Giriş yapmadınız.

1

24.08.2006, 13:15

din gününün sahibi?

Fatiha suresinde geçen O, din gününün maliki Allah'ın. ne demektir?Yani din günü ne demektir?

Selametle

Allah razı olsun
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

2

24.08.2006, 13:34

Din günü demek mahşer günü demek. Hesabın sorulduğu gün demek.


Selametle

3

24.08.2006, 13:51

4- Din gününün sahibi (maliki)

Bu ayet, insan hayatı üzerinde derin etkisi olan önemli bir ilkeyi ifade eder. "Malik (sahip) olmak" el altında tutmanın ve egemenliğin en üst derecesidir. "Din Günü" de Ahiretteki ceza günü demektir.

ınsanlar çoğu zaman, yüce Allah'ın ilâhlığına ve evrenin yaratıcısı olduğuna inanmışlar, fakat bununla birlikte ceza gününe inanmamışlardır. Kur'an-ı Kerim bu gibilerin bir kısmı hakkında şöyle diyor:

"Eğer onlara "Gökleri ve yeryüzünü kim yarattı?" diye soracak olursan kesinlikle "Allah" derler." (Zümer Suresi, 38)

Yine Kur'an-ı Kerim'in başka bir yerinde onlar hakkında şöyle deniyor:

"Onlar kendilerinden olan bir uyarıcının gelmesini şaşkınlıkla karşıladılar ve kâfirler; "Bu şaşılacak bir şeydir. Bizler ölüp toprak olduktan sonra yeniden mi dirileceğiz? Bu uzak ihtimalli bir dönüştür" dediler." (Kaf Suresi, 2-3)

"Din Günü"ne inanmak, ıslâm'ın inanç sisteminin önemli ilkelerinden biridir. Bu ilke, insanların bakışlarını dünya hayatının ardından bir Ahiret aleminin varlığına çevirmesi dolayısıyla büyük bir değere sahiptir. Bu inanç sayesinde insanlar dünya hayatının zorlayıcı şartlarına bağımlı hale gelmekten kurtulurlar. Böyle olunca da, bu zorlayıcı şartların üzerine çıkarak onlara egemen olurlar. Yine bu inanç sayesinde emeklerinin ve çalışmalarının karşılığını sadece günleri sayılı kısa ömürleri içinde ve sınırları belirli yeryüzü alanında görme endişesinin tutsağı olmazlar. O zaman da Allah'a güven, iyiliğe inanç, hakka ısrarlı bağlılık, gönül rahatlığı, hoşgörü ve kararlılık içinde Allah rızası için çalışma; Allah'ın gerek dünyada ve gerekse Ahirette vermeyi takdir edeceği karşılığı, bu ikisi arasında ayrım gözetmeyen bir hoşnutlukla karşılama imkânına kavuşurlar.

Bundan dolayı bu ilke, arzu ve ihtirasların tutsağı olmakla, insanlığa yaraşır bir "insanca özgürlük" arasında tercih noktasıdır. Diğer bir deyişle Ahirete iman, beşerî ideolojilerin, değer yargılarının kölesi olmuş ve cahiliye sisteminin sapık ve çarpık insan tabiatı ile Allah'ın, kulları için arzuladığı mükemmel insan tipi arasındaki yol ayrımını oluşturur.

Bu ilke insanların düşüncesinde yer etmedikçe, insanlar emek ve çalışmalarının karşılığını yalnızca dünyada değil, Ahirette de göreceklerine kesin olarak inanmadıkça, ömrü sınırlı olan fertler, uğrunda çalışılması, emek harcanması gereken başka bir hayatın varlığından kesinlikle emin olmadıkça ve o hayatta karşılığını alacağına güvenerek hakkın ve iyinin zaferi için fedakârlıkta bulunmadıkça, ideal ilâhi nizama uygun bir insanlık hayatı gerçekleşemez.

Ahirete inananlar ile onu inkâr edenler ne düşünce ne ahlâk ne davranış ve ne de pratik uygulamalar bakımından bir olamazlar. Bu iki tür insan ne dünyadaki işleri ve ne de Ahirette görecekleri karşılık bakımından ortak noktaları bulunmayan taban tabana zıt iki ayrı sınıfı teşkil ederler. ışte yol ayrımı derken kasdettiğimiz budur.


seyyid kutub

4

24.08.2006, 13:56

: مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ Mâkabliyle şu sıfatın nazmını iktiza eden sebeb şudur ki; şu sıfat, rahmeti ifade eden mâkabline neticedir. Zira kıyametle, saadet-i ebediyenin geleceğine en büyük delil, rahmettir. Evet rahmetin rahmet olması ve ni'metin ni'met olması ancak ve ancak haşir ve saadet-i ebediyeye bağlıdır. Evet saadet-i ebediye olmasa, en büyük ni'metlerden sayılan aklın, insanın kafasında yılan vazifesini görmekten başka bir işi kalmaz. Kezalik en lâtif ni'metlerden sayılan şefkat ve muhabbet, ebedî bir ayrılık düşüncesiyle, en büyük elemler sırasına geçerler.

S: Cenab-ı Hakk'ın her şeye mâlik olduğu bir hakikat iken, burada haşir ve ceza gününün tahsisi neye binaendir?

C: şu âlemin insanlarca hakir ve hasis sayılan bazı şeylerine kudret-i ezeliyenin bizzât mübaşereti, azamet-i ılahiyeye münasib görülmediğinden, vaz'edilen esbab-ı zahiriyenin o gün ref'iyle, her şeyin şeffaf, parlak iç yüzüyle tecelli edip Sâniini, Hâlıkını vasıtasız göreceğine işarettir. يَوْم tabiri ise, haşrin vukuunu gösteren emarelerden birine işarettir. şöyle ki:

Saniye, dakika, saat ve günleri gösteren haftalık bir saatin millerinden birisi devrini tamam ettiği zaman, behemehal ötekiler de devirlerini



sh: » (ı: 20)

ikmal edeceklerine kanaat hasıl olur. Kezalik yevm, sene, ömr-ü beşer ve ömr-ü dünya içinde tayin edilen manevî millerden birisi devrini tamam ettiğinde, ötekilerin de (velev uzun bir zamandan sonra olsun) devirlerini ikmal edeceklerine hükmedilir. Ve keza bir gün veya bir sene zarfında vukua gelen küçük küçük kıyametleri, haşirleri gören bir adam, saadet-i ebediyenin (haşrin tulû'-u fecriyle, şahsı bir nev' hükmünde olan) insanlara ihsan edileceğine şübhe edemez.

دِين kelimesinden maksad; ya cezadır, çünkü o gün hayır ve şerlere ceza verilecek bir gündür.. veya hakaik-i diniyedir. Çünkü hakaik-i diniye o gün tam mânasıyla meydana çıkar. Ve daire-i itikadın, daire-i esbaba galebe edeceği bir gündür. Evet Cenab-ı Hak müsebbebatı esbaba bağlamakla, intizamı temin eden bir nizamı kâinatta vaz' etmiş. Ve herşeyi, o nizama müraat etmeğe ve o nizamla kalmaya tevcih etmiştir. Ve bilhassa insanı da, o daire-i esbaba müraat ve merbutiyet etmeğe mükellef kılmıştır. Her ne kadar dünyada daire-i esbab daire-i itikada galib ise de; âhirette hakaik-i itikadiye tamamen tecelli etmekle, daire-i esbaba galebe edecektir. Buna binaen, bu dairelerin herbirisi için ayrı ayrı makamlar, ayrı ayrı hükümler vardır. Ve her makamın iktiza ettiği hükme göre hareket lâzımdır. Aksi takdirde daire-i esbabda iken tabiatıyla, vehmiyle, hayaliyle daire-i itikada bakan; Mu'tezile olur ki, tesiri esbaba verir. Ve keza daire-i itikadda iken ruhuyla, imanıyla daire-i esbaba bakan da; esbaba kıymet vermeyerek, Cebriye Mezhebi gibi tenbelcesine bir tevekkül ile nizam-ı âleme muhalefet eder.

işaretül icaz fatiha tefsiri

5

24.08.2006, 16:42

Allah razı olsun olsun çok istifade ettim
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

6

25.08.2006, 16:55

Allah senden de razı olsun damla nur.sen sormasan bende öğrenmezdim.
öyyle bir şey öğrendimki..........

Mesajlar: 21

Konum: Urfa

Meslek: Harita Teknikeri

Hobiler: ıslamı yaşamak ve anlatmak

  • Özel mesaj gönder

7

27.08.2006, 15:42

parmaklarına saglık ALLAH CELLE CELALÜHÜ kaim ve daim eylesin inşaallah
Her nefis ölümü mutlaka tadacaktır.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir