Barbar imparatorluğu Suriyeyi ve Anadoluyu işgal ediyor..ıktidara kendi uşaklarını getiriyorlar...Bağdatta yüzbin ,Kufede altmış bin kişi asker sivil katlediliyorki bu gün tahmini açıklanan rakamlar da bu civardadır..daha sonra Barbar imparatorluğu Mekke ve Medine üzerine ,yani Suudi Arabistan'a bir ordu gönderiyor ve Hicaz’ı işgal ediyor...

Mısır,Libya cezayir gibi ülkelerdeki Müslüman gönüllüler barbarlarla Savaşmak üzere Suriye 'ye gelmeye başlarlar..ki bu gün Kahirede cihat etmek üzere binlerce gönüllü sıraya girmiştir..

Ve barbar imparatorluğunun zulmüne karşı direnen ve savaşan ordu ,şuayp Bin Salih Temimi ve Haşimi gencin komutasında barbar imparatorluğunu büyük bir hezimet uğratıyorlar...ısraili yıkarak Kudüs'ü alıp Mehdinin hükümetini hazırlıyorlar..

Burada bizlerin hangi safta olduğumuz çok önem kazanıyor..insanlığı yok etmeye çalışan ve korku dehşet salan barbarların mı yanındayız..Yoksa ıslam dünyasına ve tüm insanlığa huzur,barış ve adalet getirecek Mehdiyyet hareketinin mi yanındayız..

Evet önümüzdeki günler, kimin hangi safta olduğunu belirleyen günler olacaktır...
Bu gün bu manzaradan ibret ve ders alamayanlar, almak istemeyenler, Devlet mülkü üzerinde sorumsuzca barbar imparatorluğunun desteği ile oturanlar....o koltuklar bir süre sonra size diken, ateşten gömlek olur ,maşalık göreviniz bittiğinde bir kenara paçavra gibi atılıverilirsiniz...
Size sundukları bir kaç milyar dolar sadece bir havuçtur ve kurulan tuzağın habercisidir...hala anlamadınız ve anlamak istemiyorsunuz...ben tekrar etmekten usandım, siz anlamamaktan usanmadınız...efendiler.. mülk tehlikede devlet, ülke mülkü....Türkiye gizli,sinsi ve hain bir işgal planı ile karşı karşıya...Ankaradaki büyükelçileri kanalı ile duyurmaya çalıştılar..”Türkiye içine kapanmış, her an ıslam dünyasına yönelebilirmiş..bunun çok tehlikeli sonuçları olurmuş”...iste size ABD müdahalesi ve işgali için hain ve sinsi bir neden..ister darbe yaptırtarak ,isterse IMF veya Dünya Bankası ile kıskaca alarak yakın bir zamanda Türkiye ile ilgili planlarını uygulamaya sokacaklarından hiç şüpheniz olmasın...Powell ‘ın gelişi ile Kerkük ve Musula Peşmergelerin ve ABD lilerin girmesi karşılığında bir milyar dolarlık hibeyi vereceklerini duyurdular ve sizi kalın bir zincirle bağlayıp gittiler… sonuçta birileri de Kerkük ve Musula girdiler.. çok merak ediyorum nutuk atanları...yarın hangi oldu bittilere göz yumacaklar, ülkenin hangi köşesini, limanını, üssünü barbarlara kiralayacaklar..tıpkı Moğol barbarlarıda böyle idi..önce srtatejik ortaklık kurarlar ,dostluğunuzu kazanırlar,sonra ağır silahları ve orduları geldiğinde sizin tüm topraklarınızı, imkanlarınızı üslerinizi isterler, karşı çıkarsanız işgal ederek imha ederlerdi...tıpkı Cafer Hoca ile Danişmend Hacip gibi işbirlikçilerinin uyanıp halkı cihada davet ettiklerinde ,barbarların onları sinsi bir okla vurarak yok ettikleri gibi..Anadolu Selçukluları tarihte, Moğollarla malesef yeterli mücadele edemediği için yıkılıp tarihe karışmıştır..
Anadolu’nun ve ıstanbul’un ahirzamanda işgal edileceğinden ve Mehdinin komutasında ıstanbulun yeniden fethedileceğinden bahseden bir sürü hadisler mevcut..merak edenler açıp okuyabilir....yani Türkiyenin mülkiyeti işgalcilerin eline bir türlü geçecek...ve milli bir direnişle geri alınacak...
Buradan Türk milletini uyarıyorum..düşmanımız hemen yanıbaşımızda katliam yaparken aklından aynısını bizlere uygulamayı geçirmektedir..içeride ve dışarıdaki hainlere, satılmışlara, iki yüzlülere karşı bir olalım, direnelim..mülk gittikten sonra geri almak çok zordur..işte Irak, işte Filistin, işte Azerbaycan-Karabağ örnekleri gözümüzün önünde duruyor..

Ümitvar olunuz! ıstikbalde en yüksek gür seda ıslam’ın sedası olacaktır!!!
Bu arada Amerikan uşağı bazı medya kesimi ile sermaye ,piyasa kesimi ve yarım akıllı siyasetçiler tarafından Bağdat hüsranı sürekli olarak ıslam Dünyasının aleyhine işlenerek, insanlarımız büyük bir yeis ve ümitsizliğe düşürülmektedir...elbette ıslamın hüsranına duygusal tepki göstermekte haklıyız..ancak gelecek zamanı, geçmiş ve hazır zamanla birlikte geniş olarak düşünmediğimiz ve doğru olarak yorumlamadığımız sürece, ümitsizlik bizleri sürekli moral bozukluğuna ve manen yıkıma sürükleyecektir.. ki bu durum emperyalistlerin en çok arzuladığı ,onların lehine bizleri esir edecek dehşetli bir zaaf durumudur...
Tam yüz yıl önce şam’da bütün ıslam dünyasının hazır ve gelecek kuşaklarına hutbe okuyan aziz ve mualla bir ruha ,nurani bir gaybi göze sahip olan,Mehdi-i Azam Bediüzzaman Hazretleri sanki bu günki içine düştüğümüz,hasaret ,üzüntü ve yeisleri görerek şam hutbesinde bu konuyu vurgulamış;
"Yeis en dehşetli bir hastalıktır ki: Alem-i ıslam'ın kalbine girmiş....o yeistirki, yüksek ahlakımızı öldürmüş, menfaat-ı umumiyeyi bırakıp, menfaati şahsiyeye nazarımızı hasrettirmiş. Hem o yeistir ki kuvve-i maneviyemizi kırmış.....Yeis milletlerin seretan denilen en dehşetli hastalığıdır...korkak, aşağı ve acizlerin şenidir, bahaneleridir."
Ümitsizliğe düşerek ,her şeyi kaybettik havasına girmek insanların zalimlere olan direncini kırmakta zayıf insanları ise mücadeleden vazgeçirmektedir...halbuki bu ortamda geleceği hissederek, sezerek, görerek, gerçek galibiyet ve sonucun ileride alınacağını bilerek hareket edilmesi durumunda ,hiç bir hadise bizim maneviyatımızı bozamaz, tam aksine bizi mücadeleye,hizmete ve direnmeye sevk eder....
Yine aynı şam Hutbesinde Bediüzzaman Hazretleri bizlere yakın bir zamanda gerçekleşecek önemli küresel değişim ve yenilenmelerden bahsederek moral ve ümit veriyor...
"ıstikbalin kıtalarında hakiki ve manevi hakim olacak ve beşeri dünyevi ve uhrevi saadete sevk edecek yalnız ıslamiyettir ve ıslamiyete inkilab etmiş, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak ısevilerin hakiki dinidir ki Kuran'a tabi olur ittifak eder...
ınşallah istikbaldeki ıslamiyetin kuvvetiyle medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulhu umumiyi de temin edecek."
Sunuhat adlı eserinde ise gelecekle ilgili bizlere çok önemli müjdeleri habr veriyor ;
"şark husumeti ıslam inkişafını boğuyordu, zail oldu ve olmalı. Garb husumeti ,ıslamın ittihadına ,uhuvvetin inkişafına en müessir sebeptir, baki kalmalı....
Ümitvar olunuz ,şu istikbal inkilabı içinde ,en yüksek gür seda ıslamın sadası olacaktır!."
Evet günümüz insanı basit bir mağlubiyet veya başarısızlıkta dahi hemen silahını teslim ediyor, mücadeleden hemen vazgeçiyor...Bizlere yakışanı ise akıllıca davranmak, olayları doğru okumak, dünyaya korku ve dehşet salan Barbar imparatorluğunun muazzam askeri gücüne ve istila hareketine bakarak ,aldanarak onun tuzağına düşmemek dir..
Tarih, gücünün zirvesinde iken ummadığı bir an ve şekilde tepetaklak olan imparatorluklar ve devletler ile doludur..bu konuda Kuran,Hadis ve tefsir kaynaklarında bizlere yeterli müjdeler ve ikazlar yapılmış..araştırıp incelediğimizde ,moralimizi bozacak yerde sabır ve tevekkülle davranmamız mümkündür...
Kıştan sonra baharın gelmesi gibi," Böyle bir cemaat-i azime içindeki mukaddes kuvveti tehyic edecek ve uyandıracak hadisat-ı azime vücuda geliyor...elbette o kuvvet-i azimedeki bir hamiyet-i aliye feveran edecek .." diyor ahirzamanın en büyük Müfessiri , Müceddi ve Mehdisi....

"Tehyic" ve " Feveran" kelimelerinin taşıdığı ; heyecanlandırma , coşturma, ayağa kaldırma, maddi ve manevi fışkırma anlamlarının gerçekleşeceği bir inkılabın henüz başlangıcındayız...Tüm insanlık ve ıslam dünyası uyanmış ve barbarlığa ,zorbalığa ve zulme karşı gizlice direnmeye başlamış...

"Mehdinin askerleri tekbir getirdiği zaman Rumiye'nin duvarları yerle bir olacaktır" diyen Hazreti Peygamber(ASM) bizlere Roma'nın yani Avrupa ve Amerikanın da yakın bir zaman süresinde fethedileceğini, dünya hakimiyetinin sağlanacağını haber veriyor.

" Fethi ikmal edecektir " müjdesinde ise bütün insani sistemlerin teker teker yıkılacağı,tüm insanlığın huzur ,barış ve adaletinin sağlanacağı,ve Mehdinin fethettiği tüm ülke halklarının sevgisini kazanacağı ima ediliyor..

Daha önce de kısmen belirttiğimiz üzere, saflardaki ayrılık giderek daha da belirginleşiyor....ilerde karşılaşacağımız süprizler asla bizlerin moralini bozmasın...verilen müjdeler yavaş yavaş gerçekleşiyor...

Bizlere akıl ve sabır ver Rabbim..bizi alçaklara muhtaç eyleme..izzetimizle şerefimizle Barbarların karşısında savaşarak ölmek ve şehit olmak nasip eyle Allahım...Tüm müslümanları ve insanlığı barbarların ,alçak oğlu alçakların şerrinden koru..bize Alperenlerin , Mücahit Gazilerin, Hizmet Erlerinin, Kudsilerin fetihten fethe koşacağı, dünyaya ve insanlığa adalet ve huzur ve barış sunacağı, masum ve garibanların korunacağı ve zalimlere, katillere yaptıklarının hesaplarının sorulacağı aydınlık günler ve nurlu sabahlar ihsan eyle...Amin...

selamlar
ali said

alisaid

Stajyer

  • Konuyu başlatan "alisaid"

Mesajlar: 58

Konum: ankara

Meslek: müh.

Hobiler: moderatörlük,araştırma,inceleme,enerji,strateji,uluslarası ilişkiler

  • Özel mesaj gönder

2

18.11.2005, 13:18

asyayı sancılı günler bekliyor

Sayın liste üyeleri,değerli kardeşlerim
olayı dah önceki olayların gelişmesine paralel incelşemk gerçekleri görmemize yardımcı oluyor..sadece geçmişi değil geleceğide görerek analiz yağpıldığında gerçeklere yaklaşıyoruz..elbette ölçümüz Kuran ,Hadis kaynakları ve Risale-i nur olduğunda yanılmıyoruz..pencerelerin içerisine girmiyoruz ..ama aynel yakin olayları dikkatlice sabır ve tevvekkül içerisinde izliyoruz..karşılaşacağımız suprizler asal moralimizi bozmasın..her şeerin arkasında mutlaka Rabbimiz hayırlarıda berebaer getiriyor..acizane benim son olaylar hakkında görüşüm daha öncede detaylı olrak belirttiğim üzere.ülkemiz üzerinde (bir kısm siyasilere göre) stratejik müttefiğimiz ve yakın işbirliğinde olduğumuz bir ortadoğu ülkesinin istihbarat birimleri ile derin güç odaklarının işbirliği içerisinde hükümete gözdağı vermek istemeleridir..hatırlayın istanbuldaki taksim ve leventteki bombalama olaylarını..başbakan rusyaya uçakla giderken ıSRAıLı eleştirmek istemişti..şu andada Kuzey ırakta oluşturlan yapma siyonist güdümlü Kürt devleti ile ülkemizin entegre olması ve muhtemel bir Suriye operasyonuna üslerin,limanların ve askeri tesislerin açılarak destek verilmesi istenmektedir..hükümet te tabandan gelen tepkilerden çekindği için bu oldu bittilere direnmeye çalışıyor..burda göz göre göre milletle aly edercesine yapılan provakasyon derin devletin ve emir aldığı barbar imparatorluğunun daha büyük olayları tezgahladığını işaret ediyor..millet olarak çok temkini ve uyanık olmaız gerkiyor..bunun bir adım sonrası sinsi ve haince hazırlanan bir planın devreye sokulmasıdır..yani kısmen ülkezmizin bşr kısmının işgal edilmöesi,güneydoğu üzerinde askeri oprasyonların engellenmesi ,uçuş yasağı konulması ve kuzey ırakla entegrasyonun sağlanması..burda provakasyon bölgesinin ben batıdaki kentlere kadar genişeleyeceğini tahmin ediyorum..akıl sahiplerinin sokağa çıkmayarak provaksyonlara alet olmamasını öneriyorum...bu olaylara bakarakda asla moralnizi bozmayınız..helaket ve felaket asrının temsilcisi Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri bu günleri görerek müjde vermiş bizlere.."şu istikbal inkilabı içerisinde en yüksek gür seda ıslamın sadası olacaktır!!!" ve bizler bahar fırtasının estiği bu günlerde verilen müjdelerin tekre teker gerçekleştiğini gördükçe birbirimizle daha iyi bir dayanışma içerisnde olacağımıza ve maneviyatımızın daha da düzeleceğine inanıyorum..bu günler gerek sure-i fil gerekse sure-i asr de bahsedilen inkilapların gerçekleştiği günler..Allah tuzakları ilahi tuzakla bozanların en hayırlısıdır..gizli cemiyetler de,derin güçler de,barbar imparatorluğu ve siyonist çetelerd e bu ilahi tuzağa yakalanmışlardır..burda önemli olan bizlerin gerçeği görerek asla yeise ve üzüntüye kapılamamız ve maneviyatımızı diri tutmamız ve çevremizi uyarmamızdır..millet hepsini görüyor ve izliyor..bu aralar Kuranı, Risale-i Nuru ,Cevşeni ve diğer mubarek duaları veya bildiğimiz duaları bol bol okumanızı ve birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmemizi öneriyorum..
enerji konusu ki Ülkemiz son dönemde karadeniz, kafkaslar ve kuzey ırak üzerinden taşınacak yaklaşık 200 milyon tonluk ham petrol ve 25-30milyar metrekülük doğalgazla önemli bşir kavşağın tam ortasında yer alıyor..bu günlerde baküde BTc hattını korumak üzeree hazar gücü oluşturmaya çalışan ve gürcisatnda üs kuran ABd ceyhanıda bizden almnın planlarını yapıyor..BTC hattının içindede malumunuz güney ve doğu bölgelerimiz yer alıyor..
Asrın en büyük müceddidi ve müfessiri olan Bediüzzman hazretleri "şark husumeti ıslam inkişafını boğuyordu, zail oldu ve olmalı. Garb husumeti ,ıslamın ittihadına ,uhuvvetin inkişafına en müessir sebeptir, baki kalmalı...." diyerek bu günlere işaret ediyor..evet asyada siyasi ve ekonomik olarak asyayı yıllardır sömüren ,baskı altında tutan batıya karşı enerji odaklı yeni ittifaklar oluşuyor..bunun bir adım sonrası siyasi ititifakları da getirecektir ki..Kuzey Iraktaki yahudi güdümlü oluşum..şu anda Türkiye ,Suriye ıran başta olmak üzere tüm ıslam Alemini birleşmeye zorlamaktadır..ve ıran yalnız değildir..rusya ve çinle de irtibat halindedir..hem ceyhandaki petrokimya ve rafineri tesislerinin teşkil edilmesi,hemde karadenizde olması muhtemel petrol ve doğalgaz akaynakalrının aranması ve üretilmesi ile uzakdoğu üllkeleri çin,japonya,kore hatta latin amerika ülkesi olan brezilya dahi kayıtsız değildirki..hükümet ceyhanda yapılması düşünülen rafineri ve petrokimya tesislerini Rus,Arap ve ıtalyan şirkeleri ile temas kurarak daha bağımsız bir politika izlemeye çalışmaktadır..bunların karşılığındada ABd_ıngiltere-ısrail üçlüsü bazı batı ülkeleri bu yeni güç birliğinden rahatsız olarak,ülkemizin hasssas dengeleri ile oynamaktadır..birden bire mudanya,bilecik,istanbul, mersin trabzon,van,şemdinli,d.bakır,batmanda provakasyonlar hızlandırıldı..derin devlet güçleri ile CIA ve Mossad ajanlarıda bu senaryonun taşaronluğunu hep birlikte yürütüyorlar...bir anda büyük kentelere sıçrama olasılığı buluna bu olaylar malum güçlerle tarafından oldukça genişletilecek...sinirlerimiz en uç noktasına kadar millet olarak test edilecek...ve son aşaamda maalesef derin bir darbe ile hükümetin uzaklaştırlması ve dindarvwe milli değerlere sahip insanlarımızın baskı alrına alınması gündemde..Kuran ve hadis kaynaklarını sürekli olarak okumaya,anlamaya ,günümüzün bu menfur ve hain planalarını analiz etmeye çalışıyorum..hatalarımız varsa Allah affetsin..ama en son duruma göre edindiğim intiba şudur..ağacın dalına bir serçe provakasyonları derinleştirip iktidar dalına konar...etrafına bakar ve barbar imparatorluğunun emirlerini tam yerine getirmeye hazırlanırken..memleketin asıl sahipleri hiç umulmadık biçimde ve şekilde Üstadın bahsettiği biçimde birden bire ortaya çıkarlar..ve Kartal iktidar dalına büyük bir asalet ve ihtişamla konar..serçeyi daldan indirir ve kısa sürede hesap sorarak ,yok eder..siyasi ve ekonomik olarak büyük inkilaplara ve icraaatlara başlar..bunu hazmedemiyen ve Kuran lisanında tek bir millet olan Batılı barbarlara karşı ıslam birliği ve asyada yeni bir güç birliği teşekkül eder Allahın izniyle..ve Fatih Sultan Mehmet Hanın benzeri o büyük kartal küfür milletine icraatlarıyla öyle bir korku salarki...bir zamanlar ,birliğin içine almak için hakaret ettikleri bu ülkenin yeni sahiblerinin ayağına gelerek barış teklifinde bulunurlar..sonrası ise islamın büyük zaferi ile sonuçlanır ..ıslamiyetin kuvvetiyle medeniyetin mehasini galebe eder, zemin yüzünü pisliklerden temizler, sulhu umumiyi de temin eder inşAllah...
..ve ıslamın galebe edeceğinden her daim umitvar olunuz...evet önce enerji kaynaklarına Irak Afganistan
üzerinden işgalle başlanan saldırı günümüzde siyasi alanda devam
etmektedir..karadenizde, hazar bölgesinde,orta asya ve ortadoğu
bölgesinde işgal edemediği ülklerle stratejik işbirliği yapan barbar
imparatorluğu kendi emelleri uğruna iktidarları indirip, kuklalarını
işbaşına getirmektedir...ülkemizin etrafı sayısız askeri üsler ve
dinleme merklezleri ile doldurulmuştur..özellikle
Bulgaristan,Romanya,Ukrayna,Gürcistan,Azerbaycan ve Irak ABD nin
askeri tesisleri ile donatılmıştır...görüntüde bu ülkelre
demokrasiyi inşaa ettiğini iddia eden ABD Karadeniz,Hazar,körfez ve
orta asyada enerji kaynaklarını ve nakil hatlarını kontrol altında
tutmak niyetindedir..ve ülkemizi yıllarca jandarma olarak bölgede
kullanmıştır..kullanmaya da devam etmek istemektedir...ıktidarlar
eli kolu bağlanmış olarak sadece verilen direktifleri yerine
getirmeye ve halkı ve tabanı ile karşı karşıya gelmeye ve
kamuoyunda yıpranmaya zorlanmaktadır..ne kadar istemeselerde
tabanları ile zıtlaşacakları bir sürece hızla
ilerlemektedirler..öncelikle Kıbrısta başlatılan oldu
bittiler..kuzey ırakta oluşturulan yeni yahudi güdümlü kürt
devletçiği ...suriye ye saldırı planlarının yapılması... en üst
seviyede anadolunun parçalanmak istenmesi..son provakasyonlarla suni
bir türk kürt savaşının başlatılmak istenmesi......işte iktidar için
en hassas nokta buradadır..ya ABD nin zorlamasını kabul edecek ya d
iktidardan ABD nin taşaronu olan derin güçler tarfından
uzaklaştırılacaktır..bu menfur ve hain planlar her geçen gün
gözümüzün önünde artan hızıyla oynanırken,17 kasımdaki Mavi akım
projesinin samsunda açılış merasimi bana Rusyanın asyadaki yeni
oluşumla birlikte Ülkemiz için yeni fırsatlar getirdiğini
anımsattı...ideolojisi ve dini inanışı ne olursa olsun...Asyada
halen siyasi ve ekonomik alandan Rusyanın öncülüğünde batı
koallisyonuna karşı bir güç birliği oluşmuş durumdadır..Rusya islam
dünyası ile ilişkilerini en üst düzeye çıkarmak, Türk
Cumhuriyetleriyle soğuk ilşklerine çeki düzen vermek istiyor..ve
bunun içinde Türkiyeyi merkez ülke olarak görüyor..ve siyasi
ekonomik alanda rüyalarımızda dahi düşünemediğimiz imkanları bize
sunuyor ,işbirliği teklif ediyor..şimdi dananın kuyruğunun koptuğu
nıokta burası..acaba iktidar bu zorlamalar karşısında ABD-ısrail
baskısından kurtulup,asyadaki yeni güç birliğine
katılabilirmi..Türkiyenin GELECEğı bu noktada sıkıntılar içerisinde
kalmaktadır maalesef..ben samsundaki toplantının dahi sabote
edilebileğinden korkuyorum.nede olsa enerji bürokratlarının çoğuda
ABD-ısrail bloğunun temsilciliğini yapmakta,bir kısmı çift pasaport
taşımakta,onlardan gelen emirleri harfiyen yerine
getirmektedirler..şeytan üçgeni maalesef üzerimizde yeni senaryoları
hazırlarken yeni fırsatlar da karşımızda duruyor..ve siyasilerin
önemli bir tercih yapması bekleniyor..bendeniz AB karşısında
dikdurmayı başaran siyasilerden ABD-ıngiltere-ısrail bloğuna karşı
yeniden bir dikduruş bekliyorum..millet olarak bu oldu bittilere
direnemz isek ülke mülkünün tehlikeli bir oldu bitti ile karşı
karşıya olduğundan korkuyorum..ve şeytani bloğun şerlerinden
Milletimizi,Ülkemizi,Tüm ıslam ve Türk Dünyasını korumasını Cenab-ı
Rabbül Aleminden niyaz ediyorum..
şer koalisyonuna ve barbar imparatorluğuna hizmet eden yabancı servislerin ve PKK şer örgütü tarafından hazırlandığı bilinen ve derin devletin sadcee izlediği
son provakasyon ve isyan hadiselerinin birdenbire Diyarbakır, Mardin Batman gibi daha büyük ve stratejik olarak önemli merkezler yerine şemdinli,Yüksekova, Hakkari ve Van gibi ıran sınırına yakın merkezlerde ABD elçsinin şemdinli ziyaretinden sonra yoğunlaşması ,kafamızda ister istemez şu soruyu çakıyor bizlere..şer güçleri suriyeye saldırı planını öne çıkartarak ırana da mı saldıracaklar..evet ıran hazar,basaa körfezi,orta asya ve ortadoğuda çok önemli stratejik özelliklere ve önemli enerji kaynaklarına ve nakil hatlarına ,ulaşım kavşaklarına sahip bir ülke..Batılı şer kolalisyonunun rakibi konumundaki Çin,hindistan,japonya ve kore gibi ülkelerin en fazla enerji kaynağını temin eden bir ülke..Ve rusya ile satrejik işlişkilerini geliştirmekte ve hazar denizinde azerbaycan ile paylaşım tartışmalarını sonlandırıp işbirliğini güçlendirmekte.Orta asya ülkeleri ile temaslarını artırmakta..Kuzey ıraktaki yahudi güdümlü oluşuma Türkiye ve Suriye ile birlikte karşı çıkmaktadır..israile ve ABD ye ırakta,ve lübnanada oluşturduğu askeri güçle direnmektedir..evet ABD açısından ortadoğuda iddia edilen hedeflere ve büyük israil projesinin gerçekleştirlmesine ıran büyük bir engel teşkil etmektedir..büyük bir coğrafayaya,önemli limanlara ve ulaşım hatlarına ,deniz yollarına ve enerji kaynaklarına sahip olan bu ülkenin kaderi nereye gitmektedir..ahir zamanla ilgili hadis-i şerifler bize bir takım işaretler ve ip uçlarını vermektedir..ıbn_i hacer ve Naim bin Hammad dan rivayet edilen şu hadisler bizlere yol göstermektedir..
“Ve muhakkak Siyah Sancaklılar çıkar, Süfyanî ile harb ederler. O siyah sancaklıların içinde Beni Haşim’den bir genç vardır ki, sol avucunda bir ben vardır. Onun ordusunun başında, Temim’li şuayb bin Salih diye çağrılan bir adam vardır. O kumandan Süfyanî’leri hezimete uğratır. Ve Süfyanî çıktığı zaman ordusunu Horasan ahalisine gönderir ve o ordu Mehdî’ye karşı çıkar. O (Süfyanî), Haşimî ile beraber olan şuayb bin Salih’in kumandası altındaki siyah sancaklılarla “ıstehar” kapısında karşılaşırlar. Aralarında büyük bir harb olur. Siyah sancaklılar galip gelir ve Süfyanî’nin ordusu kaçar. Bu sırada insanlar Mehdî’yi temenni ediyor ve arıyorlardır”.
(Fetava-i Hadîsiyye, ıbn-i Hacer-i Heytemi -40)
“Beni Abbas’ın değirmeni döndüğü zaman,bayrak sahipleri atlarını şam’da zeytin ağaçlarına bağladığı zaman ve bu ordu ile Allah’ın “Esheb ve ailesini” yok ettiği zaman, onlardan kaçacak ve saklanacak kimsenin kalmadığı zaman, Caferiler ve Abbasiler düştüğünde ,”Ciğer yiyen oğulları(Süfyani) şam minberine oturduğunda , Berberi kavmi de şam’a geldiği zaman , işte bu Mehdi’nin çıkış alametidir.”
(Naim Bin Hammad)
"Zevra'da bir savaş olur.Zevra doğuda nehirler arasında bulunan ve ümmetimin en şerlilerinin yaşadığı bir şehirdir.zalimler hep orada otururlar....
Süfyani üçyüz altmış süvarisi ile şam'a varır ve bir ay içinde otuzbin kişi onlara iltihak eder.Süfyani daha sonra ordusunu Irak'a gönderir ve Zevrada yüz bin kişiyi öldürür.Nihayet Kufe'ye varırve onları esir ederek bir ordu daha hazırlarve onu Medine'ye gönderir.Ancak bu arada doğuda başlarında şuayb bin Salih Temimi'nin bulunduğu bir ordu toplanır ve düşmanlarını yok ederek Kufe'li esirleri kurtarır."
" Süfyani Kufeye girer ve üç günlük bir işgalden sonra altmış bin kişiyi öldürür.Burada on sekiz gece kalır.Kufenin mallarının hepsini paylaştırır.....Sonra Kufe havalisinden kendilerine "Usub" adı verilen bir cemaat çıkarki silahları azdır.Onların arasında Süfyani'nin arkadaşlarını farketmiş olan bir kısım Basralılar da bulunur.Böylece onlar Kufe halkından esir bulunanları Süfyani'nin elinden kurtarırlar ve ardından siyah bayraklı ordu beyat için Mehdi'ye gelir."

"Süfyani ,Kufe ve Basra'ya girdikten sonra ordularını etrafa gönderir....Haşimi bir gencin komuta ettiği ,siyah bayraklı bir ordu çıkar.Ve Allah bu ordunun işlerini kolaylaştırır.Sonra Horasan sınırında onların lehinde bir olay olur.Bu haşimi karayolu ile ilerler ve şuayp Bin Salih Temimi'nin komutasındaki bir başka ordu ile birleşerek,Estahir kapısındaki savaştan sonra Mehdi ile buluşurlar...Bu savaşlar atlarının ayaklarını kanlar içinde bırakacak kadar şiddetli olur.Yine Allahü Teala ,başında Ben-i Adiyyden bir adamın olduğu ve Sicistan'dan gelen bir orduya da yardım edecektir..ve Ahvaz'da kendilerine "Usub" denilen hepsi de Kufe ve Basralı bir topluluk çıkıp Kufe'li esirleri kurtaracaklardır."
"Bu ordu(şuayb ve Haşimi) Estahir kapısında Süfyani ile karşılaşır.Büyük bir savaş olur.Neticede siyah bayraklılar galip gelir ve Süfyaninin ordusu hezimete uğrar.Süfyani kuvvetleri kaçar."

"şuayb Bin Salih Temimi ,Süfyaninin ordusunu yenerek Beyt'ül Makdis'e iner.Mehdi'nin saltanatını hazırlar."
(Naim Bin Hammad)

Hadis-i şeriflerde anlatıldığı üzere,Caferiler –Iraktaki şiiler ve Abbasiler –Iraklı sünniler şer güçlerinin işgaline dayanamayıp düşüyorlar...Barbar imparatorluğu Suriyeyi,Lübnanı ve Anadoluyu işgale hazırlanıyor..ıktidara kendi uşaklarını(kendilerine sıkı bağlı, harfiyen emirlerini yerine getiren, abus çehreli,şetyan ruhlu, firavun görünümlü uşaklarını) getiriyorlar...
burda Horsan sınırında islami güçler lehine önemli bir olayın gerçekleşmesi ile Haşimi gençle şuayb bin Salihin Horasandan karayolu ile ilerlemeye başlayacağı müjdeleniyor..Horasan bu gün fiziki olarak başta Afganistan,Türmenistan ve ıranın doğu kısmını ihtiva eden bir bölgedir..ve dikkatlerimiz bu bölge üzerinde yoğunlaşmaktadır..ancak hadis dilinde Türklerin yaşadığı mecazi olarak beliritliyor saki 5. şuada üstadımız mecazi amlamda horsanın anadolu olduğunu beyan etmiştir..anadoluda büyük ğişmeler ve müjdeli haberler bizleri bekliyor demektir..Suriye ve Lübnanın ve Anadolunun bir kısmının şer kolalisyonu tarafından örtülü veya örtüsüz işgal edilmesi üzerine ıslami güçlerin Horasanda(daha doğrusu Anadoluda) toparlanacağı ve yönetimi ele geçireceği belirtiliyor..ve süfyani güçlerle istehar kapısında mehdinin ordusun büyük bir savaş yapacağı haber veriliyor..istehar coğrafi olarak bu gün iranda sasanilerden kalma eski bir kenttir..demekki ıran da Anadolu sa ittifak eden ve tüm islam dünyasını birleştiren islami güçlerle şer güçler arasında büyük bir savaş olacaktır..ve iranın şer güçler tarafından işgal edilmesi üzerine asyada oluşan güç birliği ve yeni oluşan islami ittifak,ırana destek verecekler,birlikte şer koalisyonuna direneceklerdir... bu hadislerde savaşın basra körfezi ile hazar denizine de yayılacağı,neticenin kara savaşında alınacağını zımnen haber veriliyor..günümüzde gelişen olaylar gelişmenin bu istikamette olacağını işaret ediyor.. şer güçlerin oparasyonlarına karşı dua ile rahmet kapısına sığınmamız ve mücahitlerin galip gelmesi için dua etmemiz gerekmektedir..yanlışardan,hatalardan ,günahlardan rahmet ve iltica kapısı geniş olan cenab- Allaha sığınıyoruz..
selamlar ve saygılar..ali said.
Allaha emanet olunuz..

alisaid

Stajyer

  • Konuyu başlatan "alisaid"

Mesajlar: 58

Konum: ankara

Meslek: müh.

Hobiler: moderatörlük,araştırma,inceleme,enerji,strateji,uluslarası ilişkiler

  • Özel mesaj gönder

3

23.11.2005, 15:36

Sure-i Fil de bildirilen ikazlar ve uyarılar

Muhterem kardeşlerim,
önümüzdeki günlere âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri ve Kuran ,Hadis ve Risale-i Nurun gözüyle, ve Risale-i Nurun aziz müellifi Mahdi-i Azamın bakış açısıyla baktığımızda , sıdkla kizbin tamamen birbirinden ayrılacağı,akla karanın ortaya döküleceği inkilapları ve şer cephesi içinde dağılma,parçalanma gelişmelerini nurani dürbünlerle ve manevi radarlarla hissediyoruz ve algılıyoruz..Kuranda değişik ayet ve surelerde, hadislerde bazan apaçık bazan perdeler arkasında ,Risale-i Nurun muhtelif yerlerinde yer alan nurani işaretler ,ikazlar bizlere teselli veriyor ve geleceği güneş gibi aydınlatıyor...şer ehlini de tehdit ediyor..Tam küresel , bölgesel veya yerel bazda hakimiyetlerinin en tepe noktasına eriştiği bir anda tepetaklak olacaklarını bizlere müjde veriyor.Barbarların ve şer güçlerinin ilahi bir tuzağa düştüğünü,Cenab-ı Allahın hileyi hile bozanların en hayırlısı olduğunu özellikle tüm insanlığa haber veriyor.

" Veyahut: Fıtratları bozulmuş, vicdanları çürümüş şarlatan münafıklar, dessas zındıklar gibi ellerine geçmeyen hidâyetten halkları aldatıp çevirmek, hile edip döndürmek mi istiyorlar ki, sana karşı kâh kâhin, kâh mecnun, kâh sâhir deyip, kendileri dahi inanmadıkları halde başkalarını inandırmak mı istiyorlar? Böyle hilebaz şarlatanları insân sayıp desiselerinden, inkârlarından müteessir olarak fütur getirme. Belki daha ziyâde gayret et. Çünki onlar kendi nefislerine hile ederler, kendilerine zarar ederler ve onların fenalıkta muvaffakıyetleri muvakkattır ve istidracdır, bir mekr-i ılâhîdir."(Sözler 361)
günümüz münafık ve dessas zındılarını ne kadar ayan beyan ortaya çıkartıyor ve ehl-i imana teselli veriyor ...ve onların tuzaklarından,yalanlarından fütur get,irilmemsi tüm islam alemine ve hidayet vazifesini bihakkın ifa eden mücahitlere ihtar ediliyor...

Sikke-i Tasdik-i Gaybi nin 57. sayfadaki bir dipnotta tüm insanlığı uyaran,önemli bir semavi tokad , uyarı,dehşetli bir hadise bizlere haber veriliyor..."Evet, bu tokattan,pürşer beşer ,şirkten şükre girmezse ve Kurana tarziye vermezse, melaike elleriyle de ahcarı-semaviyye başlarına yağacağını ,bu sure bir mana-yı işariyle tehdit ediyor.."(ahcar-semaviyye=semavi taşlar,gökten yağan taşlar,tarziye vermek=özür dilemek)..
yine fil suresinde gaybi işaretler semavi uyarı ile Kurana tarziye vermeyen, şirkten şükre girmeyen şer cephesinin
üzerine özellikle 2007 ve 2008 yıllarında semavi taşların yağdırılacağı ve 2009 da da şer güçlerindne yaptıklarının hesabının sorulacağı ima ediliyor..

FıL SURESı
105. sırada bulunan ve miladi 2005 yılını işaret eden Fil suresinde , ana fikir olarak Kabeyi yıkmak üzere saldıran fil sahiplerinin,tuzaklarının boşa çıkartılıp, başlarına semavi taşlar atılarak nasıl mağlup edildiği anlatılır.
(2005) 1. (Habibim,Ya Muhammed!) Rabbinin ,fil sahiplerine nasıl yaptığını görmedinmi?
(2006) 2.Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
(2007) 3. Hem üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.
(2008) 4. (Bu kuşlar) onlara pişmiş çamurdan taşlar atıyorlardı.
(2009) 5- Nihayet onları yenmiş ekin yaprağı gibi yapıverdi.
1. ayette 2005 yılında ilahi vazifeye başlayan o nurani zata kurulan tuzaklar hatırlatılarak ,her zaman maddi manevi düşmanlarına karşı uyanık olması ve cihat etmesi hatırlatılır.
2. ayette ise 2006 yılında şer koalisyonun kurduğu tuzağın bozulmaya başlayacağı ima edilir.
3. ayette 2007 yılında şer güçlerin orduları ve halkları üzerine ,Muhammed Mehdi komutasındaki ıslam orduları ve müttefikleri tarafından kıtalararası ve denizaşırı filolar ,füzeler,uçaklar gönderilerek,barbar imparatorluğu ve müttefiklerinin yoğun bir ateş altına alınacağı ima edilir.Anadoluda ise manen şer cephesinin iyice zayıflayarak manen çökertileceği ima edilir..
4. ayette ise 2008 yılında şer güçler,şer ordular ve bunları destekleyen müttefikleri üzerine ,nükleer bombaların gücüne eşdeğer olan semavi taşların atılacağı ve kesin olarak şer güçlerin mağlup edileceği ima edilir. ve zındıka komitesinin de Anadoluda dağıtılarak yok edileceği ima edilir..
5. ayette ise 2009 yılında kesin galip gelen ıslami ordusunun şer güçlerinden hesap soracağı ima edilir...

Bu ayetleri destekleyen bir çok ayet ve hadis-i şerifler de mevcuttur...
Kuran- Kerimin 428.inci sayfası manen hicri 1428 yılına(miladi 2007-2008 yılları) bakmaktadır..bu sayfada yer alan Sebe suresinin 9. ayeti mealen şöyle dir:
"(Onlar) gökten ve yerden önlerinde ne var,arkalarında ne var hiç görmediler mi? Dilersek onları yer(in dibine)e batırrız,yahut üzerlerine gökten parçalar düşürürüz.şüphesiz ki bunda (Allah'a) yönelen bir kul için gerçekten bir delil vardır."
bu naytte aşağıdaki hadis-işeriflerde bahsedilen şer güçlerinin ordusunun Kabe üzerine yürüdükleri zaman Medine civarındaki Beyda mevkiinde yer alan çölde batırılacağı ima edildiği gibi, Avrupa ve Amerikadaki büyük kentlerinede gökten ecram-i ilahiyyenin atılacağı ima edilmektedir..

"Süfyani ,Kufe ve Bağdat'a girdikten sonra ordularını etrafa gönderir....Horasan toprağındaki Maveraünnehir'den başında Emevi soyundan birisinin olduğu bir forka Süfyaninin ordusuna katılır.Onlar için Tunusta bir vaka olur.Bir Vaka da Rey şehrinde olur.Bir başka vaka da şırnakta görüldükten sonra ,sağ avucunda bir ben bulunan Haşimi bir gencin komuta ettiği ,siyah bayraklı bir ordu çıkar.Ve Allah bu ordunun işlerini kolaylaştırır.Sonra Horasan sınırında onların lehinde bir vakaolur.Bu haşimi karayolu ile ilerler ve şuayp Bin Salih Temimi'nin komutasındaki bir başka ordu ile birleşerek,Estahir kapısındaki savaştan sonra Mehdi ile buluşurlar...Bu savaşlar atlarının ayaklarını kanlar içinde bırakacak kadar şiddetli olur.Yine Allahü Teala ,başında Ben-i Adiyyden bir adamın olduğu ve Sicistan'dan gelen bir orduya da yardım edecektir..Rey vakasından sonra Medayindede büyük bir vaka olur. Kerkük'de de kurtulabilenin onu nalatacağı bir vaka olacak ve Ahvaz'da kendilerine "Usub" denilen hepsi de Kufe ve Basralı bir topluluk çıkıp Kufe'li esirleri kurtaracaklardır."
Berzenci

"Süfyaninin Medineye gönderdiği ordu üç günlük bir işgalden sonra Mekkeye yönelir,ancak Beyda'ya geldiğinde Allah (C.C) " Ya Cebrail onları cezlandır" emri ile Cebrail (a.s.)'ı gönderir.ve Cebrail (A.S.) bir ayağını yere vurarak bu orduyu toprağa gömer.sadece Süfyaniye haber getirecek iki kişi sağ kalır.."
Dani(Huzeyfeden rivayet edilmiştir)

"Süfyaninin ikinci ordusu Medine-i Münevvereye girerek orada üç gün üç gece yağma ve çapulculuk hareketine girişirler.Sonra Mekke-i Mükerremeye doğru yönelerek yola çıkarlar.Nihayet Beyda mevkiinde ordu kurdukları zman Allah (C.C.) Cebrail(A.S.) i göndererek
-Git onları helak et, buyurur.Cerail(A.S.) da Beyda mevkiine ayağı ile şiddetli bir darbe vurmasıyla Allah(C.C.) o süfyanlı haşarat ordusunu yere batırır."
Kurtubi

" Medine Reisi ,Mekkedeki Haşimilere bir ordu gönderir, ancak Haşimiler bu orduyu hezimete uğratırlar.Bunun üzerine şamın o günki sahibi olan Süfyani, içinde altı yüz yabancı olan yeni bir orduyu tekrar Haşimilerin üzerine gönderir.Aydınlık bir gecede bu ordu çölde giderken, bir çoban farkederek " Vay Mekkenin başına gelene" şeklinde söylenirken, ordunun birden gözünün önünde kaybolduğunu görünce "Subhanallah! Kısa zamanda nasılda yok oldular?" diyerek onların battığı yere gelip ve yarısı yerde,yarısı yerin dışında kalmış bir yorganı yakalayarak çıkarmağa çalışır.Lakin çıkaramaz ve o zaman ordunun toprağa battığını anlar.Mekke resisine bunu müjdelemek için gider ve bunu duyan Mekke Reisi 1Elhamdülillah ,bize kendisindne haber verilen alamet işte buydu! der."
Naim bin Hammad

"Bu beyte bir ordu gaza etmek için mutlaka kasdedecekltir.Fakat yerin bir çölüne vardıkları zman ortada bulunanları btırılacak,öndekileri sondakilere haykıracaklar,sonra onlarda batırılacaklar.Ve onlardan hbaer veren serseriden başka kimse kalmayacaktır."
Müslim,Nesef,ıbn-i Mace

"Bu beyte kuvveti,sayısı ve hazırlığı olmayan bir kavim sığınacaktır. Kendilerine bir ordu gönderilecek,fakat bunlar yerin bir çölüne vardıklarında batırılacaklardır."
Müslim

evet Kabenin sahibi Kabeyi yok etmek isteyen şer güçlere ve şeytani orduya hiç bir zman fırsat vermeyecektir..2005 yılı içerisinde hava unsuru ile meksika körfezi,karayip denizi,atlantik okyanusunda meydana gelen fırtına ve kasırgalarla ikaz edip uyardığı barbar devleti ve onları yönlendiren şeytani komiye siyon cemiyeti ve onların müttefikleri, uslanıp ders almadığı takdirde toprak unsuru ile cezalandırlacağı,başlarına taş yağdırılacağı ve toprağa gömülecekleri Ayet ve Hadislerde bahsedilen alametlerden apaçık anlaşılmaktadır.

Rabbimiz bizleri şeytanların kurduğu dessas tuzaklardan,hilelelrden muhafaza etsin..zındıka komitesinin belasından korusun...Allaha emanet Olunuz..Dualarınızı bekliyoruz..
ali said

4

23.11.2005, 15:48

çok uzun olmuş. okumaya erindim.

5

23.11.2005, 21:38

Abi okuyup da cevap yazmamış olanlar olabilir. Tek gelen cevap bu olursa, kendilerini ve vakitlerini bu araştırmalara adayan abilerin, kardeşlerin şevkleri kırılmasın :wink:

Dipnot: risaleara.com güzel gidiyor, Allah istifademizi arttırsın. Yeri gelmişken değineyim dedim. Bu siteyi dînî TopList lere üye yapabiliriz.

Bu arada, @bdullah abi yüz yüze bir sohbet esnasında bahsetmişti, bizim de bir toplist vardı, sonradan bakıma girdi, ona ne oldu şu an bilmiyorum.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

alisaid

Stajyer

  • Konuyu başlatan "alisaid"

Mesajlar: 58

Konum: ankara

Meslek: müh.

Hobiler: moderatörlük,araştırma,inceleme,enerji,strateji,uluslarası ilişkiler

  • Özel mesaj gönder

6

07.12.2005, 17:10

mail gruplarına katkı nve desteğinizi bekliyoruz

Muhterem Kardeşlerim ,Değerli liste üyeleri

bu mümtaz forum ortamında Ülkemizin ıslam ve Türk dünyasının insanlığın karşılaştığı hadiseleri,hileleri,tuzakları ilginç olayları tartışıyoruz,ibretle izliyoruz..ve en önemlisi de Allah vergisi olan aklımızı, kalbimizi ,latifelerimizi, hislerimizi Kuran-Kerim, Hadis-i şerif ve Risale-i Nurların feyziyle nurlandırıp ,algılama sistemlerimizi ,radarlarımızı, ve hissettme duygularımızı her daim uyanık vede açık tutuyoruz.. içinde bulunduğumuz zaman, diğer zamanlardan,daha doğrusu geçmiş zamandan biraz daha hassasiyet kesbediyor ,daha bir önem kazanıyor..yıllardır müjdeleen nesl-i ati nin tüm engelleri aşarak, önüne konulan barajları yıkarak, üzerine örtülen toprağı yararak Rabbül Aleminin Fettah ısm-i Mübareğinin tecelli etmesiyle ortaya çıkışına ve sahipsiz milletine , ve korumasız hamisiz ıslam dünyasına sahip oluşuna, liderlik etmesine şahit oluyoruz..meydana gelen hadiseler birden bire hızlanarak baahr fırtınası gibi yepyeni gelişmeleri sürüklüyor bizlere müjdelerin gerçekleştiği güzel günleri getiriyor. şer cephe ve şeytani komiteler nekada hile ve tuzaklara başvursalarda artık bu güzelliklerin ,bu şiddetli nuraniyetin önüne geçemiyorlar sed çekemiyorlar..bizlere düşen her zamankinden daha sıkı olarak maneviyatımızı yükseltmek,e sabretmekzorluklar karşısında yılmamak ve metanetimizi kaybetmemek ve her daim Kuran ,Risale ve hadisleri okumak dua ile Rabbül Alemine iltica etmektir. Fettah ismiyle ıslamın sadasını en yüksek surettte aleme duyuran ,yeni fetih kapılarını açan Zat-ü Zülcelal Rahman ve Rahim iismleriylede bizleri korumakta ve muhafaza etmektedir...imtihan lar kıyamete kadar devam edecektir..ancak şu yaşayacak olduğumuz imtihanlarda ise sıdk ile kizb, doğruluk ile yalan, ak ile kara her şeyi ile ortaya çıkacaktır ... Üstad- Muhteremimiz ,Mehdi-i Azam olan Bediüzzaman Hazretlerinin haber verdiği Kuran hakikatlerinin ve ıslamın hakim olacağı bir devrenin işaretleri yavaş yavaş bultların arkalarından sırılarak ortaya çıkmaktadır.. Bu inkilap devresinde bizlere düşen tesanüt ve dayanışmamızı artırmak ,birbirimize hizmetlerde yardımcı ve destek olmak, güzellikleri,hayırları da paylaşmaktır..bu munasebetle dünya ve siyaset ehline ,strateji uzmanlarına, enerji yöneticilerine, değişik mebuslara, değişik parti mensuplarına, ilim adamlarına ,sivil toplum kuruluşlarının temsicilerine yönelik olarak gerçekleri doğruları tanıtmak ve yanıldıkları noktaları göstermek yerine göre uyarmak ve ikaz etmek üzere açtığımız ve moderatörlüğünü sürdürdüğümüz tartışma ve haberleşme forumlarına siz kıymetli kardeşlerimin ve arkadaşlarımın da desteğini ve katkılarını bekliyorum..

1-Milletinmeclisi Mail grubu (917 üyelidir) :
http://groups.yahoo.com/group/milletinmeclisi/
Üye olmak için milletinmeclisi-subscribe@yahoogroups.com adresine boş bir mail atmanız gerekmektedir..
Mail Grubumuz; Aziz Necip Milletimizin,Tüm ıslam ve Türk Dünyasının, sesini,önerisini ,görüşünü hiç bir etki altında kalmadan rahatlıkla tüm ülkeye ve dünyaya duyurduğu bir platformdur.
Demokrat olduğunu iddia edenlerin diktatör ruhlu ,yasakçı ve baskıcı olduğu,hukuka saygılı olduğunu iddia edenlerin hukuka tecavüz ederek ayaklar altına aldığı, adaletçi olduğunu iddia edenlerin memleketi sefalete ,yokluğa ve işsizliğe mahkum ettiği ,dürüst olduğunu iddia edenlerin hırsızlıklara göz yumduğu ,hortumcalara meydanı bıraktığı, Milliyetçi ve Muhafazakar olduğunu iddia edenlerin Ülkeyi ABD,IMF ve Dünya Bankası ve Siyonizm köleliğine mahkum ettiği günümüz koşullarında siyasetin ve diplomasinin yetersiz ve sonuçsuz kaldığına inanıyoruz.
Bu platformdan tüm sesimizle ,heyecanımızla Büyük ve Asil Milletimize,ıslam ve Türk Dünyasına ve tüm insanlığa sesleniyoruz ve ilan ediyoruz ki,insanlığı hiçe sayanlara karşı asla ve asla eğilmeyelim,dik duralım, şanlı geçmişimize ve inançlarımıza ihanet etmeyelim.
Doğruları korkusuzca savunanları ,cesur,dürüst ,idealist ,inançlı ve heyecanlı olanları, milli duyguları feveran edenleri,Milli ve Manevi değerlere saygılı olanları,ülkesinin parlak geleceğine,asil milletimizin liderliğinde bir altın çağın ve medeniyet,adalet döneminin yaşanacağına inananları, iki yüzlü batının ve ısrailin oyuncağı ve piyonu olmuş siyaset kurumunun yerine Mehdiyyet hareketinin Ülkemiz, Aziz Milletimiz ve Tüm ıslam dünyası için kurtuluş olacağına inananları, hakiki adalete ve hukuka gönül verenleri bu platformda sesini duyurmaya çağırıyoruz.

2-Enerji Platformu(799 üyelidir)
http://groups.yahoo.com/group/petrol-dogalgaz/
Üye olmak için petrol-dogalgaz-subscribe@yahoogroups.com adresine boş bir mail atmanız gerekmektedir..

Petrol ve doğalgaz iki sihirli enerji kaynağı...Uluslar iki yüzyıldır bu kaynaklara sahip olmak için savaşmaktadır.."Dünyada her şey ama akla gelen her şey hammadde kaynaklarına bağlıdır.Harp ve sulh hammadde kaynakları üzerinde ve bu kaynakların bulunduğu sahalar civarında cereyan eden gizli ve korkunç bir takım mücadelelerin eseridir... Petrol yirminci asrın en kıymetli hammaddesi..dünyanın en kudretli ve rakipsiz hammaddesi haline getirildikten sonra ,yer yüzüne çıkarıldığı her yerde ihtilaller, katliamlar, hükümet darbeleri birbirlerini kovalamış ve petrola sahip olan memleketlerin halkları hiç bir zaman rahat bir nefes almamıştır." (Raif Karadağ-Petrol Fırtınası) bu günde aynı savaşı çok uluslu petrol şirketleri değişik bölgelerde,Asyada,Sibiryada,Hazar ve Kafkaslarda,Ortadoğuda,Kuzey Afrikada yürütmektedir...
enerji sektöründeki iç ve dış gelişmeleri,oynanan oyunları,tezgahlanan senaryoları bu mail grubunda izleyebilir ve tartışabilirsiniz....Bilgisi ,deneyimi,önerisi olan herkesi grubumuza çağırıyoruz...
3-Enerji sektöründe e-ticaret(249 üyelidir):
http://groups.yahoo.com/group/enerjieticaret/

Üye olmak için enerjieticaret-subscribe@yahoogroups.com adresine boş bir mail atmanız gerekmektedir..

4- Türkiye ınternet Topluluğu(1376 üyelidir)
http://groups.yahoo.com/group/inet-turkey/

Üye olmak için inet-turkey-subscribe@yahoogroups.com adresine boş bir mail atmanız gerekmektedir..



5- Çevre-doğa platformu (838 üyelidir)
http://groups.yahoo.com/group/cevre-doga/

Üye olmak için cevre-doga-subscribe@yahoogroups.com adresine boş bir mail atmanız gerekmektedir..

Selamlar
Mail adresim scorp2005@hotmail.com


Ali Said

alisaid

Stajyer

  • Konuyu başlatan "alisaid"

Mesajlar: 58

Konum: ankara

Meslek: müh.

Hobiler: moderatörlük,araştırma,inceleme,enerji,strateji,uluslarası ilişkiler

  • Özel mesaj gönder

7

19.12.2005, 12:25

Neden ıran ve ortadoğu

Saygıdeğer Liste üyeleri,Kıymetli Kardeşlerim,

Daha önceki makalelerde kısmen neden ıran? Neden Ortadoğu? neden oratsaya sorusunun cevabını vermeye çalışmıştık.. ıran ,Ortadoğu, Ortaasya ve Hazar bölgesinde oynanan ve devam edegelen paylaşım savaşlarını çok iyi analiz etmek gerekiyor..1989'dan bu yana etrafımız ateş çemberine dönüştürülmüş durumda...ateş kısmen güneydoğumuzda ve büyük kentlerimizdede tesirini gösterdi..şimdi ise sıcaklık derecesi çok yüksek olan bir ateş hazırlanıyorki...bu sefer ateşin şiddetinden bir çok masum bölge ülkesiyle masum halklların zarar görmesi ve yeni sömürge alanlarının belirlenmesi isteniyor..yaklaşık 15-20 yıl önce yahudi lobisi tarafından hazırlanan bir plan çerçevesinde afrikanın batı ucundan uzakdoğunun en doğu noktasına kadar geniş bir coğrafyada yeralan ıslam ülkeleri hedef seçilmiş durumdadır..1940 ların başında o günün en büyük kara ordusuna sahip olan Almanya, tüm Avrupa ve Kuzey Afrikada işgal rüzgarları estiriyor..ve Yunan Bulgar sınırından ,Ortadoğu ve hazar bölgesine geçmek ve petrol kaynaklarını elegeçirmek üzere Trakya sınırımıza gelmiş..herkes endişe ve korku içerisinde içersinde Alman ordularının sınırı ne zaman geçeceğini bekliyor.. o günki hükümett te acizlik içerisinde ..Almanlara teslim olmuş durumda bekliyor..bu haber üstadımız Bediüzzman Hazretlerinin(R.A.) kulağına geliyor vefalı ve sadık talebeleri tarafından..Muhterem ve Muazzez Üstadımız taşıdığı imandan aldığı ferasatle"Korkmayın Sınırdan geçemiyecekler..Çünki Risale-i Nur bu vatanı koruyor"..ve dediği çıkıyor Üstadımızın..Almanlar sınıra geldikleri halde Türkiyeyi işgal etmekten vazgeçip başka hedeflere yöneliyorlar...yine ikinci dünya savaşının sonunda bu sefer kominizm tehlikesi başlıyor..kuzeyden Sovyetler Birliği ,tüm doğu avrupayı, kafkasları,ortaasyayı isgal etmiş kominist idareleri bu ülkelerde yerleştirmiş ve ülkemizi işgal etmek veya içeriden kuklalar ile yönetimi elegeçirmek istiyor..o karanlık günlerde yine Üstadımız Talebelerine "Korkmayın,Risale-ı Nur sefine-i Nuh gibi Anadoluyu felaketlerden muhafaza ediyor ve koruyor..Koministler Risale-ı nur Anadoluda olduğu sürece bu ülkeyi elegeçiremiyecekler"..sonuçta değişşik zamanlarda içeriden ve dışarıdan bu teşebbüse Sovyetler başvurmuşlarsa da emellerine Allahın izniyle erişemediler ve 80 li yılların sonundan da tarih sahnesinden kansız ve sessiz bir inkilapla çekilmek zorunda kaldılar..

bu günlerde etrafımızı yine ateş çemberi sarmış..dünya da tüm savaşların felaketlerin hazurlayıcısı şerir bir kavim tarafından ,ıslam dünyasına yönelik olarak yeni senaryolar,işgaller ,tuzaklar planlanıyor..ve Anadolu tüm tuzaklara rağmen Risale-i Nur hizmetlerinin kudsiyeti hürmetine asla ateşin ortasında yer almıyor elhamdulillah..Cenab-ı Hak Rahim ismiyle bu dindar milleti koruyor ,Hafiz ismiyle ateşlerden, belalarladan,tuzaklardan, felaketlerden muhafaza ediyor..ne kadar dua etsek,ne kadar şükretsek yine de azdır..ıslamın kalbi,menevi kıblesi olan, şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu mukaddes ülke evliya ve asfiyanın manevi himmetiyle ,yapılan ihlaslı dualar ve Kuran ıman hizmetlerle ayakta duruyor..ve hileleri, tuzakları ılahi bir hile ile bozan Cenab-ı Erhamürrahimin Kuranda ıslama tuzak hazırlayanların kendilerinin ilahi bir tuzağa düştüklerini ilan ediyor ve onları tehdit ediyor..Ehl-i ıslama da cesaret ve emniyet veriyor...Ahir zamanla ilgili Hadis-i şerif lerde , hicaz ve ortadoğuda cereyan edecek savaşın petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarının paylaşılması ve işgal edilmesi üzerine çıkacağı ve Batı medeniyeti ile batılı büyük devletlerin bu savaşta boğulacağı ve batacağı rivayet ediliyor..Irakı işgal eden büyük ve obur bir devlet,işgal ettiği ile doymamakta gözünü ıran, Hazar, Ortaasya ve Basra körfezindeki diğer petrol ve gaz yataklarına dikmektedir..ve şer güçlerin elinde ,firavunvari bir neocon çetesi tarafından bir oyuncak gibi yönetilen bu ülke ve ders almayan müttefikleri belki de kendi tuzağını ve hazin sonunu hazırlamaktadır....bu konu üzerine yoğunlaşmak ve doğru isabetli analizler yapmak zorundayız..teknolojik ve askeri yönden gücünün zirvesine erişen bu ülke maalesef ekonomik ve sosyal yönden büyük bir tehlikenin ve uçurumun eşiğindedir...4 trilyon dolara yaklaşan dış borcunu rakipleri olan uzakdoğulu ekonomiler(başta çin,japonya,kore vs) finanse etmektedirler..ABD ye en fazla yabancı yatırım bu ülkeler tarafından yapılmakta ve cari açıklardış borçlar şimdilik ekonomiyi tehdit etmemektedir..,bu ülkeler ABD ye olan ihracaatlarının düşmemesi için doların dğerini sabit tutmaktalar ve şimdilik bu sistemi bozacak davranışa ve teşebbüse yeltenmemektedirler..zincirleme olarak Uzak doğu ülkeleri doların değerine müdahale etttiklerinde ve yatırımlarını ABD ekonomisindn çektiklerinde veya ABD ekonomsinde ani bir panik başladığında bu ekeonomiye tabi olan diğer tüm sistemlerde büyük bir felaketle karşı karşıya gelecektir..şimdi sesli düşünelim...uzak doğu ülkeleri hangi durumda böyle bir teşebbüse başvurmak zorunda kalabilirler..dünya petrol tüketiminin önemli bir yüzdesini tüketen uzakdoğu ekeonomileri ihtiyaçlarının büyük kısmını ortadoğu,hazar ve orta asya ülkelerinden karşılamaktadırlar..ve basra körfezi onlar için stratejik öneme sahiptir..Irakın işgal edilmesiylede büyük darbe yemişler ,ucuz , güvenli sürekli petrol temin etme imkanları riske girmiştir..ve ıran uzak doğu ülkeleri ve hindistan açsından petrol temin etmek için vazgeçilmez bir ülke haline gelmiştir..
• ıran petrol rezervleri ile Dünyada Suudi Arabistan’dan sonra 2.sırada doğalgaz rezervleri ile Rusya’dan sonra 2.sırada yer almaktadır.

• ıran Basra Körfezinde (Dünya Petrol taşımacılığının yarısı Basra Körfezinden yapılmaktadır.) en uzun kıyıya sahip ülkedir.

• ıran Kuzeyindeki Kazak,Özbek, Azeri ve Türkmen petrol ve doğal gazının en uygun yükleme ve pazarlama imkanına sahip Basra Körfezine ulaştırılması için en uygun güzergaha sahiptir.
Burada kritik nokta ırana dolaylı veya dolaysız olarak herhangi bir müdahalede bulunulması durumunda ,ıran ile petrol ve doğalgaz alışverişinde bulunan Çin;Japonya,Kore,Tayvan gibi ABD ekonomisini sermayeleri ile ayakta tutan ülkelerin yanısıra,önemlibir potansiyel güce sahip hindistan ile Ortasya,Hazar ;karadeniz,Doğu avrupa ve ortadoğuda ABD tarafından sürekli sıkıştırılan Rusya Federasyonunun seyirci kalması asla beklenmemelidir..böylesi bir mudahale ,barut deposuna tılan bir kıvılcım gibi hiç beklenmeyen bir savaşın ortadoğu,hazar,basra körfezi,akdeniz,kızıldeniz,karadeniz boyutunda genişlemesine ve büyük bir felaketin patlamsına yol açabilir..ve bir çok Hadis-i şerifde mübarek bir toprak olduğu ,fitnelerde ,harblerde ehl-i islam için sığınılması gereken yer olarak işaret edilen Anadoluyu söz konusu ateşlerden muhafaza etmesini Rab- Rahimimizden niyaz ediyoruz..Muhterem kerdeşlerim Kuran, Cevşen okuma, dua ve hizmet etme zamanıdır..insan kılığındaki şeytanlardan,her daim havaya suya ,medyaya,internete üfürdükleri şerlerden,vesveselerden Hafiz- Hakikiye sığınırız..asla ıslamın galip olacağından ümidinizi kesmeyiniz..kış fırtınaları,kar yağışları toprağın altında gizli kalmış kabiliyetleri geliştiriyor,baharda açacak çiçeklerin tohumlarını olgunlaştırıyor ve yağan rahmet yağmurundan büyük bir aşk ve şevkle akan dereler ırmaklar öyle büyük bir barajı besliyorki,baraj taşdığında önünde hiç bir engel kalmayacak.. Rahim ismine mazhar olan su unsuruyla pislikler temizlenecek inşallah...ve üzerinde savaş yapılan o mübarek hidrokarbon kaynakları da hakiki sahiplerini bekliyorlar çıkartılmak ve ıhl-i ıslam tarafından kullanılmak ve bolluk bereket içerisinde harcanmak,sarfedilmek üzere
Allaha emanet olunuz..selamlar.. ali said..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir