Giriş yapmadınız.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

1

09.06.2009, 13:03

Küfür yolunda yürümek zordur!...

Remz

Arkadaş!

Küfür yolunda yürümek, buzlar üzerinde yürümekten daha zahmetli ve daha tehlikelidir.

ıman yolu ise, suda, havada, ziyada yürümek ve yüzmek gibi pek kolay ve zahmetsizdir.

Meselâ: Bir insan, gövdesinin cihat-ı sittesini güneşlendirmek istediği zaman,
ya bir Mevlevî gibi dönerek gövdesinin her tarafını güneşe karşı getirir
veya güneşi o mesafe-i baideden celb ile gövdesinin etrafında döndürecektir.

Birinci şık, tevhidin kolaylığına misaldir. ıkincisi de, küfrün zahmetlerine misaldir.


Sual: şirk bu kadar zahmetli olduğu halde ne için kâfirler kabul ediyorlar?

Cevab: Kasden ve bizzât kimse küfrü kabul etmez. Yalnız şirk heva-i nefislerine yapışır.
Onlar da içine düşer; mülevves, pis olurlar. Ondan çıkması müşkilleşir.
ıman ise, kasden ve bizzât takib ve kabul edilmekle kalbin içine bırakılır.

(Mesnevi-i Nuriye - 78 )
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

2

09.06.2009, 19:10

Re: Küfür yolunda yürümek zordur!...

Alıntı sahibi ""Zehracan""



Arkadaş!

Küfür yolunda yürümek, buzlar üzerinde yürümekten daha zahmetli ve daha tehlikelidir.



Ey nefsim! Bil ki, evvelki adam kâfirdir veya fâsık gâfildir.

şu dünya onun nazarında bir mâtemhâne-i umumiyedir.

Bütün zîhayat firâk ve zevâl sillesiyle ağlayan yetimlerdir.

Hayvan ve insan ise, ecel pençesiyle parçalanan kimsesiz başıbozuklardır.

Dağlar ve denizler gibi büyük mevcudât ruhsuz, müthiş cenazeler hükmündedirler.

Daha bunun gibi çok elîm, ezici, dehşetli evham,

küfründen ve dalâletinden neş'et edip, onu mânen tâzib eder.

3

09.06.2009, 19:18

Re: Küfür yolunda yürümek zordur!...

Alıntı sahibi ""Zehracan""



ıman yolu ise, suda, havada, ziyada yürümek ve yüzmek gibi pek kolay ve zahmetsizdir.



Diğer adam ise mü'mindir.

Cenâb-ı Hâlıkı tanır, tasdik eder.

Onun nazarında şu dünya bir zikirhâne-i Rahmân,

bir tâlimgâh-ı beşer ve hayvan ve bir meydan-ı imtihan-ı ins ü cândır.

Bütün vefiyât-ı hayvaniye ve insaniye ise terhisâttır.

Vazife-i hayatını bitirenler bu dâr-ı fânîden,

mânen mesrurâne, dağdağasız diğer bir âleme giderler.

Tâ yeni vazifedarlara yer açılsın, gelip çalışsınlar.

Bütün tevellüdât-ı hayvaniye ve insaniye ise,

ahz-ı askere, silâh altına, vazife başına gelmektir.

Bütün zîhayat birer muvazzaf mesrur asker, birer müstakîm memnun memurlardır.

Bütün sadâlar ise, ya vazife başlamasındaki zikir ve tesbih ve paydostan gelen

şükür ve tefrih veya işlemek neş'esinden neş'et eden nağamâttır.

Bütün mevcudât, o mü'minin nazarında, Seyyid-i Kerîminin ve Mâlik-i Rahîminin

birer mûnis hizmetkârı, birer dost memuru, birer şirin kitâbıdır.

Daha bunun gibi pekçok latîf, ulvî ve leziz, tatlı hakikatler imânından tecellî eder, tezâhür eder.

2. Söz

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

4

09.06.2009, 23:37


masaallah.. Allah razi olsun abla..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

5

12.06.2009, 11:21

Allah razı olsun inşaallah.
''Ey gönül!Canına üflenen nefhayla yan da kavrul!Amma lale gibi ol ki;halinden sadece ''yar'' haberdar olsun.''

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir