Adı 10.Söz değil, Haşir risalesiydi. Üstad ıhlas risalelerinden biri hakkında da, 17.Lem'an'ın bilmem kaçıncı notasının, şu nüktesiyken, nuraniyetine binâen 21. Lem'a oldu diyor gibi hatırlıyorum. Sonradan dizilişi sünuhat-ı kalbiye mi dersen, Allahû â'lem bissavab. Doğru olarak Allah bilir.
Bir de, haşir risalesinin yazılış hikayesi var, bir kısım komiteler, haşri red etmek için planlar kuruyorlar, Üstad Rum suresi 50. ayetini belki yüzler defa okuyarak odanın içinde dört dönüyor. Sonra sünuhat-ı kalbiye ile Üstad diyor "Yaz! Haşir risalesi! Bir zaman iki adam..." Bu risale bu komite üyelerinin posta kutularına bırakılınca artık onlar diyor "Gayrı artık haşri çürütmek imkânsız."
Bir de, haşir risalesi gibi, risaleler ihtiyaca binaen, sünuhat-ı kalbiye olarak geliyor... Hani bazen şairler der ya, ilham geldi... ışte nerde ihtiyaç ve yara, orada tiryak ve merhem bi-iznillah. Dizilişi hikmetlere binaen sonradan değiştirilmiş olabilir. Mesela Sözler'in dizilişi manidardır. Besmelenin tefsirinden başlar, diğer konulara devam eder.