Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

02.07.2005, 12:37

Bir mektub

Sıkıntılı bir kardeş ile yazışmamızın bir kısmını, onun izniyle buraya koyuyorum, belki ilgilenen olur, belki beni tashih ederek bana yardımcı olan güzel insanlar olur. Dua ve muhabbetle....

------------------------------------------------------

Güzel kardeşim, ilim için ilk önce, halis niyetle, enaniyet için değil, hep hakkı görmek ve ona tabi olmak için, Allah'a dua edin. Kur'an'da da dua vardır:
20:114 De ki: “Rabbim! ılmimi arttır”
En doğrusunu Allah bilir, bu emrin ilk muhatabı Hz.Peygamber a.s.m., ardından onun şahsı üzerinden diğer mü'minlerdir.

ılmin hepsi faydalı değildir, nitekim Hz.Peygamber a.s.m. faydasız ilimden Allah'a sığınmıştır, buna dair çok sayıda hadis var.

Namazlarınızdan sonra : "Allah'ım Seni zikretmek, Sana şükretmek ve Sana güzelce ibadet etmek için yardım et. ılmimi arttır, faydalı ilim ver, hikmet ver." diye dua edin.

Mümkünsa, duaya euzu besmele, sonra Allah'a hamd, sonra salavatla başlayın, sonra hususi dualarınızı ve bu duayı edin, sonra bir miktar salavatla devam edip fatiha ile bitirin. ılk salavatlardan sonra tevbe istiğfarın da faydası iyidir. Bu hususlarda takıldığınız yer olursa, bana sormakta çekinmeyin.

Namazdan haz konusuna gelirsek. Camide kıldığım farz namazlar hariç, ben de namazlarda haz sorunu çekmekteyim. Evde kılıp da çok hazla kıldığım namaz sayısı azdır. Onlar hususunda ise dua etmiştim. Demek namazın hazzı, Allah'ın bir lütfu. Siz onu elde etmeye çalışmayın, siz kulluğunuzu yapın onu Allah verir.

Ben erkek olmam hasebiyle (erkeklere en azından Cum'alar, bayram namazlarını cemaatle kılmak farz veya vaciptir, cenaze farz-ı kifayedir ve hakeza...), namazdan haz alamadıysam, onun bir nedeni olarak camiye gitmediğimden alamadığımı görürüm. Eğer hep haz ile kılsam, camiye gitme ihtiyacı yeterince duymazdım. Üstelik cemaatte rahmet ve bereket olduğu dînimizce bilinmektedir. Bir insan, oruç tutsa, bütün gün açlıktan ve susuzluktan kırıldıktan sonra tek başına krallar gibi sofrada iftar yapsa, o yaptığı iftardan ailesiyle yediği ortalama bir yemekten (dikkat edin iftar demiyorum, yemek acıkmadan da yenir, ama iftarda aç olmayan, yemeğe müştak olmayan yoktur.) daha fazla haz alamaz. Orucun feyzi ve manevî zevki bahsimizden hariçtir. Yine aynı şekilde, tek başına en sevdiğiniz diziyi izlemekten, en sevdiğiniz işi yapmaktan, sevdiğiniz biriyle yaptığınız zamankinden fazla zevk alamazsınız.

Belki bu yüzden, dinimizde cemaat ve uhuvvetin, şefkat ve merhamet duygularının önemi büyüktür. Camide birbiriyle uhuvvet içinde günün 5 vakti namaz ile bir araya gelen fertlerden oluşan bir ümmet, su sızdırmaz tuğlalardan örülmüş kale gibi sağlamdır. Hem fertler, hem toplum ferah ve mutlu olur.

ışte, ibadetlerinizde ve ilmi mütalealarınızda hazzı arttırmak isterseniz, cemaat sevabını, bereketini, saadetini gözleyin. Ama bu kendi başınıza bir şeyler yapmayacağınız anlamına gelmez. Günün belli bir vaktini kendinize ayırırsınız, hususi çalışmanızı, evrad ve ezkarınızı (vird ve zikirler) yaparsınız, hadis, tefsir okur, tefekkür edersiniz. Kişinin hem kendi başına, hem toplumla yaptığı faaliyetler önemlidir, birbirine tercih edilmez, nasıl bir insan, karaciğerini böbreğine tercih etmezse.

Haz alamamanızın bir diğer sebebi, o işte durgunluk olması olabilir. Bediüzzaman da kainattaki tahavvülde (değişim) olan zevk ve şevke çok yerlerde dikkat çeker. Kul ise sürekli tekâmül (daha olgunlaşmak, daha iyi olmak) için uğraşmalıdır. Durdun olursa, bir süre sonra tahavvül ile tekâmül yerine tedennî (düşme) başlayabilir.

Evet, haz alamayışınızın sebebi, daha doğrusu Allah'ın size bu hazzı vermeyişinin sebebi, belki bir arayış içine girmenizi murad ettiğindendir. En doğrusunu Allah bilir. En azından bir haz eksikliğini hissetmeniz ve arayış içinde olmanız buna bir işaret olabilir.

Varsayalım, namaz kılmaya yeni başladığınız zaman namaz kılmaya yeni başadığınız zaman çok büyük ferah duyuyordunuz, zevk ve şevk ile kılıyordunuz, sonra ise bu iştahı hissetmemeye başladınız. Belki namazınızı eksikle kılmanıza rağmen, Cenab-ı Hak kılmaya başladığınızdan ötürü size feyz ve iştiyak (heves) verdi ki devam edin. Ama bir süre sonra bu azaldı ve durdu. Çünkü siz namazı hâlâ aynı şekilde kılıyorsunuz, belki eksikleriniz var ve bunları farketmiyorsunuz. Bu sıkıntıyı hissettiğiniz zaman arayış içine girdiniz ve inşa'Allah, Allah'tan hayrı umup da dua ve tevekkül ettiğiniz, gayret gösterdiğiniz süre içinde bu sıkıntıdan kurtulacaksınız.

Evet, musîbetler, Allah'a dua ve tevekkül ve hayrı ondan ummak şartıyla, mü'minleri tekâmüle götürür. Musîbet ise sadece trafik kazası, deprem değildir. ıçine düştüğünüz manevî sıkıntılar da birer musibet olarak algılanabilir. ışte bu noktada musibetlerin kamçılayıcı etkisi vardır. Musîbet sizi Allah'a yöneltiyorsa o musibet iyidir. Musibetler bir bakıma, çobanın koyunlarına attığı ufak taşlar gibidir.

ışte, namazda da çektiğiniz sıkıntıların bir kısmı bu sebeplerden ortaya çıkıyor olabilir. Üç şeyde sabırla mükellefiz, musibete sabır, itaatte (ibadette) sabır, ma'siyetten (günahlardan kaçınmakta) sabır. Siz namazınızda bu üç sevabı birden umun. Çünkü zorlukla yapılan ibadet, kolay olandan, inşa'Allah daha makbuldür. Bediüzzaman da bunu "Eskisi gibi evraddan zevk alamıyorum" diyen birisine cevap olarak demiştir, Risale-i Nur'da -yerini hatırlamıyorum ama belki bir lahika mektubunda- geçer.

Hâl böyle olunca, namaz ibadetinde, Allah'a itaatte sabır, namazı kılmadığınızda gireceğiniz günahtan kaçınmaktan (ma'siyetten) sabır ve zorlukla kıldığınız için de musibetten sabır sevabını ve hayrını umabilirsiniz, Allah'ın rahmeti geniştir.


ılim konusunda ise, Kur'an meâl ve tefsiri okumanızı tavsiye ederim, takıldığınız ve tıkandığınız yerde bırakın. ılmihal, siyer (Hz.Peygamber a.s.m. ve sahabileri r.a. anlatan kitaplar) ve hadis kitaplari okuyun. Bunları belli bir sırayla okumak diye bir şart yok. Yani ilk ilmihali bitireyim de, sonra siyere geçerim gibi. Biraz ondan, biraz bundan, kendinize güzel bir ilim sofrası kurun. Canınızı sıkmamak için roman tarzında anlatımı olan dînî kitapları tavsiye ederim. Bu tarzda olanlar daha çok siyer kitaplarıdır. Bunun haricinde günümüz hakkında olan, bazen hikaye gibi, bazen psikolojik roman gibi olan, güzel dînî kitaplar olabilir. Tekrardan değinmek gerekirse, önceden denildiği gibi dua edin, ek olarak "Ya Rabbî! Hakkı hak olarak göster, ona tabî kıl. Batılı batıl olarak göster, ondan uzaklaştır." şeklinde dua edebilirsiniz.


Yazdıklarımda kullandığım dilin risale diline yakın olması, ağır kaçması, hodfuruşluk olsun diye değil, yanlış anlaşılmasın. Risale-i Nur'a olan sevgimden ve sadeleştirmekten haz almadığımdan ve o kelimelerin orjinal halini sevdiğimden dolayıdır. Zaten kim risaleleri severek okursa, ister istemez o üslub âdeta diline yapışır. Yeni başlayanlara hakikaten ağır gelebilir, ama öğrenmek isteyen kısa sürede alışır, forumda bu konuda örnek kardeşler, abiler çoktur. Alışmak için ilk önce metni bütün olarak okuyun, bir paragraf okuyun mesela, sonra kelimenin manayı çıkartmaya çalışın, sonra lügata bakın, böyle olursa aklınızda daha kalıcı olur ve dilin üslubuna alışırsınız diye umuyorum. Hergün 1 sayfa böyle alıştırma yapsanız, giderek alışırsınız. Bütün kelimelerin en ince noktalarına kadar bakmanıza gerek yok.


Forumda istediğiniz konuyu sorabilirsiniz. Ama ilk önce "arama" ile anahtar kelimeleri yazarak aratın. Sorularınız Nurculuk ile ilgiliyse o kısma, eğer değilse ve dînî konu ise "Kuran-ı Kerim, ıman hakikatleri, Namaz, Oruç, Hac, Zekat ve Fıkıh" kısmına yazabilirsiniz.

Rabbenâ la tüahizna, innesîna, ev ahta'na,
Rabbimiz! Unutur veya hataya düşersek (yanılırsak) bizi sorumlu tutma. âmin. 2:286
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

2

02.07.2005, 13:08

Rabbim sen ilmimi arttır..
Rabbim sen ilmimizi arttır.. amiin
Allah razı olsun kardeş
Rabbim böyle sıkıntıları olan herkesin yardımcısı olsun(o kardeşinde)yardıcısı olsun.
zaman zaman eminim herkes böyle sıkıntılar yaşıyodur önemli olan o arayışı kaybetmemek dimi?
Allah namzlarımızı şevkle kılmayı içimize versin amiiiin
birbirimiz içinde çok dua edelim çoook.

3

02.07.2005, 13:38

Az önce başım ağrıyor ve halsizim diye yatağa uzanmıştım ki - namazı kılmadan uyumuş kalmışım - bir telefonla uyandırdılar, hemen az sonra ezan okundu, 5-10 dk da olsa uyku iyi geldi, güzel bir tevafuk oldu kılmamaya bir mazeretim kalmadı :) Allah namazlarımızda şevk ve huşuyu eksik etmesin amin.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

4

02.07.2005, 14:05

amiin..

5

02.07.2005, 14:15

O kardeş konusunda Rabbim'den hayır umuyorum. Yazılanlar kifayet etmese de, Cenab-ı Hak, Hadi ve Reşid isimlerinin hürmetine onu güzelliklere eriştirir inşa'Allah.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

6

02.07.2005, 15:29

amin amin amin

Zülfikar

Stajyer

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

7

04.07.2005, 23:05

hayırsız ilimden ve kitap yüklü eşşek olmaktan Allah'a sığınırım.

8

05.07.2005, 08:55

amiiin.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir