Giriş yapmadınız.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

1

16.12.2009, 12:44

İnsan, kâinatın ekser envâına muhtaç ve alâkadardır...


İnsan, kâinatın ekser envâına muhtaç ve alâkadardır.

İhtiyacâtı âlemin her tarafına dağılmış; arzuları ebede kadar uzanmış.
Bir çiçeği istediği gibi, koca bir baharı da ister.
Bir bahçeyi arzu ettiği gibi, ebedî Cenneti de arzu eder.
Bir dostunu görmeye müştak olduğu gibi, Cemîl-i Zülcelâli de görmeye müştaktır.
Başka bir menzilde duran bir sevdiğini ziyâret etmek için,
o menzilin kapısını açmaya muhtaç olduğu gibi,
berzaha göçmüş yüzde doksan dokuz ahbabını ziyâret etmek ve firâk-ı ebedîden kurtulmak için,
koca dünyanın kapısını kapayacak ve bir mahşer-i acâib olan âhiret kapısını açacak,
dünyayı kaldırıp âhireti yerine kuracak ve koyacak bir Kadîr-i Mutlakın dergâhına ilticâya muhtaçtır.

Yirmi Üçüncü Söz | 289
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

2

17.12.2009, 00:17

Allah razı olsun. Risale-i Nurlar'la ilk tanıştığımda ben bu satırlara ve bu satırların yazarına hayran kalmıştım. Daha sonralarıda , ezberlediğim ve zevk aldığım bir yerdi burası.
Gerçekten Üstad Hz. leri kadar insan pisikolojisini ve insanı bu kadar iyi analiz eden ve bilen birisine rastlamadım.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

3

19.12.2009, 03:34

amin ecmain insaallah Atilla abi..

Ustadin anlatimi harika ya, masaallah.. Rabbim tam anlamayi nasil etsin hepimize insaallah..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

4

19.12.2009, 11:59

Kısmet olursa burayla alakalı dersimi size mütalaa edeyim İnşallah.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

5

19.12.2009, 17:28

bekliyoruz insaallah abi..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

6

20.12.2009, 18:17

İkinci Mebhas
Birinci Nükte :
B i s m i h i s ü b h a n e h u
İnsan nedir ? diye bir sual tevcih etsek ; eminim Üstadımız Hz. lerinin baktığı pencereden bakmamış isek , çok farklı cevaplar veririz veya alırız.
İnsanın ruh ve hayal ve gönül dünyasını bu kadar veciz ifade eden tahlile rastlamamıştım. Ve aynı zamanda Üstadımız fevkalade bir pisikoloğ , fevkalade bir pedagoğ örneğini de sergilemektedir bu Risale'de.
Kainatta ne kadar şeye muhtacız ve ne kadar çok şeyle ilgimiz var hiç düşündük mü ?
Muhtaçlık neyin ifadesidir ? elbette fakirliğin bir ifadesi. Muhtaç olan demek ihtiyaç sahibi demektir. Peki nelerin muhtacıyız, ve kainatta nelere ihtiyacımız var ?
Güneşe , aya , suya , ota , ete ,taşa , toprağa, elmaya , meyveye vs. vs.
Hatta diyebiliriz ki ; kainatta ne varsa bizim ona muhtaçlığımız vardır. Öyleyse bu muhtaç olduğumuz şeyler sayısınca da biz fakiriz. Niye ? Hiç birini elde etme , yapma , yaratma iktidarımız ve gücümüz yokda ondan.
Hem muhtaçlığımız çok hemde fakirliğimiz.
Ve işin garbi bizim muhtaç olduğumuz şeylerin her biride kainata serpiştirilmiş bir vaziyette. Bu durum bizim acizliğimizi bir o kadar artırmaktadır.
Suyumuz nerden akıp geliyor , meyvemiz nerelerden toplanıp getirilmekte , evimizin piriketi çimentosu , muz Çin'den geliyor iyi mi , ipek hindistandan , gaz Türkmenistan'dan , elektirik bilmem nerden , kıscası Allah neyi yaratmışsa , nerde yaratmışsa biz insan olarak bunların hepsine muhtacız ve bunlarla da alakamız var.
Geçtik bunları ; öyle arzularımız , öyle emellerimiz var ki ardından ulaşmak mesele. Sonsuza uzanan bir çizgide arzularımız söz konusu.
Bir çiçek gördüğümüzde nasıl tebessüm ederiz , nasıl içimiz kıpr kıpır eder değil mi ?
Bir çiçekle yetinmez koca bir baharı da arzu ederiz. Öyle ya '' Bir çiçekle yaz gelmez '' diyen biz değil miyiz.
Gönül bir bahçeyi arzu ettiği gibi Cenneti de arzu etmiyor mu ? Cenneti de istemiyor mu ?
Nasıl eşimizi , dostumuzu , sevdiklerimizi görmeyi arzu ediyorsak , Allah'ı bizi yaratan Yüce Mevla'yı da görmek istiyoruz.
Bir arkadaşımızı , bir akrabamızı görmek için kilometrelerce yol çekmiyor muyuz ? Şehirden şehire , ülkeden ülkeye nice zahmetli yolculuklar yapmıyor muyuz ?
BUNUN YANINDA GÖRMEYİ ARZU ETTİĞİMİZ NİCE CANLAR YOK MUDUR ? NİCE BÜYÜK İNSANLAR YOK MUDUR ?
Afrkanın Fethinde atını büyük okyanusa sürerek , bir elinde ki kılıncıyla ellerini göğe açıp , '' Ya Rabbi bu deryayı önüme çıkarmamış olsaydın , senin adını dünyaya yaymak için , dünyanın öbür ucuna kadar gidecektim .'' diyen büyük Sahabi Ukbe Bin Nafi'yi görmeyi arzu ediyorum , tanımayı arzu ediyorum.
İstanbul'un fethinde Ayasofya'da kıldırdığı Cuma Namazı'nda bilmem kaç tekbirden sonra namaza durbilen , '' Hünkarım bunu hikmeti nedir ? '' Diye sorduklarında , '' ilk üç tekbirde Kabe'yi göremedim , ancak dördüncü tekbirde Kabe'yi görebildim '' diyen , Hadisce kutlanmış , müjdelenmiş Sulatan Fatih'i tanımak istiyorum.
Avusturya'da mü'minlere zulüm yapıldığı haberi kendisine ulaştığında , Avusturya Kralı'na bir name bir mektup yazarak '' Ehl-i imana bu zulmü yapmasınlar yoksa Sen Pier'in kilisesinde atıma ot yedirmesini bilirim '' diyen Yıldırım Bayazıt'ı görmeyi tanımayı arzu ediyorum.
Misafiri olduğu Şeyh Edebali'nin odasında , yatması için hazırlanan odadaki duvarda asılı bulunan Kur'anı kerimi gördüğünde sabaha kadar yatmayan ve Kur'an okuyan , ve yatağının hiç bozulmamış olduğunu görerek kendisine niçin uyumadınız diye sorulan soruya '' Allah kelamının bulunduğu bir odada ayağımı uzatarak yatmaktan haya ederim '' diye cevap veren Osman Gazi'yi tanımayı arzu ediyorum.
Ve...ve 'söyle yeğenine Ey Ebu Talip bizim putlarımıza , atalarımızın dinine dokunmasın. O'na Mekke'nin krallığını verelim, başımıza kral yapalım, mal - mülk ne isterse verelim, Mekke'nin en güzel kızlarını verelim , yeterki bizim dinimize dokunmasın '' teklifine ; '' Vallahi amca , bir elime güneşi , bir elime ayı koysanız ben davamdan vazgeçmiyeceğim '' diyen sultanlar sultanı , Kainatın Efendisi'ni tanımak arzu ediyorum.
Örnekleri çoğaltmak mümkün....
Ama bu sevdiklerimin , görmeyi arzu ettiklerimin hepisi kabrin öbür tarafındalar..
Öyleyse beni onlara kavuşturacak , bu arzularımı yerine getirecek , Bu dünyanın kapısını kapayıp Ahiret'in kapısını açacak VE ahiret yurdunu yaratacak sonsuz güç ve kudret sahibi Allah u zülcelalin dergahına ilticaya muhtacım ve bu arzularımı O'na iletmek durumundayım , Çünkü ; benim gücüm hiç bir şeye muktedir değildir.O BİRDİR ORTAĞI VE ŞERİKİ YOKTUR, o'NUN HER ŞEYE GÜCÜ YETER.

7

20.12.2009, 20:50



İşte şu bütün ihtiyaçlarımla ve zayıflığımla ve fakr ve aczimle beraber,

altı cihetten gelen dehşetler ve vahşetlerle perişan bir halde iken,

Kalem-i Kudretle sahife-i fıtratımda ebede uzanan arzular ve sermede yayılan emeller

âşikâre bir sûrette yazılmıştır; mahiyetimde derc edilmiştir.


Belki, dünyada ne varsa, numuneleri fıtratımda vardır; umum onlara karşı alâkadarım.

Onlar için çalıştırıyorum, çalışıyorum.


İhtiyaç dairesi, nazar dairesi kadar büyüktür, geniştir.

Hattâ, hayal nereye gitse, ihtiyaç dairesi dahi oraya gider; orada da hâcet vardır,

belki, her ne ki elde yok, ihtiyaçta vardır. Elde olmayan, ihtiyaçta vardır; elde bulunmayan ise, hadsizdir.


Halbuki, daire-i iktidar, kısa elimin dairesi kadar kısa ve dardır.

Demek, fakr ve ihtiyaçlarım, dünya kadardır.

Sermâyem ise, cüz-i lâyetecezzâ gibi cüz'î birşeydir.

İşte, şu cihan kadar ve milyarlar ile ancak istihsâl edilen hâcet nerede;

ve bu beş paralık cüz-i ihtiyârî nerede?

Bununla onların mübâyaasına gidilmez. Bununla onlar kazanılmaz.

Öyle ise, başka bir çare aramak gerektir.


17. Söz

8

05.07.2010, 23:37

Allah razı olsun çok güzel ...bizede faydası oldu
Vicdanın ziyası ulûm-u diniyedir
Aklın Nuru
fünûn-u mdeniyedir

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir