Giriş yapmadınız.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

08.11.2010, 08:41

Riyakârlık, fiilî bir yalancılıktır


Hadis-i Şerif Meâli

Yarın âhirette Allah’a yakın mecliste oturacak olanlar, dünyada
iken harama karşı hassas olan ve dünyaya kalben değer vermeyenlerdir.

Câmiü's-Sağîr, No: 3304





08.11.2010










Riyakârlık, fiilî bir yalancılıktır


Doğruluk İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i hayatiyesidir.
Riyakârlık, fiilî bir nevî yalancılıktır. Dalkavukluk ve tasannu,
alçakça bir yalancılıktır.

ÜÇÜNCÜ KELİME

Bütün hayatımdaki tahkîkatımla ve hayat-ı içtimâiyenin
çalkamasıyla, hülâsa ve zübdesi bana kat’î bildirmiş ki: Sıdk,
İslâmiyet’in üssü’l-esâsıdır ve ulvî seciyelerinin rabıtasıdır ve
hissiyat-ı ulviyesinin mizacıdır. Öyleyse, hayat-ı içtimâiyemizin esası
olan sıdkı, doğruluğu içimizde ihyâ edip onunla mânevî hastalıklarımızı
tedâvi etmeliyiz.

Evet sıdk ve doğruluk İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i
hayatiyesidir. Riyakârlık, fiilî bir nevî yalancılıktır. Dalkavukluk ve
tasannu, alçakça bir yalancılıktır. Nifak ve münafıklık, muzır bir
yalancılıktır. Yalancılık ise, Sâni-i Zülcelâlin kudretine iftira
etmektir.

Küfür, bütün envâıyla kizbdir, yalancılıktır. İman sıdktır,
doğruluktur. Bu sırra binaen, kizb ve sıdkın ortasında hadsiz bir mesafe
var; Şark ve Garp kadar birbirinden uzak olmak lâzım geliyor. Nar ve
nur gibi birbirine girmemek lâzım. Halbuki, gaddar siyaset ve zâlim
propaganda birbirine karıştırmış, beşerin kemâlâtını da karıştırmış.

Bu sıdk ve kizb, küfür ve iman kadar birbirinden uzak. Asr-ı
Saadette sıdk vasıtasıyla Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın âlâ-yı
illiyyîne çıkması ve o sıdk anahtarıyla hakâik-i imaniye ve hakâik-i
kâinat hazinesi açılması sırrıyla, içtimâiyât-ı beşeriye çarşısında sıdk
en revaçlı bir mal ve satın alınacak en kıymetli bir metâ hükmüne
geçmiş.

Ve kizb vasıtasıyla Müseylime-i Kezzâb’ın emsâli, esfel-i
sâfiline sukut etmiş. Ve kizb o zamanda küfriyât ve hurâfâtın anahtarı
olduğunu o inkılâb-ı azîm gösterdiğinden, kâinat çarşısında en fena, en
pis bir mal olup, o malı satın almak değil, herkes nefret etmesi hükmüne
geçen kizb ve yalana, elbette o inkılâb-ı azîmin saff-ı evveli olan ve
fıtratlarında en revaçlı ve medâr-ı iftihar şeyleri almak ve en kıymetli
ve revaçlı mallara müşteri olmak fıtratında bulunan Sahabeler, elbette,
şüphesiz bilerek ellerini yalana uzatmazlar. Kizb ile kendilerini
mülevves etmezler. Müseylime-i Kezzab’a kendilerini benzetemezler.

Belki, bütün kuvvetleriyle ve meyl-i fıtrîleriyle en revaçlı mal
ve en kıymettar metâ ve hakikatlerin anahtarı, Muhammed Aleyhissalâtü
Vesselâmın âlâ-yı illiyyîne çıkmasının basamağı olan sıdk ve doğruluğa
müşteri olup, mümkün olduğu kadar sıdktan ayrılmamaya çalıştıklarından,
ilm-i hadisçe ve ulema-i Şeriat içinde bir kaide-i mukarrere olan,
“Sahabeler daima doğru söylerler. Onlardaki rivâyet, tezkiyeye muhtaç
değil. Peygamberden (aleyhissalâtü vesselâm) rivayet ettikleri hadisler,
bütün sahihtir” diye, ehl-i Şeriat ve ehl-i hadisin ittifakına kat’î
hüccet, bu mezkûr hakikattir.

İşte, Asr-ı Saadetteki inkılâb-ı azîm, sıdk ile kizb, iman ile
küfür kadar birbirinden uzak iken, zaman geçtikçe, gele gele birbirine
yakınlaştı. Ve siyaset propagandası bazan yalana ziyade revaç verdi.
Fenalık ve yalancılık bir derece meydan aldı. İşte bu hakikat içindir
ki, Sahabelere kimse yetişemez. “Yirmi Yedinci Söz”ün zeyli olan
Sahabeler hakkındaki risâleye havale edip kısa kesiyoruz.

Hutbe-i Şâmiye, s. 51-55
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

2

08.11.2010, 10:26

tebrikler

gazetemizdeki nurları buraya taşıdığınız için

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir