Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

16.04.2009, 14:14

Zaman cemaat zamanıdır

Hadis-i şerif Meâli


ıki kişi bir kişiden, üç kişi iki kişiden, dört kişi de üç kişiden daha hayırlıdır. O halde cemaate sarılınız. Çünkü Allah ümmetimi ancak hidâyet üzere bir araya toplar.

Câmiü's-Sağîr, No: 95


16.04.2009




Zaman cemaat zamanıdır



Bu zaman, ehl-i hakikat için, şahsiyet ve enaniyet zamanı değil. Zaman, cemaat zamanıdır. Cemaatten çıkan bir şahs-ı manevi hükmeder ve dayanabilir. Büyük bir havuza sahip olmak için, bir buz parçası hükmündeki enaniyet ve şahsiyetini o havuza atmaktır ve eritmek gerektir. Yoksa, o buz parçası erir, zayi olur; o havuzdan da istifade edilmez.

Hem mûcib-i taaccüp, hem medâr-ı teessüftür ki, ehl-i hak ve hakikat ittifaktaki fevkalade kuvveti ihtilâfla zayi ettikleri halde, ehl-i nifak ve ehl-i dalâlet, meşreplerine zıt olduğu halde ittifaktaki ehemmiyetli kuvveti elde etmek için ittifak ediyorlar. Yüzde on iken, doksan ehl-i hakikatı mağlûp ediyorlar.

Kastamonu Lâhikası, s. 106, (yeni tanzim, s. 197)

***

şu zaman cemaat zamanıdır, şahıs zamanı değil. şahıs ne kadar dâhi ve hattâ yüz dahi derecesinde olsa, bir cemaatin mümessili olmazsa, bir cemaatin şahs-ı mânevîsini temsil etmezse, muhâlif bir cemaatin şahs-ı mânevîsine karşı mağlûptur.

Mektubat, s. 425, (yeni tanzim, s. 744)

***

Zaman cemaat zamanıdır. Cemaatın ruhu olan şahs-ı mânevî daha metindir. Ve, tenfiz-i ahkâm-ı şer’iyeye daha ziyade muktedirdir.

Mesnevi-i Nuriye, s. 87

***

Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kur’âniyede kuvvetli, dirayetli arkadaşlarım,

Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı maneviye göre olur. Maddi ve ferdi ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı.

Kastamonu Lâhikası, s. 8, (yeni tanzim, s. 19)

***

Bu zaman, cemaat zamanıdır. Ferdi şahısların dehası, ne kadar harika da olsalar, cemaatın şahs-ı manevisinden gelen dehasına karşı mağlup düşebilir.

Emirdağ Lâhikası, s. 63, (yeni tanzim, s. 136)

***

Ehl-i imana hücum eden ehl-i dalâlet, bu asır cemaat zamanı olduğu cihetle, cemiyet ve komitecilik mayesiyle bir şahs-ı manevi ve bir ruh-u habis olmuş; Müslüman alemindeki vicdan-ı umumi ve kalb-i külliyi bozuyor ve avamın taklidi olan itikadlarını himaye eden ıslami perde-i ulviyeyi yırtıyor ve hayat-ı imaniyeyi yaşatan anane ile gelen hissiyat-ı mütevariseyi yandırıyor. Herbir Müslüman tek başıyla bu dehşetli yangından kurtulmaya meyusane çabalarken, Risâlei’n-Nur (Risâletü’n-Nur) Hızır gibi imdada yetişti.

Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 36, (yeni tanzim, s. 61)

***

Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim bir şahs-ı vâhid idi. O hâkimin müftüsü de, onun gibi münferit bir şahıs olabilirdi, onun fikrini tashih ve tâdil ederdi. şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaatten çıkmış, az mütehassis, sağırca, metin bir şahs-ı mânevîdir ki, şûrâlar o ruhu temsil eder.

Sünûhat, s. 49-51, (yeni tanzim, s. 124)


LUGATÇE:

enaniyet: Benlik, gurur.

şahs-ı manevî: Bir şahıs olmayıp kendisine bir şahıs gibi muamele yapılan şirket, cemaat, cemiyet gibi ortaklıklar. Belli bir kişi olmayıp bir cemaatten meydana gelen manevî şahıs.

mûcib-i taaccüp: şaşırmaya sebebiyet veren.

medâr-ı teessüf: Teessüf, üzüntü sebebi.

ehl-i nifak: Münafıklar, iki yüzlülük yapanlar.

ehl-i dalâlet: Dalalette olanlar, hak yoldan sapanlar.

meşrep: Huy, mizaç, tabiat, tarz.

şahs-ı vâhid: Tek bir şahıs.

ruh-u cemaat: Cemaat ruhu.

mütehassis: ınsan sözüne kulak verip dinleyen. Çok duygulu, duygulanmış, hisli.

Bediuzzaman Said Nursi

16.04.2009

2

19.04.2009, 19:10

bu konu vardı heralde..ama yiende sagol
Gül ve lâle mevsimi deyip beklemedeyiz,
Ey Gül, hepimiz Sana birer sâdık bendeyiz;
Onca gâileye rağmen her dem izindeyiz,
Yer yer düşüp kalksak da halkanın içindeyiz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir