Giriş yapmadınız.

1

10.06.2007, 15:44

Namazla Yeniden Doğdum...-Yaşar Alptekin-

NAMAZLA YENıDEN DOğDUM…
MANKEN YAşAR ALPTEKıN’ıN MUHTEşEM DEğışıM HıKAYESı… 5.00 YTL



Üç yaşındayım. Namazdan önceki yıllarımı yaşanmış saymıyorum.”
“Eski hayatımdan bugüne pişmanlıklar, günahlar ve acılar kaldı.”
“Hidayet yolunda ilerlemek, Rabbimin bana bağışladığı en büyük lütuf…”
“Namaz, muhteşem bir ibadet, En Büyük Sevgili’yle buluşma.”

Ünlü manken ve sinema oyuncusu Yaşar Alptekin, gözyaşıyla kıldığı ilk namazında nasıl değişim yaşadı?

Birçok gencin hayalini kurduğu şöhret, para ve eğlencenin zirvesindeyken neden hepsini terk etti?

2

10.06.2007, 15:45



Manken Yaşar Alptekin, Dost Tv’de Hidayet Öyküsünü Anlattı
Geçtiğimiz yıllarda hidayete erip namaza başlayan manken ve dizi oyuncusu Yaşar Alptekin, Dost TV’de dönüş öyküsünü anlattı.

Ünlü iş adamı Sakıp Sabancı’nın cenaze namazına gittiğinde ölümden çok etkilenip kendisini sorgulayarak namaza başlayan Yaşar Alptekin, Cemil Tokpınar’ın “Müminin Miracı Namaz” programında soruları cevapladı.

“Kendimi üç yaşında kabul ediyorum. Namazsız geçen yıllarımı yaşanmış saymıyorum. 42 yıl suya yazı yazmışım ve ömrümü boşa harcamışım” diyen Alptekin, programda, namaza başlama süreci, hidayetin ilk günleri, eski hayatıyla yeni hayatın mukayesesi, gençlere tavsiyeler, namazı dosdoğru kılmanın önemini anlattı.

Program hakkında konuşan Yaşar Alptekin, şunları söyledi:

“Bana bir gül bahçesi miras kalmadı. Maalesef ben çöplükte yetiştim. Bunun için bu güzel bahçenin gülünü, dikenini, yaprağını koklayarak seviyorum, kıymetini biliyorum. Yıllardır bu gül bahçesinin içinde veya yanında olan, belki hakkıyla kıymetini bilmeyen veya çöplüğü merak edenlere söyleyecek çok şeylerim var. şunu unutmayalım ki, dinimiz yaşanmak içindir. Tek başına namaz bile, bize verilen en büyük nimettir. Rabbimizle birlikte olmak, Ona imanımızı yenilemek, adeta tekrar bağlanmaktır.”

80 dakika süren program 6 Mayıs 2007 Pazar günü, Dost TV’de, saat 22:00'de yayınlandı.

http://www.namazladirilis.com/modul.php?yid=176&bl=10

3

10.06.2007, 15:47



Yaşar Alptekin, hidayete erişinin kitabını yazdı

SEVıNÇ ÖZARSLAN
Yaşar Alptekin’in mankenlik dünyasından neden elini eteğini çektiğini üç yıldır televizyon programlarında dinliyor, röportajlarında okuyoruz. Ama Nesil Yayınları’ndan yeni çıkan kitabı, onun yaşadıklarını yakından öğrenmek isteyenler için ibret verici hikâyelerle dolu.
Bir insanın nasıl dibe vurduğunun ve sonra nasıl yukarı sıçradığının en yakın örneği Yaşar Alptekin’dir herhalde. Dikkat çeken bir gençti. Erken yaşlarda mankenliğe başladı. Dizilerde, sinema filmlerinde oynadığı rollerle hemen fark edildi. Tekliflerin sonu gelmedi. Paranın, pulun en âlâsını kazandı. Kendisinin deyimiyle, doğduğu yer olan Tekirdağ şarköy’e taksiye atlayıp gidecek kadar kazanıyordu; ama bir yandan da paralar hızla akıp gidiyordu. (ıstanbul’la şarköy arasının 245 kilometre olduğunu hatırlatalım bu arada!) şan, şöhret, gece hayatı derken hiçbir şey onun hızını kesmiyordu. Ve sonunda 42 yaşına geldiğinde, yani üç sene önce yanlışlarla, hatalarla ve günahlarla dolu hayatını geride bırakma kararı aldı. Alptekin, çıktığı televizyon programlarında ve röportajlarda mankenliği neden bıraktığını ve hayatının yeni rotasını zaman zaman anlatıyor. Ama Nesil Yayınları’ndan yeni çıkan “Namazla Yeniden Doğdum” kitabı onun hayatını, hislerini daha yakından öğrenmek isteyenler için gerçekten ibret verici hikâyelerle dolu. Eyüp Mezarlığı’nda sabahlanan günler, gecenin ikisinde Kozyatağı Mehmet Çavuş Camii’nin önünde beklediği üç saat, camiye alınmama korkusu, Bostancı-Eyüp Camii arasında dokunan mekikler, motosikleti ve üzerinde deri montuyla abdest almak için gittiği cami avlularında karşılaştığı tepkiler, çocukluğundan bu yana namaz kılamamanın acısının ne anlama geldiği, Tokat’ta bir genç tarafından eline sıkıştırılan mektup... Alptekin, şu anda 45 yaşında ve geçen 40 yılını cahiliye dönemi olarak adlandırıyor. Bu nedenle kitabının adına da “Namazla Yeniden Doğdum” diyor.

Kitapta en önemli noktalardan biri,Alptekin’in çocukluğunu anlattığı bölümler. Dişlek dişleri, kalın dudakları ve adı nedeniyle her zaman alay edilen bir çocuk olması, onu inanılmaz derecede büyük bir yalnızlık duygusu içerisine gömmüş. Bu duygunun, bastırılmışlığın getirdiği patlama ve kendini ispat etme psikolojisiyle şu anda geride bıraktığı dünyanın içine dalmış. Yine bu dönemde anne ve babasından görmediği sevgi, kitapta üzerinde hep durduğu konulardan biri. Bu nedenle satır aralarında anne-babalara ‘çocuklarınıza sevginizi göstermekte cömert olun’ çağrısında bulunuyor. Alptekin’in tüm bunları yaşarken en büyük korkusu ise birilerinin geçmişini önüne getirip sunması. ‘Benim o günahlarımı bana koz olarak kullanacaklar mı!’ duygusu. Vaktiyle Necip Fazıl’a da bir gün imalı sözler ve alaycı bakışlarla “Senin eskiden ne olduğunu biz biliriz.” demişler.“Ben geçmişimi çöpe attım. Çöpü karıştıran da kedi köpektir.” cevabını veren Kısakürek, Alptekin’in zorladığı, ama açamadığı kapıyı açmasına vesile olmuş böylece.

Bir son gibi gözükse de aslında dibe vurmak bir başlangıç. Dövüş Kulübü’nün kahramanı Tyler Durden’in dediği gibi, dibe vurmak bir günlük iş değil asla! Çıkmak da bir günde olmuyor haliyle. Peki şimdi ne mi yapıyor kendisi? Bir taraftan kendini geliştirmeye devam ediyor, diğer taraftan da yaşadıklarını özellikle gençlere örnek olması için anlatıyor. Fıstıkağacı’ndaki Prestij Alışveriş Merkezi’nin en üst katındaki Teras Cafe’de gençlerle buluşup onların sorularını cevaplandırıyor.

--------------------------------------------------------------------------- ----

Kendimi Almancı gibi hissediyordum

Yaşar Alptekin, kitapta, sanat ve moda dünyasında geçirdiği dönemlerde kendisini Almancılar gibi hissettiğini anlatıyor. Bir dönem Almanya’da çok fazla dışlanan ve memleket hasretiyle ülkelerine gelen o insanlara söylenen “Almancıya bak” sözünde olduğu gibi bir yabancılık yaşamış içinde. “Hâlâ daha zaman zaman öyle hissediyorum. Her ne kadar sanatçı ruhum varsa da, klasik sanatçıdan biraz daha farklı. Türkiye’de sanatçı normlarının dışında bir adamım. Çok ulaşılmaz bir insan gibi davranmadım.” diyor. Yirmi yedi senelik mankenlik hayatında meslekten hiçbir arkadaşı olmamış Alptekin’in. ıkiyüzlülük, riyakârlık, yanındakinin ayağına çelme takma, insanları küçülten davranışlara şahit olmak, onu moda dünyasından soğutmuş. Hatta bazen öyle tuhaf duygular içine girmiş ki, muhabbet edilen masadan kesinlikle kalkmazmış. Çünkü her masadan kalkanın arkasından konuşulduğu için, ihtiyacı olduğu halde, arkamdan konuşulur korkusuyla masaya çakılır kalırmış. Alptekin, bu dönemlerini kitapta “Paranoyalarım ve Ben” başlığı altında aktarıyor. Bu süreçte herkesten şüphelendiğini, “Ünlü olduğum için bana böyle diyorlar. Aslında senin kuyunu kazmak için fırsat kolluyorlar” psikolojisi ile hareket ettiğini ifade ediyor.

http://cumaertesi.zaman.com.tr/?bl=8&hn=4432&sy=20060909

4

12.06.2007, 22:27

Ne diyordu şair:

“Yaş otuz beş yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.” (Cahit Sıtkı Tarancı)

Bu söz ünlü oyuncu, manken ve aktör Yaşar Alptekin için şöyle söylenir:

“Yaş üç...

Yolun başı.”

Peki bu söz Alptekin için niçin farklı söylenir?

Çünkü Alptekin’in, Merhum Sakıp Sabancı’nın cenazesinin hemen ardından yaşadığı “dönüşüm”ün tarihidir bu...

*

Önceki gün manken, aktör Yaşar Alptekin’in yeni çıkan kitabının tanıtımındaydım. Bu kitap yeni bir “doğuş”un ürünüydü:

“Namazla Yeniden Doğdum.”

Bildiğiniz gibi birkaç ay evvel evvel Alptekin’i kendi programıma konuk etmiş (Medya Masal, Hilal TV) ve bu sütundan sizlere neler konuştuğumuzu ana başlık halinde aktarmıştım.

Daha sonra onunla yapılan birçok radyo ve televizyondaki söyleşileri takip ettim.

Alptekin, “Namazla Yeniden Doğdum”da bahsettiği gibi şöyle diyordu:

“Üç yaşındayım. Namazdan önceki yıllarımı yaşanmış saymıyorum. Eski hayatımdan bugüne pişmanlıklar, günahlar ve acılar kaldı...”

“Hidayet yolunda ilerlemek, Rabbimin bana bağışladığı ne büyük lütuf...”

“Namaz muhteşem bir ibadet... En Büyük Sevgili’yle buluşma.”

Kitapta;

Çocukluğundan, yaramazlığına, ıstanbul rüyasından, şöhrete ve oradan “intihar “ girişimine kadar... bir çok özel konu satırbaşlarıyla yer almış.

Ve ardından:

“Hidayet.”

Geçmişini çöpe atan adam, böylelikle camiden camiye koşan adam oluyor.

Lafı uzatmadan:

Bu kitap özellikle gençler tarafından okunmalı diye düşünüyorum.

Namazla bir “insan”ın tekrar nasıl doğduğuna şahit olacaksınız.

Davut şAHıN / Yeni Asya
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

5

04.07.2007, 14:59

paylaşım için ALLAH razı olsun...kitabı okumak nasip oldu bir solukta okunacak türden bir kitapdı...selametle... :wink:
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

6

04.07.2007, 15:04

bugün kitapciya gidicem, insallah kismet olur da bulursam kitabi okuycam... :wink:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir