Arkadaş,
Tevhid iki çeşit olur:
Birisi âmiyâne tevhiddir ki, “Allah’ın şeriki yok ve bu kâinat Onun mülküdür” der. Bu kısım tevhid sahiplerinin fikirce gaflet ve dalâlete düşmeleri korkusu vardır.
ıkincisi hakikî tevhiddir ki, “Allah birdir, mülk Onundur, vücut Onundur, herşey Onundur” der; lâyetezelzel bir itikada sahiptirler. Bu kısım tevhid sahipleri, herşeyin üstünde Cenab-ı Hakkın sikkesini görür ve herşeyin cephesinde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sayede huzurî bir tevhid melekesi mâliki olurlar ki, dalâlet ve evhamın taarruzundan kurtulurlar. (Mesnevî-i Nuriye sh: 11)
Tevhid dahi iki çeşittir.
Biri tevhid-i âmî ve zahirîdir ki, “Cenâb-ı Hak birdir; şeriki, naziri yoktur. Bu kâinat onundur.”
ıkincisi tevhid-i hakikîdir ki, herşey üstünde sikke-i kudretini ve hâtem-i rububiyetini ve nakş-ı kalemini görmekle, doğrudan doğruya herşeyden O’nun nuruna karşı bir pencere açıp, O’nun birliğine ve herşey O’nun dest-i kudretinden çıktığına ve ulûhiyetinde ve rububiyetinde ve mülkünde hiçbir vecihle hiçbir şeriki ve muini olmadığına, şuhuda yakın bir yakinle tasdik edip iman getirmektir ve bir nevi huzur-u daimî elde etmektir. (Sözler sh: 293)
ılimlerin esası, ilimlerin şâhı ve padişahı, imân ilmidir. (Sözler sh: 749)
Eveeet, BArish kardeşin de ısrarı üzerine, marifetullah konulu bir topic açalım dedim,
şimdi burada ilk önce marifetullah-iman ile ilgili risalelerdeki sair metinleri toplayalım,sonra müzakere edelim ilimlerin şahı ve padişahını,
yukarıda anlatıldığı üzere hakiki tevhide nasıl ulaşılır onları anlatan risalelerin metinlerini bulalım ilk önce,
katılımınızı bekliyorum