Giriş yapmadınız.

21

18.02.2005, 22:37

Selamün aleyküm ve Rahmetullahi ve Bereketühü

Nur meslegi kuran hadimligi oldugu asikardir.

1. KURANin hakikatlerini en makul ve tatmin edici sekilde dürbün misal yakinlastirmasi

2. Cevaplarin birinde denildigi gibi, Kuran-i Kerimin levh-i mahfuzda yazilan seklinde yazilmasina vesile Nur Kahramanlaridir (ÜStad hazretleri ve Hüsrev Efendi)

3. KURANdaki tavsiye edilen tefekkür "malzemesi" (böcek..sema .. arz) Risalelerde degerlendirilir (GERCEK ANLAMDA!!!)


Yinede, ilahi Hitabi düzenli ve tefekkür ederek okumaya gelince, eksikliklerimi itiraf ediyorum, ve cemaat olarak Kuran egitimine biraz daha fazla egilmemizden yanayim.

Nur Talebeleri hapisteyken devamli hatim indirirlermis. Kuran okuyamayan mahkumlara ilkin elifba ögretilirmis.

Selamlar
Elindeki ihtiyar bir kil kadardir ve iktidarin bir zerre kadardir

22

19.02.2005, 04:37

ve aleykümüsselamü ve rahmetüllahi ve berakatuh,

Hapiste iken bi abi elifbayı öğrenmiş ve ardından diyanette hattat olmuş. Adını hatırlamıyorum. Bilen var mı? Gazetede onunla ilgili hatıra vardı sanırım. Oradan aklımda kalmış olabilir.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

23

19.02.2005, 07:04

Degerli Kardeslerim,

Madem bu konunun buraya gelmesine vesile olan bu fakirdir, onun asagidaki cumlesini lutfen dikkatle analiz ediniz. Ustadin tabiri ile "eger duz mantik ile yaklasacaksaniz lutfen okumayinz"

Cevrede bir cok insan var Nurlari okuyan insanlarin onlari Kur'anin ustunde tuttugunu soyleyen. Bu insanlar icinde samimiyetsiz olanlar oldugu gibi samimi olanlarda var ve iste onlara kendimizi iyi anlatmak bizim vazifemiz. Hem eger ortada boyle bir iddia varsa boyle bazi insanlar da olmasi ihtimali cok yuksek. O zaman bizim cevremizdeki insanlara Risale-i Nur'un "Asrin ruhuna en uygun bir Kur'an tefsiri oldugunu ve gayesinin Kur'anin ve Iman yolunun daha anlasilir bir hale getirilmesi oldugunu, kisacasi akillarimizi ve de dusunme bicimlerimizi Kur'anin ve de Peygamberin ogretesine gore ayarlamamiz icin yazilmis bu asrin en muhim bir merhemi oldugunu" anlatmamiz gerekiyor...

Iste bu asir "Insanlarin bir vadide , Kur'anin bir vadide oldugu bir asir" ve bunun manasi insanlar Kur'ani okumuyordan cok okusalarda anla(ya)miyorlar demek ve Nurlar iste belki de burda en buyuk rolu ustelenen eserler....

kafalari karistirdigim icin ozur dilerim...

hurmetler ve baki selamlar
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

24

19.02.2005, 07:40

şeyhim konuyla ilgisi olmayan bir soru soracağım, ihtiyaca binaen mi muhalefet yaparsın, yoksa muhaleftsiz tadı olmaz diye mi :)

Alıntı sahibi ""muhterem""

Iste bu asir "Insanlarin bir vadide , Kur'anin bir vadide oldugu bir asir" ve bunun manasi insanlar Kur'ani okumuyordan cok okusalarda anla(ya)miyorlar demek ve Nurlar iste belki de burda en buyuk rolu ustelenen eserler....


Güzel tespit, bizi anlamadığı için vuranların bir kısmı bunlar, ifrata kaçıp tekfir eden, şirkle, bid'atçılıkla itham edenler dahi var. Başka forumdaki bir abi, Kur'anı kafasına göre yorumlamak, çarpıtmak ve bilimum şeylerde iyice ifrata kaçan bu tür bir kişiye "Senden ancak Kur'an fihristi olur" diyerek taşı gediğine koymuştu, ama konu nurculuk değildi, başka bir şey yüzünden dedi o ayrı.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

25

19.02.2005, 12:38

Cevap yazmamaya niyetliydim ama dayanamadım...

Bu tür söylemlere sahip olan kişiler genellikle ard niyet taşıyarak bunları söylediklerinden genellikle verdiğim cevap "Risale-i Nur'u oku cevabını bulursun" şeklinde oluyor...

Selam ve dua ile..
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

oNUR

Stajyer

  • Konuyu başlatan "oNUR"

Mesajlar: 142

Konum: Istanbul

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

26

28.02.2005, 14:44

Alıntı sahibi ""Risale Okuyorum""

Cevap yazmamaya niyetliydim ama dayanamadım...

Bu tür söylemlere sahip olan kişiler genellikle ard niyet taşıyarak bunları söylediklerinden genellikle verdiğim cevap "Risale-i Nur'u oku cevabını bulursun" şeklinde oluyor...

Selam ve dua ile..

Allah razı olsun
ıhya-yı din, ihya-yı millettir. Hayat-ı din, nur-u hayattır.

27

16.04.2005, 15:45

Neden Risale-i Nur... çünkü.....

hani üniversitelerde anlatılan efsane bir fıkra / olay var. hoca gidin domates üzerine çalışın demiş. öğrencilerden biri gitmiş patlıcana çalışmış.. tavafuk bu ya, hoca o öğrenciyi kaldırmış, anlat bakalım domatesi demiş. öğrenci başlamış, domates toprakta yetişir, yetiştiği toprakta patlıcanda yetişir, şöyle şöyle vitamin proteinler vardır... derken hoca girmiş devreye oğlum domatesi anlat demiş... öğrenci yine aynı şeyi anlatmaya başlamış.. domates toprakta yetişir.. toprağın şu şu özellikleri vardır.. burada patlıcanda yetişir.. vs.. bu bir kaç defa böyle devam etmiş...


Üstad asrın en büyük derdi olarak imanı belirtmiş... risale-i nurlar iman dedikçe onlar öğrenci gibi patlıcana geliyorlar.. bizim davamız risale-i nurları anlamak, uygulamak, anlatmak... Kur'an Allahın kelamıdır.. Allahın kelamı her zamanı içine alır. her asırda bir muceddid çıkar Allahın kelamını izn-i ilahi ile tefsir edip vazifesini tamamlar. bir haftadır üzerinde çalışmaya çalıştığım 16.sözü inceliyorum. orada üstad kendisi sorup kendisi cevaplıyor.. 4 ayeti örnek veriyor,

Bir şeyin olmasını murad ettiği zaman, onun işi sadece "ol" demektir; o'da oluverir. (Yasin 82)
Tek bir sesledir ki, Hepsi birden toplanıp huzurumuza getirilirler. (yasin 53)



bu iki ayeti kerime ile

Allahın Sanatıdırki her şeyi hikmetle, yerli yerinde ve sapa sağlam yaratmıştır.(neml 88.ayet)
O her şeyi en güzel şekilde yarattı (secde 7)

bu iki ayeti kerime arasında bir sanki bir münafat(zıtlık) (haşa) varmış gibi.

gibi âyetler; vücûd-u eşya(eşyanın meydana gelmesini), ilim içinde azîm(yüce) bir kudretle, hikmet içinde dakik(ince, nazik) bir san'atla tedricî(aşama aşama) olduğunu gösteriyorlar. Vech-i tevfiki nedir? (bağdaşma yönü nedir)

risale-i nurlar buna cevabı net veriyor.

Alıntı

Elcevab: Kur'anın feyzine istinaden deriz:

Evvelâ, münâfat(zıtlık) yoktur. Bir kısım öyledir: ıbtidadaki îcad gibi(ilk icad gibi). Bir kısmı böyledir: Mislini(benzerini) iade gibi...


Evvela diye başlayan cümleyi iyi anlamak gerekiyor. Ayetler arasında zıtlık yoktur. Bir kısım ayetler öyledir dediği cümleyi orada bir temsil ile örneklendiriyor. ilk yapılan icadlar(ıbtidadaki îcad gibi) her zaman numunelik özelliği taşır. Bunu daha basit bir şekilde örneklendirirsek bir model arabanın ilk icadında plan projeler çıkartılır uygulamaya geçilir, bir tane prototip üretilir daha sonra testleri yapılır ve her şey düzgün problem yoksa seri üretime geçilir. Seri üretime geçmeyi üstad orada benzerini iade gibi(mislini iade gibi…) cümlesiyle anlatmış. ıade kelimesi türkçemizde geri vermek anlamını taşır. Ama lugatda mukabilini yapmak(benzerini yapmak) anlamınada gelir. Zaten arapçanın zengin bir dil olması, literatürünün geniş olması, bir kelimenin çok manalar taşıması tercümeleri zorlaştırır. Bu yüzden risale-i nurları okurken etüt edilmesi gerekir. Kuranı kerim mealinden ziyade tefsiri ile okunmalıdır ki konu iyice anlaşılabilsin. Tefsirini okurken hem tefekkür edip ilmimiz artar, Arapça orijinal halini okurken her bir harfine çok sayıda sevaplar yazılır

Alıntı

Sâniyen: Mevcûdatta meşhud olan(varlık aleminde görünen varlıklar) sühûlet(kolaylık) ve sür'at(hızlılık) ve kesret(çokluk) ve vüs'at(bolluk) içinde nihayet intizâm(son derece düzenli), gayet ittikan(gayet esaslı) ve hüsn-ü san'at(güzel sanatlı) ve kemâl-i hilkat(mükemmel yaradılış), şu iki kısım âyetlerin vücûd-u hakikatlarına(vüxud hakikatlerine) kat'iyyen şehadet(şahitlik) eder. Öyle ise, şunların hariçte tahakkukları(sonradan oluşmaları) medâr-ı bahs(bahse sebep) olması lüzumsuzdur. Belki yalnız “sırr-ı hikmeti nedir?” denilebilir. Öyle ise, biz dahi;: bir kıyas-ı temsilî ile şu hikmete işaret ederiz.


Saniyen(ikincisi) diye başlayan cümlede yukarıda yazdığımız yazının allahın ezeli ilmine ve kudretine ters düşeceği için bunu, bu ayetler arasındaki bağdaşma nedir diye sual etmek yerine bunun hikmet sırrı nedir diye sual edebiliriz diyor. Ve bunu bir temsil ile hikmetine işaret edeceğiz diyerek devam ediyor.

e şimdi zaman fen ile küfür devri. ehl-i dünya her kafasına takılan soruyu "sen namaz kılıyorsun, bunuda bilirsin" diye yaklaşıyor maalesef. hazırı varken araştırma yapmak işine gelmiyor. hem bu soru ilede onu sıkıştırır ilzam ederim diye düşünüyor. ama risale-i nurlar öyle değil. bu devirde sana yöneltilebilecek her soruya bir cevap vermiş. hangi tefsirde böyle bir izahat ve yaklaşım var. ilahiyatçıların imam hatiplerin eline güzel bir kaynak olması gerekirken risale-i nurlar, neden bu kadar tahşidat yapıyorsunuz diye soru yöneltiyorlar. işte bunun için bu kadar tahşidat yapılıyor. imani mevzuları ele alıp çözümünü sunduğu için işte bu kadar tahşidat yapılıyor. risale-i nular bu asrın cehennem ateşine gitmekten, izn-i ilahi ile engel oluyor. onların hoşuna gitsede gitmesede risale-i nurlar Allahın(cc) kelamı olan Kur-an ın tefsiridir. işte belgesi, işte örneği.

28

23.04.2005, 19:05

tefsir okuyunca zaten mealde okumuş oluyorsun...

laf olsun diye konuşuyorlar...

tefsir o kadar önemli bir hadisedir ki,

dinde reformcu,kimi art niyetliler kurandaki bir ayeti alırlar ve derler ki,
efendim bu ayettte allahdan başka ne bir dost nede şefaatçi vardır yazıyor demmekki şefaat yok...oysaki ayetin öncesi sonrası incelendiğinde israiloğullarının şefaatçi olarak buzağıyı tayin etmesinden bahsediyor...keza başka surelerde bir çok ayette allahın dilediğini şefaatçi tayin edeceği...allahın tayin ettiklerinin dışında şefaatçi bulunmadığı bildiriliyor...
tefsir ise kuranı bir bütün olarak ele alması hasebiyle çok luzumludur...kuranı kırpıp kesip anlamını çarpıtılmasını tefsir engelleyeceği gibi hadis ve alim görüşü doğrultusunda kurana keyfi bir bakış açısıyla değil sıhhatli bir bakış açısıyla bakmamamıza vesile olur ki,buda çok luzumlu bir hadisedir...

Mesajlar: 10

Konum: TaTVaN

Meslek: bilgisayarcı

Hobiler: pc

  • Özel mesaj gönder

29

23.04.2005, 20:06

el-cevap

bence o soruya şöyle cevap verebilirsin
ben zaten kuranı kerimi okuyorum ya diyebilirsin çünkü risale-i nur kuranın bir nevi özetidir. wesselam...
Bugün Allah için ne yaptın?

30

17.10.2009, 10:29

CEVAP: Böyle bir soruya nasıl cevap verilir?


Yaklaşık olarak şöyle; biz Risale-i Nur'a verdiğimiz ehemmiyeti Kur'an'a vermiyormuşuz. Kur'an varken Risale-i Nur hizmetini abartıyormuşuz. Az Kur'an çok Risale-i Nur okumamız eleştiriliyor.
Bu ve benzeri sorulara nasıl cevap verebiliriz?


Kıymetli kardeşlerim,
Böyle dehşetli bir asırda, insanın en büyük meselesi, imânı kurtarmak veya kaybetmek dâvâsıdır.
Umumi harbler, beşere intibah vermiş, dünya hayatının fânîliğini ihtar etmiştir ve bâkî bir âlemde, ebedî bir saadet içinde yaşamak hissini uyandırmıştır.

Elbette böyle muazzam bir dâvâyı şaşırtıcı ve aldatıcı bir zamanda kazanabilmek için,
bir dâvâ vekili bulmakta Haşiye çok dikkatli olmamız lâzımdır.

Bunun için tetkîkâtımızı biraz daha genişleteceğiz.

Şöyle ki:
Asrımızdan evvelki İslâmiyetin ilm-i kelâm dâhîleri ve dinimizin hârika imamları ve Kur'ân-ı Hakîmin dâhî müfessirlerinin vücuda getirdikleri eserler
kıymet takdiri mümkün olmayacak derecede kıymettardır.
O zâtlar, İslâmiyetin birer güneşidirler. Fakat bu zaman, o büyük zâtların yaşadığı zaman gibi değildir.




31

17.10.2009, 10:33


Eski zamanda dalâlet, cehâletten geliyordu. Bunun yok edilmesi kolaydır.
Bu zamanda dalâlet, Kur'ân ve İslâmiyete ve imâna taarruz, fen ve felsefe ve ilimden geliyor.

Bunun izâlesi müşküldür. Eski zamanda ikinci kısım, binden bir bulunuyordu;
bulunanlardan, ancak binden biri, irşad ile yola gelebilirdi.
Çünkü, öyleler hem bilmiyorlar, hem kendilerini bilir zannediyorlar.


Şu halde, bu asırda dünyaya yayılmış olan dinsizlik ve maddiyyunluğu kökünden yıkabilmek,
hak ve hakikat yolunu gösterip beşeri sırat-ı müstakîme kavuşturmak, imânı kurtarabilmek için,
ancak ve ancak Kur'ân-ı Hakîmin bu asra bakan vechesini keşfedip,
umumun müstefid olabileceği bir şekilde tefsir edilmesi elbette bu asırda kâbil olacaktır.



32

17.10.2009, 10:36


İşte, Bediüzzaman Said Nursî, Kur'ân-ı Kerîmdeki bu asrın muhtaç olduğu hakikatleri keşfedip,

Nur Risâlelerinde,
herkesin kabiliyeti nisbetinde istifade edebileceği bir tarzda tefsir ve izah etmek muvaffakıyetine mazhar olmuştur.

Bunun içindir ki, Risâle-i Nur, emsâli görülmemiş bir şâheserdir kanaatine varılmıştır.

Ve yine Risâle-i Nur'daki bu imtiyazdan dolayıdır ki, bu mübârek İslâm milletinden milyonlarca bahtiyar kimseler,

tercihan ve ziyâde bir ihtiyaç duyarak, büyük bir iştiyak ve sevgiyle

senelerce devam eden tazyikâtlar içerisinde Risâle-i Nur'u okumuşlardır.

Hem, Risâle-i Nur ihtiyaç zamanında telif edildiğinden,

Türkiye ve İslâm dünyası genişliğinde gelişmiş ve dünyayı alâkadar eden bir imtiyaza mazhar olduğunu gözlere göstermiştir.

Sözler | Konferans



33

17.10.2009, 10:39



Bir buğday tanesi kadar çam çekirdeğinden dağ gibi bir ağacın zuhuru, kudret-i İlahiyeyi açıkça gösterdiği gibi;

maddî hiçbir kuvvete sahip olmayan,

bilakis mazlum ve bir nevî elleri kolları bağlı bir vaziyette Bediüzzaman'ın çekirdek-misal hayatı ve hizmetiyle,


tarihin en dehşetli bir devrinde
hem Anadolu, hem alem-i İslam, hem dünyanın ekserisine de

maddeten tesir edecek ve zihniyetlerini değiştirecek manevî, küllî ve cihanşümûl bir inkişafın zuhuru,

aynen bir
Kudret-i Mutlaka ve istihdam-ı İlahî ve sevk-i Rabbanî ile olduğu akla ve kalbe görünmektedir.

Tarihçe-i Hayat



34

19.10.2009, 19:30



Evet, bu asra öyle bir
Kur'ân tefsiri lâzım ve elzemdir ki,

Risâle-i Nur gibi,
  • akıl, fikir ve mantığı çalıştırsın,
  • ruh ve kalb ve vicdânı tenvir etsin.
  • Müslümanları, beşeri uyandırsın, intibah versin,
  • gafletten kurtarsın,
  • sırât-ı müstakîm olan Kur'ân yolunu göstersin.
  • Sünnet-i Seniyyeye ve İslâmiyetin şeâirine muhâlif olarak yaptırılan ve yapılan şeyleri fark ettirip
  • sünnet-i Peygamberîye (Aleyhissalâtü Vesselâm) ittibâı ders versin
  • ve ihyâ etmek cehdini uyandırsın.
İşte, Risâle-i Nur'un böyle hâsiyetleri hâvi bir Kur'ân tefsiri olduğu,

otuz seneden beri meydandadır ve ehl-i hakikatin tasdikiyle sabittir.

Sözler | Konferans | 719



Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir