19.Mektub'da, Hz.Peygamber aleyhissalatu vesselâm dünyaya teşrif etmeden önce, ondan haberdar olanlardan genişce bahsedilir, bu da nübüvvetine (peygamberliğine, nebiliğine) delil gösterilir. Kâhinler, cinler, Hrıstiyan ve Yahudi gibi ehl-i kitap alimlerinin onu tanımak için yarışmasından bahsedilir.
Kısaca, bir son peygamber geleceği biliniyordu, ama onu arayış veladetinden (doğumundan) sonra hadd safhaya ulaştı. Sırtındaki / omzundaki nübüvvet mührü ise onun Nebiyy-i Ahirzaman a.s.m. olduğuna dair, en zahir işaretlerden biriydi.
Siyer kitaplarından hatırladığım kadarıyla, Selman-ı Farisi r.a. , Hrıstiyan bir rahipten onun özelliklerini öğrenmişti, o rahip ona, şöyle şöyle yerde doğup, şöyle şöyle yere hicret edecek, orada hurmalıklar olacak diyerek Mekke ve Medine'yi tarif etmişt ve nübüvvet mühründen bahsetmişti. O ise, bir Yahudi'nin kölesiydi, Medine'ye gelince, orasının bu hurmalık olduğunu farketti. Bir zatın (a.s.m.) da iddia-yı nübüvvet ettiğini duyunca, Hz.Peygamber a.s.m. ashabla konuşurken yanlarına geldi. Hz.Selman-ı Farisi r.a., iyice tatmin olmak için, nübüvvet mührü olan "ben"i görmek için gayret sarfediyordu ki -rivayetlere göre- Hz.Peygamber a.s.m. zaten tam kapalı bir elbise giymiyordu, biraz elbisesini açarak, onun mührü görmesini sağladı ve Selman-ı Farisi r.a. orada sahabi oldu.
Bu şekilde, sahabi olanlar var, ama Abdullah bin Selam r.a. gibi, onu a.s.m. görüp de, "Vallahi bu simada yalan yok." diyerek teslim ve müslüman olanlar da çok. Özellikle ehl-i kitap önceden onun geleceğini biliyordu, gelişini intizar ediyordu. En çok ise, bu işin ilmini didik didik eden Yahudiler, bu konuda maharetlilerdi, vakit yaklaştıkça etrafa Son Peygamber a.s.m. gelecek diye haber yayıyorlardı. Ama son Nebî a.s.m., Yahudilerden değil de, Araplardan çıkınca, pek de memnun olmadılar tabii.
Hz.ısa a.s. ile Hz.Muhammed Mustafa a.s.m. arasındaki 600 yıllık devre, alimler Fetret devri derler, bu konuda muhtelif fikirler var, yani kim ehl-i necattır, kim değildir, kim mes'uldür. Ama umum kanaat, bu fetret devrinin, mes'uliyeti bir ölçüde kaldıracağı yönündedir.