Muhabbet Fedâileri

Ablacım dünyevileşmenin mecrasını nasıl doğru bir zemine çekebiliriz. Ceka abiyle en son bunu konuşuyorduk da...

Muhsin bir padişah'ın bizden istediği nedir..?

Her türlü dejenerenin altında yatan ana sebeb bu..Marziyât-ı İlahiye nedir bilmemek..

Hani varya "Bilselerdi yapmazlardı."

Ha diyeceksin "Bilenler de dünyevîleşti."

İşte o bilmek, "bilmek" değil..! Hiç hakikaten bilen, bile bile tercih eder mi dünyayı..?

Allah sırat-ı müstakimden ayırmasın. Son nefes de dahil.

Yahu iyi de ablacım sadece bu kadar mı sence. Yani millet cahillikten mi bu hale geldi sadece?

Şeyhler ve cemaat liderleri bile dünyevileşti. Eskiden gönüllere taliplermiş, şimdi makam arabalarına talipler. Onlar da mı bilmiyorlar yani?

Bilmemenin sınırı mı var..?

Ama bilmek de yetmiyor ki, günde beş vakit sırat-ı müstakim dilemiyor muyuz..?

Yani çözüm ne ablacım?

İhlas..sadece ve sadece ama..


Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.

Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.

21. Lem'a


Marziyât-ı İlâhiyi bilmek, bundan mühim işte..

Bir eline ay'ı bir eline güneşi verseler dönülmeyecek bir hakikat..

Mukabilinde büyük fiyat olan bir ticaret..

"Huzurunda başkalara bakmamak" ve daha bir çok "Kul" olmanın yolları..

Hmm o zaman demek ki,

Allah rızası için yapmam gereken şeyler şunlar;

1- Salon düğünlerine gitmeyecem,
2- Evlenmeyecem (çünkü dünyevileşme burada başlıyor),
3- Teknolojiye küsecem (israf sebebidir teknoloji muhabbeti),
4- Hizmet edip ücret istemeyecem ve verilirse almıyacam (çünkü para olunca dünyevileşiliyor),
5- ...
...

Baya zor şeyler bunlar ha...

Alıntı sahibi "talhagenc"

Hmm o zaman demek ki,

Allah rızası için yapmam gereken şeyler şunlar;

1- Salon düğünlerine gitmeyecem, Keçeli, kesip atmak yerine, irtibatı daha kuvvetlendirmek gerekmez mi..? Varya "birbirinin takva kal'asına kuvvet vermek." Kesip atınca bu yol kapanmış ve dünyevîleştiğini düşündüğümüz kardeşlerimizin sayısının artmasına da sebeb olmuş oluruz. Bazen insanlar o tür durumlarda bile, birilerinin orda olduklarını görerek, buna güvenerek, o anlarda bile çok yanlışlardan dönebilirler. Biz Allah'ı hatırlatan kul olalım yeter ki. Ama bunun ille lisânen olması da gerekmez. Hâlimize, hayatımız aksetmişse, bu karşı tarafa fazlasıyla yeter.

2- Evlenmeyecem (çünkü dünyevileşme burada başlıyor), Evlenme husûsunda, Zübeyir Ağabey'in tavsiyelerini tavsiye edebilirim ancak. Bana söz düşmez o hususda..(=

3- Teknolojiye küsecem (israf sebebidir teknoloji muhabbeti), Kişi kendine illa son modeli musallat ederse, yakayı kaptırır kurtulamaz tabii.. Neye lâzımsa, o işi yapsın yeter o teknoloji..(=

4- Hizmet edip ücret istemeyecem ve verilirse almıyacam (çünkü para olunca dünyevileşiliyor), Bu ücret meselesi bahsi vardır Hizmet Rehberinde. Hizmet ehli hizmet ederken hizmet dışında birilerine el avuç açmak zorunda da kalmamalı. Bu ihlası azim kırdığından, şahsım adına hizmet içi ücretlerin yüksekliği beni rahatsız etmez. Yeter ki ihlas kırılmasın..! Helâl olsun ücretlilere.
5- ...
...

Baya zor şeyler bunlar ha...

Aslında burda bahsi geçen şeyler değil ki "dünyevîleşmek"..

1- Salon düğünlerinin %95 inde riyakarlık ve gösteriş uğruna boşa harcanmış paralar var. Ve ayrıca çoğu salon düğünü karma yapılıyor. Düğün boyunca çalıgı çengi olurken nadiren de olsa bir kaç cümlede Allah kelamı geçiyor. Ve bizim millet en çok parayı düğünlerde israf ediyor.

2- Evlenmeye gittiğinde namaz niyazdan önce , işin araban, evin soruluyor. Bir düğüne 25-45 bin arasında para gidiyor. Ev eşyası alınırken tüm eksikler kapatılıp her şey en iyisinden olsun deniliyor. Haliyle baştan sona dünyevileşme hakim.

3- Teknoloji merakı, insana hırs veriyor ve israfa sürüklüyor. Bunu tecrübeyle biliyorum.

4- Bu hizmette tanıdığım en ihlaslı kahramanlar, emekli olunca ücretsiz hizmet ehli olan ağabeylerimdir. Allah onlardan razı olsun. Vakıflık mesleği bile günümüzde parasına sebep tercih edilmeye başlandı. Bunu çevremden yakinen biliyorum. İnşallah düzelir ve tekrar olması gereken haline gelir. Her neyse...

Eğer para önplana çıkıyorsa ben buna dünyevileşme derim ablacım. Peki sen neye dünyevileşme dersin?

Neye derim..?

Son 10 yılı seyrediyorum..kendi penceremden ama..

Tesettür ve faize hassâsiyetin kaybedilmiş olması, bütün dünyevîleşmelerin üstünde bir zarar verdi ehl-i İslâma..)=

Faiz olayında rahmetli Özal'ın, Enver Ören'in, Bank Asya'nın kurucusu Salih Özcan ağabeyin, İslami faiz kurumlarına fetva çıkaran Ahmed Şahin ve Hayreddin Karaman hocaların ve defalarca mail atmama rağmen hala Kuveyt Turk ve Albaraka Turk'ün reklamlarını zaman zaman Yeni Asya'da yayınlatanların kulakları çınlasın. Saydıklarım ve daha sayamadığım herkes vebal altındadır...

Keçeli o bahs ettiklerinle sınırlı kaldı mı sence faiz meselesi..?

Banka gibi bankalardan bahs ediyorum ben..)=

Yahu ehl-i imanı faize bulaştıranlar bu bahsettiklerimdir. Ehl-i iman olmayanlar da iman dairesine girmedikçe faiz yeseler neee, yemeseler ne? Adamların zaten ahiret diye bir dertleri yok ki. Ve bir de en büyük musibet dine gelen musibettir. Bu minvalden dindarların bozulması da en büyük bir musibettir.

Ehl-i iman o uyduruk bankalardan mı faizli muamele yapıyor sanki son 10 yıldır..?

Ev-araç kredilerini Kuveyttürk, Albaraka'dan alan, kaç ehl-i iman var..?

Al sana Toki..Başlı başına faizli musibet..

Ya o evlenme kredileri çekenler..?

İlle bankaya da gerek yok ki.."Sağım, solum, önüm, arkam sobe" olmuş ehl-i iman..)=

Hem bankalar da bitti, sıraya tefeciler girdi..Dert derin, hem de çok derin..

Usulde şöyle bir laf vardır; "Taviz, tavizi getirir"

Müslümanları faiz konusunda ilk olarak kar payı aldatmacasıyla faize alıştırdılar. Ondan sonrası da bugünkü gibi madem hepsi aynı nane, gider en iyi banka hangisiyse onunla çalışırım diyor artık Müslümanlar...