Süleyman KÖSMENE
Seb’ül-Mesânî nedir?-2
Mustafa KIRIKKALE: “Kastamonu Lâhikasının 153. sayfasında, ‘Risâle-i Nur, altı rükn-ü imaniye ile bu esas ubudiyeti ispat edip Seb’ül- Mesânî cilvesine mazhariyeti muraddır” cümlesini açıklar mısınız? Seb’ül- Mesânî nedir?”
Kur’ân’ın “Seb’ül- Mesani” kavramıyla, övülen yedi âyetli sûre mânâsıyla Fatiha Sûresini kastettiği hakkında görüş birliği bulunduğunu dün ifade etmiştik.
Peygamber Efendimiz (asm) Hazret-i Übeyy ıbn-i Ka’b’a:
“Sana ne Tevrat’ta, ne ıncil’de, ne Zebur’da, ne de Kur’ân’ın diğer kısımlarında benzeri indirilmemiş bir sûre öğretmemi ister misin?” buyurdu.
Übeyy ıbn-i Ka’b:
“Evet yâ Resûlallah!” dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm):
“Namazda nasıl okuyorsun?” buyurdu. Übeyy ıbn-i Ka’b, Fatiha Sûresini okuyunca, Peygamber Efendimiz (asm):
“Evet, nefsim kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, onun eşi ne Tevrat’ta, ne ıncil’de, ne Zebur’da ve ne de Kur’ân’ın diğer kısımlarında indirilmiştir. O bana verilen şanlı Kur’ân’ın içinde bulunan yedi âyetli Fatiha Sûresidir”1 buyurdu.
Peygamber Efendimiz (asm) bir diğer hadislerinde “Her kim namaz kılar ve o namazında bildiği halde Fatiha Sûresini okumazsa o namaz eksiktir. O namaz noksandır. O namaz tamam değildir. Allah Teâlâ, ‘Fatiha Sûresini kulumla kendi aramda iki eşit kısma ayırdım. Yarısı Benim, yarısı da kulumundur. Kulum onunla istediğine kavuşacaktır’ buyuruyor. Nitekim kul kıyama kalkar ve ‘Elhamdülillahi Rabbi’l-âlemin’ (Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun) der. Bunun üzerine ulu ve yüce Allah, ‘Kulum bana hamd etti!’ buyurur. Kul, “Errahmanirrahim” der. Allah, ‘Kulum Bana senada bulundu’ buyurur. Kul, ‘Mâlik-i Yevmiddin’ der. Allah Teâlâ: Kulum Beni tazim etti. ışte bu okunanlar Bana aittir. “ıyyake nabüdü ve iyyake nestain” Benimle kulum arasındadır. Sûrenin bundan sonraki âyetleri ise kulumundur ve kulum o âyetleri okuyarak dilediğine kavuşur. Çünkü kulum artık, “ıhdinassırâtelmüstakim. Sıratellezine en’amte aleyhim gayri’l-mağdubi aleyhim veladdallin. Âmin” diye duâ ediyor, buyuruyor.”2
Fatiha Sûresinin mânâsını kısaca verelim: “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla: Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O Rahmandır; rahmeti bütün varlıkları kuşatır. Ve bütün yaratıklarının her türlü rızkını merhametle yetiştirir. O Rahimdir; yaratıklarına karşı pek şefkatli ve merhametlidir. O hesap gününün sahibidir. Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz. Bizi sırat-ı mustakime (doğru yola) ilet. Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun peygamberlerinin ve onlara tabi olan Salih kullarının yoluna ilet.—Gazabına uğrayanların ve dâlâlete düşmüş olanların yoluna değil. Âmin.”
ımanın altı erkânını ve ıslâmiyet hakikatlerini ispat eden Risâle-i Nur, kişiyi zahirden hakikate geçirir. Yani kişiyi bulunduğu mertebeden alır ve iman-ı tahkiki mertebesine çıkarır. Risâle-i Nur bu vasfıyla; Kur’ân’ın çekirdeği olan ve okuyucusunu gaybtan muhataba geçirip doğrudan Allah’ın huzuruna çıkaran ve Seb’ül- Mesani ünvanına lâyık bulunan Fatiha Sûresinin bir büyük tefsiri mahiyetindedir. Yani onun cilvesine mahzardır.
DUÂ
Allah dinimiz için bize yeter! Allah dünyamız için bize yeter! Kerîm ve cömert olan Allah ehemmiyet verdiğimiz herşey için bize yeter! Her türlü ihtiyacımız için Rahîm olan Allah bize yeter! Her türlü sorunumuz için Raûf olan ve bize yakın olan Allah bize yeter! Mîzanda ve hesap gününde lütfedici olan, cömert olan ve kerem sahibi olan Allah bize yeter! Cennet ve Cehennem ile ilgili her talebimiz için hikmet Sahibi olan Allah bize yeter! Sırat köprüsünde kudret sahibi olan Allah bize yeter! Kendisinden başka ilah olmayan Allah bize her işimiz ve her ihtiyacımız için yeter ki, O’na tevekkül ettik, O’na güvendik. O’na inandık. O Arş-ı Azîm’in Rabbidir!
Âmîn... Âmîn... Âmîn...
Dipnotlar:
1- Tirmizi, Kur’ân’ın Faziletleri, 1.
2- Tirmizi, Kur’ân Tefsiri Babları, 2.
06.03.2005
E-Posta: fikihgunlugu@yeniasya.com.tr
http://www.yeniasya.com.tr/2005/03/06/yazarlar/skosmene.htm