selamun aleykum
Misak demiski:
Sahabeyi suçlamak gibi bir niyetim olamaz. Ama muaviyeyi sevmiyorum. Sahabe olarak da kabul etmiyorum.
Sahabeyi sahabe olarak kabul etmemek,
onu suclamaktir kardesim. Bu konuda biraz dikkatli olalim. Allah muhafaza...
selam
bu konuda konuşmak istemem ama şu hadislerden haberiniz olsun.
“Ben Havzın başına sizden önce varacağım. Ve birtakım kavimler hakkında münazaa edeceğim. Sonra onlar üzerine bana galebe çalınacak. Ben: “Ya Rabbi! Eshabım! Eshabım!” diyeceğim. Bunun üzerine: “Sen onların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmezsin!” denilecek.” (Müslim 10/71)
“Havuz başında bana yanıma, bana sahabelik etmiş kimselerden birtakım adamlar muhakkak geleceklerdir. Ta ki, onları gördüğüm ve bana arz olundukları zaman benden ayrılacaklar. Ben de: “Ya Rabbim! Sahabeciklerim! Sahabeciklerim!” diyeceğim. Bana: “Hakikaten sen onların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmezsin!” denilecek!” (Müslim; 10/77)
ıbn-i Abbas’tan rivayet edilmiştir:
“…Haberiniz olsun! Ümmetimden birçok kimseler yakalanarak sol tarafa (Cehennem’e) getirilir.
Ben: “Ya Rabbi! Bunlar benim eshabımdır.” Derim. Bunun üzerine: “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmezsin!” denilir. Bunun üzerine ben, Salih kulun (Hz ısa’nın) dediği gibi derim: “…Aralarında olduğum müddetçe onlara şahit idim, fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen yalnız sen oldun. Sen herşeyi görensin. "Eğer onlara azab edersen, onlar senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen daima üstünsün, hikmet sahibisin”. (Maide 117-11
.
Bana denilir ki; “Onlar, sen onlardan ayrıldıktan itibaren topuklarının üzerine mürtedliğe devam ettiler.” (Riyazus-Salihin: 151-152, Buhari: 572; Tirmizi 4/233; Tecrid-i Sarih 9/104-105; ilaahir..)
“Resulullah (s.a.a) Nakl-i sahih ile Hazret-i Ali'ye demiş: “[b]Nakisin, Kasitin ve Marikinle savaşacaksın”
Hem Vak'a-i Cemel, hem Vak'a-i Sıffîn, hem Vak'a-i Havariç hâdiselerini haber vermiş.
Hem Hazret-i Ali (R.A.) Hazret-i Zübeyr ile seviştiği bir zaman dedi: "Bu sana karşı muharebe edecek, fakat haksızdır."
Hem Ezvac-ı Tahiratına demiş: "ıçinizde birisi, mühim bir fitnenin başına geçecek ve etrafında çoklar katledilecek."
ışte şu sahih, kat'î hadîsler; otuz sene sonra Hazret-i Ali'nin Hazret-i Âişe ve Zübeyr ve Talha'ya karşı Vak'a-i Cemel'de.. ve Muaviye'ye karşı Sıffîn'de.. ve Havaric'e karşı Harevra'da ve Nehrüvan'da muharebesi, o ihbar-ı gaybiyenin bir tasdik-i fiilîsidir.”[/b] (Mektubat; Said Nursi)
Ebu Said anlatıyor: “Biz kerpiçleri tane tane taşıyorduk. Ammar (r.a) ise ikişer ikişer taşıyordu. Resûlullah (s.a.a) onu gördü. Üzerindeki toprakları çırpmaya başladı ve:
"Vah Ammâr! Vah Ammar ! Onu bâği (habis/necis) bir taife öldürecek. Bu, onları cennete, onlar ise bunu cehenneme davet ederler!" buyurdu.”. Ammar da “fitnelerden Allah’a sığınırım” derdi. (Buhari, salat 63, Cihad 17. Zübdetül-Buhari; 84)
Hz. Ammar Sıffîn Harbi'nde katledildi. Hazret-i Ali, Muaviye ve tarafdarlarının bâği olduklarına hüccet gösterdi. (Mektubat; Said Nursi: 90)
"Ali'yi ancak mü'minler sever; ancak münafıklar ona buğzeder"
ibn-i Mace (terc) 1/192; Müslim (terc) 1/346; Tirmizi 6/270, 282
ve "Ali'ye küfreden bana, bana küfreden Allah'a küfretmiştir" hadisine rağmen; Muaviye Cuma hutbelerinde ımam Ali’ye ve Ehl-i Beyt-i Nebi’ye la’net okumuş ve okutmuştur. (örnekleri için bakınız; Müslim: 10/245, 255; ıbn-i Esir: 3/413, 421, 478-479)
bu hadisleri okuduktan sonra kendiniz Muaviye hakkında bir sonuç çıkarabilirsiniz.