Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

621

22.05.2007, 23:08

Re: ahir zamanda beklenen şahıs

Üstadımız bana göre de mehdidir.Madem her sey karşıtı ile bilinir.Karşıtlar dönemlerınde çarpışmış ve üstadımız felaketın her yerden aktığı dılımınde yıkımın tamıratına iman noktasıyla başlamıştır.Bu dava bir önemli bırının elınde kitap olsa o kitabın başına bu asra ısmını mühür gibi vuran çagın mutefekkirinın ısmı yazılırdı.

622

23.05.2007, 15:01

Hakikaten mehdidir..üstad Muhammed Said Okur..

bilmem herkes elinde risale olmadan hakikatı bulabilir mi?

hani üstad diyor ya size güneşi gösteriyorum..?

bu güneş ne olaki?risalei nur..

neden acaba!işte cevabı bu hakikattır..yani mehdilik hakikatı

amma biz mehdidir diye risalei nur okumuyoruz ki..

Allah rızası için okuyoruz..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

623

24.05.2007, 10:29

En basitinden matematiksel bir hesap yapalım.

Bediüzzaman Hazretleri müceddiddir. Doğumu hicri 1293'tür. Kendisinden önce Mevlana Halid-i Bağdadi Hazretleri 1193 yılında doğmuştur. Bediüzzaman'dan sonra gelecek müceddidin hicri 1393 yılında doğmuş olması lazımdı. Hicri 1428 yılındayız. Gelmişse bu zamanın müceddidi 30'lu yaşlarda olması gerekiyor.

Eğer bu tarihler Rumi ise 1423 yılındayız ve 30 yaşına gelmiş olan bir müceddidden haberimiz yok. Haberi olan varsa Allah rızası için söylesin...

Teknolojiyle iletişimin ve haberleşmenin hızlanmasına rağmen ben herhangi bir müceddid duymadım. Bediüzzaman'ın hayatını ve 30 yaşına gelene kadar neler başardığını hatırlayın. Peki o zaman bu asrın müceddidi nerede?

Gelmişse söyleyin, tüm herşeyi arkamda bırakıp ona tabi ve hizmetkar olayım. Gelmemişse; Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, son müceddid Mehdi (r.a.)'dir...

MıRZASAıD

Orta Düzey

Mesajlar: 319

Meslek: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Özel mesaj gönder

624

24.05.2007, 10:43

aynen öyle..

vesselam..
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

625

24.05.2007, 15:33

Alıntı sahibi ""Hulusi5""

Hakikaten mehdidir..üstad Muhammed Said Okur..

bilmem herkes elinde risale olmadan hakikatı bulabilir mi?

hani üstad diyor ya size güneşi gösteriyorum..?

bu güneş ne olaki?risalei nur..

neden acaba!işte cevabı bu hakikattır..yani mehdilik hakikatı

amma biz mehdidir diye risalei nur okumuyoruz ki..

Allah rızası için okuyoruz..



güzel hoş ama bu asrın söz sahibi risale-i nurdur bunun nedeni konusan yalnız hakikat olmasındandır. lakin hatanız var. eger risale-i nur mehdi olmasaydı mektubat kadarda olamazdı. mektubatı severiz haktır deriz ama (risaledekini demedim:)) risale-inurla es tutmayız. biz eger mehdi demeseydik mehdiyi aramak zorunda kalırdsık. bizim risaleleri opkuımamızın sebebi sadece güzel ve doğru olması değilk söz sahibi olmasıdır. yani sadece doğru olmak yetmez

626

16.06.2007, 13:11

Mehdi kelime manası itibari ile "hidayete vesile olan kişi" demektir. Hidayet ise Rahmet'ten gelir. Hal böyle olunca Rahmetten gelende şiddet olmaz.

Hidayet ıslam'a iltizam ve ıman'ı izan ile olur. Demek ki; Mehdi-i Azam'ın birinci vazifesi ıman ve ıslam esaslarıdır. Ancak, iman ve ıslam tek tek her bir bireyi ilgilendirir. Zorlamada olmaz. Cebren ve şiddetle hidayet verilmez. Demek Mehdi ıslam'ın tesisi ve iman'ı ihya ederken birinci olarak ıspat ve ikna metodu, ikinci olarak imanın hassası olan hürriyet-i şer'iyeyi tesis edecek. Hürriyeti şer'iye birinci olarak nefse karşı hür olmaktır. Nefine karşı hürriyetini ilan eden, ona köle olmaktan kurtulan zaten kimseye boyun eğmez. Bedeni köle olsa dahi kurtuluşa ermiştir. Bu da Beniısrail Peygamberlerinin metodudur. Önce ımanı tahkiki yapıp, nefsi arındırıp gerekirse sonra savaşmak.

Demek Mehdinin birinci vazifesi Müslümanları ikna ve ıspat metodunu tahakküm etmeden hürriyetini iade ederek tahkiki iman ulaştırmaktır.

Böyle bir şey de Mehdi ne kadar harika olsa tek başına yapamaz. Her yere yetişmez. Mehdi kitlesel bir hareket olmadığına göre cemaatle olan bir harekettir. Fırkalaşma veya cemiyetleşmeden uzaktır. Hiç kimse Mehdi benim cenahımdadır. Burdadır , şurdadır diyemez. O icraatleri ile geldiği anlaşılır. Kim olduğu belki bilinmez. ıman Nuru ancak onu tanır ve belki bilir. Hadisi-i şerifin dediği gibi; "Onun kim olduğunu söyleyen bilmez, bilen söylemez" Hiç bir dünyevi çıkara ilişmez. Hem yüzde doksan dokuzu dünya hayatını tanzim eden siyasete hiç girmese gerek. Sadece talim noktasında temas etmelidir. Yoksa siyasete girse tarafgirlik olacağından en önemli mesele olan ıman ve ıslam akim kalacaktır. Mehdini partisini tutmayan müslüman tarafgirlikle elindeki elması cam parçası adedecek Allah korusun imanı kayma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.

Demek Mehdi hareketi tamamen tarafsız ilahmını sadece ve direk Kur'an'dan alan bir harekettir ki Risale-i Nur bu programın öncüsüdür. Mehdi dahi bu programa sadık kalsa gerek.

Hem Mehdinin komutan olmasını tevili şu olsa gerek: En büyük cihad nefse karşı olandır ki, Mehdi nefs ile yapılan mücadelenin piri ve lideridir. Maddi komutanlık ise o devrin silahlarını en iyi istimal edebilme yeteneğine sahip olduğunu gösterir. Taki o zaman ancak komutan olabilir. Bu devirde ise mücadele kalamledir. Demek Mehdinin kalemi ve sözü çok kuvvetli olsa gerek.

Ayrıca komutanlık meselesi KUr'an'daki Talut vakıasına benzetilebilir. Talut'un soylu bir insan olmaması Yahudileri kızdırmış ve onlara bir şüphe gelmişti. Oysa Talut soylu olmasada Yahudilerin duasındaki şahane komutana uygundu. Ancak Yahudiler duada arzu ettikleri komutanı sınava aykırı bir şekilde olağan üstü tahayyül etmişler en azında soylu biri olacağını düşünmüşlerdi. Ancak, Allah onlar için en iyisini vererek Talut'u gönderdi.

ışte bu vakıa Mehdiye işaretler verir. Baktığımızda mehdiya muntazır her cemaatin tahayyül ettiği mehdi Yahudilerdeki gibi soylu birini aramaktan ibarettir. Soylu semboliktir. Yani bu asırdaki fırkalar için soylu olmak kendi fırkasına dahil olmaktır. Hali ile muntazır kalınınan; yani, beklenilen zat gelse dahi aynı Talut kıssasındaki gibi pek çok kişi hayal kırıklığına uğrayacak ve ulema dahi aynı cenahta görmediği, başka bir metodla komutanlık edecek Mehdiyi beğenmeyip hayali mehdiler üretecek, uzun bir müddet Mehdinin askerlerine tabi olmayı red edecektir. Ancak Mehdinin kalemi güçlü olduğundan hepsini hatta ehl-i kitabı dahi ikna edip hürriyet-i şer'iye tesis edilecektir.

Yani Mehdinin zuhurunda aynen Talut'un kabul ediliş sürecine benzer bir süreç yaşanacaktır.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

627

16.06.2007, 14:35

Alıntı sahibi ""Ceka""

Mehdi kelime manası itibari ile "hidayete vesile olan kişi" demektir. Hidayet ise Rahmet'ten gelir. Hal böyle olunca Rahmetten gelende şiddet olmaz.

