oncelikle: bu konuda benim de elimdeki eserler yeterli degil. Lakin yine de bildiklerimiz olcusunde size birseyler izah edelim.
1. Turkiyedeki halk seri mezhepte hanefi/ itikadi mezhepte ise maturididir genellikle. cogumuz bu farkin ne oldugunu bile bilmeyiz orasi ayri mesele...
2. Gecenlerde (1 yil kadar once) Ustadin kendisinden onceki buyuk zatlardan hangisinin sectigi tefsirleri ve ya aciklamalari daha ock tercih ettigi uzerine bir kitap okumustum. bu kitapta Ustadin Es'ari ve Maturidi mezheplerinden Maturidiyi daha cok kendine yakin gormus oldugunu soyluyordu...
3. MAturidi mezhebinin aslen soyledigi sey Peygamberler gonderilmese ve de insan dogru ve matematiksel bir mantik silsilesi ile kainati okumaya kalksa bir Yaraticinin varligina ulasacagidir. aslen benim merak ettigim Maturidinin bunu soylerken kastettigi Yaraticinin tum Esma-i husnasi ile birlikte Allah olup olmadigidir. (Hos Allahin Kelam gibi sifatlarini Allah bize peygamberler gondermese kavramamiz zor olurdu ya)..
4. Aslinda 22.Sozun birinci makaminda bir guzel hikaye anlatilir. Sonra onun uzerinden o hikayede bahsi gecen sehrin Vahidul Ehad, Mutasarrifi Kulli Sey, Kadir, Alim, Hakim.... bir Maliki oldugunu ispatlar. Orada aslen bakinca insan ilk olarak neden bu hikayeye ihtiyac duymus diyor. ama sonra bakiyorsunuz ki orada hikaye ettigi seyleri o sekilde bize yansitmasa gaflet perdesi altinda soylenenlere ya basimizi sallayip gececegiz ya da bize birsey ifade etmeyecek.. Mesela bir elma agacini bir kazan gibi tarif eder, onun dallarini kazanda pisen yemeklerin servis icin asildiklari gaybi ipler oalrak yansitir. Aslinda bu hakikatin ta kendisi iken biz gaflet, ulfet ve unsiyet perdeleri altinda bunlarin "DOGAL" olmasi hukmunu veririz. Oysa bunlara takilmadan kainati okuyan insan icin Ustadin verdigi o ornekler hakikaten ta kendisidir....Aslinda orda Ustad Vahidul Ehad bir Yaraticinin varligini akil ile bulur.
5. Tabi risalelerde onemli bir olcu ise sudur. akil ile bulmak denilen sey aslinda "saf akil" dedigimiz bulma yontemi degildir. bu akla en makul geleni tecih etmektir. Zaten risalelerde de vurgu yapilan (bknz. Metin Karabasoglu) aklin usta mi yoksa alet mi oldugu sorgusuna Ustad aklin bir arac oldugudur. Aklin usta olmasi ise ancak bizim saf akilla bilmemiz denilen isi iddia edenler icin gecerlidir.
Bunu biraz acar isek :
Akil eger usta ise kendi kendine bazi seyleri icad eder(dusuce dahi olsa) ve sonra bu icad edilenlerin en iyisini secer.
yok eger arac ise ona bazi tercihler sunulur(meleki ve seytani ilhamlara mazhar olur) ve o arac ile(ene kistasini da kullanarak) kisi tecihlerini yapar. Yoksa kisi diyemez ki "bunu ben dusundum" . Belki diyebilir ki "bu bana ilham edildi"
.....
simdilik durmam lazim. ogrencilerim geliyor... Bugun final review var...
hurmetler ve baki selamlar...
barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."