Ezcümle: Ben Hürriyetten evvel İstanbul a gelirken, yolda, bir iki mühim ilm-i kelama ait kitaplar elime geçti.
Dikkatle mütalaa ettim. İstanbul a geldikten sonra, sebepsiz olarak hem ulemayı, hem mektep muallimlerini münazaraya,
"Kim ne isterse benden sorsun" diye ilan ettim.
Medar-ı hayrettir ki, münazaraya gelenlerin bütün sordukları sualler, yolda mütalaa ettiğim ve hafızamda kaldığı meselelerdi.
Hem, filozofların sordukları sualler, hafızamda bulunan meselelerdi.
Şimdi anlaşıldı ki, o fevkalade muvaffakıyet ve benim de haddimden çok ziyade o hodfuruşluk ve manasız izhar-ı fazilet ise,
ileride Risale-i Nur'un İstanbulca ve ulemâca makbuliyetine ve ehemmiyetine zemin hazır etmek imiş.
Emirdağ Lâhikası 51