Hidayet ıslam'a iltizam ve ıman'ı izan ile olur. Demek ki; Mehdi-i Azam'ın birinci vazifesi ıman ve ıslam esaslarıdır. Ancak, iman ve ıslam tek tek her bir bireyi ilgilendirir. Zorlamada olmaz. Cebren ve şiddetle hidayet verilmez. Demek Mehdi ıslam'ın tesisi ve iman'ı ihya ederken birinci olarak ıspat ve ikna metodu, ikinci olarak imanın hassası olan hürriyet-i şer'iyeyi tesis edecek. Hürriyeti şer'iye birinci olarak nefse karşı hür olmaktır. Nefine karşı hürriyetini ilan eden, ona köle olmaktan kurtulan zaten kimseye boyun eğmez. Bedeni köle olsa dahi kurtuluşa ermiştir. Bu da Beniısrail Peygamberlerinin metodudur. Önce ımanı tahkiki yapıp, nefsi arındırıp gerekirse sonra savaşmak.

Demek Mehdinin birinci vazifesi Müslümanları ikna ve ıspat metodunu tahakküm etmeden hürriyetini iade ederek tahkiki iman ulaştırmaktır.

Böyle bir şey de Mehdi ne kadar harika olsa tek başına yapamaz. Her yere yetişmez. Mehdi kitlesel bir hareket olmadığına göre cemaatle olan bir harekettir. Fırkalaşma veya cemiyetleşmeden uzaktır. Hiç kimse Mehdi benim cenahımdadır. Burdadır , şurdadır diyemez. O icraatleri ile geldiği anlaşılır. Kim olduğu belki bilinmez. ıman Nuru ancak onu tanır ve belki bilir. Hadisi-i şerifin dediği gibi; "Onun kim olduğunu söyleyen bilmez, bilen söylemez" Hiç bir dünyevi çıkara ilişmez. Hem yüzde doksan dokuzu dünya hayatını tanzim eden siyasete hiç girmese gerek. Sadece talim noktasında temas etmelidir. Yoksa siyasete girse tarafgirlik olacağından en önemli mesele olan ıman ve ıslam akim kalacaktır. Mehdini partisini tutmayan müslüman tarafgirlikle elindeki elması cam parçası adedecek Allah korusun imanı kayma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.
Demek Mehdi hareketi tamamen tarafsız ilahmını sadece ve direk Kur'an'dan alan bir harekettir ki Risale-i Nur bu programın öncüsüdür. Mehdi dahi bu programa sadık kalsa gerek.

Hem Mehdinin komutan olmasını tevili şu olsa gerek: En büyük cihad nefse karşı olandır ki, Mehdi nefs ile yapılan mücadelenin piri ve lideridir. Maddi komutanlık ise o devrin silahlarını en iyi istimal edebilme yeteneğine sahip olduğunu gösterir. Taki o zaman ancak komutan olabilir. Bu devirde ise mücadele kalamledir. Demek Mehdinin kalemi ve sözü çok kuvvetli olsa gerek.

Ayrıca komutanlık meselesi KUr'an'daki Talut vakıasına benzetilebilir. Talut'un soylu bir insan olmaması Yahudileri kızdırmış ve onlara bir şüphe gelmişti. Oysa Talut soylu olmasada Yahudilerin duasındaki şahane komutana uygundu. Ancak Yahudiler duada arzu ettikleri komutanı sınava aykırı bir şekilde olağan üstü tahayyül etmişler en azında soylu biri olacağını düşünmüşlerdi. Ancak, Allah onlar için en iyisini vererek Talut'u gönderdi.

ışte bu vakıa Mehdiye işaretler verir. Baktığımızda mehdiya muntazır her cemaatin tahayyül ettiği mehdi Yahudilerdeki gibi soylu birini aramaktan ibarettir. Soylu semboliktir. Yani bu asırdaki fırkalar için soylu olmak kendi fırkasına dahil olmaktır. Hali ile muntazır kalınınan; yani, beklenilen zat gelse dahi aynı Talut kıssasındaki gibi pek çok kişi hayal kırıklığına uğrayacak ve ulema dahi aynı cenahta görmediği, başka bir metodla komutanlık edecek Mehdiyi beğenmeyip hayali mehdiler üretecek, uzun bir müddet Mehdinin askerlerine tabi olmayı red edecektir. Ancak Mehdinin kalemi güçlü olduğundan hepsini hatta ehl-i kitabı dahi ikna edip hürriyet-i şer'iye tesis edilecektir.

Yani Mehdinin zuhurunda aynen Talut'un kabul ediliş sürecine benzer bir süreç yaşanacaktır.

Muhabbetle


Allah c.c razi olsun beni cok etkileyen yazinin kücük bir bölümünü kirmizi ile renklendirdim hakkini helal et kardesim.selam ve dua ile...
Ümitvar olunuz..

628

16.06.2007, 20:29

Bismillahirrahmanirrahim

Sünnet-i seniyye Kur`anin hayata aktarilma, yasanma halidir. (madem Allaha itaat edilecek itaat yollari icinde en saglami kisasi s.a.m efendimizin sünnetleridir actigi yoldur ...
Müslüman icin neki yapacaksa yapacagi her isi hali( ya fareizlerde ya vaciblerde ya sünnetlerde ya menduplarda ya mübahlarda bulur yani Sünnetin meratibi olan bu basamak ve hüküm ve konumlarda bulur alir)
yani: acaba böyle hareket hakmidir maslahatmidir diyecegi neki var ise o meselede sünnete tabi olunca nuru bulur dogru karari bulur...
Elbette islam adina kim is görecekse yapacagi is islamdan olacaktir.
Madem yapilacak is islam adina islamdandir bu dahi Sünnetlerin ihyasi ile olacaktir.
yani denebilirki: o Hazret r.a ve o hazretler ve ordulari, cemaatleri, yaninda safinda olanlar:
Sünneti seniyyeye ittiba edenlerdir,ederler(alatakatil imkan)
ittiba edenlere taraf olanlardir
ittiba edenleri ittiba ettikleri sünnetlerden dolayi s.a.m namina onlari sevenlerdir
onlari yapmak yasamak isteyenlerdir, bunun icin talebde duada olanlar Allahatn isteyenlerdir...
bunlarla ve sünnetler ile bagi muhabbeti olanlardir denilebilir...

O hazretin kim oldugunu bilmesede bir müslüman o ve emsali r.a hazretlerinin yüz yillardir
kendi yasadiklari asirda islamin tamir edilmesi gereken islerini alip yapmislar...
elbette asrimizda dahi tahrib edilen yerleri tamir edip, sünnetleri ihya edeceklerdir...
-----------------------------------

ıkinci ışaret, yani Altıncı ışaret:
Hazret-i Mehdi'nin cem'iyet-i nuraniyesi,
Süfyan komitesinin tahribatçı rejim-i bid'akâranesini tamir edecek,
Sünnet-i Seniyeyi ihya edecek; yani âlem-i ıslâmiyette risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) inkâr niyetiyle şeriat-ı Ahmediyeyi (A.S.M.) tahribe çalışan Süfyan komitesi,
Hazret-i Mehdi cem'iyetinin mu'cizekâr manevî kılıncıyla öldürülecek ve dağıtılacak...

...
şu mühim sır pek uzundur. Başka yerlerde bir nebze bahsettiğimizden burada bu kısa işaretle iktifa ediyoruz.
(Mektubat)

629

10.10.2007, 20:24

Süfyânî Deccâl

عن ابى هريرة (رض) قال رسول الله (ع.ص.م):
يخرج رجل يقال له السفيانى فى عمق دمشق وعامة من يتبعه من كلب، فيقتل حتى يبعر بطون النساء و يقتل الصبيان، فتجمع لهم فليس فيقتلها حتى لا يمنع دنب بلعة.. و يخرج رجل من اهل بيتى فى الحرة، فيبلغ السفيانى فيبعت اليه جندا من جنده فيهزمهم اليه السفيانى بمن معه حتى اذا صار ببيداء من الارض خسف بهم فلا ينجو منهم الا المخبر عنهم. قال الحاكم هذا حديث صحيح الاسناد على شرط الشيخين و لم يخرجاه واقر الذهى


Meâli: Ebu Hüreyre'den rivâyet: Resûlullah ferman etti ki: "Âhirzamanda bir adam çıkacak, ona Süfyanî denilecektir. Bu şahıs, "Dimeşk şam Kıtasının" derinliklerinde zuhur edecek, ona ittiba edenlerin ekserisi "Kelb" kabilesindendir. Bu Süfyanî öyle katl ve kıtal yapacak ki, hattâ kadınların karınlarını yaracak, içindeki çocukları dahi öldürecektir... Sonra benim Ehl-i Beytimden bir adam çıkacak. Onun bu çıkışı, Süfyanî Deccal’a haber olarak ulaşacak. Süfyanî, bu zâtın üstüne bir ordu gönderecek..." (Abdulkadir Badıllı, Risâle-i Nûr’un Kudsî Kaynakları, Envar Neşriyat)

630

10.10.2007, 20:27

و عن أنس رضي الله عنه قال: قال رسول الله (ع ص م): ما من نبي إلا وقد أنذر الأعور الكذاب، ألا إنه أعور، وإن ربكم عز وجل ليس بأعور، مكتوب بين عينيه ك ف ر" متفق عليه.

Enes (r.a)'dan resûlüllah (s.a.v)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:
"Hiçbir peygamber yoktur ki, ümmetini bir gözü kör olan yalancı -Deccâl-dan korkutmuş olmasın. şüphesiz ki onun bir gözü kördür, ama hiç şüphesiz ki Yüce Rabbiniz kör değildir. Onun iki gözü arasında 'K-F-R-kâfir' yazılıdır." (Buhari ve Müslim)

631

10.10.2007, 20:47

:lol: biraz komik olacak ama, bursa da yaşlı insanlar tv ye deccal der :roll: ekrana onun tek gözü olarak bakarlar..hatta bazı yaşlı hanımların arkalarını tv ye dönerek oturduklarına şahit oldum :shock: "onun çıktığını duyarsanız, sakın gözüne bakmayın! yoksa siz de onun yoluna saparsınız! " dermiş dedeleri :roll:

632

10.10.2007, 20:51

yok kardeşim komik değil ki gerçeğin kendisi..
o şahıs gözleriyle etkiliyormuş insanları..dikkatli bak resimlerine fark edersin..hatta üstad ankaradayken iki pramağıyla işaret ediyor gözlerine..
Risale-i Nur'un hedefi doğrudan doğruya ahirettir. Dünya ile alışverişi yoktur...

633

10.10.2007, 20:55

komik olan, ninelerin tv ye bakmamaları :lol: ama belki aynı yola götürdüğü için doğruluk payı vardır! en ücra köşelere bile müstehcenliği tv yaymadı mı :?:

634

16.10.2007, 16:34

إن الدجال يخرج من قبل المشرق من مدينة يقال لها خراسان، يتبعه أقوام كأن وجوههم المجان المطرقة.
% (حم، م - عن أبي بكر).


Meâli: "Deccal doğudan, Horasan denilen yerden çıkacak. Ona, yüzleri deri kalkanlarını andıran bir halk tâbi olacak." Ebû Bekr radıyallahu anh. Kenzü'l Ummal

635

16.10.2007, 19:20

" قلنا: يا رسول الله! وما لبثه في الأرض؟ قال "أربعون يوما. يوم كسنة. ويوم كشهر. ويوم كجمعة. وسائر أيامه كأيامكم"

“Deccal yeryüzünde 40 gün kalacaktır. Bu kırk günün bir günü bir yıl gibi, bir günü bir ay gibi, bir günü bir hafta gibi, diğer günleri ise normal günleriniz gibi olacaktır.” (Müslim, Kitabu’l-Fiten ve Eşrâtu’s-Sâat, 20)

636

21.10.2007, 17:50

Mehdi hakkındaki hadisler

Mehdi hakkındaki ekser hadisler mecazi, işari gibi sınıflara ayrılır.

Elimizdeki hadisler genel itibari ile bir bilenin tefsirine muhtaç, hangi hadisin nereye baktığını işaret edebilecek bir ehil ister.

Risalelerde bu hadislerin izahları ve bazı numuneler ele alınmıştır. Bu verilen numunelerden hareketle diğer hadislere bakılmalıdır.

Ahirzaman, Mehdi, Mesih, Deccal vs hakkındaki hadislere direk mana veren, hepsini bir arada mütâlaâ eden hata eder, anlamasında boşluklar oluşur ve kendi yorumlarıyla boşlukları kapama yanlışını irtikab eder.

Bütün itibariyle gerek Kur'an ayetleri gerekse hadisler daima imtihan sırrına uygun anlamalı, bunun dışında aklın ihtiyarını elinden alacak hadiseler beklememelidir. Bu hususlarda özellikle toplum ve tarih biliminden bir miktar bilmek gerekmektedir. Perspektif çok iyi yakalanmalıdır.

Bu mevzuların evvelinde ve ahirinde bize düşen kulluktur. Garb yada şarkta da olsanız amelinizin bereketi ve ihlasınızın kuvveti ile Mehdi r.a.'ın cemaatine dahil olursunuz.

Mevzu üzerinde internette halihazırda en az 3 ayrı dalda, bu üç ayrı dalın bölündüğü bir 20 değişik yaklaşım/hizb mevcuttur ve daima bunu göz önünde bulundurarak bu forumları veya blogları okuyunuz.

a- Herkesin kabul ettiği Risale-i Nurlardaki tanımınu kabul eden kesim, ya da Risale-i Nur talebeleri
b- Risalelerdeki tanımı kabul eden ama halihazırda ilerleyen Mehdi r.a.'ın vazifesini anlamamış veya kabullenememiş kesim. Bu kesim ciddi bir Mehdi intizarı içerisinde. Ekserisi siyasi bağlantısı olan anlayıştakiler.
c- Kendi Mehdi kabul ettikleri öncülerini pazarlayan, tutucu, aldanmış kesim.

Fahirlenmek için söylemiyorum ama Mevzu üzerine bir 2000 küsur sayfayı tetkik etmekle beraber, Elhamdülillah Risale-i Nurlardaki tanımlarım, özün ve mevzunun filiz halinde bırakılmasının isabetliliğini gördüm, Risalei Nurlara talebe olmanın ne büyük bir ikram-ı ilahi olduğunu anlayıp şükrettim.

Hürmetlerimle.

637

24.01.2008, 16:47

Re: selamın aleykum

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Harun Yahya; Üstad, Deccal'in kim olduğunu Emirdağ lahikasında açık açık anlattığı halde websitesinde onu övüyor. Hakikati örtüyor!!! Mehdi konusunda saptırmayacağına nerden güveneyim?



Her sey acık degılmı.SUFYAN şAM A SÜRÜLMÜşTÜ..1908 PEKı kaldıgı tarıh de belli üstad ne zaman şam daydı..MEşHUR şAM HUTBESı 1911 BAK KARşITLAR ORACIKTA. HARUN YAHYA ONU ÖVÜYOR VE YÖNETıMIN GOSTERDIGI TEPKI COK HAKLIDIR..

638

24.01.2008, 17:07

Alıntı sahibi ""nesl-i cedid""

sevgili kardeşim Shiba ,

biz şunu izah etmeye çalışıyoruz , Mehdi Üstaddır veya Hocaefendidir kim derse , hem üstada hem Hocaefendiye hemde bu muteremlerin şahsında yaptıkları Hizmetleri baltalar ve zarar verir. Nitekimde veriyor !

Hocaefendinin Mehdilik gibi bir iddiasının olmadığını da dile gitirdik. hatta isteyen olursa , 2001 yılındaki bir yazısında bu konuya kesin bir yaklaşımda vardır. kalbi müsterih olmaları açısından isterlerse bu yazıyıda yayınlıyalım !

Bu konu başlığının açılmaması açılmasından daha ahyırlı olduğunuda ilk yazılarımızda izah ettik , zarar veriyor dedik !

Siz beni tanıyorsunuz , söylemediğimiz bir konuda bizi zan altında bırakmayın !

Allah Cumamızı hayırlı ve bereketli kılsın inşallah !





evet bizler bu işin ehl degiliz ehiller gelince terk silah eylerız dedı gülen hocaefendı yani kendısıde topu belkide baska bir gence attı..üstad ile hocaefendi arasında kendısı soylemekten sonra asla tahmın edılmeyecek bır sır var tartısmalarımızda bu sırı bilmememizden kaynaklanıyor.

639

25.01.2008, 14:48

Hocaefendiyi karıştırmasanız eksik olur yani. Üstad ile Hocaefendi'nin hiç bir ilişkisi yoktur. Bırakın bu delilsiz iddiaları artık!!!

Mesajlar: 47

Konum: sakarya

Meslek: öğrenci

Hobiler: risale-i nur ve kuran-ı kerim

  • Özel mesaj gönder

640

21.02.2008, 21:51

kardeşler hz. mehdinin çıkışı yani görevlerini yapmaya başlama zamanını bilen varmı acaba? ne zaman kurtulcaz bu süfyandan ?
BıSMıLLÂH her hayrın başıdır

Bu konuyu değerlendir