Giriş yapmadınız.

1

27.02.2009, 13:32

Hiç düşmeyen uçaklar!

Âyet-i Kerime Meâli



Yedi göğü birbiriyle âhenk içinde O yarattı. Rahman'ın yarattığında nizamsızlıktan eser göremezsin. Haydi, çevir gözünü: En küçük bir kusur görüyor musun?



Mülk Sûresi: 3


27.02.2009




Hiç düşmeyen uçaklar!



şu kâinattaki ecrâm-ı semâviyenin kıyamları, devamları, bekaları, sırr-ı kayyûmiyetle bağlıdır. Eğer o cilve-i kayyûmiyet bir dakikada yüzünü çevirse, bir kısmı küre-i arzdan bin defa büyük milyonlarla küreler, feza-yı gayr-ı mütenâhi boşluğunda dağılacak, birbirine çarpacak, ademe dökülecekler. Nasıl ki, meselâ havada, tayyareler yerinde binler muhteşem kasırları kemâl-i intizamla durdurup seyahat ettiren bir zâtın kayyûmiyet iktidarı, o havadaki sarayların sebat ve nizam ve devamlarıyla ölçülür. Öyle de, o Zât-ı Kayyûm-u Zülcelâlin madde-i esiriye içinde hadsiz ecrâm-ı semâviyeye nihayet derecede intizam ve mizan içinde sırr-ı kayyûmiyetle bir kıyam, bir beka, bir devam vererek, bazısı küre-i arzdan bin ve bir kısmı bir milyon defa büyük milyonlarla azîm küreleri direksiz, istinatsız, boşlukta durdurmakla beraber, herbirini bir vazifeyle tavzif edip gayet muhteşem bir ordu şeklinde, emr-i kün feyekûn’dan gelen fermanlara kemâl-i inkıyadla itaat ettirmesi, ism-i Kayyûmun âzamî cilvesine bir ölçü olduğu gibi, herbir mevcudun zerreleri dahi, yıldızlar gibi, sırr-ı kayyûmiyetle kaim ve o sırla beka ve devam ediyorlar.

Lemalar, Otuzuncu Lem´a, s. 337

***

Bu âlem şehrinde, dünya sarayının damındaki yıldız lâmbaları—bir kısmı, kozmoğrafyanın dediğine bakılsa—küre-i arzdan bin defa büyük ve top güllesinden yetmiş defa süratli hareket ettikleri halde, intizamını bozmuyor, birbirine çarpmıyor, sönmüyor, yanmak maddeleri tükenmiyor. Okuduğunuz kozmoğrafyanın dediğine göre, küre-i arzdan bir milyon defadan ziyâde büyük ve bir milyon seneden ziyâde yaşayan ve bir misafirhâne-i Rahmâniyede bir lamba ve soba olan güneşimizin yanmasının devamı için, hergün küre-i arzın denizleri kadar gazyağı ve dağları kadar kömür veya bin arz kadar odun yığınları lâzımdır ki, sönmesin.

Sözler, On Üçüncü Söz, s. 143

***

Bak bir saltanatın haşmetine ki, gemileri ve tayyareleri içinde öyleleri var ki, bin defa küre-i arz kadar bir cesamette ve bir saniyede sekiz saat mesafeyi kat eden sürattedir. ışte, böyle bir Sultana ubudiyet ve imanla intisap etmek ve şu dünyada ona misafir olmak ne kadar âli bir saadet, ne derece büyük bir şeref olduğunu kıyas et.

Mektubat, Üçüncü Mektup, s. 21

***

Hem, semâvât meydanında, denizinde, fezâsındaki yıldızlar ise, mutî neferler, muntazam sefîneler, hârika tayyâreler, acâip lâmbalar gibi vaziyetiyle, Senin saltanât-ı ulûhiyetinin şâşaasını gösteriyorlar.

Lem'alar, Münacat, s. 351

***

Meselâ, tayyâre-i beşer Kur’ân’a dese: “Bana bir hakk-ı kelâm ver, âyâtında bir mevkî ver.” Elbette o daire-i Rubûbiyetin tayyâreleri olan seyyârât, arz, kamer, Kur’ân nâmına diyecekler: “Burada cirmin kadar bir mevkî alabilirsin.”


Sözler, Yirminci Söz, s. 240


LUGATÇE:


tayyare: Uçak.

küre-i arz: Dünya.

cesamet: Büyüklük, irilik.

ecrâm-ı semâviye: Gök cisimleri, yıldızları, kütleleri.

sırr-ı kayyûmiyet: Allah’ın, varlığı ve diriliği her an için olup, gökleri, yerleri her an için ayakta tutması sırrı.

feza-yı gayr-ı mütenâhi: Sonsuz, nihayet bulmaz uzay.

adem: Yokluk.

kasır: Saray.

kemâl-i intizam: Tam bir düzen.

emr-i kün feyekûn: Allah’ın, bir şeye “ol” deyince onu hemen meydana getiren emri, işi.


27.02.2009

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

2

27.02.2009, 14:30

gününe uygun bir bölüm..

Alıntı

şu kâinattaki ecrâm-ı semâviyenin kıyamları, devamları, bekaları, sırr-ı kayyûmiyetle bağlıdır. Eğer o cilve-i kayyûmiyet bir dakikada yüzünü çevirse, bir kısmı küre-i arzdan bin defa büyük milyonlarla küreler, feza-yı gayr-ı mütenâhi boşluğunda dağılacak, birbirine çarpacak, ademe dökülecekler.


Allah Ustadimizdan razi olsun..

yazinin tamami harika..anlatilmazki yani.. olayin ciddiyetini öyle güzel anlatiliyorki.. masaAllah..

Allah razi olsun ..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir