Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Fahri Avcu

Orta Düzey

Mesajlar: 496

Konum: Almanya

Meslek: isci

Hobiler: bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

61

13.05.2005, 13:01

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""


bu gün batı süratle islama koşuyor.
zaten yüz yıldır ıslami prensipler uygulanıyordu.
şimdi de zahiri olarak bu fütuhat gözüküyor.
saygılar


ben batinin islama kostugunu göremiyorum .
bir düsünelim türkiyeyi mesela kac tan dini TV kanali var kac digerleri
TV ile bir kere müslümanlar zehirleniyor pekela bu batiyi müslüman yaptik bunlar simdi nasil bir müslüman olacak biz bu televiziyonlara karsi ne yapabiliyoruz.herhangi bir gücümüz varmi veya olabilirmi
veya biz ailemizi ve kendimizi bundan koruyabiliyormuyuz
bu ve diger zulümatlari dagitacak bir güc lazim Allahu taala vaat ettmis vadini yerine o zatlarla getirecektir insallah.

62

13.05.2005, 13:43

fahriavcu kardeşim;

ya sen bizim yazdıklarımızıokumuyorsun, ya da kulaktan duyduğun bazı bilgilere takılıp kalıyorsun.
Üstad Hz.lerinin gelecek dediği mehdi hadisesinin hemen hemen hepsi hadislerin yorumdur.
Yoksa yeni bir mehdi geleceğine ait bilgiler değil.
Üstad, hadislerde bildirilen mehdi nin nasıl geleceğini ve nasıl bir hizmet ifa edeceğini söylüyor.
Ya da isim vermeden kendi hizmet ve mesleğini anlatıyor.
bunu da imtihan sırrı içinde anlatıyor.

Avrupadaki islami gelişmelere gelince;
kardeşim bu kadar da gözlerini kapama.
asrın başında Müslüman alemini haritadan silmek için uğraşan Batı, bu gün bir çok noktadan islama teslim olma durumuna gelmiş.
Bu gün bir müslüman AB ülkelerinde daha hür olabiliyor.

biraz dikkatli baksanız AB ülkelerindeki gelişmeyi görürsünüz.
Yusuf ıslam bunun açık ve net bir örneği.
ıngilterede yeni yayına başlayan ıslam TV de başka bir örneği.
daha çok örnek var

63

13.05.2005, 13:45

Alıntı

bu ve diger zulümatlari dagitacak bir güc lazim Allahu taala vaat ettmis vadini yerine o zatlarla getirecektir insallah.

kardeşim hikmet içinde düşünmek ve karar vermeklazım.
Bu dediğiniz mesele haktır.
ama iki yüz yıl içinde gerçekleşecek bir durumdur.
saygılar

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

64

13.05.2005, 15:56

selamın aleykum

Alıntı

"şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve "mimler" ikişer sayılsa bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar ise, Hazret-i Mehdi'nin şakirtleri olabilir." (şualar, 605)

"Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza hakiki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zat dahi bu zamanda gelse .... (Kastamonu Lahikası, 57)

Alıntı

Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi ve şakirtleri (talebeleri), Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah'a şükrederiz. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138 - Kastamonu Lahikası, 72)


abi bunlar apaçık deil mi yani ?
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

65

13.05.2005, 16:03

Birader biz böyle inanıyoruz... Hem, zaten bu saatten sonra Üstad'dan daha mübarek bir zat gelirse ona muhalif olacak değiliz, inşa'Allah, ona ilk tabi olacak olanlar bizleriz.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

66

13.05.2005, 16:04

Alıntı

Evvela: Nurun ehemmiyetli ve çok hayırlı bir şakirdi, çokların namına benden sordu ki: "Nurun halis ve ehemmiyetli bir kısım şakirtleri, pek musırrane olarak, ahir zamanda gelen Al-i Beytin büyük bir mürşidi seni zannediyorlar ve o kadar çekindiğin halde onlar ısrar ediyorlar. Sen de bu kadar musırrane onların fikirlerini kabul etmiyorsun, çekiniyorsun. Elbette onların elinde bir hakikat ve kat i bir hüccet var ve sen de bir hikmet ve hakikate binaen onlara muvafakat etmiyorsun. Bu ise bir tezattır, herhalde hallini istiyoruz."

alkan_unal kardeşim bak burada da Üstad açıkça kendisinin mehdi olduğunu söylüyor.
eğer meseleye tek taraflı bakarsan yanılırsın.

oarada niçin Üstadın bu tür izahlar ayptığını yukarıda yazdım.
tekrar bir bak istersen

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

67

13.05.2005, 16:07

selamın aleykum

Alıntı

O ileride gelecek acib şahsın bir hizmetkarı ve ona yer hazır edecek bir dümdarı ve o büyük kumandanın pişdâr bir neferi olduğumu zannediyorum. (Barla Lahikası, 162)



kardeş ben risale-i nur açısından bakalım diyorum...Aslında olay şu sorunun etrafında dolaşıyor...

Üstad hazretleri Ahir zamanda gelecek büyük Mehdi Mi? Bu soruya Üstad kendisi cevap vermiş O zaman başka birisi gelecektir...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

68

13.05.2005, 16:08

Alıntı

Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Nurun fevkalâde has şakirtleri, Sikke-i Gaybiye müştemilâtıyla, o evliya-yı meşhûreden, kırk günde bir defa ekmek yiyip kırk gün yemeyen Osman-ı Hâlidî’nin sarih ihbarı ve evlâtlarına vasiyetiyle ve Isparta’nın meşhur ehl-i kalb âlimlerinden Topal şükrü’nün zahir haber vermesiyle çok ehemmiyetli bir hakikatı dâvâ edip, fakat iki iltibas içinde, bu biçare, ehemmiyetsiz kardeşleri Said’e bin derece ziyade hisse vermişler. On seneden beri kanaatlerini tâdile çalıştığım halde, o bahadır kardeşler kanaatlerinde ileri gidiyorlar. Evet, onlar, On Sekizinci Mektuptaki iki ehl-i kalb çobanın macerası gibi, hak bir hakikati görmüşler; fakat tabire muhtaçtır. O hakikat de şudur:
Ümmetin beklediği, âhirzamanda gelecek zâtın üç vazifesinden en mühimi ve en büyüğü ve en kıymettarı olan iman-ı tahkikîyi neşir ve ehl-i imanı dalâletten kurtarmak cihetiyle, o en ehemmiyetli vazifeyi aynen bitemâmihâ Risale-i Nur’da görmüşler. ımam-ı Ali ve Gavs-ı âzam ve Osman-ı Hâlidî gibi zatlar, bu nokta içindir ki, o gelecek zatın makamını Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsinde keşfen görmüşler gibi işaret etmişler. Bazan da o şahs-ı mânevîyi bir hâdimine vermişler, o hâdime mültefitane bakmışlar. Bu hakikatten anlaşılıyor ki, sonra gelecek o mübarek zat, Risale-i Nur’u bir programı olarak neşir ve tatbik edecek.
O zatın ikinci vazifesi, şeriatı icra ve tatbik etmektedir. Birinci vazife, maddî kuvvetle değil, belki kuvvetli itikad ve ihlâs ve sadakatle olduğu halde, bu ikinci vazife gayet büyük maddî bir kuvvet ve hakimiyet lâzım ki, o ikinci vazife tatbik edilebilsin.
O zatın üçüncü vazifesi, hilâfet-i ıslâmiyeyi ittihad-ı ıslâma bina ederek, ısevî ruhanîleriyle ittifak edip din-i ıslâma hizmet etmektir. Bu vazife, pek büyük bir saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakârlarla tatbik edilebilir. Birinci vazife, o iki vazifeden üç-dört derece daha ziyade kıymettardır. Fakat o ikinci, üçüncü vazifeler pek parlak ve çok geniş bir dairede ve şaşaalı bir tarzda olduğundan, umumun ve avâmın nazarında daha ehemmiyetli görünüyorlar. ışte o has Nurcular ve bir kısmı evliya olan o kardeşlerimizin tâbire ve tevile muhtaç fikirlerini ortaya atmak, ehl-i dünyayı ve ehl-i siyaseti telâşe verir ve vermiş; hücumlarına vesile olur. Çünkü, birinci vazifenin hakikatini ve kıymetini göremiyorlar; öteki cihetlere hamlederler.
Kardeşlerimin ikinci iltibası: Fâni ve çürütülebilir bir şahsiyeti, bazı cihetlerle birinci vazifede pişdarlık eden Nur şakirtlerinin şahs-ı mânevîsini temsil eden o âciz kardeşine veriyorlar. Halbuki bu iki iltibas da Risale-i Nur’un hakikî ihlâsına ve hiçbir şeye, hattâ mânevî ve uhrevî makamata dahi âlet olmamasına bir cihette zarar verdiği gibi, ehl-i siyaseti de evhama düşürüp Risale-i Nur’un neşrine zarar gelir. Bu zaman, şahs-ı mânevî zamanı olduğu için, böyle büyük ve bâkî hakikatler, fâni ve âciz ve sukut edebilir şahsiyetlere bina edilmez.
Elhasıl: O gelecek zatın ismini vermek, üç vazifesi birden hatıra geliyor; yanlış olur. Hem hiçbir şeye âlet olmayan nurdaki ihlâs zedelenir, avâm-ı mü’minîn nazarında hakikatlerin kuvveti bir derece noksanlaşır. Yakîniyet-i bürhaniye dahi, kazâyâ-yı makbûledeki zann-ı galibe inkılâp eder; daha muannid dalâlete ve mütemerrid zındıkaya tam galebesi, mütehayyir ehl-i imanda görünmemeye başlar. Ehl-i siyaset evhama ve bir kısım hocalar itiraza başlar. Onun için, Nurlara o ismi vermek münasip görülmüyor. Belki "Müceddiddir, onun pişdarıdır" denilebilir.
Umum kardeşlerimize binler selâm.

ınşallah Sıkke-i gaybinin başında bulunan bu mektubu fırsat buldukça yorumlayalım.

69

13.05.2005, 16:12

Alıntı

Birader biz böyle inanıyoruz... Hem, zaten bu saatten sonra Üstad'dan daha mübarek bir zat gelirse ona muhalif olacak değiliz, inşa'Allah, ona ilk tabi olacak olanlar bizleriz.

Abdülakdir kardeşim;

Üsdattan sonra daha görevli kişi gelemeyecktir.
Ancak ısa(as) gelecektir.
Üstad son müceddid, yani Mehdi dir.
yani Ahirzaman Mehdisidir.

70

13.05.2005, 16:15

Abi benim onu deme niyetim yanlış anlaşılmasın, bizim taassubumuz yok anlamında dedim.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

71

13.05.2005, 16:16

selamın aleykum

Ya abi apaçık Ustad kendi demiyor mu?

Alıntı

O ileride gelecek acib şahsın bir hizmetkarı ve ona yer hazır edecek bir dümdarı ve o büyük kumandanın pişdâr bir neferi olduğumu zannediyorum. (Barla Lahikası, 162)
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

72

13.05.2005, 16:18

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""

Ehl-i siyaset evhama ve bir kısım hocalar itiraza başlar. Onun için, Nurlara o ismi vermek münasip görülmüyor. Belki "Müceddiddir, onun pişdarıdır" denilebilir.
Umum kardeşlerimize binler selâm.


Bamtelinden tutmuşsun, bırakma abi :)
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

73

13.05.2005, 16:18

peki burada bahsedilenler?

Alıntı

Gerçi her asırda hidayet edici, bir nevi Mehdi ve müceddid geliyor ve gelmiş, fakat herbiri üç vazifeden birisini bir cihette yapması itibariyle, ahir zamanın Büyük Mehdi ünvanını alamamışlar. (Emirdağ Lahikası, 260)

Hem bu üç vezaifi birden bir şahısda, yahut cemaatte bu zamanda bulunması ve mükemmel olması ve birbirini cerhetmemesi pek uzak, adeta kabil görülmüyor. Ahir zamanda Al-i Beyt-i Nebevi'nin (A.S.M.) cemaati-i nuraniyesini temsil eden Hazret-i Mehdi'de ve cemaatindeki şahs-ı manevide ancak içtima edebilir. (Kastamonu Lahikası, 139 ve Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 156)
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

74

13.05.2005, 16:20

alkan unal kardeşim;
bir fikrin hali alerm hadislerine uygun olması gerekir.
farz-ı muhal sizin bahsettiğiniz tarzda yeni bir mehdi gelecek olsa, alemdeki hadislerin buna uygun olması lazım.
şimdi bakıyoruz daha risale-i Nurun hakikatleri tam olarak hakim olmamış siz yeni bir mehdiden bahsediyorsunuz.
şimdi size bir şey nakledeyim:
Üstad Kastamonu Lahikasında:

Alıntı

fıkrası dahi, makam-ı cifrîsi 1545 olup kâfirin başında kıyâmet kopmasına ima eder.Lâ ya’lemu’l-ğaybe illâllah.

Yani 1545 de kıyamet kopacak diyor. belki üç yıl erken belki üç yıl sonra, ama 1500 yıllarında kıyametin kopacağı açık.
bu yıl 1426, demek ki dünyanın ömrü 100 küsur sene kalmış.
eğer bir mehdi gelecek ise hemen bu gün gözükmesi lazım.
yoksa dünyanın ömrü yeni bir mehdi için yeterli olamayacaktır.

75

13.05.2005, 16:22

Abi verdiğim ittihad'dan verdiğim linkler tam düzgün okunmuyor galiba.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

76

13.05.2005, 16:22

selamın aleykum

Abi 120 sene az bir zaman mı ki çıkması muhal olsun...zaten su 10 yıl içinde çıksa muhal olmaz diye düşünüyorum..
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

77

13.05.2005, 16:22

alkan unal kardeşim;
burayı bir oku lütfen ne anladığını da yaz:

Alıntı

Elhasıl: O gelecek zatın ismini vermek, üç vazifesi birden hatıra geliyor; yanlış olur. Hem hiçbir şeye âlet olmayan nurdaki ihlâs zedelenir, avâm-ı mü’minîn nazarında hakikatlerin kuvveti bir derece noksanlaşır. Yakîniyet-i bürhaniye dahi, kazâyâ-yı makbûledeki zann-ı galibe inkılâp eder; daha muannid dalâlete ve mütemerrid zındıkaya tam galebesi, mütehayyir ehl-i imanda görünmemeye başlar. Ehl-i siyaset evhama ve bir kısım hocalar itiraza başlar. Onun için, Nurlara o ismi vermek münasip görülmüyor. Belki "Müceddiddir, onun pişdarıdır" denilebilir.

Üstad niçin nurlara ve kendine açıkça mehdi diye tanımlamadığının en önemli sebeplerini sayıyor.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

78

13.05.2005, 16:25

selamın aleykum

Abi tamam bu sozden bunu anlarız...o zaman ustad neden bu kadar mehdi hakkında ilerde gelecek diye konuştu..oyle olsaydı en azından soylemezci boş bırakırdı...ama diyorki gerçek sahipleri gelir...bizde kabrimizden seyrederiz..bu kelimelere neden ihtiyaç duysun?
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

79

13.05.2005, 16:28

Üstad diyor: Kabrimizden seyrederiz.
Neyi?
Ettiğimiz hizmet sonucu kurulan şahs-ı manevinin ilerideki meyvelerini.

Bundan sonra daha büyük bir zat gelse, hangi kulvarda mücadele edecek? Bundan sonraki zat, o kadar büyük inkılabı tek başına yaparsa, onu tanımayan kalır mı?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

80

13.05.2005, 16:30

Alıntı

Abi 120 sene az bir zaman mı ki çıkması muhal olsun...zaten su 10 yıl içinde çıksa muhal olmaz diye düşünüyorum..

alkan unal kardeşim;

çok doğru, 120 yıl az bir zaman değil.
dediğin gibi bir mehdi çıkacak ise yakın bir zamnda çıkması lazım.
ama yine de ilginç bir durum var.
eğer yeni bir mehdi gelecek olsa idi şimdiye çoktan gelmeli idi.
Bu zatın 1973 veya 1976 yılında doğmuş olması gerekecekti.
çünkü Üstadın doğumundan yüz yıl sonra yukarıdaki vakte denk geliyor.
Zira Üstad da Halidi-i Bağdadiden 100 yıl sonra dünyaya gelmiştir.

diğer bir durum da müceddit veya diğer büyük zatlar daha çoçukluğundan itibaren harika bir zat olarak görülmesidir. öyle ki bu büyük zatlar daha yaşalrı 15-16 olmadan harika bir kutup olarak gözükmüşler.
Ben şu geçen yıllara ve günümüzdeki meşhur zatlara bakıyorum, hiç de böyle harika bir hal gözükmüyor

Bu konuyu değerlendir