Giriş yapmadınız.

  • "yrd_doç" bir kadın
  • Konuyu başlatan "yrd_doç"

Mesajlar: 14

Konum: izmir

Meslek: öğrenci

Hobiler: davam!

  • Özel mesaj gönder

1

13.03.2008, 16:50

Ye'se düşme, bak Zübeyir Ağabey ne diyor

GÜLMEK SANA YASAK DOSTUM

Sana daha önce "Ağlama ne olur, gül artık. Gülmek senin hakkındır" demiştim. şimdi ise "Gülmek sana yasak" diyorum.

Sanma ki bu bir çelişki, sanma ki bunlar birbirine mani. Aksine bunlar birbiriyle iç içe...

Gülmek, üzerine yüklenen ebedi davanın ardından gafleti anlatıyorsa, o sana yasak! Eğer ebedi davanın bayrağını bir adım ileriye götürme nimetine nail olmanın şükür ve sürurunu temsil ediyorsa elbet, gülmek hakkındır.

Ağlamak, bedbinliğe ve şevksizliğe alem olmuşsa, ağlama! Yazıktır gözyaşlarına, eğer iman bayrağını ötelere götürmenin ızdırabı, gayrın dertlerini düşünmek faziletinin ifadesi ise ağla, hem de sel gibi gözyaşı dök! O yaşlar bir gün rahmet bulutu olup, seni gölgeler, hatta yağmur olup abı hayat sunar.

Sen öyle bir duygu girdabındasındakin ki, kurtulamazsın. Sen, gülmekağlamak, sevmeksevilmek, konuşmaksusmak gibi zıtların belki de vefasızlıkların, kadirşinassızlıkların sahillerine uğrayan helezonik bir güzergâhın yalnız yolcususun.

Senin yolunda, yalnız dikenler ve çakıllar değil, pusu kurmuş çakallar da var. Senin yolunda, maddî ve mânevî menfaatlerden öte, bir ulu gaye için, çırpınmak var.

Neylersin, sen buna gönüllü talip olmuşsun! Sen kainatı kucaklayan bir ulu ideale baş koyacak fıtratta doğmuşsun. Küçük hülyalarla nasıl avunursun?

Sen, her şeyin sahibine gönül vermişsin, bir şeyde nasıl boğulursun?

Sen, kendini başkasıyla mukayese edemezsin; çünkü sen farklısın!

Sana bazen ağlamak yasaktır! Kan kussan kızılcık şerbeti içmiş gibi duracaksın. Sana bakıp şevk alanları üzmemek için göz yaşlarını içine gömüp, bağrına taş basacaksın.

Sana, bazen gülmek yasaktır! Herkes şen şakrak iken sende derin bir tefekkür hali, bir ağırbaşlışlık, bir vakar görülür. Belki tebessümünle iktifa edersin; çünkü sen zerre kadar zamanda kaybolmaz, asırlar ötesini düşünürsün.

Gün olur, bir ulu hizmetin peşinde yalnız koşturur, türlü fedakârlıklara katlanırsın. Belki umduğunu bulamaz, belki destek beklediklerini ilgisiz görürsün.

Nice zamanlar, doğru bildiğin yolda yalnız yürümeye mecbur kalırsın. Sakın sakın, sana el uzatmayan zavallılar gurubunun sahte saadetlerine imrenme!

Onlara kızma, adavet etme. Sadece acı!

Çünkü sen farklısın dostum! Allah sana başkalarının dertleriyle dertlenme fazileti vermiş. Senin beynin enbiyalar, evliyalar, salihler, sıddıklar ve mücahidlerin mefkûresiyle doldurulmuş. O nurânî zincire bir küçük halka olmak, o ulvî kervanın peşinden koşmak, o mukaddes ayaklarına toz olmak istediğimiz dava ehlinin, bir küçük ferdi olmak arzusu vermiş; ne diye küçük düşünüp, hislerini dünya için heba edeceksin?

Sen, farklısın dostum çok farklı! Ömründe seni bir kere dahi düşünmeyen, sana zerre kadar menfaati dokunmayan kişinin, imanını kurtarmak için çırpınıyorsun, onun için çalışıyor, programlar yapıyor, diller döküyorsun. Neylersin ki elinde değil, başkasını düşünmeden edemiyorsun. "Boş versene!" diyemiyorsun. "Aldırma da geç git" diyenlere kulak asmıyorsun, "Milleti sen mi kurtaracaksın?" diyenlere "Evet, ben kurtaracağım! Var mı bir diyeceğiniz?" diye kaykırıyorsun.

Sen gönüllü bir mahkûmsun dostum.! Saniyeleri, Allah yoludna hizmetle geçen, bir çelik duvarla örmüşsün çevreni. Sen kendi mahpushaneni kendin yapmışsın, ne diye dışardaki aylaklara imreneceksin?

Sen, seni, seninle mukayese et! Sen başkasına bakıp da "O niye böyle? şu niye şöyle?" deme! Sen kendi kabiliyetlerini kendi duygularını, aksayı gayata çıkar. Sen kendinle yarış!

"Bu hükümeti cumhuriyenin tek memuru ben miyim?" deyip, el etek çekme! Bu senin davandır.

Unutma! Problemler küçük insanların şevkini kırar, büyük insanların azmini arttırır.

Sen büyük insansın, çünkü büyük ve ebedi davaya gönül vermiş, baş koymuşsun. Sıra dağlar gibi problemlerle çevrilsen takma kafana!

Bu dava büyükse, sahibi de büyük. Senin gibi ihlaslı, cevval kahramanları yalnız mı bırakır?

Zübeyir Gündüzalp - Bizim Aile-Ağustos 1998

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

2

13.03.2008, 20:44

Masaallah cok güzel ve etkileyici bir yazi. insani cok güzel motive ediyor. Her bir kelimesi herbir cümlesi harika. Allah razi olsun.
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

3

22.03.2008, 16:59

Cok güzel bir yazi...
Cenab-i Hak, korktugumuz en büyük seylerden daha büyüktür. 11. Sua

Karanligin en yogun oldugu an, safaktan önceki andir.

Der Verstand kann uns sagen, was wir unterlassen sollen.Aber das Herz kann uns sagen, was wir tun müssen.

4

21.10.2009, 11:34

Alıntı


Sen, seni, seninle mukayese et!

Sen başkasına bakıp da "O niye böyle? şu niye şöyle?"
deme!

Sen kendi kabiliyetlerini kendi duygularını, aksayı gayata çıkar.
Sen kendinle yarış!

"Bu hükümeti cumhuriyenin tek memuru ben miyim?" deyip,
el etek çekme!

Bu senin dâvândır. Unutma!

Problemler küçük insanların şevkini kırar, büyük insanların azmini arttırır.

..

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

5

21.10.2009, 11:49

bi ara bu yaziyi aramistim ama bulamamistim..

cok makbule gecti abla.. Allah razi olsun yine...
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

6

03.02.2011, 10:34

''Unutma! Problemler küçük insanların şevkini kırar, büyük insanların azmini arttırır.

Sen büyük insansın, çünkü büyük ve ebedi davaya gönül vermiş, baş koymuşsun. Sıra dağlar gibi problemlerle çevrilsen takma kafana!

Bu dava büyükse, sahibi de büyük. Senin gibi ihlaslı, cevval kahramanları yalnız mı bırakır? ''

!

SUBHANALLAH..ELHAMDÜLİLLAH..ALLAHUEKBER !
Edep aklın suretidir !

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

7

03.02.2011, 23:31

Aslinda Üstadimiz Risale-i Nur bize kafi gelmesi lazim diyor ama benim gibi zayif kisiler sevk ve motivasyon verecek kisiler ariyor. Agabeycilik ve kisilere makam vermek ve mübarek sayip görüsmeye gitmek nasil karsilarsiniz?
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

8

04.02.2011, 23:32

Salih kimseler hakkında aşırı gitmek


Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Ev kitap ehli! Dininizde aşırı gidip ölçüyü aşmayın." (Nisa: 4/171)

"Dediler ki: 'Sakın ilahlarınızı bırakmayın. Hele Vedd, Suva, Yeğus, Yeuk ve Nasr'ı asla terketmeyin." (Nuh: 71/23)

Bu ayeti kerime ile ilgili olarak İbn Abbas (r.a.) diyor ki:

"Vedd, Suva, Yeğus, Yeuk ve Nasr, Nuh kavminde yaşıyan salih kişilerin adları idi. Bunlar ölünce şeytan, insanlara bunların hatıralarını devam ettirmek için yaşadıkları yerlere heykellerini dikmelerini ilham etti. Onlar da bunu yaptılar ve diktikleri heykellere onların isimlerini verdiler. Önceleri bunlara tapan yoktu; fakat onları dikenler öldükten sonra zamanla haklarındaki bilgiler ve heykellerin dikiliş gayeleri unutuldu ve insanlar bunlara tapmaya başladılar." (Buhari Tefsir: 71/3)

İbni Kayyım sahabenin pek çoğunun bunlar hakkında:

"Bu salih kişiler öldükten sonra insanlar bunların kabirlerinde ibadet etmeye başladılar. Sonra unutulmasın diye heykellerini diktiler, resimlerini yaptılar. Bir süre sonra bunlara tapmaya başladılar." dediklerini naklediyor. Ömer (r.a.)'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Hristiyanların İbni Meryem'i batıl üzere övdükleri gibi siz de beni övmekte aşırı gitmeyin. Şüphesiz ki ben bir kulum. Öyleyse benim için Allah'ın kulu ve Rasulü deyin." (Buhari Enbiya: 48. Darımi Rıkak: 6S. Ahmed: 1/21-24. 47.)

İbni Mesud'un rivayet ettiği hadiste Rasulullah (s.a.v.):

"Aşırı gidenler mahvoldular" buyurmuş ve bunu üç defa tekrar etmiştir. (Nesai Menasık: 217. İbn Mace Menasik: 63. Ahmed Müsned: 1/215. 347. İbn Hıbban Mevarid. 1011. Hakim Müstedrek: 1/466. Elbani Ahadisussahiha: 1283.)

İbni Abbas'ın rivayet ettiği hadiste Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Sakın aşırı gitmeyin. Sizden öncekilerin helak olmalarının sebebi aşırı gitmeleri olmuştur." (Müslim İlim: 7. Ahmed: 1 386. Ebu Davud Sünnet: 5.)
Edep aklın suretidir !

9

04.02.2011, 23:38

Aişe (r.a.)'den şöyle rivayet edilmiştir:

"Ümmü Seleme (r.a.) Rasulullah (s.a.v.)'a Habeşistan'da gördüğü bir kiliseden ve içindeki resimlerden bahsetti. Rasulullah (s.a.v.) da:

"Habeşliler öyle kimselerdir ki, bunlardan salih bir kişi öldüğü vakit hemen onun kabri üzerine bir mescid inşa eder ve o salih kimsenin resmini o mescide koyarlar. Bunlar Allah katında mahlukatın en şerlileridir." buyurdu. (Buhari Salavat: 48-54. Cenaiz: 70. Müslim Mesacid: 16. Fiten: 110 Nesai Mesacid:13, Ahmed: 6/51.)

Bu insanlar Tevhid akidesini bozan iki zararlı ameli bir arada yapmışlardır; kabirleri mescid edinmek ve buralara salih kimselerin resim ve heykellerini koymak.

Yine Aişe (r.a.) şu hadisi rivayet ediyor:

"Rasulullah (s.a.v.) ahiretine göçmesine sebep olan hastalığı sırasında siyah bir şal ile mübarek yüzünü örtüyor, bunalınca zaman zaman açıyordu. Bu halde iken:

"Allah Yahudi ve hristiyanlara lanet etsin. Çünkü onlar peygamberlerinin kabirlerini mescid edindiler." buyurdu.

Bununla Rasulullah (s.a.v.) onların yaptıklarından bizi sakındırıyordu. Böyle bir endişe olmasaydı, kabri açık bir yerde olurdu. Ancak mescid edinilmesinden korkuldu." (Buhari Enbiya 50, Müslim Mesacid: 22. Nesai Mesacid: 13, Darimi Salat 120. Ahmed: 6/229 275.)

Cundup b. Abdullah diyor ki:

"Rasulullah (s.a.v.)'ın vefatından önce şöyle dediğini duydum:

"Sizden bir halilim (çok fazla sevidiğim) olmasından Allah'a sığınırım. Allah İbrahim'i halil edindiği gibi beni de kendisine halil edindi. Şayet ümmetimden birini halil edinecek olsaydım Ebu Bekir'i halil edinirdim. Dikkat edin! Sizden önceki kavimler nebilerin ve salih kimselerin kabirlerini mescid ediniyorlardı. Sakın kabirleri mescid edinmeyin, sizi böyle yapmaktan menederim." (Müslim Mesacid: 23.)

Rasulullah (s.a.v.) hayatının son zamanlarında, kabirlerin mescid edinilmesini yasakladı. Vefatı esnasında da böyle yapanları lanetledi.

Kabir üzerinde mescid inşa edilmese bile orada namaz kılmak kabri mescid edinmek demektir.

Aişe (r.a.)'nin:

"Kabrinin mescid edinilmesinden korkuldu." sözü bunu ifade eder. Zaten sahabeler Rasulullah'ın kabri üzerine mescid inşa edecek değillerdi, (hem böyle bir teşebbüs kolay önlenirdi) korkulan husus orada namaz kılınması idi. Çünkü her namaz kılınan yer mescid sayılır ve temiz kabul edilir. Rasulullah (s.a.v.) bu hususta:

"Yeryüzü benim için tümüyle mescid ve temiz kılındı." buyurmuştur. (Buhari Teyemmüm. Müslim Mesacid: 521, Ahmed: 2/222)

İbni Mesud (r.a.)'dan Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"İnsanların en şerli olanları, kıyamet koptuğu zaman hayatta bulunanlar ve kabirleri mescid haline getirenlerdir." (Ahmed: 1/435. İbn Hibban Mesacid: 340. Ebu Hatim sahihinde.)
Edep aklın suretidir !

10

04.02.2011, 23:45

Salih Kimselerin Kabirlerinde Aşırı Davranışlar Onları Putlaştırır

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"Allah'ım! Benim kabrimin tapılan bir put haline getirilmesine müsaade etme. Allah'ın gazabı, peygamberlerinin kabrini mescid edinenlere çok şiddetli olur." (Malik Muvatta Sefer: 85. Ahmed Müsned: 2/246 Ebu Nuaym Hilye: 7/317.)

İbni Cerir de, Mücahid (r.a.)'in; "Şimdi haber verin Lat ve Uzza'dan ve üçüncü put Menat'tan..." (Necm:53/ 19) ayeti kerimesinde geçen Lat putu için şöyle dediğini bildiriyor:

"Lat, dağıtıcı manasına gelir. Hacc için gelenlere aş dağıtan salih bir kimse bu lakapla şöhret bulmuştu. O öldükten sonra insanlar onun kabrinde ibadet etmeye başladılar."

Ebu'l Cevza, aynı şeyi İbni Abbas'dan şöyle rivayet etti:

"Lat, aslında hacılara aş dağıtan bir kimse idi."

İbn Abbas diyor ki:

"Rasulullah (s.a.v.); kabir ziyaret eden kadınlara, kabirleri ibadet edilen yer haline getirenlere, orada mum yakanlara lanet etti." (Nesai Cenaiz: 104-106. Tirmizi Salat: 121. İbn Mace Cenaiz: 49. Ahmed: 2/337-356, 1/229. 287. 324. 337. 3/442-443. Hakim Müstedrek: 1/3,4. Elbani. İrvaul Ğalil: 761-774.)

Tevhidin Korunması ve Şirke Giden Yolların Kapanması

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"And olsun ki içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara şefkatli ve merhametli olan bir rasul gelmiştir." (Tevbe: 9/128 )

Ebu Hureyre (r.a.)'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"Evlerinizi kabir yapmayınız. Benim kabrimi de merasim yeri haline getirmeyiniz. Siz bana salat ve selam gönderiniz, nerede olursanız olun, sizin salatınız bana erişir." (Ebu Davud Menasik: 96, Ahmed: 2/367)

Hüseyin (r.a.)'in oğlu Ali (r.a.), orada bulunan bir aralıktan girerek Rasulullah (s.a.v.)'ın kabri yanında ibadet eden bir adam gördü. Ona mani oldu ve:

"Babamdan işittiğim, babamın dedemden, dedemin de Rasulullah (s.a.v.)'tan işittiği hadisi size nakledeyim:

"Benim kabrimi merasim yeri haline getirmeyin, evlerinizi de kabir yapmayın, bana salat ve selam gönderin, nerede olursanız olun salatınız bana erişir." dedi. (Bak. İsmail el Kadi Fadlussalati Alennebiyyi: 20, 30.)
Edep aklın suretidir !

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir