Giriş yapmadınız.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

03.11.2010, 09:51

İttifakta kuvvet, ittihatta hayat vardır


Âyet-i Kerime Meâli

Doğrusu Allah Âdem'i, Nuh'u, İbrahim’in soyunu ve İmrân’ın soyunu
âlemler üzerine seçkin ve üstün kıldı. Onların nesilleri
birbirindendir; hepsi de din ve takvada tek bir topluluktur. Allah
herşeyi hakkıyla işitir ve bilir.

Âl-i İmran Sûresi: 33-34





03.11.2010










İttifakta kuvvet, ittihatta hayat vardır


İttifakta kuvvet, ittihatta hayat, uhuvvette saadet, hükûmette selâmet
var. İttihadın habl-i metînini, muhabbetin dayanıklı halatını sıkı tutun
ki, sizi belâlardan kurtarsın.

Bediüzzaman Said Nursî’nin Nasayihi

5 Aralık 1908

22 Teşrinisani 1324,

Kürt Teavün ve Terakki gazetesi, sayı: 1.

[Kürtçe olarak neşredilen bu makalenin Türkçe tercümesi gazetenin
1 hafta sonraki sayısında (29 Teşrinisani 1324 / 12 Aralık 1908, sayı:
2, sayfa: 13.) yayınlanmıştır.]

Ya Ma’şere’l-Ekrat! İttifakta kuvvet, ittihatta hayat, uhuvvette
saadet, hükûmette selâmet var. İttihadın habl-i metînini, muhabbetin
dayanıklı halatını sıkı tutun ki, sizi belâlardan kurtarsın. Güzelce
kulak veriniz, dinleyiniz.

Size bir şey söyleyeyim: Biliniz ki; üç, evet üç cevherimiz vardır ki, muhafazasını bizden istiyorlar.

Birincisi: İslâmiyet ki, milyonlarla şühedamızın kanını ona paha vermişiz.

İkincisi: Cevher-i insaniyet ki, bizi heyet-i içtimaiye nazarında insan gösterecek odur.

Üçüncü: Milliyet ki, pişevalarımızın, seleflerimizin ruhlarını
mezarda şâd ettirecek bir tuhfemiz ve onlarla rabıta-i ezeliye ve
ebediyemiz olacaktır.

Şu üç cevhere mukabil bir de üç düşmanımız vardır ki, bizi mahvediyor:

Birincisi: Fakr ki, İstanbul’daki kırk bin hamalın vücudu o düşmanımızın numune-i tasallutudur.

İkincisi: Cehil ki, birinci düşmanımızın istilâsına büyük bir
yardımcıdır. Zebun-i fakr olan o kırk bin hamalın içinde binde biri bir
gazeteyi okuyamıyor ki, bir tarik-ı necat bulsun.

Üçüncüsü: İhtilâf ve muadat-ı cahilânemizdir ki, biz birbirimizle
boğuştukça bir terbiyeye bihakkın kesb-i istihkak ediyorduk. Hükûmet
dahi terbiye-i vifakiye yerine tezyid-i nifaka çalışıyor, hakkımızda her
nev’î zulüm ve itisaf icrasına bizi lâyık görerek insafsızlık ediyordu.

Şimdi bilmeli ve anlamalıyız ki, şu üç düşmanımızı kahretmek ve o
üç cevherimizi onların ellerinden kurtarmak için de elmastan masnu üç
seyf-i sâtı-ı celâdet bize lâzımdır:

Birinci kılıcımız maarif, ikinci ittifak ve muhabbet-i millî,
üçüncü de teşebbüs-i şahsî ve sa’y-i nefsîdir. Herkes nefsine itimat
etmelidir ki, haricin muavenet imtinanından, tezellülden, iftikardan
istiğna hâsıl etsin, mezellet yükleri altında eğilmekten, her dest-i
kahr-ı itisafa boyun eğmekten azade kalsın.

Son vasiyetim şudur: Okumak, yine okumak, yine okumak! Sonra,
birbirinizin elini sıkı tutmak, ittihat etmek, ittifak âleminde yaşamak!

Eski Said Dönemi Eserleri, Makalât, s. 24.

LÜGATÇE

nasayih: Nasihatlar.
Ya Ma’şere’l-Ekrat!: Ey Kürt topluluğu.
uhuvvet: Kardeşlik.
habl-i metîn: Sağlam ip.
şüheda: Şehidler.
heyet-i içtimaiye: Sosyal hayat.
pişeva: Önder.
selef: Daha önce yaşamış olan, ata.
tuhfe: Hediye, armağan.
rabıta-i ezeliye ve ebediye: Geçmiş ve geleceğin bağı.
numune-i tasallut: Musallat olma örneği.
cehil: Cehalet, eğitimsizlik.
zebun-i fakr: Fakirlik, yoksulluk düşkünü.
tarik-ı necat: Kurtuluş yolu.
muadat-ı cahilâne: Cahilce karşılıklı düşmanlık.
kesb-i istihkak: Hak etme, hak kazanma.
terbiye-i vifakiye: Uzlaştırıcı terbiye ve eğitim.
tezyid-i nifak: Nifak ve parçalamayı arttırma.
itisaf: Haksızlık.
masnu: Yapılmış, san’atla yapılmış eşya.
seyf-i sâtı-ı celâdet: Parlak yiğitlik kılıcı.
maarif: Eğitim.
muhabbet-i millî: Millet sevgisi.
teşebbüs-i şahsî: Şahsî teşebbüs, şahsî girişim.
sa’y-i nefsî: Şahsî çaba ve gayret.
muavenet: Yardım, yardımlaşma.
imtinan: Minnet, başa kakma.
tezellül: Zillet, boyun eğme.
iftikar: Muhtaç olma.
istiğna: İhtiyaçsızlık, gerek duymazsızlık.
mezellet: Alçalma, aşağılık.
dest-i kahr-ı itisaf: Haksızlığın kahredici eli.





03.11.2010

"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

2

03.11.2010, 15:28

Allah razı olsun Biçare kardeş, böyle harika konuları paylaşmaya devam. Muhabetle kal.

Bu konuyu değerlendir